Ergun DUR
Köşe Yazarı
Ergun DUR
 

KREŞ EKEN HUZUREVİ BİÇER.

<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&Ccedil;alışan eşler ve &ccedil;ocuklarının durumunu paylaşayım istiyorum.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">B&uuml;y&uuml;kşehirlerin acımasız yaşam koşullarının bir sonucu mudur? Yoksa anne de mutlaka &ccedil;alışmalı d&uuml;ş&uuml;ncesi midir? Kanaat kavramımızın hızla yokolmasından mıdır?</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bilemiyorum&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ama bedelini &ccedil;ocuklarımızın &ouml;dediği bir ger&ccedil;ek. Anne sevgisine en &ccedil;ok ihtiya&ccedil; duyduğu zamanda, annesini yanında bulamamak&hellip; &Ccedil;ok zor olsa gerek&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Sabah işe giderken birka&ccedil; kreşin &ouml;n&uuml;nden ge&ccedil;erken mutlaka &ccedil;ocuğun &ldquo;Annee gitmeee!&rdquo;&ccedil;ığlıkla ağlamalarına tanık oluyorum. Bu &ouml;nemli sevgiden eksik yetişen &ccedil;ocuğun b&uuml;y&uuml;d&uuml;ğ&uuml;nde bir takım g&uuml;zel duygularının da eksik olması ka&ccedil;ınılmaz&hellip; Ailesiyle bir kreşe kayıt yaptıran birine kurum sorumlusunun annesinin bir kazağını istemesi ilgin&ccedil;tir. Anne kokusuyla uyumasının &ouml;nemi&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Dilerseniz bir hikaye ile konuyu pekiştirelim.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kapıdan i&ccedil;eri girer girmez bağırdı. &rdquo;Anne! Biliyor musun bu g&uuml;n kreşte ne oldu?&rdquo;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;G&ouml;rm&uuml;yor musun telefonla konuşuyorum!&rdquo;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Hi&ccedil; kimsenin sevdiği şey birbirine benzemiyordu. Annesi telefonu, babası arabayı seviyordu. Her şey erteleniyordu telefon ve araba s&ouml;z konusu olduğunda&hellip; Bir de eve misafir gelecek oldu mu kendisine hi&ccedil; yer kalmıyordu. Nerelere gitsindi? Annesi kapattı telefonu. Mutfaktan tencere, kaşık sesleri geliyordu. Koşarak yanına gitti.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Sana yardım edeyim mi?&rdquo; dedi en sevimli halini takınarak. Annesi manalı manalı baktı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Hayırdır? Bir yaramazlık filan&hellip; Bak bir de senle uğraşmayayım! &Ccedil;ok yorgunum zaten!&rdquo; Yorgunluk nasıl bir şeydi? Bazen elinde oyuncağıyla uykuya daldığında anneannesi oyuncağı yavaş&ccedil;a elinden alır;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Nasıl yorulmuş yavrucak?! Uykunun g&uuml;l kokulu kolları seni sarsın seni!&rdquo; diyerek alnına bir &ouml;p&uuml;c&uuml;k konduruverirdi. Yorgunluk g&uuml;l kokulu bir uykuya dalmaksa eğer, ne diye ne diye annesi kendisiyle b&ouml;yle kızgın kızgın konuşuyordu?</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Anneciğim! Yorulduğun zaman g&uuml;l kokulu uykulara dalarsın. Anneannem &ouml;yle s&ouml;yl&uuml;yor. &ldquo;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Uykuya dalayım da g&uuml;l kokuları eksik kalsın. Yorgunluktan &ouml;l&uuml;yorum!&rdquo; Bu kelimeden nefret ediyordu: Yorgunum&hellip; Yorgun olduğumdan&hellip; B&ouml;yle yorgun yorgunken&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Anneciğim sen yorulma diye&hellip;&rdquo;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Yemekte konuşuruz oğlum! Bankada işler yetişmedi. Baban gelene kadar bunları yetiştirmem lazım. Hadi sen oyna biraz!&rdquo;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Hani siz yoruluyorsunuz ya&hellip;&rdquo;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Eeee&hellip;&rdquo;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Ben de oynamaktan yoruluyorum!&rdquo;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Ne yapayım?&rdquo;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Bilmem&hellip;&rdquo;</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Yapılmaması gerekenleri biliyordu da b&uuml;y&uuml;kler, yapılması gerekenleri hi&ccedil; bilmiyorlardı. Işıklar s&ouml;nd&uuml; birden. Annesi &ouml;fkeyle s&ouml;ylenmeye başladı.&rdquo;Mum da yok!&rdquo; diye karıştırdı el yordamıyla dolapları. &Ccedil;ocuk sırt&uuml;st&uuml; d&ouml;n&uuml;p anneannesinin k&ouml;y&uuml;n&uuml; d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;. Gaz lambasının ışığında deli tavşan masalını anlatışını. Deli tavşanın duvardaki aksini getirdi g&ouml;zlerinin &ouml;n&uuml;ne. Anneannesi gibi iki elini birleştirip işaret parmaklarını yukarı kaldırarak tavşan kafası yaptı. &ldquo;Bak deli tavşan!&rdquo;diyerek parmaklarını oynattı. Yoldan ge&ccedil;en arabaların farları duvardaki tavşana yol a&ccedil;tı. Tavşan alabildiğine h&uuml;r dolaştı sağda solda. Otlarla kuşlarla konuştu. Sonra yorgun d&uuml;şt&uuml;. Duvardaki g&ouml;r&uuml;nt&uuml; o minik avu&ccedil;ların a&ccedil;ılmasıyla kayboldu. Kolu yavaş&ccedil;a kanepeden aşağı sarktı. Neden sonra ışıklar geldi. Kadın &ccedil;ocuğun hi&ccedil; konuşmadığını fark etti birden. Kanepeye koştu. K&uuml;&ccedil;&uuml;c&uuml;k dizlerini karnına doğru &ccedil;ekerek uykuya dalmıştı. Masanın &uuml;st&uuml;ndeki dosyalara baktı iğrenerek. Dindirilmez bir pişmanlık doldurdu i&ccedil;ini. Uyandırmaktan korka korka k&uuml;&ccedil;&uuml;k alnına bir &ouml;p&uuml;c&uuml;k kondurdu. &Ccedil;ocuk sanki bu &ouml;p&uuml;c&uuml;ğ&uuml; bekliyormuş&ccedil;asına</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;İşin bitince beni sever misin ANNE!&rdquo;dedi.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kadın, sevilmek i&ccedil;in randevu alan &ccedil;ocuğuna bakarak sabaha kadar ağladı.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Okurken i&ccedil;inizin sızladığını hissediyorum. Ger&ccedil;ekten b&ouml;yle bir sonu&ccedil; i&ccedil;in değer mi? Bazen kreş değil de ev ortamından ayrılmasın diye bakıcı tutarız. Aslında herşey &ccedil;ocuklarımızın geleceği i&ccedil;indir&hellip; Daha &ccedil;ok kazanırsak &ccedil;ocuğumuz i&ccedil;in daha g&uuml;zel yarınlar olacak duygusudur&hellip; Artılar vardır muhakkak, paylaşma vs gibi. Ama bakıcı veya kreşler annenin şefkatini, merhametini sevgisini ne kadar verebilir ki?... Ağladığında, &uuml;z&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;nde anneye sarılmanın o m&uuml;thiş hazzını&hellip;</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ailenin tek ve son bebeğiydi. 18 aylık olunca konuşmaya başlamış ve s&ouml;ylediği ilk kelime, hayatta en &ccedil;ok sevdiği kişininki olmuştu: ANNE.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bebek aynı bedenin bir par&ccedil;ası olduğunu idrak edemiyordu ama onu canı kadar sevdiğini ve onsuz yapamayacağını &ccedil;ok iyi biliyordu. Allah&rsquo;ım s&uuml;t&uuml;n&uuml; i&ccedil;tikten sonra onun sıcacık kolları arasında uyumak ve uyandığında yine onu başucunda g&ouml;rmek ne doyulmaz bir saadetti!</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bebeğin mutluluğu fazla uzun s&uuml;rmedi. Annesi onun masraflarını bahane ederek babasının &ldquo;şef&rdquo; olduğu bankada &ccedil;alışmaya başlamış ve &ldquo;erkeklere taş &ccedil;ıkaran yaman iş kadını&rdquo; olmuştu. Artık yavrucak, sabahları g&ouml;z&uuml;n&uuml; a&ccedil;tığında kendisini &ouml;p&uuml;c&uuml;klere boğan g&uuml;l kokulu annesinin yerine, plastik kokulu bir &ccedil;iklet &ccedil;iğneyen ve &ldquo;dadı&rdquo; olduğunu s&ouml;yleyen kara-kuru bir kadınla karşılaşıyordu. Bu durumda &ccedil;ocuğun yapabileceği tek şey, avazı &ccedil;ıktığı kadar bağırıp ağlamaktan ibaretti. Fakat g&ouml;z&uuml;ne dadıdan &ccedil;ok cadı gibi g&ouml;r&uuml;nen o kadının kemikli parmaklarıyla attığı ustalıklı &ccedil;imdikler onu doğduğuna bin defa pişman ediyordu.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bebek bir ay zarfında diğer &ccedil;ocuklardan farklı olarak ağlamamayı &ouml;ğrenmiş, annesine kavuşacağı saate kadar dadısıyla birlikte TV seyretmeye alışmıştı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Babası n&uuml;fus artışını &ldquo;memleketin geleceği i&ccedil;in bir tehlike&rdquo; olarak g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;nden oldum olası bebeğe soğuk davranır ve arasıra uzaktan laf atmanın dışında ona pek y&uuml;z vermezdi. Bu sebeple yavrucak tek tesellisi olan annesinin d&ouml;n&uuml;ş&uuml;n&uuml; d&ouml;rt g&ouml;zle bekler, kucağına atılmakta gecikmemek i&ccedil;in dış kapının yanında oyalanırdı. Fakat artık buram buram sigara dumanı kokan annesi gelir gelmez ev işlerine koyulur, onu alelacele doyurduktan sonra kendi odalarından &ccedil;ıkartıp, yan odaya aldıkları yatağına bırakırdı. Bebek bu durumda yine ağlamamaya &ccedil;alışır ve eskiden anneciğinden duyduğu o g&uuml;zelim ninnileri mırıldanarak uykuya dalardı.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bebek 2 yaşına bastığında annesi ona kafesinde zıplayıp duran bir muhabbet kuşu hediye etti. Artık yavrucak asık suratlı dadısının yerine onunla konuşuyordu. &ldquo;Anne bankaya gitti. Anne bankaya gitti!&rdquo; Diyerek şik&acirc;yette bulunuyordu.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Anne ve babası bu isabetli hediyelerinden dolayı yavrularının YALNIZLIK &ccedil;ekmediğine inanıyor, bu y&uuml;zden yeni aldıkları arabanın taksitlerini kolaylaştırmak i&ccedil;in tatil g&uuml;nlerinde de mesai yapıyorlardı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kuş belki de ayrı bırakıldığı sevdiklerine kavuşabilmek gayretiyle g&uuml;n&uuml;n birinde kafesin a&ccedil;ık bırakılan kapısından u&ccedil;up gitti. Son arkadaşını kaybeden bebeğin onu yakalamak i&ccedil;in uzanan elleri havada kalmış, uzun zamandır d&ouml;k&uuml;lmeyen g&ouml;zyaşları inci gibi ardı ardına sıralanmıştı.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kuşun u&ccedil;tuğu y&ouml;ne doğru mahzun mahzun bakarken ş&ouml;yle mırıldandı bebecik.&rdquo;KUŞ DA BANKAYA GİTTİ, KUŞ DA BANKAYA GİTTİ, KUŞDA BANKAYA GİTTİ!...&rdquo;</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Sonucunda bencil, yalnız, g&uuml;vensiz, maddiyatı yaşamının g&ouml;beğine koymuş bir insan olarak hayatımızı t&uuml;ketiyoruz.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Erg&uuml;n DUR</span></p>
Ekleme Tarihi: 20 Nisan 2020 - Pazartesi

KREŞ EKEN HUZUREVİ BİÇER.

<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&Ccedil;alışan eşler ve &ccedil;ocuklarının durumunu paylaşayım istiyorum.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">B&uuml;y&uuml;kşehirlerin acımasız yaşam koşullarının bir sonucu mudur? Yoksa anne de mutlaka &ccedil;alışmalı d&uuml;ş&uuml;ncesi midir? Kanaat kavramımızın hızla yokolmasından mıdır?</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bilemiyorum&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ama bedelini &ccedil;ocuklarımızın &ouml;dediği bir ger&ccedil;ek. Anne sevgisine en &ccedil;ok ihtiya&ccedil; duyduğu zamanda, annesini yanında bulamamak&hellip; &Ccedil;ok zor olsa gerek&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Sabah işe giderken birka&ccedil; kreşin &ouml;n&uuml;nden ge&ccedil;erken mutlaka &ccedil;ocuğun &ldquo;Annee gitmeee!&rdquo;&ccedil;ığlıkla ağlamalarına tanık oluyorum. Bu &ouml;nemli sevgiden eksik yetişen &ccedil;ocuğun b&uuml;y&uuml;d&uuml;ğ&uuml;nde bir takım g&uuml;zel duygularının da eksik olması ka&ccedil;ınılmaz&hellip; Ailesiyle bir kreşe kayıt yaptıran birine kurum sorumlusunun annesinin bir kazağını istemesi ilgin&ccedil;tir. Anne kokusuyla uyumasının &ouml;nemi&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Dilerseniz bir hikaye ile konuyu pekiştirelim.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kapıdan i&ccedil;eri girer girmez bağırdı. &rdquo;Anne! Biliyor musun bu g&uuml;n kreşte ne oldu?&rdquo;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;G&ouml;rm&uuml;yor musun telefonla konuşuyorum!&rdquo;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Hi&ccedil; kimsenin sevdiği şey birbirine benzemiyordu. Annesi telefonu, babası arabayı seviyordu. Her şey erteleniyordu telefon ve araba s&ouml;z konusu olduğunda&hellip; Bir de eve misafir gelecek oldu mu kendisine hi&ccedil; yer kalmıyordu. Nerelere gitsindi? Annesi kapattı telefonu. Mutfaktan tencere, kaşık sesleri geliyordu. Koşarak yanına gitti.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Sana yardım edeyim mi?&rdquo; dedi en sevimli halini takınarak. Annesi manalı manalı baktı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Hayırdır? Bir yaramazlık filan&hellip; Bak bir de senle uğraşmayayım! &Ccedil;ok yorgunum zaten!&rdquo; Yorgunluk nasıl bir şeydi? Bazen elinde oyuncağıyla uykuya daldığında anneannesi oyuncağı yavaş&ccedil;a elinden alır;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Nasıl yorulmuş yavrucak?! Uykunun g&uuml;l kokulu kolları seni sarsın seni!&rdquo; diyerek alnına bir &ouml;p&uuml;c&uuml;k konduruverirdi. Yorgunluk g&uuml;l kokulu bir uykuya dalmaksa eğer, ne diye ne diye annesi kendisiyle b&ouml;yle kızgın kızgın konuşuyordu?</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Anneciğim! Yorulduğun zaman g&uuml;l kokulu uykulara dalarsın. Anneannem &ouml;yle s&ouml;yl&uuml;yor. &ldquo;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Uykuya dalayım da g&uuml;l kokuları eksik kalsın. Yorgunluktan &ouml;l&uuml;yorum!&rdquo; Bu kelimeden nefret ediyordu: Yorgunum&hellip; Yorgun olduğumdan&hellip; B&ouml;yle yorgun yorgunken&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Anneciğim sen yorulma diye&hellip;&rdquo;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Yemekte konuşuruz oğlum! Bankada işler yetişmedi. Baban gelene kadar bunları yetiştirmem lazım. Hadi sen oyna biraz!&rdquo;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Hani siz yoruluyorsunuz ya&hellip;&rdquo;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Eeee&hellip;&rdquo;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Ben de oynamaktan yoruluyorum!&rdquo;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Ne yapayım?&rdquo;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;Bilmem&hellip;&rdquo;</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Yapılmaması gerekenleri biliyordu da b&uuml;y&uuml;kler, yapılması gerekenleri hi&ccedil; bilmiyorlardı. Işıklar s&ouml;nd&uuml; birden. Annesi &ouml;fkeyle s&ouml;ylenmeye başladı.&rdquo;Mum da yok!&rdquo; diye karıştırdı el yordamıyla dolapları. &Ccedil;ocuk sırt&uuml;st&uuml; d&ouml;n&uuml;p anneannesinin k&ouml;y&uuml;n&uuml; d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;. Gaz lambasının ışığında deli tavşan masalını anlatışını. Deli tavşanın duvardaki aksini getirdi g&ouml;zlerinin &ouml;n&uuml;ne. Anneannesi gibi iki elini birleştirip işaret parmaklarını yukarı kaldırarak tavşan kafası yaptı. &ldquo;Bak deli tavşan!&rdquo;diyerek parmaklarını oynattı. Yoldan ge&ccedil;en arabaların farları duvardaki tavşana yol a&ccedil;tı. Tavşan alabildiğine h&uuml;r dolaştı sağda solda. Otlarla kuşlarla konuştu. Sonra yorgun d&uuml;şt&uuml;. Duvardaki g&ouml;r&uuml;nt&uuml; o minik avu&ccedil;ların a&ccedil;ılmasıyla kayboldu. Kolu yavaş&ccedil;a kanepeden aşağı sarktı. Neden sonra ışıklar geldi. Kadın &ccedil;ocuğun hi&ccedil; konuşmadığını fark etti birden. Kanepeye koştu. K&uuml;&ccedil;&uuml;c&uuml;k dizlerini karnına doğru &ccedil;ekerek uykuya dalmıştı. Masanın &uuml;st&uuml;ndeki dosyalara baktı iğrenerek. Dindirilmez bir pişmanlık doldurdu i&ccedil;ini. Uyandırmaktan korka korka k&uuml;&ccedil;&uuml;k alnına bir &ouml;p&uuml;c&uuml;k kondurdu. &Ccedil;ocuk sanki bu &ouml;p&uuml;c&uuml;ğ&uuml; bekliyormuş&ccedil;asına</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">-&ldquo;İşin bitince beni sever misin ANNE!&rdquo;dedi.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kadın, sevilmek i&ccedil;in randevu alan &ccedil;ocuğuna bakarak sabaha kadar ağladı.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Okurken i&ccedil;inizin sızladığını hissediyorum. Ger&ccedil;ekten b&ouml;yle bir sonu&ccedil; i&ccedil;in değer mi? Bazen kreş değil de ev ortamından ayrılmasın diye bakıcı tutarız. Aslında herşey &ccedil;ocuklarımızın geleceği i&ccedil;indir&hellip; Daha &ccedil;ok kazanırsak &ccedil;ocuğumuz i&ccedil;in daha g&uuml;zel yarınlar olacak duygusudur&hellip; Artılar vardır muhakkak, paylaşma vs gibi. Ama bakıcı veya kreşler annenin şefkatini, merhametini sevgisini ne kadar verebilir ki?... Ağladığında, &uuml;z&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;nde anneye sarılmanın o m&uuml;thiş hazzını&hellip;</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ailenin tek ve son bebeğiydi. 18 aylık olunca konuşmaya başlamış ve s&ouml;ylediği ilk kelime, hayatta en &ccedil;ok sevdiği kişininki olmuştu: ANNE.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bebek aynı bedenin bir par&ccedil;ası olduğunu idrak edemiyordu ama onu canı kadar sevdiğini ve onsuz yapamayacağını &ccedil;ok iyi biliyordu. Allah&rsquo;ım s&uuml;t&uuml;n&uuml; i&ccedil;tikten sonra onun sıcacık kolları arasında uyumak ve uyandığında yine onu başucunda g&ouml;rmek ne doyulmaz bir saadetti!</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bebeğin mutluluğu fazla uzun s&uuml;rmedi. Annesi onun masraflarını bahane ederek babasının &ldquo;şef&rdquo; olduğu bankada &ccedil;alışmaya başlamış ve &ldquo;erkeklere taş &ccedil;ıkaran yaman iş kadını&rdquo; olmuştu. Artık yavrucak, sabahları g&ouml;z&uuml;n&uuml; a&ccedil;tığında kendisini &ouml;p&uuml;c&uuml;klere boğan g&uuml;l kokulu annesinin yerine, plastik kokulu bir &ccedil;iklet &ccedil;iğneyen ve &ldquo;dadı&rdquo; olduğunu s&ouml;yleyen kara-kuru bir kadınla karşılaşıyordu. Bu durumda &ccedil;ocuğun yapabileceği tek şey, avazı &ccedil;ıktığı kadar bağırıp ağlamaktan ibaretti. Fakat g&ouml;z&uuml;ne dadıdan &ccedil;ok cadı gibi g&ouml;r&uuml;nen o kadının kemikli parmaklarıyla attığı ustalıklı &ccedil;imdikler onu doğduğuna bin defa pişman ediyordu.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bebek bir ay zarfında diğer &ccedil;ocuklardan farklı olarak ağlamamayı &ouml;ğrenmiş, annesine kavuşacağı saate kadar dadısıyla birlikte TV seyretmeye alışmıştı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Babası n&uuml;fus artışını &ldquo;memleketin geleceği i&ccedil;in bir tehlike&rdquo; olarak g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;nden oldum olası bebeğe soğuk davranır ve arasıra uzaktan laf atmanın dışında ona pek y&uuml;z vermezdi. Bu sebeple yavrucak tek tesellisi olan annesinin d&ouml;n&uuml;ş&uuml;n&uuml; d&ouml;rt g&ouml;zle bekler, kucağına atılmakta gecikmemek i&ccedil;in dış kapının yanında oyalanırdı. Fakat artık buram buram sigara dumanı kokan annesi gelir gelmez ev işlerine koyulur, onu alelacele doyurduktan sonra kendi odalarından &ccedil;ıkartıp, yan odaya aldıkları yatağına bırakırdı. Bebek bu durumda yine ağlamamaya &ccedil;alışır ve eskiden anneciğinden duyduğu o g&uuml;zelim ninnileri mırıldanarak uykuya dalardı.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bebek 2 yaşına bastığında annesi ona kafesinde zıplayıp duran bir muhabbet kuşu hediye etti. Artık yavrucak asık suratlı dadısının yerine onunla konuşuyordu. &ldquo;Anne bankaya gitti. Anne bankaya gitti!&rdquo; Diyerek şik&acirc;yette bulunuyordu.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Anne ve babası bu isabetli hediyelerinden dolayı yavrularının YALNIZLIK &ccedil;ekmediğine inanıyor, bu y&uuml;zden yeni aldıkları arabanın taksitlerini kolaylaştırmak i&ccedil;in tatil g&uuml;nlerinde de mesai yapıyorlardı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kuş belki de ayrı bırakıldığı sevdiklerine kavuşabilmek gayretiyle g&uuml;n&uuml;n birinde kafesin a&ccedil;ık bırakılan kapısından u&ccedil;up gitti. Son arkadaşını kaybeden bebeğin onu yakalamak i&ccedil;in uzanan elleri havada kalmış, uzun zamandır d&ouml;k&uuml;lmeyen g&ouml;zyaşları inci gibi ardı ardına sıralanmıştı.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kuşun u&ccedil;tuğu y&ouml;ne doğru mahzun mahzun bakarken ş&ouml;yle mırıldandı bebecik.&rdquo;KUŞ DA BANKAYA GİTTİ, KUŞ DA BANKAYA GİTTİ, KUŞDA BANKAYA GİTTİ!...&rdquo;</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Sonucunda bencil, yalnız, g&uuml;vensiz, maddiyatı yaşamının g&ouml;beğine koymuş bir insan olarak hayatımızı t&uuml;ketiyoruz.</span><br /> <br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Erg&uuml;n DUR</span></p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.