Prof.Dr Cahit KURBANOĞLU
Köşe Yazarı
Prof.Dr Cahit KURBANOĞLU
 

İSLAM BİLİM ADAMLARI HEZARFEN AHMET ÇELEBİ (1609 – 1640)

İSLAM BİLİM ADAMLARI HEZARFEN AHMET ÇELEBİ (1609 – 1640) 17. yüzyılda Osmanlı Döneminde yaşamış olan Hezarfen Ahmet Çelebi, Müslüman Türk Bilgini olup ismi Hezar iseFarsçada 1000 anlamına gelmektedir. Hezârfen de "bin fenli" (bilimli) yani "çok şey bilen" kişi olarak tarihe geçmiştir. Çelebi de Süryanice menşeli yüce kişi, efendi, anlamlarına gelen, Osmanlı İmparatorluğu’nun neredeyse tüm dönemlerinde kullanılan bir unvandır. 1632 yılında lodoslu bir havada Galata Kulesi’nden kuş kanatlarına benzer bir araç ile kendini boşluğa bırakması ve İstanbul Boğazı’nı yani 3358 metre mesafeyi süzülerek Üsküdar’da yer alan Doğancılar Meydanı’na uçarak inmesi onun en önemli buluşlarından kabul edilmektedir. Avusturya adına Kostantiniyye elçiliği yapmış “Ogier Ghislain de Busbecq” (1554-1562 yılları arasında), Evliya Çelebi'den yaklaşık 100 sene önce "bir Türkün uçuş denemesi yaptığını" belirtmiştir. Rüzgârın şiddetli olduğu sıralarda “kartal kanatları” olarak isimlendirdiği aletle tekrar tekrar uçmuş, böylece rüzgâra karşı uçuşun kaldırma kuvveti temin ettiğini ispat etmiştir. Daha sonra da Galata Kulesi’nden havalanarak lodosa karşı uçmuş ve Üsküdar’da Doğancılar meydanına inmiştir. Hezarfen Ahmed Çelebi'den bahseden bir kaynak, Evliya Çelebi’nin 10 ciltlik Seyahatname adlı eserinde yer almaktadır. Evliya Çelebi eserinde şunları yazmıştır: «İptida, Okmeydan'ın minberi üzere, rüzgâr şiddetinden kartal kanatları ile sekiz, dokuz kere havada pervaz ederek talim etmiştir. Badehu Sultan Murad Han Sarayburnu'nda Sinan Paşa Köşkü'nden temaşa ederken, Galata Kulesi'nin taa zirve-i belâsından lodos rüzgârı ile uçarak, Üsküdar'da Doğancılar meydanına inmiştir. Bu olay Osmanlı Devleti’nde ve Avrupa’da büyük yankı buldu ve dönemin padişahı IV Murad tarafından da beğenildi. Sonra Murad Han, kendisine bir kese altın ihsan ederek: "Bu adam pek havf edilecek (korkulacak) bir ademdir. Her ne murad ederse, elinden geliyor. Böyle kimselerin bekası caiz değil, " diye Gâzir'e (Cezayir) nefy eylemiştir (sürmüştür). Orada merhum oldu.» Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu 22.01.2022
Ekleme Tarihi: 22 Ocak 2022 - Cumartesi

İSLAM BİLİM ADAMLARI HEZARFEN AHMET ÇELEBİ (1609 – 1640)

İSLAM BİLİM ADAMLARI HEZARFEN AHMET ÇELEBİ (1609 – 1640) 17. yüzyılda Osmanlı Döneminde yaşamış olan Hezarfen Ahmet Çelebi, Müslüman Türk Bilgini olup ismi Hezar iseFarsçada 1000 anlamına gelmektedir. Hezârfen de "bin fenli" (bilimli) yani "çok şey bilen" kişi olarak tarihe geçmiştir. Çelebi de Süryanice menşeli yüce kişi, efendi, anlamlarına gelen, Osmanlı İmparatorluğu’nun neredeyse tüm dönemlerinde kullanılan bir unvandır. 1632 yılında lodoslu bir havada Galata Kulesi’nden kuş kanatlarına benzer bir araç ile kendini boşluğa bırakması ve İstanbul Boğazı’nı yani 3358 metre mesafeyi süzülerek Üsküdar’da yer alan Doğancılar Meydanı’na uçarak inmesi onun en önemli buluşlarından kabul edilmektedir. Avusturya adına Kostantiniyye elçiliği yapmış “Ogier Ghislain de Busbecq” (1554-1562 yılları arasında), Evliya Çelebi'den yaklaşık 100 sene önce "bir Türkün uçuş denemesi yaptığını" belirtmiştir. Rüzgârın şiddetli olduğu sıralarda “kartal kanatları” olarak isimlendirdiği aletle tekrar tekrar uçmuş, böylece rüzgâra karşı uçuşun kaldırma kuvveti temin ettiğini ispat etmiştir. Daha sonra da Galata Kulesi’nden havalanarak lodosa karşı uçmuş ve Üsküdar’da Doğancılar meydanına inmiştir. Hezarfen Ahmed Çelebi'den bahseden bir kaynak, Evliya Çelebi’nin 10 ciltlik Seyahatname adlı eserinde yer almaktadır. Evliya Çelebi eserinde şunları yazmıştır: «İptida, Okmeydan'ın minberi üzere, rüzgâr şiddetinden kartal kanatları ile sekiz, dokuz kere havada pervaz ederek talim etmiştir. Badehu Sultan Murad Han Sarayburnu'nda Sinan Paşa Köşkü'nden temaşa ederken, Galata Kulesi'nin taa zirve-i belâsından lodos rüzgârı ile uçarak, Üsküdar'da Doğancılar meydanına inmiştir. Bu olay Osmanlı Devleti’nde ve Avrupa’da büyük yankı buldu ve dönemin padişahı IV Murad tarafından da beğenildi. Sonra Murad Han, kendisine bir kese altın ihsan ederek: "Bu adam pek havf edilecek (korkulacak) bir ademdir. Her ne murad ederse, elinden geliyor. Böyle kimselerin bekası caiz değil, " diye Gâzir'e (Cezayir) nefy eylemiştir (sürmüştür). Orada merhum oldu.» Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu 22.01.2022
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.