EROL AYDIN
Köşe Yazarı
EROL AYDIN
 

UŞAĞIM OLSUN DA EVİN YOLUNU BİLMESE DE OLUR!

<p>Toplum olarak kız ve erkek evlatlar arasındaki ayrım, &ccedil;ağlar değişse de maalesef devam etmektedir. Cahiliye d&ouml;neminde kız &ccedil;ocuklarına yapılan zulm&uuml;n aynısı olmasa da değişik şekilde bu adetlerin y&uuml;r&uuml;rl&uuml;kte olması acıdır.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Değişik b&ouml;lgelerde uşak kavramı kullanılsa da kastedilenler arasında farklılıklar vardır. Mesela Doğuda uşak derken t&uuml;m &ccedil;ocuklardan bahsedilirken, Karadeniz&rsquo;de uşak sadece erkek &ccedil;ocuklarını kapsamaktadır. B&ouml;yle olunca da kız &ccedil;ocuklarının adı bile zikredilmediği i&ccedil;in ayrımcılık en başından ortaya &ccedil;ıkmaktadır. İlgin&ccedil; ve enteresan olan da bu negatif ayrımcılığın kadınların yapmış olmasıdır. &Ouml;zellikle anneler <em>&ldquo;o evin uşağı&rdquo;</em> diyerek kız &ccedil;ocuklarını arka plana iterek, ezmektedirler. İşte, aşta, mal paylaşımında, sosyal stat&uuml;de ve temsilde hep erkek &ccedil;ocukları kayrılmaktadır. Fakat daha ilgin&ccedil; olan her t&uuml;rl&uuml; sıkıntıda, hastalıkta, acıda ve yaşlılıkta kız &ccedil;ocukları ebeveynlerin yanında iken bu ayrımcılığın son bulması i&ccedil;in yeterli olmamaktadır.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Bir&ccedil;ok ailenin uşak oluncaya kadar &ccedil;ocuk doğurmaya devam etmesi de meseleye bakış a&ccedil;ısı bakımından &ouml;nemlidir. Ya da <em>&ldquo;bir &ouml;nceki &ccedil;ocuk erkek olsaydı, son &ccedil;ocuğu yapmazdık&rdquo;</em> demek, bu konuda fazla s&ouml;ze hacet bırakmıyor.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Erkek &ccedil;ocuğuna olan d&uuml;şk&uuml;nl&uuml;k o d&uuml;zeye varmıştır ki <em>&ldquo;uşağım olsun da evin yolunu bilmese de olur&rdquo; </em>&nbsp;d&uuml;zeyindedir. Bu bakış a&ccedil;ısında inancımız a&ccedil;ısından da kabul edilmesi m&uuml;mk&uuml;n olmayan sakıncalar vardır;</p> <p>Ş&ouml;yle ki;</p> <ul style="list-style-type:circle"> <li>Yaratıcıya karşı isyan s&ouml;z konusudur,</li> <li>Nasip ve kısmete, dolayısı ile kadere karşı ş&uuml;phe vardır,</li> <li>Hayır ve şerrin Allahtan olduğuna dair inanca isyan vardır,</li> <li>İman zayıflığı, itikat zafiyeti ve takva yoksunluğu mevcuttur.</li> </ul> <p>Her şeyin hayırlısı istemek, kaza ve kadere razı g&ouml;stermek bir M&uuml;sl&uuml;manın yapması gereken teslimiyettir. Sadece d&uuml;nyalık, şan, ş&ouml;hret, itibar ve itibar i&ccedil;in isyan i&ccedil;eren tutumlar takınmak sağlıklı değildir. Buralarda maalesef t&ouml;re ve gelenekler inancın &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;tiği i&ccedil;in bu t&uuml;r yanlışlarla bug&uuml;n bile karşılaşıyor olmak &uuml;z&uuml;c&uuml;d&uuml;r.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Sonu&ccedil; olarak; toplumları sosyolojik olarak etkileyen fakt&ouml;rlerin başında geleneksel değerler gelmektedir. Bu algı o kadar baskın ve g&uuml;&ccedil;l&uuml;d&uuml;r ki inan&ccedil; değerlerini bile ekarte etmektedir. Atadan, dededen ve babadan g&ouml;r&uuml;len t&ouml;re, inan&ccedil;la &ccedil;elişir mi diye d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lmeden mutlak doğru olarak kabul edilerek bu durum devam ettirilmektedir.</p> <p>Bu kafa yapısının bug&uuml;nden yarına değişmesi de pek m&uuml;mk&uuml;n g&ouml;z&uuml;kmemektedir. Uşaklara, uşak olunmayan bir d&uuml;nya hepimiz i&ccedil;in daha hayırlı olacaktır.</p> <p>Esenlik dileklerimle,</p> <p>Erol Aydın</p>
Ekleme Tarihi: 09 Ocak 2020 - Perşembe

UŞAĞIM OLSUN DA EVİN YOLUNU BİLMESE DE OLUR!

<p>Toplum olarak kız ve erkek evlatlar arasındaki ayrım, &ccedil;ağlar değişse de maalesef devam etmektedir. Cahiliye d&ouml;neminde kız &ccedil;ocuklarına yapılan zulm&uuml;n aynısı olmasa da değişik şekilde bu adetlerin y&uuml;r&uuml;rl&uuml;kte olması acıdır.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Değişik b&ouml;lgelerde uşak kavramı kullanılsa da kastedilenler arasında farklılıklar vardır. Mesela Doğuda uşak derken t&uuml;m &ccedil;ocuklardan bahsedilirken, Karadeniz&rsquo;de uşak sadece erkek &ccedil;ocuklarını kapsamaktadır. B&ouml;yle olunca da kız &ccedil;ocuklarının adı bile zikredilmediği i&ccedil;in ayrımcılık en başından ortaya &ccedil;ıkmaktadır. İlgin&ccedil; ve enteresan olan da bu negatif ayrımcılığın kadınların yapmış olmasıdır. &Ouml;zellikle anneler <em>&ldquo;o evin uşağı&rdquo;</em> diyerek kız &ccedil;ocuklarını arka plana iterek, ezmektedirler. İşte, aşta, mal paylaşımında, sosyal stat&uuml;de ve temsilde hep erkek &ccedil;ocukları kayrılmaktadır. Fakat daha ilgin&ccedil; olan her t&uuml;rl&uuml; sıkıntıda, hastalıkta, acıda ve yaşlılıkta kız &ccedil;ocukları ebeveynlerin yanında iken bu ayrımcılığın son bulması i&ccedil;in yeterli olmamaktadır.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Bir&ccedil;ok ailenin uşak oluncaya kadar &ccedil;ocuk doğurmaya devam etmesi de meseleye bakış a&ccedil;ısı bakımından &ouml;nemlidir. Ya da <em>&ldquo;bir &ouml;nceki &ccedil;ocuk erkek olsaydı, son &ccedil;ocuğu yapmazdık&rdquo;</em> demek, bu konuda fazla s&ouml;ze hacet bırakmıyor.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Erkek &ccedil;ocuğuna olan d&uuml;şk&uuml;nl&uuml;k o d&uuml;zeye varmıştır ki <em>&ldquo;uşağım olsun da evin yolunu bilmese de olur&rdquo; </em>&nbsp;d&uuml;zeyindedir. Bu bakış a&ccedil;ısında inancımız a&ccedil;ısından da kabul edilmesi m&uuml;mk&uuml;n olmayan sakıncalar vardır;</p> <p>Ş&ouml;yle ki;</p> <ul style="list-style-type:circle"> <li>Yaratıcıya karşı isyan s&ouml;z konusudur,</li> <li>Nasip ve kısmete, dolayısı ile kadere karşı ş&uuml;phe vardır,</li> <li>Hayır ve şerrin Allahtan olduğuna dair inanca isyan vardır,</li> <li>İman zayıflığı, itikat zafiyeti ve takva yoksunluğu mevcuttur.</li> </ul> <p>Her şeyin hayırlısı istemek, kaza ve kadere razı g&ouml;stermek bir M&uuml;sl&uuml;manın yapması gereken teslimiyettir. Sadece d&uuml;nyalık, şan, ş&ouml;hret, itibar ve itibar i&ccedil;in isyan i&ccedil;eren tutumlar takınmak sağlıklı değildir. Buralarda maalesef t&ouml;re ve gelenekler inancın &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;tiği i&ccedil;in bu t&uuml;r yanlışlarla bug&uuml;n bile karşılaşıyor olmak &uuml;z&uuml;c&uuml;d&uuml;r.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Sonu&ccedil; olarak; toplumları sosyolojik olarak etkileyen fakt&ouml;rlerin başında geleneksel değerler gelmektedir. Bu algı o kadar baskın ve g&uuml;&ccedil;l&uuml;d&uuml;r ki inan&ccedil; değerlerini bile ekarte etmektedir. Atadan, dededen ve babadan g&ouml;r&uuml;len t&ouml;re, inan&ccedil;la &ccedil;elişir mi diye d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lmeden mutlak doğru olarak kabul edilerek bu durum devam ettirilmektedir.</p> <p>Bu kafa yapısının bug&uuml;nden yarına değişmesi de pek m&uuml;mk&uuml;n g&ouml;z&uuml;kmemektedir. Uşaklara, uşak olunmayan bir d&uuml;nya hepimiz i&ccedil;in daha hayırlı olacaktır.</p> <p>Esenlik dileklerimle,</p> <p>Erol Aydın</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.