Mesut BALYEMEZ
Köşe Yazarı
Mesut BALYEMEZ
 

BUNU DA BELİME KİM SARDI?

  Nice canlılar var ki, hayatları için gerekli olan rızkı yanlarında taşıyamaz. Onların da sizin de rızkınızı veren Allah’tır. O, her şeyi hakkiyle işiten, her şeyi hakkiyle bilendir. (Ankebût-60) Muhakkak ki Allah, evet O, bütün rızıkları veren, sonsuz kudret ve sarsılmaz kuvvet sahibi olandır. (Zâriyât-58) Onlara şunu sor: “Size gökten ve yerden rızık veren kim? O kulaklara ve gözlere hükmeden kim? Ölüden diriyi ve diriden ölüyü çıkaran kim? Kâinattaki bütün işleri çekip çeviren, bütün varlığı yöneten kim? Hepsi, “Allah!” diye cevap verecektir. “Öyleyse şu gittiğiniz yanlış yolun âkibetinden korkup Allah’a karşı gelmekten sakınmayacak mısınız?” de.(Yunus-31) Onu hiç ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah’a güvenip dayanırsa Allah ona yeter. Allah buyruğunu mutlaka gerçekleştirir. Allah, her şey için belli bir ölçü koymuştur. (Talâk-3) Kurân-ı Kerim de Rızık ile ilgili yukarıdaki ayetlerden başka ayetler de vardır. Bu ayetlerden anlaşılıyor ki canlılara Rızk veren Allah’tır. Halis İman sahibi kişilerin bunu çok iyi bilip anlaması gerekir. Biz insanlar olarak son zamanlarda Allah’ın rızık verici olduğunu unuttuk. Pandemi denilen ne olduğu belirsiz hastalık sürecinden sonra içimizdeki şeytana yani nefsimize daha fazla yenildik.   Gelecek kaygısı yaşamaya başladık.  Acaba yarın aç kalırsam, parasız kalırsam, şunsuz kalırsam, bunsuz kalırsam derdine düştük. Oysa Allah, kitabında onlarca kez ben rızka kefilim diyordu. Rızık verici benim diyordu? Okuduğumuza, bildiğimize de inancımız kalmadı sanki. Tabii gelecek kaygısı bizden sadece dökülen saçlarımızı değil bizi biz yapan İnsani değerlerden de bir kısmını aldı götürdü.  Bence en önemlisi vicdanımızı ve Ahlakımızı kaybettik. “Âma tuttuğunu öper” Misali her önümüze geleni öpmeye, kandırmaya başladık. İnsanları işimiz düşünce aradık, bitince unuttuk. Yazın gölgesinde oturduğumuz Ağaçları kışın unuttuğumuz gibi.  Üç kuruşluk işe 10 yetmedi, 20 kuruş istiyoruz. Bir’e alıp ya da mal edip, elliye satmaya çalışıyoruz. Hık-mık edene “Serbest piyasa kardeşim” diye birde fırça atıyoruz. Pazara gidiyorsun örneğin 3 tel yeşilliğe 5 lira diyor. Diğer bir satıcıda elli lira kuruyemişe adam seksen lira diyor. Pazarlar öyle, Marketler öyle, Tüccarlar öyle, Hele Sanayi’ye hiç düşmeyin. Vallahi saatleri Profesör Doktorlardan daha pahalı. Geçen gün bir arızadan dolayı bende zat-ı şahanelerini ziyaret etmek zorunda kaldım. Araban olunca mecbur düşüyorsun ellerine. İki saat sürmeyen bir iş için benden bin tl istedi. Kullandığı parça dörtyüz tl. İşçilik bin tl. Zorla sekiz yüze razı ettim de kurtuldum. Sorsan suç Hükümette.  “O cumhurbaşkanı var ya” diye başlıyor muhabbetleri. Ne kolay değil mi? Sen her haltı ye suçu Hükümete at. Yaşanmış bir hikaye var, Yıllar önce Sümerbank’ın şaşaalı dönemleri. İşçiler sabah giriyor akşama dek dokuma yapıp akşam çıkıyorlar. Akşam iş çıkışı Güvenlikçiler işçilerden birinden şüpheleniyorlar. Adam sabah girerken zayıf iken akşam çıkarken göbekli. Adam kulübeye alıp “Soyun” diyorlar. İşçi soyunuyor meğerse dokuduğu kumaşlardan bir kısmını beline sarmış. Güvenlikçi kumaşın ucundan tutmuş adam dönmeye başlamış. İşçi olduğu yerde dönüyor güvenlikçi kumaşı sarıyormuş. İşçi dönmeye devam ederken  bir yandan da “Allah Allah bunu da belime kim sardı” diyormuş. Günümüzde o misal. Tamamı ile kendi kontrolümüzde olan Ahlakı ve vicdanı bir kenara attık, atarken de başkasını suçladık.  Rabbim ıslah eylesin. Bir an önce toparlanmazsak gidişatımız gidişat değil bilesiniz. Sağlıcakla… Mesut BALYEMEZ
Ekleme Tarihi: 30 Kasım 2022 - Çarşamba

BUNU DA BELİME KİM SARDI?

 

Nice canlılar var ki, hayatları için gerekli olan rızkı yanlarında taşıyamaz. Onların da sizin de rızkınızı veren Allah’tır. O, her şeyi hakkiyle işiten, her şeyi hakkiyle bilendir.

(Ankebût-60)


Muhakkak ki Allah, evet O, bütün rızıkları veren, sonsuz kudret ve sarsılmaz kuvvet sahibi olandır.
(Zâriyât-58)


Onlara şunu sor: “Size gökten ve yerden rızık veren kim? O kulaklara ve gözlere hükmeden kim? Ölüden diriyi ve diriden ölüyü çıkaran kim? Kâinattaki bütün işleri çekip çeviren, bütün varlığı yöneten kim? Hepsi, “Allah!” diye cevap verecektir. “Öyleyse şu gittiğiniz yanlış yolun âkibetinden korkup Allah’a karşı gelmekten sakınmayacak mısınız?” de.(Yunus-31)


Onu hiç ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah’a güvenip dayanırsa Allah ona yeter. Allah buyruğunu mutlaka gerçekleştirir. Allah, her şey için belli bir ölçü koymuştur.
(Talâk-3)


Kurân-ı Kerim de Rızık ile ilgili yukarıdaki ayetlerden başka ayetler de vardır.
Bu ayetlerden anlaşılıyor ki canlılara Rızk veren Allah’tır. Halis İman sahibi kişilerin bunu çok iyi bilip anlaması gerekir.


Biz insanlar olarak son zamanlarda Allah’ın rızık verici olduğunu unuttuk.
Pandemi denilen ne olduğu belirsiz hastalık sürecinden sonra içimizdeki şeytana yani nefsimize daha fazla yenildik.  


Gelecek kaygısı yaşamaya başladık. 


Acaba yarın aç kalırsam, parasız kalırsam, şunsuz kalırsam, bunsuz kalırsam derdine düştük.


Oysa Allah, kitabında onlarca kez ben rızka kefilim diyordu. Rızık verici benim diyordu?


Okuduğumuza, bildiğimize de inancımız kalmadı sanki.


Tabii gelecek kaygısı bizden sadece dökülen saçlarımızı değil bizi biz yapan İnsani değerlerden de bir kısmını aldı götürdü. 


Bence en önemlisi vicdanımızı ve Ahlakımızı kaybettik.
“Âma tuttuğunu öper” Misali her önümüze geleni öpmeye, kandırmaya başladık.


İnsanları işimiz düşünce aradık, bitince unuttuk.
Yazın gölgesinde oturduğumuz Ağaçları kışın unuttuğumuz gibi. 
Üç kuruşluk işe 10 yetmedi, 20 kuruş istiyoruz.
Bir’e alıp ya da mal edip, elliye satmaya çalışıyoruz.
Hık-mık edene “Serbest piyasa kardeşim” diye birde fırça atıyoruz.
Pazara gidiyorsun örneğin 3 tel yeşilliğe 5 lira diyor.
Diğer bir satıcıda elli lira kuruyemişe adam seksen lira diyor.
Pazarlar öyle, Marketler öyle, Tüccarlar öyle,
Hele Sanayi’ye hiç düşmeyin.
Vallahi saatleri Profesör Doktorlardan daha pahalı.


Geçen gün bir arızadan dolayı bende zat-ı şahanelerini ziyaret etmek zorunda kaldım.


Araban olunca mecbur düşüyorsun ellerine.
İki saat sürmeyen bir iş için benden bin tl istedi. Kullandığı parça dörtyüz tl. İşçilik bin tl.
Zorla sekiz yüze razı ettim de kurtuldum.
Sorsan suç Hükümette. 
“O cumhurbaşkanı var ya” diye başlıyor muhabbetleri.


Ne kolay değil mi?
Sen her haltı ye suçu Hükümete at.


Yaşanmış bir hikaye var,
Yıllar önce Sümerbank’ın şaşaalı dönemleri. İşçiler sabah giriyor akşama dek dokuma yapıp akşam çıkıyorlar. Akşam iş çıkışı Güvenlikçiler işçilerden birinden şüpheleniyorlar. Adam sabah girerken zayıf iken akşam çıkarken göbekli. Adam kulübeye alıp “Soyun” diyorlar. İşçi soyunuyor meğerse dokuduğu kumaşlardan bir kısmını beline sarmış. Güvenlikçi kumaşın ucundan tutmuş adam dönmeye başlamış. İşçi olduğu yerde dönüyor güvenlikçi kumaşı sarıyormuş. İşçi dönmeye devam ederken  bir yandan da “Allah Allah bunu da belime kim sardı” diyormuş.


Günümüzde o misal.
Tamamı ile kendi kontrolümüzde olan Ahlakı ve vicdanı bir kenara attık, atarken de başkasını suçladık. 
Rabbim ıslah eylesin.
Bir an önce toparlanmazsak gidişatımız gidişat değil bilesiniz.
Sağlıcakla…

Mesut BALYEMEZ

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.