Benliğimiz , ruhumuz ve dahi bütün azalarımız huzura aşık, huzura varabilmeye muhtaç, gözyaşını akıtmaya, derdini sevincini paylaşmaya var ihtiyaç. Ancak bu kadar muhtaç ve aciz olan insan neden olsa gerek ki isyankar ?
Şüpheci ve huzura giden yolda huzurunu bozmaya en büyük sebep ve engel .
Bizler ne istiyoruz kendimizden , neden hep bir direniş içerisindeyiz ve neden bu direniş haksızlığa, adaletsizliğe, ahlaksızlığa değil de huzurumuzu kendi ellerimizle bozmaya .
Oysa serilse seccadeler akar damla damla rahmet misali yaşlar gözlerden, eğilince huzura verenin huzuruna kalır mı dert ve keder .Tüm bu huzursuz geçen zaman insana huzuru verenin huzurunun kıymetini anlatır niteliktedir. Huzura aşık olunca görmez olur gözler başka bir şeyi çünkü kafasını çevirip daha güzelinin olmadığından emin olduğu nimetten esirgeyemez gözlerini .Pırıltıdan kamaşan gözler alınca doğru adresi yeniden doğmuş gibi dinç hisseder kendini , dönmeyi istemez kudretin yuvasından ,aşkın aşığın iliklerine kadar işlediği aşk diyarından.
Bazen olmaz yüzüm huzura varmaya ,
Utanır sıkılırım, sıkıntımı anlatmaya,
Dert olunca gelmemeli yalnız akla ,
Bu denli kudret ve ihtişam,
Affı lütfu bol olansın, sen yaratansın ,
Affeyle günahlarımı, pişmanım,
Hatam çoktur bilirsin elbet ,
İnanırım affedersin elbet ,
Ondan olsa gerek ki ,
Her an af dilerim, inanarak ,
Dilimde dolanır Medet ya rap ,