YAZAR: Abdülvehhâp Et – Tarîrî
Kitabın içeriği aslında verilen ismi ile de ne olduğunu açıkça gösteriyor. Kitabımız 188 sayfadan oluşuyor.
Peygamber efendimizin bir gününü ne denli verimli geçirdiğini gözler önüne seriyor . Ben bu kitabı okuduğumda Allah’ın yoluna adanmış her dakika , her saatin aslında misli ile bereketlendiğini çünkü zaman kavramının da hükümdarı , tıpkı her şeyin hükümdarı, yaratıcısı olduğu gibi Allah'ın olduğunu ve Allah arzu ettiği taktirde hepimizin 24 saat olarak algıladığı günü iki katı olarak hissetmeyi ve o şekilde yaşamamızı nasip edebilir .
Bizlere düşen en büyük görev her geçen asırda olduğu gibi bu asırda da felakete sürüklenen zihinler ile aynı ipe tutunmak yerine , ümmeti için her daim duacı olmuş Hz. Muhammed’e yaraşır ümmet olmak ve onun adımlarının iz oluşturduğu zemine basarak izlerin kaybolmasını önlemek ve izleri belirginleştirmektir . Çünkü onun izlerine basarak sadece onun izlerinin kaybolmasını önlemiş sayılmıyoruz aynı zamanda kendi varlığımızı da hem dünya hem ahiret açısından korumuş oluyoruz . Bizlerin tek gayesi Allah’ı razı etmek olmalı tıpkı İmam Şafii Hazretlerinin’ de dediği gibi “İnsanları razı etmek çok zor , hatta imkansızdır. Sen daima rabbini razı etmeye çalış . Tek derdin ve gayen bu olsun “.
Peygamber efendimizin ve onun ardından ilerleyen bir çok evliya efendilerimiz gibi biz de rabbimizi razı etmek için çaba sarf etmeliyiz . Bu çabanın en büyük mükafatı da inşallah cennet ehlinin yoldaşı, efendimizin komşusu olmak olacaktır .
Bu kitap da tam olarak efendimize yoldaş olmak isteyen müminlerin okuması gereken bir kitap, bu eseri okuduktan sonra efendimize olan saygı ve sevginizin kat kat artmasının kaçınılamaz bir gerçek olacağı kanısındayım.
Bu kitabı okuduktan sonra hatta okurken bile zamanı yetiremediğimiz , zaman kaybı olarak gördüğümüz ; namaz, kuran-ı kerim okumak , risale okumak ve daha bir çok faaliyetin zamanın bereketlenmesine vesile olduğunu namazsız geçen her günün rotası olmayan bir gemi gibi denizde savrularak ilerlemesine ve sonucunda da batıyor oluşuna şaşırmamak gerek. Belki de bu kitabı en çok da gençler okumalı, not almalı, her bir satırını hayatına ilmek ilmek işlemeli . Bildikleri ile amel etmeli , dimdik duruşu ile bakanları hayran etmeli . Bozulmuş düzenin gidişine kendi geleceği için dahi olsa cesurca dur diye haykırabilmeli.
Çünkü o genç ki bilir , bu dava hak davasıdır ,
Yanacaksa ateş, söndüren ümmetin genci olmalıdır.
Yılmadan yıkılmadan doğru olana yöneltmelidir,
Her koyunun kendi bacağından asılacağı, yalanına kanmamalıdır. Bir elin nesi var iki elin sesi var düsturu ile davasına sıkıca asılmalı,
Bu davada yoluna yoldaş, derdine ortak dost edinmelidir .