ŞEHİTLERİ ÖLDÜREMEZSİNİZ

ŞEHİTLERİ ÖLDÜREMEZSİNİZ Unutulmayan... Unutulamayan. Hatta toprak altında olsalar bile, ölmüş gibi gelmeyen insanlar vardır ya, İşte O, onlardandı... Adının adamı olmuştu hep , Muhsin’di, İhsan ediciydi , Bol gönüllüydü, Esirgemezdi hiç tebessümünü, Efendimiz Zişan’ı (sav) örnek almıştı çünkü . İki günlük dünya için fırıldak olmaya hiç gerek yok derdi. Dünyayı pazarda beş paraya satanlardandı. Yüzü kalbinden almıştı aklığını... Dertliydi her yiğit gibi, Neme lâzım diyemez, Akif’in ifâdesiyle durumdan vazife çıkarır, Şair kalbine rağmen, kavganın ortasına dalmayı da bilirdi. Erenlerin dergâhından su içmişti, Yaradılanı, Yaradandan ötürü sevenlerdendi. Dostuna kırılmaz, düşmanına kin tutmazdı, İmtahanları ağırdı; Haksız ithamlar, işkenceler, hakaretler. Zindanda TEK başına geçen yıllar, Onu yıldırmadı, Hatta RABBİN’e daha da yaklaştırdı, Herşeye rağmen kimseye kırgın değildi, Vatan , Millet , Devlet aşkıyla küllerinden doğdu , Kalıplara sığmadı, İşini yoluna uydurmadı, Emir altına alınmadı, Elif gibi dosdoğruydu, Tehditlere pabuç bırakmadı, Kimseden korkusu yoktu, Atını eğerlermiş, yola düşmüştü, Tökezlettiler defalarca, korunmuştu, ŞEHADET, arzulayana nasip olurmuş ya, Vakit de gelince, Sarıkamış’ı Maraş’ta yaşamıştı… Dünya sürgünü bitmişti, artık toprağın üstünden altına indi, Taceddin dergahındaydı evi, Hâlâ aramızda gibi dipdiri, O cengâver vatan evladı, evet ölmedi, Milletin sinesinden silinmedi … Şiirleri, fikirleri, üstün ahlak numunesi hâl ve tavırları ile hâlâ içimizde yaşıyor ve yaşamaya da devam edecek. Karda yürüyüp izini göstermeyenler! Allah’ın her zerre hatadan hesap soracağı günden korkun! Bunca masumlara kalleşçe kıydığınız yanınıza kâr kalacak sanmayın! Siz bitiriyoruz sandınız, Onlar daha bir gür geri geldiler, Ve yeniden, Gelecekler, Ve yeniden, Çünkü siz, Şehitleri öldüremezsiniz ... Vesselam… Aysun Rabia Güler