MÜSLÜMANIN PARA OLAN İMTİHANI
<p>Paranın olmadığı devirlerde mübadele ve takas yöntemi ile alış-veriş yapılırmış. Şu kadar buğdaya, şu kadar elma diyerek trampa geçerliymiş. Para olmayınca da biriktirilmesi bunun yanında esir olunması ve imtihan da söz konusu değilmiş.</p>
<p> Değişim aracı olarak paranın kullanılması önemli bir dönüm noktası olarak kolaylığının yanında bazı sıkıntıları da beraberinde getirmiştir. Böylece bugüne kadar hesapta olmayan para hırsı ve ihtirası toplumsal dayanışmayı tehdit eder hal almıştır.</p>
<p> Helalinden kazandıktan sonra Müslümanın para biriktirmesinde de problem yoktur. Biriktirdiği paranın zekâtını ve sadakası verdikten sonra denge sağlamak açısından faydası bile vardır. Sermayenin Müslüman olamayanlarda birikmesi faiz ve tefecilik olarak insanlara zulüm olarak döneceği için bunun yerine müminlerde bulunmasında sıkıntı yoktur.</p>
<p> Müslümanın, para ve sermayesini İslami çerçevede insanlığın hayrına kullanması arzu edilen bir durumdur. Böylece zengin ile fakir arasındaki uçurum ortadan kalktığı için sosyal barışa katkı bile sunacaktır. Aynı zamanda her iki kesim arasında muhabbet oluşturacağı için mutlu toplumların oluşmasına katkı sağlayacaktır. Tam tersi düşünüldüğünde ise kaos, kargaşa, isyan ve huzursuzluk eksik olmayacaktır. Sürekli yaşanan gerginlik ve çatışma ortamı herkesin aleyhine olarak sosyal patlamalara sebep olacaktır.</p>
<p> İslam Müslümanların zengin olmasını tavsiye ve teşvik etmektedir. Kazancının belli miktarını ihtiyaç sahipleri ile paylaşmasını da ayrıca mutlak bir şekilde İslam’ın bir şartı olarak emretmektedir. Verilen zekâtın malı eksiltmeyeceği de yine güvence altına alınarak bu müessesenin faal olmasını sağlamıştır.</p>
<p> Günümüzde ise Müslümanların para ile imtihanı çok çetin geçmektedir. Asgari hisab miktarını tutturan Müslümanlar, zekât konusunda gözünü bile kırpmadan gereğini yapmakta iken daha zenginlerin elleri titremektedir. Ortaya çıkan zekât miktarını vermemek için sürekli takla atarak yan çizmektedirler.</p>
<p>Zenginlerin anlamakta zorlandıkları nokta, her şeyin kendilerine ait olduklarını düşünmeleridir. Oysaki mülk Allah’ındır, malı istediğine, ilmi ise isteyene vermiş olduğudur. Ve fakirlerin, zenginlerin mallarında haklarının da olduğu gerçeğidir. Geçici olan bu dünyada inanmış olarak İslam’ın şartı olan zekât konusundaki hassasiyeti sırattan sorunsuz geçmesine vesile olacaktır.</p>
<p> Sonuç olarak; Müslüman zengin olmak durumundadır. Bu zenginliğini başkaları ile paylaştığında hem kendisini hem de toplumu kurtarmış olacaktır. Bunun tersi durumunda hem kendini hem toplumu ateş çemberinin içine atmış olacaktır. Para ile olan imtihanı sorunsuz geçmenin en temel yolu; parayı bir araç olarak görmek gerekliliğidir. Para, amaç olduğunda sınavda çakacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.</p>
<p>Esenlik dileklerimle,</p>
Ekleme
Tarihi: 26 Aralık 2019 - Perşembe
MÜSLÜMANIN PARA OLAN İMTİHANI
<p>Paranın olmadığı devirlerde mübadele ve takas yöntemi ile alış-veriş yapılırmış. Şu kadar buğdaya, şu kadar elma diyerek trampa geçerliymiş. Para olmayınca da biriktirilmesi bunun yanında esir olunması ve imtihan da söz konusu değilmiş.</p>
<p> Değişim aracı olarak paranın kullanılması önemli bir dönüm noktası olarak kolaylığının yanında bazı sıkıntıları da beraberinde getirmiştir. Böylece bugüne kadar hesapta olmayan para hırsı ve ihtirası toplumsal dayanışmayı tehdit eder hal almıştır.</p>
<p> Helalinden kazandıktan sonra Müslümanın para biriktirmesinde de problem yoktur. Biriktirdiği paranın zekâtını ve sadakası verdikten sonra denge sağlamak açısından faydası bile vardır. Sermayenin Müslüman olamayanlarda birikmesi faiz ve tefecilik olarak insanlara zulüm olarak döneceği için bunun yerine müminlerde bulunmasında sıkıntı yoktur.</p>
<p> Müslümanın, para ve sermayesini İslami çerçevede insanlığın hayrına kullanması arzu edilen bir durumdur. Böylece zengin ile fakir arasındaki uçurum ortadan kalktığı için sosyal barışa katkı bile sunacaktır. Aynı zamanda her iki kesim arasında muhabbet oluşturacağı için mutlu toplumların oluşmasına katkı sağlayacaktır. Tam tersi düşünüldüğünde ise kaos, kargaşa, isyan ve huzursuzluk eksik olmayacaktır. Sürekli yaşanan gerginlik ve çatışma ortamı herkesin aleyhine olarak sosyal patlamalara sebep olacaktır.</p>
<p> İslam Müslümanların zengin olmasını tavsiye ve teşvik etmektedir. Kazancının belli miktarını ihtiyaç sahipleri ile paylaşmasını da ayrıca mutlak bir şekilde İslam’ın bir şartı olarak emretmektedir. Verilen zekâtın malı eksiltmeyeceği de yine güvence altına alınarak bu müessesenin faal olmasını sağlamıştır.</p>
<p> Günümüzde ise Müslümanların para ile imtihanı çok çetin geçmektedir. Asgari hisab miktarını tutturan Müslümanlar, zekât konusunda gözünü bile kırpmadan gereğini yapmakta iken daha zenginlerin elleri titremektedir. Ortaya çıkan zekât miktarını vermemek için sürekli takla atarak yan çizmektedirler.</p>
<p>Zenginlerin anlamakta zorlandıkları nokta, her şeyin kendilerine ait olduklarını düşünmeleridir. Oysaki mülk Allah’ındır, malı istediğine, ilmi ise isteyene vermiş olduğudur. Ve fakirlerin, zenginlerin mallarında haklarının da olduğu gerçeğidir. Geçici olan bu dünyada inanmış olarak İslam’ın şartı olan zekât konusundaki hassasiyeti sırattan sorunsuz geçmesine vesile olacaktır.</p>
<p> Sonuç olarak; Müslüman zengin olmak durumundadır. Bu zenginliğini başkaları ile paylaştığında hem kendisini hem de toplumu kurtarmış olacaktır. Bunun tersi durumunda hem kendini hem toplumu ateş çemberinin içine atmış olacaktır. Para ile olan imtihanı sorunsuz geçmenin en temel yolu; parayı bir araç olarak görmek gerekliliğidir. Para, amaç olduğunda sınavda çakacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.</p>
<p>Esenlik dileklerimle,</p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.