Emin olun aklım ermiyor!
Tam 1.5 yıldır "CB adayı kim!?" "Ne zaman belli olacak!?"
Her gün ve her gece!..
Doğrusu çok sıkıldım; insan olarak, vatandaş olarak ve seçmen olarak!?
Tam 11 toplanti; ne yediler, karşılamalar ve uğurlamalar?...
Garip garip geziler ve akıl almaz beyanlar!
Ey Amerika geliyorum!
"Ey dünya sana sesleniyorum!"
İyi güzel de 8 saat nerdesiniz!?
"Bir bezincide hamburger yedik!"
Bu toplum bunu yuttu mu sanıyorsunuz!?
Bu sefer de Ey İngiltere geliyorum!
Türkiye'de hızla bir haber yayıldı...
500 milyar dolar bulunmuş!?
Ne garip! Tam bir tiyatro!
Ya Almanya seyehati!?
Amerikalı Danışman Rıfkı-n ile buluşacaktı...
Malum nedenle apartopar özel uçakla Türkiye'ye geri dönüldü. Dönüldü dönülmesine de amacına ulaşılamadı.
Türkiye bunu tam bir hafta konuştu ve tartıştı...
Bir siyaset yarışı...
Aslında bana göre tam bir tiyatro... Ne zaman biter bu oyun diye seyirci isyan etmek üzere...
... Ve
Yapılan en son toplantıda imzaladikları "Ortak Politikalar Mutabakat Metni" yani 6+1'lı Masa'nın seçim beyannamesi açıklandı. 9 ana başlık 75 alt başlık bulunuyor. 244 sayfadan oluşan mutabakat metninde 2200 madde var.
Aday belli değil, yani uygulayacak CB adayi belli değil, 2200 maddellik mutabakat metni yayınlanıyor!
Baktım ve gördüm ki, HDP'ye bayağı göz kırpma var. Ve bu metnin uygulanması için en az 20 Anayasa maddesi değişmeli. Kim değiştirecek ve hangi güçle değişecek!?
400 Milletvekili ve en az 35 milyon oy almak gerekmez mi?
Peki Anayasa'yı değiştirecek gücünüz olmayacaksa, bu mutabakat metnindeki maddeleri neden sunuyorsunuz bu millete!?
Demezler mi?...
Bu 6+HDP'li masanın ortak bir aday çıkaracağına inanmıyorum... O zaman da bu mutabakat metni çöp olur...
Ya da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçtaroğlu aday olarak ilan edilecek!
O zaman da!
İkinci Ahmet Nejdet Sezer dönemi başlayacak!
Yine zulüm ve yine yasaklar, açlık ve sefalet...
CHP'yi iktidara getiren hiç bir parti veya siyaset, hiç bir zaman iflah olmamıştır. Türkiye siyaset tarihinde önemli bir belgedir bu...
İyi Parti'ye arz olunur!
Şimdi üzerinde anlaştıkları ortak mutabakat metnindeki bazı maddeleri açıklamak isterim...
30.01.2023 tarihinde Ankara'da, Ato Congresium'da 'Yarının Türkiye'si sloganı ile düzenlenen ve 6 Siyasi Parti'nin tüm metin üzerinde tam mutabakat sağladıkları vurgulanan "Ortak Politikalar Mutabakat Metni" dedikleri toplantısına; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener,
SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DP Genel Başkanı Gültekin Uysal,
Gelecek Patisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu,
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan
Ve Milletvekilleri, Partililer katıldı.
▪︎ Metinde yer alan 9 ana madde şöyle:
1- Hukuk, Adalet ve Yargı,
2- Kamu Yönetimi,
3- Yolsuzlukla Mücadele, Şeffaflık ve Denetim,
4- Ekonomi, Finans ve İstihdam,
5- Bilim, Ar-ge, Yenilikçilik, Girişimcilik ve Dijital Dönüşüm,
6- Sektörel Politikalar,
7- Eğitim ve Öğretim,
8- Sosyal Politikalar,
9- Dış Politika, Savunma, Güvenlik ve Göç Politikaları,
9 ana başlık altındaki 75 alt başlıkta; 2200’den fazla hedef, politika ve proje ortaya koyuldu.
Ortak Politikalar Mutabakat Metni'ni CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Faik Öztrak,
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Halil Çanakçı,
DP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp,
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ferudun Bilgin,
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özlale,
SP Genel Başkanvekili Sabri Tekir okudu.
Buraya kadar her şey güzel!...
Sonra...
Uzun uzun açıklamalar...
... Cek! ... Cak
Ve açıklamaların bir çoğu Anayasa değiştirmeyi gerektirecek maddeler...
Yani alt yapısı yok! Tamamen hamaset!
Şimdi diyorlar!?
Cumhurbaşkanı 7 yıl süreyle bir dönem seçilecek ve Partisi ile ilişkisi kesilecek!
Bu maddeyi gerçeklestirmek için Anayasa değişikliği gerekir!
Anayasa maddeleri nasıl değişir onu bilmiyor musunuz?
Siz bilmiyorsanız, bu milletin bilmediğini mi düşünüyorsunuz?
Kanunlar üzerinde tanınan veto yetkisini kaldıracaklarmış ve Cumhurbaşkanı'na sadece "geri gönderme yetkisi" tanıyacacaklarmış!
Korkunç hata! Anayasa'ya aykırı!
Cumhurbaşkanı'nın 7 yıl süreyle bir dönem seçilebilmesine, seçildikten sonra Partisi ile ilişiğinin kesilmesine ve görev sonrasında aktif siyasete dönmemesine ilişkin düzenleme yapacaklarmış...
Yani artık Cumhurbaşkanına siyaset yasağı getireceklermiş!
İlkokul çocuğu bile bunun yanlış olduğunu bilir...
Temel insan hakkıdır. Kimseyi siyasetten men edemezsiniz. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasası'na aykırıdır...
Bu yasağı Angola Devleti mahkemelerine götürseniz bile ilk celsede red edilir ve ilgililer hakkında dava açılır...
Burada anlaşılan o dur ki, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a siyaset yasağı getirilecek!
Dedim ya, bunu İlkokul çocuğu bile anlar!
Ayip! ve utanç!
Olağanüstü hal kararnamelerine son verecek ve ohal süresini altı aydan iki aya düşüreceklermiş...
Kime mesaj var, anladım!
Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu şeklinde iki farklı kurul oluşturacaklarmış!
Çoklu Baro sistemine son vereceklermiş!
Barolarda sadece solcu Avukatlar hakim olacak demektir!
Tutuklamanın istisna olması ilkesinin titizlikle uygulanması için gerekli tedbirleri alacaklarmış... Mesaj gayet açık!
Düşünce, kanaat ve ifade hürriyetlerini güçlendireceğiz diyorlar. Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamelerinden kaynaklanan mağduriyetlere son vereceklermiş...
Vay memleketimin haline!?
Korkunç hata!
Seçim barajını % 3'e düşüreceklermiş...
Ve %1 oy alan Parti'ye de hazineden seçim yardımı yapılacakmış...
Yani masadaki 4 küçuk Partiye destek!
Siyasi Partilerin kapatılmasına ilişkin davaların açılmasında TBMM'nin iznini zorunlu hale getireceklermiş...
Bu durumu dünyada kime sorarsanız sorun gülerler!
Yargının görevini yasama yapsın diyorsunuz!?
Yani bir Parti suç işlerse, yine o Parti'nin oylarıyla aklanacak!
Sadece gülüyorum...
TBMM'de "Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu" kuracaklarmış... Zaten 100 yıldır var!
Yolsuzluktan elde edilen ve yurt dışına kaçırılan gelirleri ülkemize geri getirecek, bu çerçevede "Malvarlıklarının Geri Alınması Ofisi'ni" kuracaklarmış...
Peki böyle bir şey varsa neden bugüne kadar ilgili mercilerde gereğini yapmadınız demezler mi?
Amacınız intikam ise onu bilemem!?
Mali Eylem Görev Gücü (FATF) standartlarına tam uyum sağlayacak ve ülkemizi gri listede'den çıkaracaklarmış...
Vergi cennetleri listesini ve kara paranın aklanması aracı olarak kullanılmasını engelleyeceklermiş....
Siyasi Etik Kanunu'nu çıkaracaklar, TBMM bünyesinde Siyasi Etik Komisyonu kuracaklar, Grubu bulunan Siyasi Partiler bünyesinde siyasi etik kurulları oluşturulmasını düzenleyeceklermiş....
Türkiye Varlık Fonu'nu kapatacaklarmış...
Neden!
Cevap yok!
Bakan Yardımcılıkların kaldırıp, Müsteşarlık sistemini kuracaklarmış...
Amaç yok, sadece geriye dönüş var!
Ve milyarlara mal olan yeni bir gereksiz iş...
Yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını yok sayan kayyum uygulamalarına son vereceklermiş...
Derdiniz ne? Kime mesaj veriyorsunuz? Bunu yaparak suç işleyenleri görevde tutmak kimin işine yarar. Türkiye ve Türk milletinin hasasiyetlerine tuz dökmeyin!
Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki kurulları ve ofisleri lağvederek görev ve yetkilerini ilgili bakanlık ve kurumlara devredeceklermiş....
Bu da Anayasa değişikliğini gerektiriyor!
Hem Türkiye'ye ne zararı var bu kurulların!?
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nı Kadın, Aile ve Çocuk Bakanlığı olarak yapılandıracaklarmış...
Bence de uygundur!
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nı İklim, Çevre ve Orman Bakanlığı şeklinde yapılandıracaklarmış...
Bence birbirleriyle ilgili değil, gereksiz iş ve harcama!
Şehircilik ve Afet Yönetimi Bakanlığı kuracaklarmış...
Yeni Bakanlık kurulması gerekir. Çünkü ortada bir çok Parti var...
Partilere yetecek kadar Bakanlık gerekir!
Hazine'yi, Maliye Bakanlığı'ndan ayıracak ve ayrı bir bakanlık şeklinde yapılandıracaklarmış...
Bunu yaparken Türkiye ne kazanacak!?
Ticaret Bakanlığı'nı Esnaf ve Ticaret Bakanlığı şeklinde yapılandıracaklarmış...
Bilişim ve Yenilikçilik Bakanlığı kuracaklarmış...
Strateji ve Planlama Teşkilatı kuracaklarmış...
Bence de uygundur...
Bakan Yardımcılarını kaldırıp, Müsteşarlık sistemini kuracaklarmış ve Bakanlıklarda belirli konularda sorumlu birden fazla Müsteşar atanmasını mümkün hale getireceklermiş...
Son derece yanlış... Madem eski sisteme döneceksiniz, o zaman Müsteşar Yardımcılığı kadrosu ihdas ediniz...
Düzenleyici ve Denetleyici kurumların idari ve mali bağımsızlıklarını sağlayacak, yürütmenin müdahalelerine karşı koruyacaklarmış...
Bakanların yetkilerine mudahale olmaz mi?
Düzenleyici ve Denetleyici kurumlarda liyakat, şeffaflık, tarafsızlık, çoğulculuk, hesap verilebilirlik ve ulaşılabilirlik ilklerini esas alacaklarmış...
Soyut, süslü ve uygulanabilirliği olmayan boş ifadeler...
Kurumlara yapılacak atamalar ile kurumların denetiminde TBMM'nin daha belirleyici ve etkin olmasını sağlayacaklarmış...
Türkiye'de atamalar nasıl yapılıyor belli...
Düzenleyici ve Denetleyici kurumlarda çalışanların düzenledikleri sektörlerdeki kuruluşların yönetim kurullarında görev almalarını önleyeceklermiş...
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'na üye seçim yöntemin çoğulculuğu sağlayacak şekilde değiştirecek, kurulun tarafsızlığını ve özerkliğini güvence altına alacaklarmış...
SPK'nın yetkilerini artıracak, sermaye piyasalarında manipülasyon ortamının oluşmasına kesinlikle izin vermeyeceklermiş...
Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu'nu kuracaklarmış...
Türkiye Şeker Kurumu'nu kuracaklarmış...
Aşırı yolsuzluğu sıfırlıyacaklarmış...
Enflasyon, iki yıl içinde düşük tek haneye kalıcı bir biçimde indireceklermiş...
Beş yılın sonunda dolar cinsinden kişi başına milli gelirimizi en az iki katına çıkacakmış...
Yani fert başına milli gelirimiz 5 yılda 20 bin olacak!?...
Türk lirasına yeniden itibar ve istikrar kazandıracaklarmış...
2018 sonrasında yeniden gündeme gelen aşırı yoksulluğu sıfırlayacaklarmış...
Merkez Bankası bağımsızlığına müdahaleye ve yetki sorumluluk çatışmasına yol açan, hiçbir işlevselliği bulunmayan Finansal İstikrar Komitesi'ni kaldıracaklarmış...
Cumhurbaşkanlığı'nın kullanımındaki uçak sayısını azaltacaklarmış...
Ve
Daha bir çok madde ve iddia...
Çok ilgimi çekti...
Söylemeden geçemeyeceğim...
Atatürk'ün adı bile geçmiyor!
Hani Atatürkçüydünüz!?
Masanın ortaklarından bir Partinin Genel Başkanı diyor ki:
"İspanyol Gazetesi'ne buradaki şeylerin hepsini anlattım. "Zor değil mi?" dediler. "Zor ama yapacağız" dedim. Avrupa'dan da bakacaklar ve hayranlıkla diyecekler ki: "Aferin Türkiye'ye. Şuna bak" diyecekler" şeklinde ifade etti.
Avrupadan aferin almak istemek zillettir, zillet!
Türkiye buna laik değil ve bu zilleti şiddetle red ediyor...
Ben de...
Allah'ım!
Devletimizi, milletimizi, ordumuzu ve mukaddesatımızı bütün şer güçlerden koru! Emin eyle, muhafaza eyle!
Mehmet Bozkurt, Eğitimci İlahiyatçı Araştırmacı Yazar