TEVÜKKÜL İMTİHANI
<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">En güzel sözlerin sahibinin adıyla…Allah’ın adıyla…<br />
Karantinada geçen her gün, insanlarımızı biraz zorlasa da kabullenerek bu süreci atlatmaya çalışılıyoruz. Ne var ki yakın çevremde telefonla yaptığım görüşmelerde insanlarımızda oluşan hastalanma korkusu, virüs kapma endişesi, temizlik takıntısı, gelecek kaygısı gibi büyük evhamlara yol açan psikolojik sıkıntılar baş göstermeye başladı. Bu endişe, takıntı, duygu ve düşüncelerdeki vesveselerle baş edemez olduklarını dile getirenler bir hayli fazla. Uzmanların salgın hastalık sebebiyle birçok travmaların ilerleyen süreçte daha ciddi bir şekilde önümüze çıkacağından bahsediyorlar.<br />
Ne kadar tedbirli olsak da takdire karşı, tedbirin nafile olduğunu biliyoruz. Hayat yavaşladı, evlerimize sığındık, özelimize döndük ama kendi içimize dönebildik mi bilmiyorum. Yakınımıza bakmaya başladık; evimize, eşimize mahallemize bakmaya ve görmeye çalışıyoruz. Gönül gözüyle görülmeyen hiçbir şey baş gözüyle de görülmüyor. Eşinizin yüzünde ki çizgileri, saçında ki beyazlığın farkına varmak, hepsi için nasıl bedeller ödediğini düşünmek, çocuğunuzun aslında ne kadar duyarlı ve düşünceli olduğunu kavramak evlerin balkonundan gökyüzüne bakmak gibi çok basit yaptığımız ve yaparken aslında nedenli kolay ve insan içinde bir o kadar değerli olduğunu fark etmediğimiz şeyleri fark ettik. Bizlere çok güzel bir hassasiyet kazandırdı bu günler. En çok da ölüme alıştık.<br />
Her gün televizyonlarda virüs yüzünden hayatını kaybeden yada enfekte olanların haberlerini hayatımızın merkezine aldık. Duymaya bile tahammülümüzün olmadığı ‘ölüm’ kavramı dünya genelinde ölenlerle birlikte ne kadar basitçe anılır oldu. Atalarımızın hayatın orta yerine koydukları ‘ölüm’ şimdi evlerimizin başköşesinde oturmaya başladı. Neden korkar insan ölümden? Ayrılık korkutur insanı! Dünyaya aldanmışlığımızın yüzümüze vurulmasıdır desek yanılmayız. Sevmek iddaasında olduğumuz her şeyi kaybetme korkusudur. Sevdiğimizi iddaa ettiğimiz, Rabbimize kavuşmaktan korkmak mı? Sevmekle sınanmadıysanız çok iddaalı olmamanız gerekir. Sevmek ve ölüm kardeş kelimelerdir bana göre. Tam burada aslında derdimize çare ‘Tevekkül ‘ dediğimiz kavram dünyaya bakış açımızı değiştirir. Nedir Tevekkül?<br />
‘Tevekkül’ kavramı Sözlükte: Allah'a teslim olmak, güvenmek, dayanmak, bağlanmak ve sığınmak anlamlarına gelmektedir. Bir amaca ulaşmak için gerekli olan her türlü önlemi alarak; elinden gelen tüm gayreti gösterdikten sonra kalben Allah'a bağlanıp ona güvenmek, sonucu Allah'tan beklemek anlamına gelmektedir. "... Kim Allah'a dayanırsa Allah ona yeter." (Talak suresi, 3. ayet)<br />
Evrendeki olaylar bir düzen ve yasalar ve kendine göre bir sebep-sonuç ilişkisi içinde olmaktadır. İnsanlar akıl ve iradeleriyle bazı sebepleri bulabilirler. İnsan evrende geçerli olan yasaları gözeterek, çalışır, çabalar, sebeplere sarılır, ondan sonra Allah'a güvenir. "İnananlar yalnız Allah'a dayanıp güvensinler. (İbrahim suresi, 11. ayet)<br />
‘’ Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar.’’(Şûrâ suresi Ayet 30) Bu hakikate inanmaktır. Sonra yaptıklarımıza ve yapmadıklarımıza tekrar bakmak gerekir…<br />
Başımıza gelen imtihanlara karşı isyan derecesinde vesvese yapıyorsak, biz bu dünya ve içindekileri Allah’tan çok seviyoruz demektir. Gelişmiş dünyanın insana tek yüzünü gösterdiği günlerde dünya diğer yüzünü de bizlere göstermiş oldu. Ne kadar gelişirsen geliş, neyi bulursan bul! Sen Allah ile olmazsan mutsuz, huzursuz ve sorunlu olacaksın. Şartlar ne kadar değişirse değişsin bizler Allah’ın bize taktir ettiği ömür kadar dünyada kalacağız, O’nun taktir ettiği kadar nimetleneceğiz.<br />
İnsanın tüm bu süreçte yapması gereken Allah’a olan imanı, peygambere olan sevgisi ve dünya ile olan gönül bağını tekrar kontrol etmesi gerekir. Vaz geçemediğimiz olmazsa olmaz dediğimiz bir çok alışkanlıklarımıza dini bir ritüel gibi bağlı kaldığımızın farkında mıyız? İnsan Allah ile İnsan insan ile insan öz benliği ile ve insan şeytan ile, her daim bir ilişki ve imtihan içinde. Şeytan insanın Allah’a sığınıp güvenmesini Allah ile huzur bulmasını istemez. Bu günlerde yaşadığımız bu vesveselere bu gözle bakalım. Bu duygu ve düşünceler bizi neye yaklaştırıyor? Neyden uzaklaştırıyor? Allah seni görünmeyen şeytanın fısıltılarından koruduğu gibi bu virüs illetinden ve bundan doğan korkulardan da koruyacaktır. Tüm bunların farkına varabilmen için Allah’ı tanıman, Allah’ın insanı niçin yarattığının ve insanın nereye doğru gitmekte olduğunu bilmen gerekiyor. Bedeli cennet olan bir tevekkül ve teslimiyet sınavı veriyoruz. Bu teslimiyetin adına İslam diyoruz. </div>
<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;"> </div>
<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;"> Ravza Zeybek</div>
Ekleme
Tarihi: 20 Nisan 2020 - Pazartesi
TEVÜKKÜL İMTİHANI
<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">En güzel sözlerin sahibinin adıyla…Allah’ın adıyla…<br />
Karantinada geçen her gün, insanlarımızı biraz zorlasa da kabullenerek bu süreci atlatmaya çalışılıyoruz. Ne var ki yakın çevremde telefonla yaptığım görüşmelerde insanlarımızda oluşan hastalanma korkusu, virüs kapma endişesi, temizlik takıntısı, gelecek kaygısı gibi büyük evhamlara yol açan psikolojik sıkıntılar baş göstermeye başladı. Bu endişe, takıntı, duygu ve düşüncelerdeki vesveselerle baş edemez olduklarını dile getirenler bir hayli fazla. Uzmanların salgın hastalık sebebiyle birçok travmaların ilerleyen süreçte daha ciddi bir şekilde önümüze çıkacağından bahsediyorlar.<br />
Ne kadar tedbirli olsak da takdire karşı, tedbirin nafile olduğunu biliyoruz. Hayat yavaşladı, evlerimize sığındık, özelimize döndük ama kendi içimize dönebildik mi bilmiyorum. Yakınımıza bakmaya başladık; evimize, eşimize mahallemize bakmaya ve görmeye çalışıyoruz. Gönül gözüyle görülmeyen hiçbir şey baş gözüyle de görülmüyor. Eşinizin yüzünde ki çizgileri, saçında ki beyazlığın farkına varmak, hepsi için nasıl bedeller ödediğini düşünmek, çocuğunuzun aslında ne kadar duyarlı ve düşünceli olduğunu kavramak evlerin balkonundan gökyüzüne bakmak gibi çok basit yaptığımız ve yaparken aslında nedenli kolay ve insan içinde bir o kadar değerli olduğunu fark etmediğimiz şeyleri fark ettik. Bizlere çok güzel bir hassasiyet kazandırdı bu günler. En çok da ölüme alıştık.<br />
Her gün televizyonlarda virüs yüzünden hayatını kaybeden yada enfekte olanların haberlerini hayatımızın merkezine aldık. Duymaya bile tahammülümüzün olmadığı ‘ölüm’ kavramı dünya genelinde ölenlerle birlikte ne kadar basitçe anılır oldu. Atalarımızın hayatın orta yerine koydukları ‘ölüm’ şimdi evlerimizin başköşesinde oturmaya başladı. Neden korkar insan ölümden? Ayrılık korkutur insanı! Dünyaya aldanmışlığımızın yüzümüze vurulmasıdır desek yanılmayız. Sevmek iddaasında olduğumuz her şeyi kaybetme korkusudur. Sevdiğimizi iddaa ettiğimiz, Rabbimize kavuşmaktan korkmak mı? Sevmekle sınanmadıysanız çok iddaalı olmamanız gerekir. Sevmek ve ölüm kardeş kelimelerdir bana göre. Tam burada aslında derdimize çare ‘Tevekkül ‘ dediğimiz kavram dünyaya bakış açımızı değiştirir. Nedir Tevekkül?<br />
‘Tevekkül’ kavramı Sözlükte: Allah'a teslim olmak, güvenmek, dayanmak, bağlanmak ve sığınmak anlamlarına gelmektedir. Bir amaca ulaşmak için gerekli olan her türlü önlemi alarak; elinden gelen tüm gayreti gösterdikten sonra kalben Allah'a bağlanıp ona güvenmek, sonucu Allah'tan beklemek anlamına gelmektedir. "... Kim Allah'a dayanırsa Allah ona yeter." (Talak suresi, 3. ayet)<br />
Evrendeki olaylar bir düzen ve yasalar ve kendine göre bir sebep-sonuç ilişkisi içinde olmaktadır. İnsanlar akıl ve iradeleriyle bazı sebepleri bulabilirler. İnsan evrende geçerli olan yasaları gözeterek, çalışır, çabalar, sebeplere sarılır, ondan sonra Allah'a güvenir. "İnananlar yalnız Allah'a dayanıp güvensinler. (İbrahim suresi, 11. ayet)<br />
‘’ Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar.’’(Şûrâ suresi Ayet 30) Bu hakikate inanmaktır. Sonra yaptıklarımıza ve yapmadıklarımıza tekrar bakmak gerekir…<br />
Başımıza gelen imtihanlara karşı isyan derecesinde vesvese yapıyorsak, biz bu dünya ve içindekileri Allah’tan çok seviyoruz demektir. Gelişmiş dünyanın insana tek yüzünü gösterdiği günlerde dünya diğer yüzünü de bizlere göstermiş oldu. Ne kadar gelişirsen geliş, neyi bulursan bul! Sen Allah ile olmazsan mutsuz, huzursuz ve sorunlu olacaksın. Şartlar ne kadar değişirse değişsin bizler Allah’ın bize taktir ettiği ömür kadar dünyada kalacağız, O’nun taktir ettiği kadar nimetleneceğiz.<br />
İnsanın tüm bu süreçte yapması gereken Allah’a olan imanı, peygambere olan sevgisi ve dünya ile olan gönül bağını tekrar kontrol etmesi gerekir. Vaz geçemediğimiz olmazsa olmaz dediğimiz bir çok alışkanlıklarımıza dini bir ritüel gibi bağlı kaldığımızın farkında mıyız? İnsan Allah ile İnsan insan ile insan öz benliği ile ve insan şeytan ile, her daim bir ilişki ve imtihan içinde. Şeytan insanın Allah’a sığınıp güvenmesini Allah ile huzur bulmasını istemez. Bu günlerde yaşadığımız bu vesveselere bu gözle bakalım. Bu duygu ve düşünceler bizi neye yaklaştırıyor? Neyden uzaklaştırıyor? Allah seni görünmeyen şeytanın fısıltılarından koruduğu gibi bu virüs illetinden ve bundan doğan korkulardan da koruyacaktır. Tüm bunların farkına varabilmen için Allah’ı tanıman, Allah’ın insanı niçin yarattığının ve insanın nereye doğru gitmekte olduğunu bilmen gerekiyor. Bedeli cennet olan bir tevekkül ve teslimiyet sınavı veriyoruz. Bu teslimiyetin adına İslam diyoruz. </div>
<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;"> </div>
<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;"> Ravza Zeybek</div>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.