HASİP TAYLAN
Köşe Yazarı
HASİP TAYLAN
 

AYET VE HADİS IŞIĞINDA YARATILIŞ (39)

<p><strong>-&Ccedil;ocukların Ebeveynlere karşı g&ouml;revleri 1-</strong></p> <p>İsl&acirc;m dini, Allah&rsquo;a (c.c) ibadeti emretmenin yanında, aynı zamanda m&uuml;&rsquo;minler i&ccedil;in sosyal yaşamın tesisinde de bazı &ouml;l&ccedil;&uuml; ve &ccedil;er&ccedil;eveler &ccedil;izmektedir. Bu &ouml;l&ccedil;&uuml; ve &ccedil;er&ccedil;evelerin en &ouml;nemlilerinden biri ve aynı zamanda konumuz olan anne-baba haklarına riayettir. Zira neslin devamını sağlamaları yanında, sosyal, k&uuml;lt&uuml;rel, din&icirc; ve ahl&acirc;k&icirc; değerlerin yeni nesillere aktarılması ve toplumda yaşatılmasında en etkili olan ve toplumların temel yapı taşını teşkil eden aile kurumu bu ikili tarafından tesis edilmektedir. Bireyler d&uuml;nyaya g&ouml;zlerini a&ccedil;tıkları ilk andan itibaren, şefkatı, merhameti, korumayı, dayanışmayı, paylaşmayı, yardımlaşmayı, fedak&acirc;rlığı, adaleti, sevgiyi ve saygıyı, ilk etapta bu ikilinin eseri olan bu aile kurumunda &ouml;ğrenirler. Allah&#39;ın (c.c), anne-baba ve &ccedil;ocuklar arasında yarattığı sevgi ve saygıdan kaynaklanan bu hak-g&ouml;rev ilişkisi, insan neslinin yozlaşmadan, sıhhatli ve sağlam bir şekilde devam edebilmesinin vazge&ccedil;ilmez bir şartıdır. Burada yaşananlar toplumun dizayn edilmesinde rol alacağı ve topluma mal olacağı i&ccedil;in de, toplumun geleceği a&ccedil;ısından da &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir &ouml;nem arz etmektedir.</p> <p>Dolayısıyla, sağlklı bir ailenin tesisindeki yapıtaşlarını oluşturan ve bundan &ouml;nceki b&ouml;l&uuml;mlerde izah etmeye &ccedil;alıştığımız gibi, &ccedil;ocukların yetiştirilmesinde hi&ccedil;bir fedak&acirc;rlıktan imtina etmeyen ebeveynlere karşı, &ccedil;ocuklara d&uuml;şen &ccedil;ok &ouml;nemli g&ouml;revler de vardır. Bu g&ouml;revleri şu şekilde sıralamamız m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r:</p> <p><strong>1- Anne-Babaya itaat ve saygıda kusur etmemek:</strong> Yapılması İsl&acirc;m inancına g&ouml;re haram olmayan ebeveynlerin t&uuml;m emirlerine harfiyen riayet etmektir. Cenab-i Hak (c.c) Kur&rsquo;an-i kerimde ş&ouml;yle buyurmaktadır:&nbsp; <strong><span dir="RTL">وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُوا اِلَّا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَانًا</span> &ldquo;Rabbin ancak kendisine kulluk etmeni ve ana-babaya iyilikte bulunmanı emretmiştir.&rdquo; </strong>(İsra 23). G&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; gibi Allah (c.c) &ouml;nce kendisine kulluk edilmesini ve hemen akabinde ebeveynlere itaatı ve iyiliği emreder. Zira Allah&rsquo;ın (c.c) murad etmesi ile anne-baba, kişinin v&uuml;cut bulmasına ve yaşamasına vesile olmasına zahiri sebeptirler. İnsanın d&uuml;nyaya gelmesinde, hayata kavuşmasında asıl ve niha&icirc; m&uuml;sebbib Allah (c.c) olmakla birlikte, bunun ger&ccedil;ekleşmesindeki madd&icirc; ve fiil&icirc; &acirc;mil kişinin ana-babasıdır. Dolayısıyla; yukarıda Allah&#39;ı (c.c) t&acirc;zim ve tevhid konusundaki &ccedil;ağrının akabinde, hemen ana-babayı t&acirc;z&icirc;z etme, y&uuml;ce tutma emri izliyor. Buna işaretle başka bir Ayet-i kerimede: <strong><span dir="RTL">وَوَصَّيْنَا الْاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ حَمَلَتْهُ اُمُّهُ وَهْنًا عَلٰى وَهْنٍ وَفِصَالُهُ فٖى عَامَيْنِ <u>اَنِ</u></span></strong><u><span dir="RTL"> <strong>اشْكُرْ لٖى وَلِوَالِدَيْكَ</strong></span></u><strong><span dir="RTL"> اِلَیَّ الْمَصٖيرُ</span> &ldquo;Biz insana, ana-babasını tavsiye ettik. Anası onu sıkıntı &uuml;st&uuml;ne sıkıntı &ccedil;ekerek taşımıştır. S&uuml;tten kesilmesi iki yıl i&ccedil;indedir. <u>Bana ve ana-babana ş&uuml;kret</u>; d&ouml;n&uuml;ş ancak banadır.&rdquo; </strong>(Lokman 14). Burada Allah (c.c) kendisine ve hemen akabinde anne-babaya ş&uuml;kredilmeyi &ouml;zellikle vurgulamaktadır. Demek ki, kişinin hayata gelişinin sebebi olan anne babasına karşı ş&uuml;kran duyması, burada, varlığının niha&icirc; sebebi ve kaynağı olan Allah&#39;a (c.c) ş&uuml;kretmesinin bir benzeri olarak zikredilmiştir. Ayrıca gerek hamilelik esnasında ve gerekse de &ccedil;ocuğu emzirme, b&uuml;y&uuml;tme ve yetiştirme esnasında annenin fedak&acirc;rlıkları ve katlandığı eza ve k&uuml;lfetleri bahusus zikredilmektedir.</p> <p>Keza ebeveynlere itaatın gerekliliğini anlatma bakımından babasız d&uuml;nyayı şereflendiren Hz. İsa&rsquo;nın (a.s): <strong><span dir="RTL">وَبَرًّا بِوَالِدَتٖى وَلَمْ يَجْعَلْنٖى جَبَّارًا شَقِيًّا</span> &ldquo;Beni anneme muti kıldı ve beni bedbaht bir zorba kılmadı.&rdquo; </strong>(Meryem 32) demektedir. Yani Cenab-i Hak (c.c) kendisini annesine karşı muti ve saygılı kıldığını ve bunun ne kadar y&uuml;ce bir hulkiyet ve b&uuml;y&uuml;k bir l&uuml;tuf olduğunu zikretmeye &ccedil;alışmaktadır. Buna mukabil anne-babaya itaatsızlık ve saygısızlığın ne b&uuml;y&uuml;k bir bedbahtlık olduğu ima ile anlatılmaktadır.</p> <p>&nbsp; Anne-babaya itaat etmemenin b&uuml;y&uuml;k g&uuml;nahlardan olduğunu zikreden bir hadisi şerif ş&ouml;yle buyurmaktadır:&nbsp; <strong><span dir="RTL">عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِي بَكْرَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ&nbsp; كُنَّا عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ</span></strong><span dir="RTL"> <strong>فَقَالَ أَلَا أُنَبِّئُكُمْ بِأَكْبَرِ الْكَبَائِرِ ثَلَاثًا الْإِشْرَاكُ بِاللَّهِ <u>وَعُقُوقُ الْوَالِدَيْن</u>ِ وَشَهَادَةُ الزُّورِ أَوْ قَوْلُ الزُّور</strong></span>&nbsp; &ldquo;Abdurrahman İbn-u Ebubekre (r.a) babasından naklen: Resul&uuml;llah&rsquo;ın (s.a.v) yanında idik. Ş&ouml;yle buyurdular: <strong>&ldquo;Size &uuml;&ccedil; b&uuml;y&uuml;k g&uuml;nahı s&ouml;yleyeyimmi?:</strong> <strong>Allah&rsquo;a şirk koşmak, <u>ana-babaya itaatsizlik etmek</u> ve yalancı şahitliği yapmaktır (ya da yalan s&ouml;ylemek)&rdquo; </strong>(M&uuml;slim, İman, Hds. No: 87).</p> <p>Peki, anne-babaya itaat sınırsızmıdır? Bu soruyada şimdiye kadar olduğu gibi Ayet ve Hadis ile cevap verelim. <strong><span dir="RTL">وَاِنْ جَاهَدَاكَ لِتُشْرِكَ بٖى مَا لَيْسَ لَكَ بِهٖ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا</span> &ldquo;Ş&acirc;yet onlar (annen-baban) seni, hakkında hi&ccedil;bir bilgin olmayan şeyi bana ortak koşman i&ccedil;in zorlarlarsa, bu takdirde onlara itaat etme.&rdquo; </strong>(Ankebut 8, Lokman 15). Evet, Bu Ayet-i kerimelerden anlıyoruz ki; Allah&#39;a (c.c) isyan hususunda hi&ccedil;bir yaratığa itaat edilmemelidir. Bu hususta Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir Hadis-i şerifinde ş&ouml;yle buyurulmuştur:&nbsp; <strong><span dir="RTL">&nbsp;لَا طَاعَةَ فِي مَعْصِيَةِ اللَّهِ إِنَّمَا الطَّاعَةُ فِي الْمَعْرُوفِ</span> &ldquo;Allah&rsquo;a isyanda itaat yoktur. İtaat ancak iyiliktedir.&rdquo; </strong>(S&uuml;nen-i Ebi Davud, Kitabul Cihad, Hds. No: 2625)</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Bu ayet (Ankebut 8) Sa&#39;d bin Ebi Vakkas hakkında nazil olmuştur. Sa&#39;d m&uuml;sl&uuml;man olduğu zaman annesi Abdişems&#39;in kızı Hamne: &ldquo;Ey Sa&#39;d! Kulağıma geldiğine g&ouml;re sen Muhammed&#39;in dinine girmişsin. Sen Muhammed&#39;i bırakmadıktan sonra Allaha yemin ederim, hi&ccedil;bir şey yemeyeceğim, i&ccedil;meyeceğim, r&ucirc;zg&acirc;r ve g&uuml;neşten hi&ccedil;bir şeye sığınmayacağım&rdquo; dedi. Sa&#39;d annesinin en sevimli evl&acirc;dıydı. Fakat o, annesinin s&ouml;zlerine karşı geldi. Annesi &uuml;&ccedil; g&uuml;n g&uuml;neşte oturdu, yemeden-i&ccedil;meden durdu. Sa&#39;d, Allah&#39;ın Ras&ucirc;l&uuml;&#39;ne gelerek durumu şik&acirc;yet etti ve bu ayet o zaman nazil oldu. Aynı zamanda Lokman ve Ahk&acirc;f surelerindeki ayetler de indi. Ras&ucirc;l-i Ekrem Sa&#39;d&#39;a ihsan (iyilik) ile annesini razı etmeye &ccedil;alışmasını emretti. (Taberi, Kurtubi tfsr.)</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <strong>2- Anne-Baba&rsquo;ya iyi davranmak:</strong> Bizleri şefkat ve merhametle her t&uuml;rl&uuml; k&ouml;t&uuml;l&uuml;kten koruyup himaye eden, bizleri hayata hazırlamada hi&ccedil;bir fedak&acirc;rlıktan imtina etmeyen anne-babalarımıza karşı iyi davranmamızı Cenab-i Hak (c.c) ş&ouml;yle emretmektedir:</p> <p><strong><span dir="RTL">وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُوا اِلَّا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَانًا اِمَّا يَبْلُغَنَّ عِنْدَكَ الْكِبَرَ اَحَدُهُمَا اَوْ كِلَاهُمَا فَلَا تَقُلْ لَهُمَا اُفٍّ وَلَا تَنْهَرْهُمَا وَقُلْ لَهُمَا قَوْلًا كَرٖيمًا</span></strong><strong> &ldquo;Rabbin ancak kendisine kulluk etmeni; ana-babaya iyilikte bulunmanı emretmiştir. Onlardan biri ya da ikisi senin yanında yaşlanırsa, onlara &laquo;&ouml;f!&raquo; bile deme; onları sakın azarlama, onlara hep g&uuml;zel, tatlı, i&ccedil; a&ccedil;ıcı s&ouml;z s&ouml;yle.&rdquo; </strong>(İsra 23).</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Allah (c.c) ta&rsquo;zimin en ileri derecesi olan kulluğun kendisine yapılmasını emrettikten sonra, hemen akabinde kişinin v&uuml;cut bulmsında ve yaşamasında zahiri sebep olan anne-babaya iyilikte bulunmayı ve şayet kişinin himayesine ihtiya&ccedil;ları olduğu takdirde, onlardan meydana gelebilecek olumsuz bir şey olduğunda sızlanmamayı, onlara bakmaktan şik&acirc;yet&ccedil;i olmamayı ve hatta &ldquo;&Ouml;F&rdquo; bile dememeyi emretmektedir. Ayrıca Ayet-i kerime devamla, &ouml;nce onlara g&uuml;zel muamelede bulunmayı, hoşuna gitmeyen bir şey olduğunda, kaba davranıp onları azarlamamayı emretmiştir. Dolayısıyla bununla da onlara eziyet verecek şeyleri yasakladıktan sonra, incitici yanı olmayan hoş ve g&uuml;zel şeyler s&ouml;ylemeyi emretmiştir.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Ondan sonraki Ayet-i kerimede ise:</p> <p><strong><span dir="RTL">وَاخْفِضْ لَهُمَا جَنَاحَ الذُّلِّ مِنَ الرَّحْمَةِ وَقُلْ رَبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَانٖى صَغٖيرًا</span></strong><strong> Onlara merhamet ederek tevazu kanadını ger ve de ki: &ldquo;Rabbim! Tıpkı beni k&uuml;&ccedil;&uuml;kken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara merhamet et.&rdquo; </strong>(İsra 24)</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Evet, bu Ayet-i kerimede, kuşun yuvadaki yavruları &uuml;zerine şefkat ve esirgemeyle kanatlarını germesinden m&uuml;lhem, mecaz&icirc; bir ifade ile kişinin ebeveynlerine merhamet kanatlarını germesini emretmektedir. Zira daha d&uuml;ne kadar kendilerinin kol-kanat germelerine muhta&ccedil; olan &ccedil;ocuklarına bug&uuml;n kendileri muhta&ccedil; h&acirc;le gelmişlerdir. Keza Cenab-i Hak (c.c) &ccedil;ocukların ebeveynlere karşı merhametli olmalarını emrettiği gibi, onlar i&ccedil;in dua etmelerini de emretmektedir. Yukarıdaki Ayet&rsquo;in ikinci yarısında buyurulduğu gibi:&nbsp; <strong><span dir="RTL">وَقُل رَّبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَانِي صَغِيرًا</span> &ldquo;Ey Rabbim! Onlar beni k&uuml;&ccedil;&uuml;kken terbiye edip yetiştirdikleri gibi, sen de onlara merhamet et.&rdquo; </strong>diye kendileri i&ccedil;in m&uuml;nacatta bulunulmasını emrediyor. Zira onlar, ben k&uuml;&ccedil;&uuml;kken bana şefkat g&ouml;stermişler, bana bakıp terbiyemle meşgul olmuşlardı. Rabbim! Sen de onlara merhamet et. Merhamet edenlere vaadin var, bana merhametini g&ouml;steren anne-babamı merhametine mazhar kıl şeklinde dua et. Şayet iman etmemiş iseler, Allah&rsquo;tan onlar i&ccedil;in hidayet temennisinde bulun, diye Cenab-ı Hak (c.c) emretmektedir.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Anne-babaya karşı iyi davranmakla alakalı bir Hadis-i şerifte:</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <strong><span dir="RTL">أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ قَالَ&nbsp; أَقْبَلَ رَجُلٌ إِلَى نَبِيِّ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ أُبَايِعُكَ عَلَى الْهِجْرَةِ وَالْجِهَادِ أَبْتَغِي الْأَجْرَ مِنْ اللَّهِ قَالَ فَهَلْ مِنْ وَالِدَيْكَ أَحَدٌ حَيٌّ قَالَ نَعَمْ بَلْ كِلَاهُمَا قَالَ فَتَبْتَغِي الْأَجْرَ مِنْ اللَّهِ قَالَ نَعَمْ قَالَ فَارْجِعْ إِلَى وَالِدَيْكَ فَأَحْسِنْ صُحْبَتَهُمَا</span></strong> Abdullah bin Amr bin As&rsquo;tan: Bir g&uuml;n Hz Peygambere bir adam geldi ve,</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; -&ldquo;Sana hicret ve cihad şartı ile biat etmek istiyorum. Ecri Allah&rsquo;tan dilerim&rdquo; dedi. Hz Peygamber (s.a.v):</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; - &ldquo;Annenle babandan sağ olan var mı?&rdquo; diye sordu</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; &nbsp;Adam;</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; - &ldquo;Evet! Hatta ikisi de!&rdquo; diye cevap verdi Hz Peygamber (s.a.v):</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; &ldquo;Allah&rsquo;tan ecir diler misin?&rdquo; dedi.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Adam:</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; - &ldquo;Evet&rdquo; cevabını verdi. Bunun &uuml;zerine Hz Peygamber (s.a.v):</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; - &ldquo;O h&acirc;lde hemen annenle babanın yanına d&ouml;n ve onlarla g&uuml;zel sohbette bulun&rdquo; buyurdu. (Sahih-i M&uuml;slim, Kitabul-Bir, Hds. No: 2549)</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Başka bir Hadis-i şerif:&nbsp;&nbsp; <strong><span dir="RTL">عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ&nbsp; عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ رَغِمَ أَنْفُ ثُمَّ رَغِمَ أَنْفُ ثُمَّ</span></strong><span dir="RTL"> <strong>رَغِمَ أَنْفُ قِيلَ مَنْ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ مَنْ أَدْرَكَ أَبَوَيْهِ عِنْدَ الْكِبَرِ أَحَدَهُمَا أَوْ كِلَيْهِمَا فَلَمْ يَدْخُلْ الْجَنَّةَ</strong></span> Ebu Hureyre&rsquo;den (Radiyallahu Anh): Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ş&ouml;yle buyurdular:</p> <p><strong>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; -Burnu yerde s&uuml;r&uuml;ns&uuml;n, burnu yerde s&uuml;r&uuml;ns&uuml;n, burnu yerde s&uuml;r&uuml;ns&uuml;n!</strong></p> <p><strong>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; -Kimin? Ya Rasulallah! soruldu.</strong></p> <p><strong>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ş&ouml;yle buyurdular:</strong></p> <p><strong>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; -Ana babasınn ikisine yahut ikisinded birnin ihtiyarlık zamanlarına yetişip de cennete giremeyen kimsenin. </strong>(Sahih-i M&uuml;slim Kitabul-bir Hds. No: 2551)</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Burada anne babasının ikisinin ihtiyarlığına ve ikisinden birisinin ihtiyarlığına yetişip de onları memnun edemeyen, onların hayır duasını alamayan, onlara gereken &ouml;nemi g&ouml;stermeyip Cennet&#39;e girecek ecri elde edemeyenlere hitap ediliyor. Demek ki normalde anne babaya asi olmayıp, hayır yolunda s&ouml;zlerinden &ccedil;ıkmayıp Allah&#39;a (c.c) ve Resul&uuml;&rsquo;ne (s.a.v) gerektiği &ouml;l&ccedil;&uuml;de itaat eden kişi Cennet&#39;e girebilecek durumdadır. Bu Anne-babası veya ikisinden biri sağ olan &ccedil;ocuklar i&ccedil;in &ccedil;ok hayırlı ve sevindici bir m&uuml;jdedir. Bu imk&acirc;na sahip olup ve bunu icabı gereğince değerlendirene ne mutlu!..</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Keza Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadislerinde ana-baba i&ccedil;in yalnız yaşarken değil, &ouml;ld&uuml;kten sonra da dua edilmesini tavsiye etmektedir:</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <strong><span dir="RTL">وعن أبي&nbsp; أُسَيْد بضم الهمزة وفتح السين مالكِ بنِ ربِيعَةَ السَّاعِدِيِّ رضي اللَّه عنه قال : بَيْنا نَحْنُ جُلُوسٌ عِنْدَ رسول اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم إذ جاءَهُ رجُلٌ مِنْ بني سَلَمة فقالَ : يارسولَ اللَّه هَلْ بقى مِن بِرِّ أَبويَّ شىءٌ أَبرُّهُمَا بِهِ بَعدَ مَوْتِهِمَا ؟ فقال : &laquo; نَعَمْ ، الصَّلاَة&nbsp; علَيْهِمَا ، والاسْتِغْفَارُ لَهُما ، وإِنْفاذُ عَهْدِهِما ، وصِلةُ الرَّحِمِ التي لا تُوصَلُ إِلاَّ بِهِمَا ، وإِكَرَامُ صَدِيقهما</span> &raquo; </strong>Eb&ucirc; &Uuml;seyd M&acirc;lik bin Reb&icirc;a es-S&acirc;id&icirc; radıyallahu anh ş&ouml;yle dedi:</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Bir g&uuml;n biz Res&ucirc;lullah sallallahu aleyhi ve sellem&rsquo;in huzurunda otururken Selemeoğulları kabilesinden bir adam &ccedil;ıkageldi ve:</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; - Y&acirc; Res&ucirc;lallah! Anamla babam &ouml;ld&uuml;kten sonra onlara yapabileceğim bir iyilik var mı? diye sordu.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Res&ucirc;l-i Ekrem ş&ouml;yle buyurdu:</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; &ndash; &ldquo;Evet, onlara dua eder g&uuml;nahlarının bağışlanmasını dilersin, vasiyetlerini yerine getirirsin, akrabasını koruyup g&ouml;zetirsin, dostlarına da ikramda bulunursun.&rdquo;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; (Ebu Davut, Edep, 20)</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Başka bir Hadis-i şerifte de ş&ouml;yle buyurulmaktadır:</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <strong><span dir="RTL">عن أبي هريرة&nbsp; أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال إذا مات الإنسان انقطع عنه عمله إلا من ثلاثة إلا من صدقة جارية أو علم ينتفع به أو ولد صالح يدعو له</span> Ebi Hureyre&rsquo;den (r.a) Peygamberimiz (s.a.v) ş&ouml;yle buyurmuşlardır: &ldquo;İnsan vefat ettiği zaman &uuml;&ccedil; durum dışında ameli inkitaya uğrar (amel defteri kapanır). Bunlar: 1-Sadaka-i cariye, 2-Yararlı ilim, 3-Arkasında bıraktığı <u>Salih veledin duası&rdquo;</u> </strong>(Sahih-i M&uuml;slim, Vasiyet, Hds. No:1255)</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Ebeveynlerin M&uuml;&rsquo;min olmaması durumunda dahi Cenab-ı Hak (c.c) kendilerine iyi davranmayı şu Ayet-i kerimede zikredildiği gibi <strong><span dir="RTL">وإِن جَاهَدَاكَ عَلى أَن تُشْرِكَ بِي مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا <u>وَصَاحِبْهُمَا فِي الدُّنْيَا مَعْرُوفاً</u></span></strong> <strong>&nbsp;&ldquo;Eğer, hakkında hi&ccedil;bir bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman i&ccedil;in seninle uğraşırlarsa, onlara itaat etme. <u>Fakat d&uuml;nyada onlarla iyi ge&ccedil;in.&rdquo;</u></strong> (Lokman 15), emretmektedir. Bana şirk koşmaya zorlamalarında onlara itaat etme; l&acirc;kin onun dışında onlara iyi davran ve onlarla iyi ge&ccedil;in diye emretmektedir.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Keza Peygamberimiz (s.a.v) Sahih-i Buhari&rsquo;de ge&ccedil;en bir hadislerinde kendileriyle iman hususunda m&uuml;nakaşa i&ccedil;erisinde olmayan gayr-ı M&uuml;slim ana-babaya karşı iyiliği emretmektedir:</p> <p><strong><span dir="RTL">وعن أَسْمَاءَ بنْتِ أبي بكْرٍ الصِّدِّيقِ رضي اللَّه عنهما قالت : قَدِمتْ عليَّ أُمِّي وهِي مُشركة في عهْدِ رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم فَاسْتَفتَيْتُ رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قلتُ : قَدِمتْ عَليَّ أُمِّى وَهِى راغبةٌ ، أَفأَصِلُ أُمِّي ؟ قال : &laquo; نَعمْ صِلي أُمَّكِ &raquo; متفق عليه</span></strong> . Hz. Eb&ucirc; Bekir&rsquo;in kızı Esm&acirc; radıyallahu anh&uuml;m&acirc; ş&ouml;yle dedi:</p> <p style="margin-left:35.4pt">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; İsl&acirc;miyet&rsquo;i kabul etmemiş olan annem Res&ucirc;lullah zamanında yanıma gelmişti. Res&ucirc;lullah&rsquo;ın g&ouml;r&uuml;ş&uuml;n&uuml; almak i&ccedil;in Res&ucirc;lullah&rsquo;a:</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; - Annem, beni &ouml;zleyip gelmiş. Ona ikramda bulunabilir miyim? diye sordum.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Peygamber aleyhissel&acirc;m:</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; - &ldquo;Evet, annene iyi davran!&rdquo; buyurdu. [Buh&acirc;r&icirc;, Hibe, Hds.No: 29 (2477)].&nbsp;&nbsp;&nbsp; (DEVAM EDECEK İNŞA-ALLAH)</p> <p>&nbsp;</p>
Ekleme Tarihi: 06 Kasım 2015 - Cuma

AYET VE HADİS IŞIĞINDA YARATILIŞ (39)

<p><strong>-&Ccedil;ocukların Ebeveynlere karşı g&ouml;revleri 1-</strong></p> <p>İsl&acirc;m dini, Allah&rsquo;a (c.c) ibadeti emretmenin yanında, aynı zamanda m&uuml;&rsquo;minler i&ccedil;in sosyal yaşamın tesisinde de bazı &ouml;l&ccedil;&uuml; ve &ccedil;er&ccedil;eveler &ccedil;izmektedir. Bu &ouml;l&ccedil;&uuml; ve &ccedil;er&ccedil;evelerin en &ouml;nemlilerinden biri ve aynı zamanda konumuz olan anne-baba haklarına riayettir. Zira neslin devamını sağlamaları yanında, sosyal, k&uuml;lt&uuml;rel, din&icirc; ve ahl&acirc;k&icirc; değerlerin yeni nesillere aktarılması ve toplumda yaşatılmasında en etkili olan ve toplumların temel yapı taşını teşkil eden aile kurumu bu ikili tarafından tesis edilmektedir. Bireyler d&uuml;nyaya g&ouml;zlerini a&ccedil;tıkları ilk andan itibaren, şefkatı, merhameti, korumayı, dayanışmayı, paylaşmayı, yardımlaşmayı, fedak&acirc;rlığı, adaleti, sevgiyi ve saygıyı, ilk etapta bu ikilinin eseri olan bu aile kurumunda &ouml;ğrenirler. Allah&#39;ın (c.c), anne-baba ve &ccedil;ocuklar arasında yarattığı sevgi ve saygıdan kaynaklanan bu hak-g&ouml;rev ilişkisi, insan neslinin yozlaşmadan, sıhhatli ve sağlam bir şekilde devam edebilmesinin vazge&ccedil;ilmez bir şartıdır. Burada yaşananlar toplumun dizayn edilmesinde rol alacağı ve topluma mal olacağı i&ccedil;in de, toplumun geleceği a&ccedil;ısından da &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir &ouml;nem arz etmektedir.</p> <p>Dolayısıyla, sağlklı bir ailenin tesisindeki yapıtaşlarını oluşturan ve bundan &ouml;nceki b&ouml;l&uuml;mlerde izah etmeye &ccedil;alıştığımız gibi, &ccedil;ocukların yetiştirilmesinde hi&ccedil;bir fedak&acirc;rlıktan imtina etmeyen ebeveynlere karşı, &ccedil;ocuklara d&uuml;şen &ccedil;ok &ouml;nemli g&ouml;revler de vardır. Bu g&ouml;revleri şu şekilde sıralamamız m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r:</p> <p><strong>1- Anne-Babaya itaat ve saygıda kusur etmemek:</strong> Yapılması İsl&acirc;m inancına g&ouml;re haram olmayan ebeveynlerin t&uuml;m emirlerine harfiyen riayet etmektir. Cenab-i Hak (c.c) Kur&rsquo;an-i kerimde ş&ouml;yle buyurmaktadır:&nbsp; <strong><span dir="RTL">وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُوا اِلَّا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَانًا</span> &ldquo;Rabbin ancak kendisine kulluk etmeni ve ana-babaya iyilikte bulunmanı emretmiştir.&rdquo; </strong>(İsra 23). G&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; gibi Allah (c.c) &ouml;nce kendisine kulluk edilmesini ve hemen akabinde ebeveynlere itaatı ve iyiliği emreder. Zira Allah&rsquo;ın (c.c) murad etmesi ile anne-baba, kişinin v&uuml;cut bulmasına ve yaşamasına vesile olmasına zahiri sebeptirler. İnsanın d&uuml;nyaya gelmesinde, hayata kavuşmasında asıl ve niha&icirc; m&uuml;sebbib Allah (c.c) olmakla birlikte, bunun ger&ccedil;ekleşmesindeki madd&icirc; ve fiil&icirc; &acirc;mil kişinin ana-babasıdır. Dolayısıyla; yukarıda Allah&#39;ı (c.c) t&acirc;zim ve tevhid konusundaki &ccedil;ağrının akabinde, hemen ana-babayı t&acirc;z&icirc;z etme, y&uuml;ce tutma emri izliyor. Buna işaretle başka bir Ayet-i kerimede: <strong><span dir="RTL">وَوَصَّيْنَا الْاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ حَمَلَتْهُ اُمُّهُ وَهْنًا عَلٰى وَهْنٍ وَفِصَالُهُ فٖى عَامَيْنِ <u>اَنِ</u></span></strong><u><span dir="RTL"> <strong>اشْكُرْ لٖى وَلِوَالِدَيْكَ</strong></span></u><strong><span dir="RTL"> اِلَیَّ الْمَصٖيرُ</span> &ldquo;Biz insana, ana-babasını tavsiye ettik. Anası onu sıkıntı &uuml;st&uuml;ne sıkıntı &ccedil;ekerek taşımıştır. S&uuml;tten kesilmesi iki yıl i&ccedil;indedir. <u>Bana ve ana-babana ş&uuml;kret</u>; d&ouml;n&uuml;ş ancak banadır.&rdquo; </strong>(Lokman 14). Burada Allah (c.c) kendisine ve hemen akabinde anne-babaya ş&uuml;kredilmeyi &ouml;zellikle vurgulamaktadır. Demek ki, kişinin hayata gelişinin sebebi olan anne babasına karşı ş&uuml;kran duyması, burada, varlığının niha&icirc; sebebi ve kaynağı olan Allah&#39;a (c.c) ş&uuml;kretmesinin bir benzeri olarak zikredilmiştir. Ayrıca gerek hamilelik esnasında ve gerekse de &ccedil;ocuğu emzirme, b&uuml;y&uuml;tme ve yetiştirme esnasında annenin fedak&acirc;rlıkları ve katlandığı eza ve k&uuml;lfetleri bahusus zikredilmektedir.</p> <p>Keza ebeveynlere itaatın gerekliliğini anlatma bakımından babasız d&uuml;nyayı şereflendiren Hz. İsa&rsquo;nın (a.s): <strong><span dir="RTL">وَبَرًّا بِوَالِدَتٖى وَلَمْ يَجْعَلْنٖى جَبَّارًا شَقِيًّا</span> &ldquo;Beni anneme muti kıldı ve beni bedbaht bir zorba kılmadı.&rdquo; </strong>(Meryem 32) demektedir. Yani Cenab-i Hak (c.c) kendisini annesine karşı muti ve saygılı kıldığını ve bunun ne kadar y&uuml;ce bir hulkiyet ve b&uuml;y&uuml;k bir l&uuml;tuf olduğunu zikretmeye &ccedil;alışmaktadır. Buna mukabil anne-babaya itaatsızlık ve saygısızlığın ne b&uuml;y&uuml;k bir bedbahtlık olduğu ima ile anlatılmaktadır.</p> <p>&nbsp; Anne-babaya itaat etmemenin b&uuml;y&uuml;k g&uuml;nahlardan olduğunu zikreden bir hadisi şerif ş&ouml;yle buyurmaktadır:&nbsp; <strong><span dir="RTL">عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِي بَكْرَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ&nbsp; كُنَّا عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ</span></strong><span dir="RTL"> <strong>فَقَالَ أَلَا أُنَبِّئُكُمْ بِأَكْبَرِ الْكَبَائِرِ ثَلَاثًا الْإِشْرَاكُ بِاللَّهِ <u>وَعُقُوقُ الْوَالِدَيْن</u>ِ وَشَهَادَةُ الزُّورِ أَوْ قَوْلُ الزُّور</strong></span>&nbsp; &ldquo;Abdurrahman İbn-u Ebubekre (r.a) babasından naklen: Resul&uuml;llah&rsquo;ın (s.a.v) yanında idik. Ş&ouml;yle buyurdular: <strong>&ldquo;Size &uuml;&ccedil; b&uuml;y&uuml;k g&uuml;nahı s&ouml;yleyeyimmi?:</strong> <strong>Allah&rsquo;a şirk koşmak, <u>ana-babaya itaatsizlik etmek</u> ve yalancı şahitliği yapmaktır (ya da yalan s&ouml;ylemek)&rdquo; </strong>(M&uuml;slim, İman, Hds. No: 87).</p> <p>Peki, anne-babaya itaat sınırsızmıdır? Bu soruyada şimdiye kadar olduğu gibi Ayet ve Hadis ile cevap verelim. <strong><span dir="RTL">وَاِنْ جَاهَدَاكَ لِتُشْرِكَ بٖى مَا لَيْسَ لَكَ بِهٖ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا</span> &ldquo;Ş&acirc;yet onlar (annen-baban) seni, hakkında hi&ccedil;bir bilgin olmayan şeyi bana ortak koşman i&ccedil;in zorlarlarsa, bu takdirde onlara itaat etme.&rdquo; </strong>(Ankebut 8, Lokman 15). Evet, Bu Ayet-i kerimelerden anlıyoruz ki; Allah&#39;a (c.c) isyan hususunda hi&ccedil;bir yaratığa itaat edilmemelidir. Bu hususta Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir Hadis-i şerifinde ş&ouml;yle buyurulmuştur:&nbsp; <strong><span dir="RTL">&nbsp;لَا طَاعَةَ فِي مَعْصِيَةِ اللَّهِ إِنَّمَا الطَّاعَةُ فِي الْمَعْرُوفِ</span> &ldquo;Allah&rsquo;a isyanda itaat yoktur. İtaat ancak iyiliktedir.&rdquo; </strong>(S&uuml;nen-i Ebi Davud, Kitabul Cihad, Hds. No: 2625)</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Bu ayet (Ankebut 8) Sa&#39;d bin Ebi Vakkas hakkında nazil olmuştur. Sa&#39;d m&uuml;sl&uuml;man olduğu zaman annesi Abdişems&#39;in kızı Hamne: &ldquo;Ey Sa&#39;d! Kulağıma geldiğine g&ouml;re sen Muhammed&#39;in dinine girmişsin. Sen Muhammed&#39;i bırakmadıktan sonra Allaha yemin ederim, hi&ccedil;bir şey yemeyeceğim, i&ccedil;meyeceğim, r&ucirc;zg&acirc;r ve g&uuml;neşten hi&ccedil;bir şeye sığınmayacağım&rdquo; dedi. Sa&#39;d annesinin en sevimli evl&acirc;dıydı. Fakat o, annesinin s&ouml;zlerine karşı geldi. Annesi &uuml;&ccedil; g&uuml;n g&uuml;neşte oturdu, yemeden-i&ccedil;meden durdu. Sa&#39;d, Allah&#39;ın Ras&ucirc;l&uuml;&#39;ne gelerek durumu şik&acirc;yet etti ve bu ayet o zaman nazil oldu. Aynı zamanda Lokman ve Ahk&acirc;f surelerindeki ayetler de indi. Ras&ucirc;l-i Ekrem Sa&#39;d&#39;a ihsan (iyilik) ile annesini razı etmeye &ccedil;alışmasını emretti. (Taberi, Kurtubi tfsr.)</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <strong>2- Anne-Baba&rsquo;ya iyi davranmak:</strong> Bizleri şefkat ve merhametle her t&uuml;rl&uuml; k&ouml;t&uuml;l&uuml;kten koruyup himaye eden, bizleri hayata hazırlamada hi&ccedil;bir fedak&acirc;rlıktan imtina etmeyen anne-babalarımıza karşı iyi davranmamızı Cenab-i Hak (c.c) ş&ouml;yle emretmektedir:</p> <p><strong><span dir="RTL">وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُوا اِلَّا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَانًا اِمَّا يَبْلُغَنَّ عِنْدَكَ الْكِبَرَ اَحَدُهُمَا اَوْ كِلَاهُمَا فَلَا تَقُلْ لَهُمَا اُفٍّ وَلَا تَنْهَرْهُمَا وَقُلْ لَهُمَا قَوْلًا كَرٖيمًا</span></strong><strong> &ldquo;Rabbin ancak kendisine kulluk etmeni; ana-babaya iyilikte bulunmanı emretmiştir. Onlardan biri ya da ikisi senin yanında yaşlanırsa, onlara &laquo;&ouml;f!&raquo; bile deme; onları sakın azarlama, onlara hep g&uuml;zel, tatlı, i&ccedil; a&ccedil;ıcı s&ouml;z s&ouml;yle.&rdquo; </strong>(İsra 23).</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Allah (c.c) ta&rsquo;zimin en ileri derecesi olan kulluğun kendisine yapılmasını emrettikten sonra, hemen akabinde kişinin v&uuml;cut bulmsında ve yaşamasında zahiri sebep olan anne-babaya iyilikte bulunmayı ve şayet kişinin himayesine ihtiya&ccedil;ları olduğu takdirde, onlardan meydana gelebilecek olumsuz bir şey olduğunda sızlanmamayı, onlara bakmaktan şik&acirc;yet&ccedil;i olmamayı ve hatta &ldquo;&Ouml;F&rdquo; bile dememeyi emretmektedir. Ayrıca Ayet-i kerime devamla, &ouml;nce onlara g&uuml;zel muamelede bulunmayı, hoşuna gitmeyen bir şey olduğunda, kaba davranıp onları azarlamamayı emretmiştir. Dolayısıyla bununla da onlara eziyet verecek şeyleri yasakladıktan sonra, incitici yanı olmayan hoş ve g&uuml;zel şeyler s&ouml;ylemeyi emretmiştir.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Ondan sonraki Ayet-i kerimede ise:</p> <p><strong><span dir="RTL">وَاخْفِضْ لَهُمَا جَنَاحَ الذُّلِّ مِنَ الرَّحْمَةِ وَقُلْ رَبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَانٖى صَغٖيرًا</span></strong><strong> Onlara merhamet ederek tevazu kanadını ger ve de ki: &ldquo;Rabbim! Tıpkı beni k&uuml;&ccedil;&uuml;kken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara merhamet et.&rdquo; </strong>(İsra 24)</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Evet, bu Ayet-i kerimede, kuşun yuvadaki yavruları &uuml;zerine şefkat ve esirgemeyle kanatlarını germesinden m&uuml;lhem, mecaz&icirc; bir ifade ile kişinin ebeveynlerine merhamet kanatlarını germesini emretmektedir. Zira daha d&uuml;ne kadar kendilerinin kol-kanat germelerine muhta&ccedil; olan &ccedil;ocuklarına bug&uuml;n kendileri muhta&ccedil; h&acirc;le gelmişlerdir. Keza Cenab-i Hak (c.c) &ccedil;ocukların ebeveynlere karşı merhametli olmalarını emrettiği gibi, onlar i&ccedil;in dua etmelerini de emretmektedir. Yukarıdaki Ayet&rsquo;in ikinci yarısında buyurulduğu gibi:&nbsp; <strong><span dir="RTL">وَقُل رَّبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَانِي صَغِيرًا</span> &ldquo;Ey Rabbim! Onlar beni k&uuml;&ccedil;&uuml;kken terbiye edip yetiştirdikleri gibi, sen de onlara merhamet et.&rdquo; </strong>diye kendileri i&ccedil;in m&uuml;nacatta bulunulmasını emrediyor. Zira onlar, ben k&uuml;&ccedil;&uuml;kken bana şefkat g&ouml;stermişler, bana bakıp terbiyemle meşgul olmuşlardı. Rabbim! Sen de onlara merhamet et. Merhamet edenlere vaadin var, bana merhametini g&ouml;steren anne-babamı merhametine mazhar kıl şeklinde dua et. Şayet iman etmemiş iseler, Allah&rsquo;tan onlar i&ccedil;in hidayet temennisinde bulun, diye Cenab-ı Hak (c.c) emretmektedir.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Anne-babaya karşı iyi davranmakla alakalı bir Hadis-i şerifte:</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <strong><span dir="RTL">أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ قَالَ&nbsp; أَقْبَلَ رَجُلٌ إِلَى نَبِيِّ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ أُبَايِعُكَ عَلَى الْهِجْرَةِ وَالْجِهَادِ أَبْتَغِي الْأَجْرَ مِنْ اللَّهِ قَالَ فَهَلْ مِنْ وَالِدَيْكَ أَحَدٌ حَيٌّ قَالَ نَعَمْ بَلْ كِلَاهُمَا قَالَ فَتَبْتَغِي الْأَجْرَ مِنْ اللَّهِ قَالَ نَعَمْ قَالَ فَارْجِعْ إِلَى وَالِدَيْكَ فَأَحْسِنْ صُحْبَتَهُمَا</span></strong> Abdullah bin Amr bin As&rsquo;tan: Bir g&uuml;n Hz Peygambere bir adam geldi ve,</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; -&ldquo;Sana hicret ve cihad şartı ile biat etmek istiyorum. Ecri Allah&rsquo;tan dilerim&rdquo; dedi. Hz Peygamber (s.a.v):</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; - &ldquo;Annenle babandan sağ olan var mı?&rdquo; diye sordu</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; &nbsp;Adam;</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; - &ldquo;Evet! Hatta ikisi de!&rdquo; diye cevap verdi Hz Peygamber (s.a.v):</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; &ldquo;Allah&rsquo;tan ecir diler misin?&rdquo; dedi.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Adam:</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; - &ldquo;Evet&rdquo; cevabını verdi. Bunun &uuml;zerine Hz Peygamber (s.a.v):</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; - &ldquo;O h&acirc;lde hemen annenle babanın yanına d&ouml;n ve onlarla g&uuml;zel sohbette bulun&rdquo; buyurdu. (Sahih-i M&uuml;slim, Kitabul-Bir, Hds. No: 2549)</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Başka bir Hadis-i şerif:&nbsp;&nbsp; <strong><span dir="RTL">عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ&nbsp; عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ رَغِمَ أَنْفُ ثُمَّ رَغِمَ أَنْفُ ثُمَّ</span></strong><span dir="RTL"> <strong>رَغِمَ أَنْفُ قِيلَ مَنْ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ مَنْ أَدْرَكَ أَبَوَيْهِ عِنْدَ الْكِبَرِ أَحَدَهُمَا أَوْ كِلَيْهِمَا فَلَمْ يَدْخُلْ الْجَنَّةَ</strong></span> Ebu Hureyre&rsquo;den (Radiyallahu Anh): Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ş&ouml;yle buyurdular:</p> <p><strong>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; -Burnu yerde s&uuml;r&uuml;ns&uuml;n, burnu yerde s&uuml;r&uuml;ns&uuml;n, burnu yerde s&uuml;r&uuml;ns&uuml;n!</strong></p> <p><strong>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; -Kimin? Ya Rasulallah! soruldu.</strong></p> <p><strong>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ş&ouml;yle buyurdular:</strong></p> <p><strong>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; -Ana babasınn ikisine yahut ikisinded birnin ihtiyarlık zamanlarına yetişip de cennete giremeyen kimsenin. </strong>(Sahih-i M&uuml;slim Kitabul-bir Hds. No: 2551)</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Burada anne babasının ikisinin ihtiyarlığına ve ikisinden birisinin ihtiyarlığına yetişip de onları memnun edemeyen, onların hayır duasını alamayan, onlara gereken &ouml;nemi g&ouml;stermeyip Cennet&#39;e girecek ecri elde edemeyenlere hitap ediliyor. Demek ki normalde anne babaya asi olmayıp, hayır yolunda s&ouml;zlerinden &ccedil;ıkmayıp Allah&#39;a (c.c) ve Resul&uuml;&rsquo;ne (s.a.v) gerektiği &ouml;l&ccedil;&uuml;de itaat eden kişi Cennet&#39;e girebilecek durumdadır. Bu Anne-babası veya ikisinden biri sağ olan &ccedil;ocuklar i&ccedil;in &ccedil;ok hayırlı ve sevindici bir m&uuml;jdedir. Bu imk&acirc;na sahip olup ve bunu icabı gereğince değerlendirene ne mutlu!..</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Keza Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadislerinde ana-baba i&ccedil;in yalnız yaşarken değil, &ouml;ld&uuml;kten sonra da dua edilmesini tavsiye etmektedir:</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <strong><span dir="RTL">وعن أبي&nbsp; أُسَيْد بضم الهمزة وفتح السين مالكِ بنِ ربِيعَةَ السَّاعِدِيِّ رضي اللَّه عنه قال : بَيْنا نَحْنُ جُلُوسٌ عِنْدَ رسول اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم إذ جاءَهُ رجُلٌ مِنْ بني سَلَمة فقالَ : يارسولَ اللَّه هَلْ بقى مِن بِرِّ أَبويَّ شىءٌ أَبرُّهُمَا بِهِ بَعدَ مَوْتِهِمَا ؟ فقال : &laquo; نَعَمْ ، الصَّلاَة&nbsp; علَيْهِمَا ، والاسْتِغْفَارُ لَهُما ، وإِنْفاذُ عَهْدِهِما ، وصِلةُ الرَّحِمِ التي لا تُوصَلُ إِلاَّ بِهِمَا ، وإِكَرَامُ صَدِيقهما</span> &raquo; </strong>Eb&ucirc; &Uuml;seyd M&acirc;lik bin Reb&icirc;a es-S&acirc;id&icirc; radıyallahu anh ş&ouml;yle dedi:</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Bir g&uuml;n biz Res&ucirc;lullah sallallahu aleyhi ve sellem&rsquo;in huzurunda otururken Selemeoğulları kabilesinden bir adam &ccedil;ıkageldi ve:</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; - Y&acirc; Res&ucirc;lallah! Anamla babam &ouml;ld&uuml;kten sonra onlara yapabileceğim bir iyilik var mı? diye sordu.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Res&ucirc;l-i Ekrem ş&ouml;yle buyurdu:</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; &ndash; &ldquo;Evet, onlara dua eder g&uuml;nahlarının bağışlanmasını dilersin, vasiyetlerini yerine getirirsin, akrabasını koruyup g&ouml;zetirsin, dostlarına da ikramda bulunursun.&rdquo;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; (Ebu Davut, Edep, 20)</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Başka bir Hadis-i şerifte de ş&ouml;yle buyurulmaktadır:</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; <strong><span dir="RTL">عن أبي هريرة&nbsp; أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال إذا مات الإنسان انقطع عنه عمله إلا من ثلاثة إلا من صدقة جارية أو علم ينتفع به أو ولد صالح يدعو له</span> Ebi Hureyre&rsquo;den (r.a) Peygamberimiz (s.a.v) ş&ouml;yle buyurmuşlardır: &ldquo;İnsan vefat ettiği zaman &uuml;&ccedil; durum dışında ameli inkitaya uğrar (amel defteri kapanır). Bunlar: 1-Sadaka-i cariye, 2-Yararlı ilim, 3-Arkasında bıraktığı <u>Salih veledin duası&rdquo;</u> </strong>(Sahih-i M&uuml;slim, Vasiyet, Hds. No:1255)</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Ebeveynlerin M&uuml;&rsquo;min olmaması durumunda dahi Cenab-ı Hak (c.c) kendilerine iyi davranmayı şu Ayet-i kerimede zikredildiği gibi <strong><span dir="RTL">وإِن جَاهَدَاكَ عَلى أَن تُشْرِكَ بِي مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا <u>وَصَاحِبْهُمَا فِي الدُّنْيَا مَعْرُوفاً</u></span></strong> <strong>&nbsp;&ldquo;Eğer, hakkında hi&ccedil;bir bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman i&ccedil;in seninle uğraşırlarsa, onlara itaat etme. <u>Fakat d&uuml;nyada onlarla iyi ge&ccedil;in.&rdquo;</u></strong> (Lokman 15), emretmektedir. Bana şirk koşmaya zorlamalarında onlara itaat etme; l&acirc;kin onun dışında onlara iyi davran ve onlarla iyi ge&ccedil;in diye emretmektedir.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Keza Peygamberimiz (s.a.v) Sahih-i Buhari&rsquo;de ge&ccedil;en bir hadislerinde kendileriyle iman hususunda m&uuml;nakaşa i&ccedil;erisinde olmayan gayr-ı M&uuml;slim ana-babaya karşı iyiliği emretmektedir:</p> <p><strong><span dir="RTL">وعن أَسْمَاءَ بنْتِ أبي بكْرٍ الصِّدِّيقِ رضي اللَّه عنهما قالت : قَدِمتْ عليَّ أُمِّي وهِي مُشركة في عهْدِ رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم فَاسْتَفتَيْتُ رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قلتُ : قَدِمتْ عَليَّ أُمِّى وَهِى راغبةٌ ، أَفأَصِلُ أُمِّي ؟ قال : &laquo; نَعمْ صِلي أُمَّكِ &raquo; متفق عليه</span></strong> . Hz. Eb&ucirc; Bekir&rsquo;in kızı Esm&acirc; radıyallahu anh&uuml;m&acirc; ş&ouml;yle dedi:</p> <p style="margin-left:35.4pt">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; İsl&acirc;miyet&rsquo;i kabul etmemiş olan annem Res&ucirc;lullah zamanında yanıma gelmişti. Res&ucirc;lullah&rsquo;ın g&ouml;r&uuml;ş&uuml;n&uuml; almak i&ccedil;in Res&ucirc;lullah&rsquo;a:</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; - Annem, beni &ouml;zleyip gelmiş. Ona ikramda bulunabilir miyim? diye sordum.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Peygamber aleyhissel&acirc;m:</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; - &ldquo;Evet, annene iyi davran!&rdquo; buyurdu. [Buh&acirc;r&icirc;, Hibe, Hds.No: 29 (2477)].&nbsp;&nbsp;&nbsp; (DEVAM EDECEK İNŞA-ALLAH)</p> <p>&nbsp;</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.