Suriye’li Müslümanlardan niçin nefret ediyorlar?
Suriye’li Müslümanlardan niçin nefret ediyorlar?
ABD’nin talimatı ile Türkiye’de askeri darbe yapan Muzaffer Özdağ’ın oğlu Ümit Özdağ, Suriye’li kardeşlerimize karşı çirkin saldırılarına devam ediyor. Dağdan gelip bağdakini kovan yani dedesi Dağıstan’dan gelip sığınmacı kardeşlerimizi bu vatandan kovmaya çalışan bu faşistin “Müslümanlar ile ne alıp veremediği var?” sorusuna cevap vermeye çalışacağız.
Maide Suresi 54. Ayet mealinde Allah şöyle buyurmuştur:
“Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah yakında öyle bir toplum getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler; müminlere karşı yumuşak, kâfirlere karşı da izzetli ve şiddetlidirler; Allah yolunda cihat eder, hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. Bu, Allah'ın bir lütfudur, onu dilediğine verir. Allah, geniş ihsan sahibidir, her şeyi çok iyi bilendir."
İslam tarihine baktığımız zaman bu ayette geçen konuya muhatap olmuş en önemli millet; Türklerdir. Cengiz Han, Moğol çapulcuları ile Müslümanlara saldırdığında karşısına Celalettin Harzemşah isimli bir yiğit çıkmış acımasız Moğol askerlerini Cengiz Han’ın karşısında doğrayıp Cehenneme göndermiştir.
Keza Haçlı çapulcuları da Cengiz Han gibi İslamiyet’i ortadan kaldırmak için saldırmışlardı. Karşılarına Kılıç Arslan isimli cengaver Türk evlatları çıktı. Birinci ve İkinci Kılıçarslan, defalarca Haçlı ordularını Anadolu’nun göbeğinde doğrayıp Cehennemin dibine gönderdi.
Daha sonra Allah, Türk Milleti içinden öyle cesur ordular çıkardı ki; Haçlı Orduları, Osmanlı askerleri tarafından biçilip yok edildi.
İşte Karahanlı, Harzemli, Selçuklu ve Osmanlı Türkleri, kendilerini İslam’a feda edip Ayette geçen “Allah onları sever” hükmüne mazhar olmuşlardır.
Bu, Allah'ın bir lütfudur, onu dilediğine verir. Allah, geniş ihsan sahibidir, her şeyi çok iyi bilendir. Tarihte İslam için kendini feda edip seve seve canını feda eden böylesine özverili başka bir kavme rastlanmamıştır.
Araplar bir dönem Türk kardeşleri gibi İslam’a hizmet etmişler ise de daha sonrasında Türkler kadar şecaat gösterip İslam düşmanlarına karşı koyamamışlardır. Allah’ın izni ile bu kahraman Türk milleti aynı ecdadı gibi “Allah yolunda cihat edecek” ve İslam’ın bayraktarı olmaya devam edecektir.
İkinci Beyazıd zamanında Kemal Reis komutasındaki Osmanlı donanması, İspanya kıyılarına gidip Engizisyon mahkemelerinde diri diri ateşe atılan Müslümanları kurtarmıştır. Benzer şekilde öldürülen Yahudiler de yardım istemiş; Osmanlı hakanları, onları da bu zalim Hıristiyanlardan kurtarmış ve kendi topraklarımıza yerleştirerek tüm mazlumların sığınağı olmuşlardır.
Bu Yahudilerden bir kısmı ve liderleri olan Sabetay Sevi, 1665 yılında reenkarnasyon inancına saparak Yahudilikten de çıktılar. Fakat Yahudiler gibi kendi ırklarını üstün görmeye devam ettiler.
Osmanlı yurdunda öylesine çoğalıp büyüdüler ki; sonunda Türk toplumunun ahlakını da bozmaya muvaffak oldular. Öyle ki kutsal saydıkları kuzu gününde “mum söndü” partileri ile birbirinin ırzına geçtikleri yetmiyormuş gibi ahlaksızlıklarını toplumumuzun belirli bir kesimine de bulaştırmaya muvaffak oldular.
İşte son zamanlarda eşini kıskanmayan adamlar ve teşhirci kadınlar ortaya çıktı. Alkol ve uyuşturucu sayesinde nice kepazeliklere imza atmaya başladılar.
İslam’dan haberi olmayan ve cenabet gezen bu tipler; Yahudilerden ve Hıristiyanlardan öğrendikleri her türlü ahlaksızlığı şehit kanı ile sulanmış vatan topraklarımızın çeşitli bölgelerine götürmeye muvaffak oldular.
CHP’nin dinsiz politikalarını fırsat bilip acımasızca dindarları ezen bu insanlar, bir kere dahi alnı secdeye gitmemiş güya Müslüman bir nesil yetiştirmeye muvaffak oldular.
Son dönemde Nusayri Esed, ırkçı Pers ve kâfir Ruslar, yüzyıllarca vatan toprağımız olan Şam-ı Şerif vilayetinde Müslümanları acımasızca yok etmeye çalıştılar.
Çoğu Türk kanı taşıyan Suriyeli Müslüman kardeşlerimiz de bu aziz vatana sığınmaya çalıştı. Nice kavimler gibi 5 milyondan fazla Suriyeli Müslüman’a ensar gibi ev sahipliği yapmaya başladık.
Fakat kendisi de göçmen bir aile çocuğu olduğu halde sığınmacı kardeşlerimizin en büyük düşmanı Ümit Özdağ gibi faşist ırkçılar türeyerek insanoğlunun nasıl zalim ve gaddar olduğunu körlere dahi ispatladılar.
Bundan başka Kemal Kılıçdaroğlu, iktidara gelince bu insanları Suriye’ye geri göndereceğini parti propagandası olarak yapmaya başladı.
Peki, bu ırkçı faşistlerin derdi neydi? Masum sivilleri, katillerin arasına geri göndermeyi niçin bu kadar çok istiyorlardı? İşte bunu anlamaya çalışmak gerekiyor.
Suriyeli mazlum din kardeşlerimizin en önemli suçu namazlarında titizlik göstermeleri ve ibadetlerinde dikkat etmeleridir. Gerçekten de on kişiden bir kişinin ancak beş vakit namaz kıldığı bu günahkâr toplumda adeta pırlanta gibi ortaya çıktılar.
Çünkü Suriye’li Müslümanların yüzde doksanı beş vakit namazını kılmaktadır. Suriyeli kadınların çok büyük bir kısmı ise tesettürlüdür ve İslam’ın izzetini korumaktadırlar. Sabetay Yahudileri gibi orasını burasını açıp teşhircilik etmezler.
İşte bizim faşist ırkçıların rahatsız oldukları en önemli husus budur. Yoksa bu vatan 80 değil 180 milyona da yeter. Suriyeli kardeşlerimiz bize İslam’ı hatırlatmaktadır.
Ayette geçtiği gibi Türklerin “müminlere karşı yumuşak, kâfirlere karşı da izzetli ve şiddetli” olduğunu idrak etmemize vesile oldular. Bize yüzyıllardan beri Allah yolunda cihat ettiğimizi düşündürdüler. Türklerin hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmadığını hatırlamaya muvaffak oldular.
İşte dedelerimizin bize bıraktığı ensar hasleti, Türk toplumunun en güzel yönlerinden bir tanesidir.
Soyadı alarak Türk gibi görünen fakat kafa yapısı itibarıyla asla Türk olmayan kişiler; bu durumdan ciddi rahatsızlık duymaktadırlar. Cehenneme kadar yolları vardır. Varsın dilediği kepazeliği yapsınlar.
Asil Türk milletine böylesi ırkçı tutumlar yakışmaz. Bu ancak Yahudiler gibi kendi kavmini üstün gören ırkçıların işidir, vesselam…
Dr. Vehbi Kara
Ekleme
Tarihi: 06 Ağustos 2022 - Cumartesi
Suriye’li Müslümanlardan niçin nefret ediyorlar?
Suriye’li Müslümanlardan niçin nefret ediyorlar?
ABD’nin talimatı ile Türkiye’de askeri darbe yapan Muzaffer Özdağ’ın oğlu Ümit Özdağ, Suriye’li kardeşlerimize karşı çirkin saldırılarına devam ediyor. Dağdan gelip bağdakini kovan yani dedesi Dağıstan’dan gelip sığınmacı kardeşlerimizi bu vatandan kovmaya çalışan bu faşistin “Müslümanlar ile ne alıp veremediği var?” sorusuna cevap vermeye çalışacağız.
Maide Suresi 54. Ayet mealinde Allah şöyle buyurmuştur:
“Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah yakında öyle bir toplum getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler; müminlere karşı yumuşak, kâfirlere karşı da izzetli ve şiddetlidirler; Allah yolunda cihat eder, hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. Bu, Allah'ın bir lütfudur, onu dilediğine verir. Allah, geniş ihsan sahibidir, her şeyi çok iyi bilendir."
İslam tarihine baktığımız zaman bu ayette geçen konuya muhatap olmuş en önemli millet; Türklerdir. Cengiz Han, Moğol çapulcuları ile Müslümanlara saldırdığında karşısına Celalettin Harzemşah isimli bir yiğit çıkmış acımasız Moğol askerlerini Cengiz Han’ın karşısında doğrayıp Cehenneme göndermiştir.
Keza Haçlı çapulcuları da Cengiz Han gibi İslamiyet’i ortadan kaldırmak için saldırmışlardı. Karşılarına Kılıç Arslan isimli cengaver Türk evlatları çıktı. Birinci ve İkinci Kılıçarslan, defalarca Haçlı ordularını Anadolu’nun göbeğinde doğrayıp Cehennemin dibine gönderdi.
Daha sonra Allah, Türk Milleti içinden öyle cesur ordular çıkardı ki; Haçlı Orduları, Osmanlı askerleri tarafından biçilip yok edildi.
İşte Karahanlı, Harzemli, Selçuklu ve Osmanlı Türkleri, kendilerini İslam’a feda edip Ayette geçen “Allah onları sever” hükmüne mazhar olmuşlardır.
Bu, Allah'ın bir lütfudur, onu dilediğine verir. Allah, geniş ihsan sahibidir, her şeyi çok iyi bilendir. Tarihte İslam için kendini feda edip seve seve canını feda eden böylesine özverili başka bir kavme rastlanmamıştır.
Araplar bir dönem Türk kardeşleri gibi İslam’a hizmet etmişler ise de daha sonrasında Türkler kadar şecaat gösterip İslam düşmanlarına karşı koyamamışlardır. Allah’ın izni ile bu kahraman Türk milleti aynı ecdadı gibi “Allah yolunda cihat edecek” ve İslam’ın bayraktarı olmaya devam edecektir.
İkinci Beyazıd zamanında Kemal Reis komutasındaki Osmanlı donanması, İspanya kıyılarına gidip Engizisyon mahkemelerinde diri diri ateşe atılan Müslümanları kurtarmıştır. Benzer şekilde öldürülen Yahudiler de yardım istemiş; Osmanlı hakanları, onları da bu zalim Hıristiyanlardan kurtarmış ve kendi topraklarımıza yerleştirerek tüm mazlumların sığınağı olmuşlardır.
Bu Yahudilerden bir kısmı ve liderleri olan Sabetay Sevi, 1665 yılında reenkarnasyon inancına saparak Yahudilikten de çıktılar. Fakat Yahudiler gibi kendi ırklarını üstün görmeye devam ettiler.
Osmanlı yurdunda öylesine çoğalıp büyüdüler ki; sonunda Türk toplumunun ahlakını da bozmaya muvaffak oldular. Öyle ki kutsal saydıkları kuzu gününde “mum söndü” partileri ile birbirinin ırzına geçtikleri yetmiyormuş gibi ahlaksızlıklarını toplumumuzun belirli bir kesimine de bulaştırmaya muvaffak oldular.
İşte son zamanlarda eşini kıskanmayan adamlar ve teşhirci kadınlar ortaya çıktı. Alkol ve uyuşturucu sayesinde nice kepazeliklere imza atmaya başladılar.
İslam’dan haberi olmayan ve cenabet gezen bu tipler; Yahudilerden ve Hıristiyanlardan öğrendikleri her türlü ahlaksızlığı şehit kanı ile sulanmış vatan topraklarımızın çeşitli bölgelerine götürmeye muvaffak oldular.
CHP’nin dinsiz politikalarını fırsat bilip acımasızca dindarları ezen bu insanlar, bir kere dahi alnı secdeye gitmemiş güya Müslüman bir nesil yetiştirmeye muvaffak oldular.
Son dönemde Nusayri Esed, ırkçı Pers ve kâfir Ruslar, yüzyıllarca vatan toprağımız olan Şam-ı Şerif vilayetinde Müslümanları acımasızca yok etmeye çalıştılar.
Çoğu Türk kanı taşıyan Suriyeli Müslüman kardeşlerimiz de bu aziz vatana sığınmaya çalıştı. Nice kavimler gibi 5 milyondan fazla Suriyeli Müslüman’a ensar gibi ev sahipliği yapmaya başladık.
Fakat kendisi de göçmen bir aile çocuğu olduğu halde sığınmacı kardeşlerimizin en büyük düşmanı Ümit Özdağ gibi faşist ırkçılar türeyerek insanoğlunun nasıl zalim ve gaddar olduğunu körlere dahi ispatladılar.
Bundan başka Kemal Kılıçdaroğlu, iktidara gelince bu insanları Suriye’ye geri göndereceğini parti propagandası olarak yapmaya başladı.
Peki, bu ırkçı faşistlerin derdi neydi? Masum sivilleri, katillerin arasına geri göndermeyi niçin bu kadar çok istiyorlardı? İşte bunu anlamaya çalışmak gerekiyor.
Suriyeli mazlum din kardeşlerimizin en önemli suçu namazlarında titizlik göstermeleri ve ibadetlerinde dikkat etmeleridir. Gerçekten de on kişiden bir kişinin ancak beş vakit namaz kıldığı bu günahkâr toplumda adeta pırlanta gibi ortaya çıktılar.
Çünkü Suriye’li Müslümanların yüzde doksanı beş vakit namazını kılmaktadır. Suriyeli kadınların çok büyük bir kısmı ise tesettürlüdür ve İslam’ın izzetini korumaktadırlar. Sabetay Yahudileri gibi orasını burasını açıp teşhircilik etmezler.
İşte bizim faşist ırkçıların rahatsız oldukları en önemli husus budur. Yoksa bu vatan 80 değil 180 milyona da yeter. Suriyeli kardeşlerimiz bize İslam’ı hatırlatmaktadır.
Ayette geçtiği gibi Türklerin “müminlere karşı yumuşak, kâfirlere karşı da izzetli ve şiddetli” olduğunu idrak etmemize vesile oldular. Bize yüzyıllardan beri Allah yolunda cihat ettiğimizi düşündürdüler. Türklerin hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmadığını hatırlamaya muvaffak oldular.
İşte dedelerimizin bize bıraktığı ensar hasleti, Türk toplumunun en güzel yönlerinden bir tanesidir.
Soyadı alarak Türk gibi görünen fakat kafa yapısı itibarıyla asla Türk olmayan kişiler; bu durumdan ciddi rahatsızlık duymaktadırlar. Cehenneme kadar yolları vardır. Varsın dilediği kepazeliği yapsınlar.
Asil Türk milletine böylesi ırkçı tutumlar yakışmaz. Bu ancak Yahudiler gibi kendi kavmini üstün gören ırkçıların işidir, vesselam…
Dr. Vehbi Kara
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.