Dr. Vehbi KARA
Köşe Yazarı
Dr. Vehbi KARA
 

Putin kendi bacağına sıktı

Putin kendi bacağına sıktı 22 Şubat 2022 tarihinde Rusya üst düzey yetkililerinin defalarca “saldırmayacağım” demesine rağmen Ukrayna’ya saldırması her iki ülke için bir faciaya dönüşmüştür. Rus tankları altında ezilen çoluk-çocuğun feryatları bütün dünyayı titretmiş ve halen de feryatları devam etmektedir. Elbette bu durumun sorumluları arasında ABD ve Başkan Biden’ın rolünü de unutmamak gerekiyor. “Tavşana kaç, tazıya tut” politikası ile Ukrayna’ya “Rusya seninle savaşamaz” diyerek gaz veren ve Rusya’ya da “seninle asla savaşmayacağım” diyerek cesaretini arttıran ABD, bütün dünya nezdinde büyük ölçüde güvenirliğini yitirmiştir. Maalesef olan oldu ve Rusya Devlet Başkanı Putin, haksız ve acımasız bir şekilde Ukrayna’ya saldırdı. Bütün dünya halkları, Rusya’nın bu vicdansız saldırısını kınarken; Rusya’nın kendi içinden dahi protestolar yükselmeye başladı. Putin’in Suriye’de asker-sivil ayırt etmeden yapmış olduğu “halı bombardımanları” yeniden hatırlandı. Dünyanın her yerinde Müslümanlar katledilirken kör-sağır-dilsiz rolünü üstlenen Avrupalılar bu sefer sessiz kalmayarak her yerde Rusya’yı protesto etmeye başladılar. Yetmedi; ekonomik yapısı gayet kırılgan olan Rusya’ya karşı çok önemli yaptırım kararları aldılar. Her geçen gün bu yaptırımlar daha da artmaya devam ediyor. Öyle ki; 26 Şubat günü Manş Denizinde yaptırım uygulanan Rus şirketine ait bir kargo gemisine Fransa tarafından el koyuldu. Demek ki bundan sonra Rusya için çok daha kötü durumlar meydana gelecek. Petrol ve doğalgaz ve birazda tahıl dışında dünyaya satacak bir şeyi olmayan Rusya’yı bundan böyle çok kötü günler bekliyor. Haksız ve vicdansız bir saldırı ile sivilleri katleden Rusya’ya karşı içten ve dıştan her geçen gün artan bir şekilde tepkiler devam ediyor. Bunun ulaşacağı son nokta ise şudur; yıkılmış ve tarumar edilmiş Rusya ve Ukrayna toprakları… Ekonomik ve sosyal yönden dipsiz bir kuyuya düşen bu savaşta; cepheden de çok kötü haberler geliyor. Esir olmak yerine direnmeyi seçen Ukrayna halkı, dünyanın her yerinden gelişmiş silahlar almaya devam ediyor. Rusya-Ukrayna savaşı gitgide bir gerilla harbine dönüşmeye başlamıştır. Bu durum ister istemez üç buçuk ay süren “Rus-Fin Savaşını” akla getirmektedir. “Kış Savaşı” ya da “Fin-Rus Savaşı”; 2. Dünya Savaşı başlarında Finlandiya ile Sovyetler Birliği arasında yaşanmıştı. Finliler, kuvvet dengesi çok bozuk olmasına rağmen gerilla savaşı taktikleri ile Rusları dize getirmişlerdi. Savaş, Alman ve Rusların Polonya istilasından iki ay sonra, 30 Kasım 1939'da Sovyetlerin saldırısıyla başlamıştı. O zaman Birleşmiş Milletlerin yerini tutan Milletler Cemiyeti, saldırıyı yasa dışı olarak kabul etmiş ve 14 Aralık 1939 tarihinde Sovyetler Birliğini cemiyetten atmıştı. Almanların Finlilere desteği ile büyük kayıplar veren Sovyetler Birliği, 13 Mart 1940'ta Finlandiya ile “Moskova Barış Anlaşmasını” yapmak zorunda kalmış ve bütün dünyanın önünde büyük bir prestij kaybına uğramıştı. Öyle ki; bu bozgun Hitler Almanya’sının iştahını açmış “kartondan asker” olarak gördükleri Ruslara karşı 1941 yılında “Barbarossa Harekatına” girişmesine yol açmıştı. Sonuçta Napolyon ordularının bir yüzyıl önce aynı topraklarda uğradığı bozgun bu sefer Hitler’in ordusuna da sirayet etmiş Nazi ordusu büyük bir yenilgiye uğramıştı. Şimdi ise aynı hatayı Putin’in de yaptığını görüyoruz. Büyük bir hırs ve acımasızlıkla Ukrayna topraklarını bir defa daha kana boyayan Rusya, öncekiler gibi kendi kendini bitirmeye başlamıştır. Rusları işgalci gören ve gerilla harbi yaparak direnmeye karar veren Ukrayna, daha ilk hafta dolmadan onlarca uçak düşürdüğü gibi tank ve zırhlı araç kayıpları ile Rus ordusunu bozguna uğratmaya devam etmektedir. Savaş süresince geçen her saat, Putin’in aleyhine işlemekte ve bir daha asla altından kalkamayacağı büyük bir yıkımı hazırlamaktadır. Bütün Ukrayna topraklarını işgal etse bile burada tutunması imkânsız olan Rusya’nın bu tutumu; deyim yerindeyse tam da “kendi bacağına kurşun sıkmaktan” farksızdır. Putin’in yaptığı bu hatayı bütün Rus halkı ödeyecektir. Belki de orta vadede Rusya’nın üçüncü defa parçalanması gündeme gelecektir. Tarihe bakıp hatırlayacak olursak; en güçlü olduğunu zannettiğimiz bir anda Birinci Dünya Savaşı devam ederken “Bolşevik Devrimi” meydana gelmiş ve Çarlık Rusya’sı yıkılmıştı. Daha sonra Stalin’in acımasız politikaları ile güçlenen Sovyet Rusya, “Süper Güç” olduğunu zannettiği bir zamanda Afganistan’a saldırmış ve büyük bir bozgun yaşamıştı. Kısa zamanda 1990 yılı çıkmadan bu sefer Sovyetler Birliği parçalanmış tam 15 bağımsız devlete bölünmüştü. Şimdi de benzer bir sonuçla karşılaşacağımız anlaşılmaktadır. 22 Özerk yapıdan meydana gelen Rusya Federasyonunun bu savaşın getirdiği ekonomik ve sosyal yıkımın altından kalkması çok zor görünmektedir, vesselam… Dr. Vehbi Kara
Ekleme Tarihi: 03 Mart 2022 - Perşembe

Putin kendi bacağına sıktı

Putin kendi bacağına sıktı 22 Şubat 2022 tarihinde Rusya üst düzey yetkililerinin defalarca “saldırmayacağım” demesine rağmen Ukrayna’ya saldırması her iki ülke için bir faciaya dönüşmüştür. Rus tankları altında ezilen çoluk-çocuğun feryatları bütün dünyayı titretmiş ve halen de feryatları devam etmektedir. Elbette bu durumun sorumluları arasında ABD ve Başkan Biden’ın rolünü de unutmamak gerekiyor. “Tavşana kaç, tazıya tut” politikası ile Ukrayna’ya “Rusya seninle savaşamaz” diyerek gaz veren ve Rusya’ya da “seninle asla savaşmayacağım” diyerek cesaretini arttıran ABD, bütün dünya nezdinde büyük ölçüde güvenirliğini yitirmiştir. Maalesef olan oldu ve Rusya Devlet Başkanı Putin, haksız ve acımasız bir şekilde Ukrayna’ya saldırdı. Bütün dünya halkları, Rusya’nın bu vicdansız saldırısını kınarken; Rusya’nın kendi içinden dahi protestolar yükselmeye başladı. Putin’in Suriye’de asker-sivil ayırt etmeden yapmış olduğu “halı bombardımanları” yeniden hatırlandı. Dünyanın her yerinde Müslümanlar katledilirken kör-sağır-dilsiz rolünü üstlenen Avrupalılar bu sefer sessiz kalmayarak her yerde Rusya’yı protesto etmeye başladılar. Yetmedi; ekonomik yapısı gayet kırılgan olan Rusya’ya karşı çok önemli yaptırım kararları aldılar. Her geçen gün bu yaptırımlar daha da artmaya devam ediyor. Öyle ki; 26 Şubat günü Manş Denizinde yaptırım uygulanan Rus şirketine ait bir kargo gemisine Fransa tarafından el koyuldu. Demek ki bundan sonra Rusya için çok daha kötü durumlar meydana gelecek. Petrol ve doğalgaz ve birazda tahıl dışında dünyaya satacak bir şeyi olmayan Rusya’yı bundan böyle çok kötü günler bekliyor. Haksız ve vicdansız bir saldırı ile sivilleri katleden Rusya’ya karşı içten ve dıştan her geçen gün artan bir şekilde tepkiler devam ediyor. Bunun ulaşacağı son nokta ise şudur; yıkılmış ve tarumar edilmiş Rusya ve Ukrayna toprakları… Ekonomik ve sosyal yönden dipsiz bir kuyuya düşen bu savaşta; cepheden de çok kötü haberler geliyor. Esir olmak yerine direnmeyi seçen Ukrayna halkı, dünyanın her yerinden gelişmiş silahlar almaya devam ediyor. Rusya-Ukrayna savaşı gitgide bir gerilla harbine dönüşmeye başlamıştır. Bu durum ister istemez üç buçuk ay süren “Rus-Fin Savaşını” akla getirmektedir. “Kış Savaşı” ya da “Fin-Rus Savaşı”; 2. Dünya Savaşı başlarında Finlandiya ile Sovyetler Birliği arasında yaşanmıştı. Finliler, kuvvet dengesi çok bozuk olmasına rağmen gerilla savaşı taktikleri ile Rusları dize getirmişlerdi. Savaş, Alman ve Rusların Polonya istilasından iki ay sonra, 30 Kasım 1939'da Sovyetlerin saldırısıyla başlamıştı. O zaman Birleşmiş Milletlerin yerini tutan Milletler Cemiyeti, saldırıyı yasa dışı olarak kabul etmiş ve 14 Aralık 1939 tarihinde Sovyetler Birliğini cemiyetten atmıştı. Almanların Finlilere desteği ile büyük kayıplar veren Sovyetler Birliği, 13 Mart 1940'ta Finlandiya ile “Moskova Barış Anlaşmasını” yapmak zorunda kalmış ve bütün dünyanın önünde büyük bir prestij kaybına uğramıştı. Öyle ki; bu bozgun Hitler Almanya’sının iştahını açmış “kartondan asker” olarak gördükleri Ruslara karşı 1941 yılında “Barbarossa Harekatına” girişmesine yol açmıştı. Sonuçta Napolyon ordularının bir yüzyıl önce aynı topraklarda uğradığı bozgun bu sefer Hitler’in ordusuna da sirayet etmiş Nazi ordusu büyük bir yenilgiye uğramıştı. Şimdi ise aynı hatayı Putin’in de yaptığını görüyoruz. Büyük bir hırs ve acımasızlıkla Ukrayna topraklarını bir defa daha kana boyayan Rusya, öncekiler gibi kendi kendini bitirmeye başlamıştır. Rusları işgalci gören ve gerilla harbi yaparak direnmeye karar veren Ukrayna, daha ilk hafta dolmadan onlarca uçak düşürdüğü gibi tank ve zırhlı araç kayıpları ile Rus ordusunu bozguna uğratmaya devam etmektedir. Savaş süresince geçen her saat, Putin’in aleyhine işlemekte ve bir daha asla altından kalkamayacağı büyük bir yıkımı hazırlamaktadır. Bütün Ukrayna topraklarını işgal etse bile burada tutunması imkânsız olan Rusya’nın bu tutumu; deyim yerindeyse tam da “kendi bacağına kurşun sıkmaktan” farksızdır. Putin’in yaptığı bu hatayı bütün Rus halkı ödeyecektir. Belki de orta vadede Rusya’nın üçüncü defa parçalanması gündeme gelecektir. Tarihe bakıp hatırlayacak olursak; en güçlü olduğunu zannettiğimiz bir anda Birinci Dünya Savaşı devam ederken “Bolşevik Devrimi” meydana gelmiş ve Çarlık Rusya’sı yıkılmıştı. Daha sonra Stalin’in acımasız politikaları ile güçlenen Sovyet Rusya, “Süper Güç” olduğunu zannettiği bir zamanda Afganistan’a saldırmış ve büyük bir bozgun yaşamıştı. Kısa zamanda 1990 yılı çıkmadan bu sefer Sovyetler Birliği parçalanmış tam 15 bağımsız devlete bölünmüştü. Şimdi de benzer bir sonuçla karşılaşacağımız anlaşılmaktadır. 22 Özerk yapıdan meydana gelen Rusya Federasyonunun bu savaşın getirdiği ekonomik ve sosyal yıkımın altından kalkması çok zor görünmektedir, vesselam… Dr. Vehbi Kara
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.