Rabbim vardım huzuruna af dileyerek.
Olmaz yoktur senin huzurunda bunun farkındayım. Farkında oluşumdan sebep sana olan sonsuz güvenim ve kendime karşı duyduğum acizliğim.
Sen affı , lütfu ve ihsanı bol olansın. Tüm dünyayı ardımda bırakarak vardam huzuruna. Senin dışında her şeye yumdum gözümü, işitmez olduğu kulaklarım. Bilirim elbet imha olmadan, inşa olmaz. Bilirim elbet reddedilmeden kabul olunmaz. Temizlenmeden davet gerçekleşmez .
Rabbim bütün batılı ardıma aldım. Ezdim geçtim öyle vardım huzuruna. Dünyaya Lâ ile bakar oldum. Senden hayır medet umar oldum. Hayırda, hâyır olduğunun farkına vardım. İmtihan ile dolu olan bu dünyada dört bir yanı saran şer tufanından Lâ ile kurtulmayı ister oldum.
Vardım huzuruna af dilenmeye, vardım huzuruna bağrı yanık, biçare olarak. Gel gör beni senin kudret dolu sevgin neyledi? Bu umman denizde yolunu kaybeden yolcu eyledi. Ömrümde geçen onca zamana karşı bir ölüm var sözü ile zelzele eyledi. Rabbim izninle imana yüklediğin kuvvetli manayı kavramaya geldim. İman olmadan yapılan bütün her şeyin anlamsız olduğunun farkına vardım. Eksik olan imanım ile ihsanı ve ihlası bol olan huzuruna geldim. Ben hakikati kavramaya geldim.
İman ettim demek için, münafık olandan kesin bir ayrım için batıl olana karşı has bir inkar gerekir. Ben belki geç kaldım ancak senin huzurunun her daim açık oluşu bana umut vadeder oldu. Senden af dilemeye geldim.