TÜLAY GÜREL
Köşe Yazarı
TÜLAY GÜREL
 

Cumhurbaşkanlığına Bildirme Zamanı...

Cumhurbaşkanlığına Bildirme Zamanı... Özür diliyorum ülkem, OCEMLER =SOBE OLABİLİR(Dİ) Devletimin okulunda problemler var, biz okul içerisinde çözebilirdik aslında, ama başaramadık. Sorunu dinlemek çözüm değil. Hepimiz, uygulaması gerek olduğunu biliriz, değil mi? Otizme tanıştığım günden bu yana hep müspet, hem olumlu yanlarını görmek, anlamak ve anlatmak istedim. Bu konularda yıkıcı değil bilakis yapıcı olmaya çalıştım. Gördüğüm tüm menfi davranışları önce dilimle sonra kalemimle düzeltmeye çalıştım. Gördüğüm tüm bu hataları gerekli birimlere belgeleri ile yazmışım. Problemler, sorunlar, dertler okulda değil bilâkis hizmet verenlerden diyerek âdeta haykırmışım. Bu işten ekmek yiyen, bu işi severek yaptığını ve bunu bir meslek olarak seçen eğitimcilerin bazılarında problemler, problemleriniz var demişim. Özel Gereksinimli Bireylerimize, çocuklarımıza devletimiz hamdolsun eğitim alanında eksiksiz destek veriyor. Haftada 25-30 saat uygulama okulları, özel sınıflar, kaynaştırma, rehabilitasyon eğitimi ile birlikte 8+8,16 saat, fizik tedavi ve Belediyeler, Gençlik Spor Bakanlığı spor alanları ücretsiz eğitim veriyor. BİTİYOR MU? Hayır!!! Devamında; evde bakım, engelli maaşı, hastane, toplu ulaşım destekleri. Tüm bu desteklere baktığımızda Ayda 60-70 bin tl kadar destek veriyor. Otizmli Bireylerimizin ülkemize, ailelerimize, kendine daha az zarar veren hatta yetkinlik sahibi olan bireyler haline gelmesi için Türkiye'de sorunları çözebilen hatta mucizelere vesile olan hekimler, okul, rehabilitasyon, terapist, antrenörlerin var olduğunu Kamu ve Yerel yönetimlere; örneklendirme projeleri ile yazılı ve sözlü anlatmama, çalıştaylar da, toplantılar da söylememe rağmen. ANLATAMADIM!!!! İl Milli Eğitim Müdürlüğü bilgisi ile OCEM UYGULAMA OKULU YER SAHA ANALİZİNDE SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİ, Uygulama Okulu'nda başlayarak, ardından diğer şehirlere Bursa ile örnek olup sorun çözümlerinde, yeni bir yapıya, alana, binaya ihtiyaç duymadan var olan, mesela Baha Cemal Zagra Ocem Uygulama Okulu'nda dersliği, yüzme havuzu, spor salonları, mutfak, terapi odaları, orman okulu, resim ve müzik derslikleri var olan Türkiye'de EN diye bilinen vakıf SOBE'YE eş değer alana sahip OCEM UYGULAMA OKULU'NDA, hatta daha da kapsamlı olduğu alanları olduğunu biliyor iken, küçük eksikleri yani bisiklet, tranbolin ve salıncaklar ile birde eğitimci eğitimi ve personel eğitimi ile Ocem Uygulama Okulu Sobe Vakfı gibi tanısı kalmış çocuklar, yeteneklerini geliştirip, yetkinlik kazandıran kurumlar olabileceğini, ANLATAMADIM. ANLATAMADIM Hatta Sobe Yaygınlaştırılma Birimi ile destek verebilirmisiniz diye iletişime geçtim, onu bile hazırladım. "Tabiiki seve seve, biz 5 şehirde yaygınlaştırılma desteği veriyoruz" demesine rağmen onay alamadım, ANLATAMADIM. BENİM HAYATIM! 2013'te doğan, 2016'ta Psikiyatri Uzmanı Doç.Dr Semih Erden'den (HACETTEPE) otizm tanısı alan oğlum Ahmet Yiğit Saka ile hayatımız değişti. Zor mu? İyileşir mi? Ne yapacam? sorularını bilinçli bir hekime denk gelir ise o anda öğrenilebiliriz. Hekimin tek işi tanı koymak ve ilaç yazmak olmadığını Semih Erden Hocamız bize ilk tanıda öğretti, her gün onlarca dinlediği durumu bizden de dinlerken. Ben anlattım, anlattım, anlattım. O, sakin sakin dinledi. Sorular sordu ve sürekli notlar alarak dosyasını oluşturdu. Belki 10 sayfa. Otizm ve diğer gereksinimli bireyleri her biri benzer gibi olsa da, ayrı olması aile, aile yapısı, maddi durum, aile eğitim durumu, yaşanılan coğrafya, sosyal çevre değiştiriyor. Yol haritamızla birlikte ihtiyaç haritasını belirlediğimiz o gün, tanı günüydü... Özveri, bilgi, sabır ile hizmet verenler birde takibini yapanlara teşekkür etmek gerekir. Semih hocama sonsuz teşekkür ediyorum. Takibine aldığı çocukların sorunları için aileye bir irtibat numarası veriyor. Belirli bir saatte geri dönüş yaparak sorunlar ile ilgili muhatabı, yol göstericisi ve fikir verici olmayı seçmiş ve bizim için işimizi kolaylaştıran bu sistemi içinde teşekkür ediyorum. Evet tanı ile başlayan süreç, ilaç, eğitim ve terapi ile son bulmuyor. Tek tanı koyup ilaç vermekle de otizm geçmiyor!!! Takip ve yol gösterici olmalı hekimler. BİRDE ŞÖYLE HEKİMLER VAR. Tek bir soru ile rapor aldığım şaşkınlıkla baka kaldım. Soru. Hamilelikte bir sorun yaşadınız mı? Cevap: hayır. Rapor yazıldı. Çocuğumun gelişiminde destek olan ve otizm tanısı kaldırabilecek hastane, doktor, eğitimci, terapist, kurumlar, okullarda ki doğru yöntemleri, sistemleri kuranları ortaya çıkarma günü bu gün dediğimde 2022 OCAK ayıydı. Hekimler ve eğitimciler, aileyi, anneyi yâda babayı dinlerken aile yapısını da öğrenmeli. Aile yapısına göre yöntem belirlemeli, oyunla öğretmeli herşeyi. En nihayetinde çocuk algısı var. İfade dili yok diye anlamıyor değiller, sık tekrar ve planlı eğitim ile birlikte barınma ve beslenme düzeni ile tanı kaldıranlar çoğalıyor. Semih hoca, ilk adım rehabilitasyon ve kreş eğitimi dedi ve özelliklerini de ekledi ardından yapılması gerekenleri söyledi. Bende o gece sabaha kadar 21 rehabilitasyon merkezi ve kreşleri not ettim ve ertesi gün evime en yakın, GÖZLEM CAMI olan bir kuruma karar verdim. O ana kadar otistik bir çocuğum olmasına rağmen eğitim sisteminde gözlem camı olduğunu bilmiyordum. Otizm eğitimi ne demek bilmediğim için 8 ay o camdan izledim. Öğrendiklerimi uyguladım. Ama 8 ayda şunu farkettim, tekrara döndü eğitim modeli. Sınıf içi masa başı ile başladı ve hep aynı şeyler olunca öğrendi. Tekrar edilince sıkıldığını ve problem davranış ile istemediğini fark edince ben yeni bir kurum ile anlaştım. Öğrenmesi için püf nokta şu, okulda kurumda yapılanların evde de tekrarı. Bizler bile bugün ilk duyduğumuzda öğrenemeyen bireyleriz onca eğitim almış onca tecrübeye rağmen çok bilmediğimiz şey var ve ben otizmi ilk duyduğumda eğitimcilerin anlattıklarını ses kaydı alır ve evde defalarca dinlerdim. Google çok sorduğum soru olmuştur o konuşmalardan... Kurumlar erken yaş, masa başı eğitim modeli ile eğitimin doğru olduğunu bilir uygular iken, bilimsel araştırmalar ve deneyimler ile yaş gurubuna göre eğitim modeli uygunluğu ile sorunların çözümüne daha kolay ulaşıldığı başta Sobe ve Sapanca'da Ankara'da hatta Bursa'da Simbiyoz aktivite sahibi, Hülya Aras hanım ve arkadaşları sosyal sorumluluk projelerine Özel Gereksinimli Bireylerimiz için neler yapabilirizi uzmanlar Prof.lar, Doç.ler, uluslararası yer, saha analizi ve daha birçok eğitim, tıp alanı ile alternatif tıp uzmanları, psikolok psikiyatristler, kooperatif, dernekler ile alt yapı hazırlayıp, zoom toplantılarına ve yetişebildiğim kadar toplantılarına katılarak doğru yöntemleri birleştirerek kooperatif kurup, eğitim almış özel çocuklarımıza yetkinlik kazandıracak sistemi kuruyorlar. Hülya hanım ve çok kıymetli arkadaşları, çok güzel hizmet ve sorun çözecek yöntem belirlediler. Onlara da sonsuz teşekkür ediyorum, kompleks yapı plan ve projeleri örnek alınsınlar ümidi ile. Ankara'da Hacı Şahin Rehabilitasyon merkezi sahibi çok değerli Hacı Şahin hocamızın OPA evde eğitim modeli kitabı ile evde oğlum ile bir saat ödevlendirildiğim kitabı uygularken, ona öğretirken oysa hayatımızı kitab göre yaşanır hâle getirerek, duvar, oda alanları, eşyaları düzenlemeyi öğrenmişim, uygulamışım. Günlük yaşam becerileri yavaş, sakin, huzurlu bir şekilde öğretirken, birlikte kaliteli zaman geçirmeyi başardım. Her geçen gün bıdırtısı artığını fark ettim demek mümkün değil ama bir gün kitabın bir sayfasını taklit ederken buldum. Ağladım, ağladım. Mutluluk anca yerinde duramaz iken ağlamakla ifade edilirdi. Öğreniyorrrrrrr, yapabiliyor. Tekrar tekrar tekrar ile oluyor bu... Özel Gereksinimli Bireylerimize yani çocuklarımıza devletimiz eğitim alanında eksiksiz destek veriyor. SORUNLAR NİÇİN HÂLÂ ÇÖZÜLEMİYOR??? Pekiiii, var var varda, neden hâlâ sorunları çığ gibi büyüyor da, sorun çözen ülkemizde olanlar takip edilip, taklit edilmiyor da, VERİLEN TÜM HAKLAR , SORUMSUZLUKLARDAN DOLAYI ZAYİ OLURKEN, ANNELER İNTAHARA KALKIŞIYOR. BURSA'DA YAŞADIKLARIM. Ben silsileyi bozmadan yönetmelik haklarımız ve insan olarak değeri olanı değerli kullanarak israfa müsaade etmeyiz bilinci ile, okulumuzda anne olarak değiştirilmesi gereken ufak şeyler ile, eğitimcilerle ve okul müdür ve yardımcıları ile hep irtibat halinde, servisten başlayarak neler yapılabilirleri konuştum, anlattım. Lâkin bu kadar canhıraş gayretime rağmen gene olmadı. İl, İlçe Millî Eğitim Müdürlerini aradım. Bekliyorum ki geriye dönüş yapacaklar. Bekledim, bekledim, bekledim 1,5 YIL OLDU DÖNÜŞ YOK. BELEDİYE, AİLE SOSYAL HİZM.İL MÜDÜRLÜĞÜ VE BİRÇOK STK İLE ,TÜBİTAK'TA BİR PROJE VARDI AİLE EĞİTİMİ İLE İLGİLİ, ORAYA KADAR AMA YOK GERİ DÖNÜŞ... Ben çocuğumu huzurlu alanda eğitim alabilmesi için 1 sene okula servis ile gittim, onu alma saatine tekrar okula gidip serviste beraber döndüm. Çünkü servis şoförü ve destek elemanlar; ailenin, öğretmenin yaptıklarını bozabilecek, problem davranışları artıracak, onları stres yaşatacak çok hatalar yapıyorlar. Servisler, yazın sıcak, kışın soğuk. Hastalanan çocuklar yönetmelik hakkıdır, kapıdan alınır kapıya bırakılır. Uygun binme basamakları olmalıdır, ama ho hoooo .. Anne olarak öğretmenine mektup yazarak başladım. Anlattım; huyunu, stresli alanlarını. BÜŞRA ÖĞRETMEN İş birliği yaptık Büşra öğretmenimizle. 4 otizmli bireyle baş etmek birşeyler öğretmek için emek verişi, taktir edilecek bir öğretmen. Üstelik özel eğitimci de değil, BÜŞRA ÖĞRETMENİMİZ. BÖYLE ÖĞRETMENLER O ALANDAN UZAKLAŞTIRILSIN Sınıfında partneri de aynı bilinçte olsaydı geçen sene 4 çocuğu planla, emekle evde yâda çevrede bulduğu yumurta folyosu gibi şeyleri materyaller yaparak çocukları, sınırlı alan sınıfta yönetirken, sınırlı alan dışında da kontrol edebilen bir öğretmen olmayı başarmıştı Büşra öğretmen. Yetmeye, yetişmeye çalışırken diğeri problem davranış kazandırıyor. Büşra öğretmen molaya gidince avaz avaz bağırması dışarıdan dahi duyuluyordu... Böyle öğretmenler o alandan uzaklaştırılsın ve sevdiği işi bulup yapsın. Devlete maddi zarar, halka ve aileler başta olmak üzere topluma maddi manevi zarar veriyorlar. Topluma problemli çocuklar yetiştiriyorlar. Çok deneyimli de değildi ama iletişime açık ve aile içi durumlardan haberdar olmayı seçerek, oyunla öğretti, BÜŞRA ÖĞRETMENİMİZ. SONRA NE OLDU. Bir proje yapılmış. OKUMA YAZMA SINIFI. Şaka gibi, değil mi? KONUŞAMAYAN ÇOCUKLAR OKUYACAK VE YAZACAK!!!! ŞAKA GİBİ, GÜNLÜK YAŞAM BECERİLERİNİ BİLMEYENLER OKUYACAK YAZACAK!!!! Neye, kime faydası olacak bi düşünmek lazım. Sene sonu yada içinde ay biz PROJE yaptık başardık fotoğraflı PROJELER GİBİ. Önce huzurlu alan, sonra günlük yaşam becerileri ile başlamalı eğitim. Evde kolaylıklar yaşanması, ailenin gölgesi gibi her an ardında değil de günlük haftalık, aylık etkinlikler çizelgesi ile öğretilen kurumlardaki gibi ev etkinliklikleri listesi ile kendi kendine yetebilecek sistem küçük yaşta başlamalı. Erken yaşta başlamadı yapamaz diyerek hiç başlatmamaktan ise bugün başlanır, zorlanılsa bile bir ay sonra öğrenmiş olduğunu bir yada birkaç şey olduğunu gördüğümüz bireylerimiz var. Elini yıkamada, yemek yemede becerisi olmayan pantolonunun kemerini bağlayamayan, fermuarını kaldıramayanlar çalışsın diye tekliflerde bulunuyor, otizmliler çalışabilir mi? Elbette çalışabilir ancak kaç otizmli birey, kendi başına gölgesiz evini bulabilir yâda kendi kendine yetebilir. Sanki çalışabilecek otizmli bireyimiz çokmuş gibi öne çıkmalı, yâda ötelenmeli bu yetkinliğe sahip olanları . Bireysel ihtiyaçları öğretmek ile başlayarak aile, aile içi işbirliği, eğitimci ve sosyal çevre ile genellenmeli ama bizde hooo hooooo ki ne hoo hoooo. Her şey var ama eğitimciler mini mini elbiseler, mis gibi parfüm, ojeli uzun tırnaklar, ütüsü bozulmayan kıyafetler, ellerinde cep telefonu ile borsa, hisse, e- ticareti, sosyal medya fenomeni olma çalışmalarındalar. Gün geçtikçe antidepresan ihtiyacı artan bireyler oluyorlar da mezun çok, sorun çok, okulu bitenlerin anneleri çaresiz. AMA AĞIZLARI LAF YAPIYOR, SONUÇ var mı DESEK AİLEYİ SUÇLARLAR. Onların ifade dil becerisi yok ancak, duygusu var algısı var, bedenleri bizim gibi bizzzz onlarda. Öğretmen ilgi çekici, duygu uyandırıcı!!!!! Çocuk, ergen, genç konuşmayı nasıl davranıp, kendini frenleyeceğini bilmiyor, dokunmak isterken saldırıyor. Çünkü, nasıl davranacağını bilmiyor. ÖĞRETMENLER Bİ DÖNÜP HATAYI KENDİLERİNDE DE ARAR İSE..., Bu çocukkkkkk saldırılıyor. Sahneye çıkan mankenler gibi, yatak odasında giyinmeye imtina ettiğimiz kıyafet gibi kıyafet giyinen öğretmenler bi dönüp hatayı kendilerinde de arar ise, çokca sorun çözebilirler. Küçük yaşta pekiştirecek kucaklama, dokunma, döndürme, sarılma, alkış olmalı demişlerdi aldığım eğitimlerin birinde. Bu çocuklar sarılmayı, dokunmayı bilmiyorlar, sevmiyorlar zannediyoruz. ÖĞRETECEK OLANLAR BİZİZ. Bir kaç öğretmen var Ocem uygulama okulunda, HARİKALAR, ALLAH RAZI OLSUN ONLARDAN. Süpervisor derler sobe'de, gözlemci eğitmenler ile her çocuğu bilen, takip eden, sorun anlarında çözüm için yöntemler ile Hacı Şahin Rehabilitasyon Merkezi'nde eğitimci eğitimi ile alınan eğitimciler ve eğitim, etkinlikleri çizelgesi takibi gibi takipler aile iş birliği çocuk hakkındaki bilgiye sahip eğitimciler ile herşey bir sistemin içinde... Ocem Uygulama okulları, devlet okulları, özel sınıflar ve kaynaştırmada ise öğretmen bilmez ki takip eden olsun. Bizim okulda benim oğlum 2 . sene ve hâlâ servisle aynı sorunu yaşıyor ve bizlere haber verilmeden, proje sınıfına koyulur, başka öğretmen, başka arkadaşlar, başka sınıf. Ben biri ile tanışırken tedirgin oluyorum, yerimi değiştirince huzursuz oluyorum. Yaşananlar ve yaşadıklarım gayri ihtiyari olarak, "bunlar hiç mi özel eğitim semineri, kitabı, bilgisi okumadı." dedirtiyor insana. Haftada farklı öğretmenle ders mi olur, ne yapacağını bilmeden zaman geçirmeceler. O da dur yapma, sus ağlama, otur talimatları ile.... Şimdi özetle okul var, sınıf var, öğretmen var, öğrenci, servis inan vallahi herşey var. Ücretsiz bide, yukarıda yazdığım gibi. Burada eğitimciler ve yöneticiler sistem geliştirse sorun çözülecek. Özel okul konsepti neredeyse özel olsa 100 bin tl verilse hakkı ama nedense sorun çözmek için uğraşanlar, başka uğraşlara dalmış. Aynı şeylere sahip olan diğer kurumlarda ise müsabakalarda derece alan, kendini ifade edenlerde var. Ben çok çok çok uğraştım. Dert bizde ya. Bizde ilk duyunca anlamadık algılayamadık. Okuduk, sorduk, araştırdık parça parça en iyileri bulduk sorunu çözüme yaklaştırıp. Hadi tamam, yaptığı iş engelli birimi yada onların alanı dahi olsa yenilikleri takip edemiyorsun kendini ve sistemi yenileyemiyorsun bari bu ne diyor diye bir tane soran olmaz mı???? Yok efendim yok . Kur'an, "akletmez misin" der. Elbette akleden var, takip eden taklit eden dahi yok. Dernek kurdum, belki yerlerine randevu ile ulaşırımda anlatırım diye bu oldu ama üç çalıştayda anlattım zaten buna bile ihtiyaç yoktu. NE SES VAR NE DE NEFES Neyse Âile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü'ne yardımcılarına gidiyorum. Hepsi de "harika, mükemmel!!!" diyorlar. Eee hadi diyorum. Bidaha ses yok cevap yok. Yani amiyane tabir ile NE SES VAR, NE DE NEFES Baktım olmayacak Vali şehrin babası, çözer bu işi dedim. BİSMİLLAH randevu talebi, mailde yazdım tabi bunları anlatacam. "Kaymakama gideceksiniz." demez mi özel kalem. Bende hatayı da teşekkürü de yazan biri olarak, yazdım tabi gazetelere. Birde sosyal medyada video çektim. Neyse valimiz detaylıca dinledi, hemen İl Milli Eğitim Müdürünü aradı randevu aldı bana. Teşekkür ettim, çıktım toplantıdan. Sonra İl Milli Eğitim Müdürü ziyareti oda oooo harika dedi sağolsun. Hemen arge çalışanına yönlendirdi. Okul, yer, saha analizinde bide ne göreyim. -Benim çocuğu parkta kolundan tutup iki defa savuran bir öğretmen. Birde öğretmenlerinden bir tanesi yok yanında sallanıyor kendi kendine salıncakta... İndi, diğer salıncaktan arkadaşını indirecek hoooopppp öğretmen tuttu kolundan sırtından kedi enigi gibi savurdu. Hadi bi daha salıncağa koşan Yiğit'in kolundan tutup itmesin mi? Allah'tan kamera var. Yanımda Okul Müdür Yardımcısı ve arge çalışanı. Bi baktım yürüyorlar. "Olabilir" miş böyle şeyler dedi ve devammmmmm etti. Üç beş adım gittim onlarla. Sonra sordum arge çalışanına. -Var mı saha için soracağınız? yok dedi. -Ben gideyim de öğretmen nasıl itekler çocuğu sorayım. dedim. Onlarda müdür odasında çay sohbette dalmışlar . Konuştum öğretmen ile, benim çocuğumu salıncaktan indirecekti dedi. -Bu kim? -Kimin çocuğu? dedim. -Benim öğrencim değil! dedi. -Bende onun kolundan sırtından tutup itekledim sonra aynısı bi daha yaptım. demesin mi hanım efendi. BANA, BİZE BU HAREKETLERİ YAPAMAZSINIZ!!!. -Sen yapıp bide üstüne para alıyorsun, mesai böyle mi yapılır? dedim. Oysa bu tür rencide edici hareketler Sobe'de olsa yada insana değer veren nerede olursa olsun aforoz edilir.... İl Millî Eğitim Müdürüne ulaştırdım durumu, ses yok, çocuk okula gitmiyor. Bende işe gidemiyorum. Anlattım yazdım İl Müdürlüğüne, müdür yardımcısı için çağırdılar ona anlattık bi hafta daha geçti. Olmayacak; dönüş yapan, özür dileyen yok. Bende kalktım valiye yazdım. Eee hak var hukuk var. Valimiz, babamız değil mi şehirde. Sağolsun yine gereğini yapmış, faks çekilmiş. Hadi bi daha İl Milli Eğitim Müdürü karşısına. O da hemen okul müdürüne, ama dediler ki: -Sen ne istiyorsun. bende, -Yönetmelikteki haklarımızla eğitim almasını dedim, -Tamam ayarlayacaklar dediler. haydaaa, arkadaş ben yine inandım. Gittim okula, o yok, bu yok. Bu böyle olmaz, seneye demesinler mi??? Bir yöntem buldular öncesinden daha berbat. Öğretmen ağzıyla söyledi -Çocuk burada mahvolur dördü ile baş edemiyorum, alamayız sınıfa diye... Neyse devlet ödesin paraları günü gelince onlarda yesin. Bize akıl verip suçlasın. Ben kendi çocuğuma yöntem bulurum 1.5 ay antidepresan içerdim bu olaylar oldu olalı okula gitmiyor kestim sıkıntı yok hamdolsun. Ama hem vâliliğe, hem il müdürüne yazılı ve sözlü söyledim. O okularda dilsiz çocuklarımıza çok farkı şeyler yapılıyor. Kamera şart, bildiğimiz başka şeyler var, kameraları bir gün izleseler görürler açıkta olanları ama malesef kapalı alanlar var. HAKKINI ARAYAMAYI BİLEMEYENİN HAKKINDAN DA MESULUZ. Ailelere ısrar ile söylemeye devam edeceğim. Avukat arkadaşlar özel eğitim yönetmeliği ile ilgili bilgileri okuyun lütfen, ailelere hakları hakkında bilgi verin. Sizler canlı yayınlar ve televizyon programları ile destekleyin. Bizde anne olarak, aile ve sosyal yaşam danışmanı olarak, dernek olarak bilgilendirmeye devam edeceğiz. Vâliliğe verdiğim el yazısı ile yazdığım kayıtlarda artık medya, sosyal medya, yerel ve il bazında gazetelerde yazacağımı da bildirdim. Hakkını arayamayı bilemeyenin hakkından da mesuluz. Yaşananları ve yaşadıklarımı silsileyi bozmadan sıra ile en son valimize bildirdim. Şimdi devletimize karşı sorumluktan dolayı bakanlık, milletvekilleri ve Cumhurbaşkanlığına bildirme zamanı... Sizler de destek olun, çünkü ben bir aydır çalışamıyorsam görevini iyi yapmayanlar ve takip etmeyenlerden dolayı, rızkımızdan kesiliyor ise önce kendime karşı öz saygım var. BİRDE GÖREN KÖR, İŞİTEN SAĞIR OLMAK YAKIŞMAZ... Selâm ve dua ile TÜLAY GÜREL ÖZEL GEREKSİNİMLİ BİREYLER DERNEK BAŞKANI
Ekleme Tarihi: 11 Haziran 2024 - Salı

Cumhurbaşkanlığına Bildirme Zamanı...

Cumhurbaşkanlığına Bildirme Zamanı... Özür diliyorum ülkem, OCEMLER =SOBE OLABİLİR(Dİ) Devletimin okulunda problemler var, biz okul içerisinde çözebilirdik aslında, ama başaramadık. Sorunu dinlemek çözüm değil. Hepimiz, uygulaması gerek olduğunu biliriz, değil mi? Otizme tanıştığım günden bu yana hep müspet, hem olumlu yanlarını görmek, anlamak ve anlatmak istedim. Bu konularda yıkıcı değil bilakis yapıcı olmaya çalıştım. Gördüğüm tüm menfi davranışları önce dilimle sonra kalemimle düzeltmeye çalıştım. Gördüğüm tüm bu hataları gerekli birimlere belgeleri ile yazmışım. Problemler, sorunlar, dertler okulda değil bilâkis hizmet verenlerden diyerek âdeta haykırmışım. Bu işten ekmek yiyen, bu işi severek yaptığını ve bunu bir meslek olarak seçen eğitimcilerin bazılarında problemler, problemleriniz var demişim. Özel Gereksinimli Bireylerimize, çocuklarımıza devletimiz hamdolsun eğitim alanında eksiksiz destek veriyor. Haftada 25-30 saat uygulama okulları, özel sınıflar, kaynaştırma, rehabilitasyon eğitimi ile birlikte 8+8,16 saat, fizik tedavi ve Belediyeler, Gençlik Spor Bakanlığı spor alanları ücretsiz eğitim veriyor. BİTİYOR MU? Hayır!!! Devamında; evde bakım, engelli maaşı, hastane, toplu ulaşım destekleri. Tüm bu desteklere baktığımızda Ayda 60-70 bin tl kadar destek veriyor. Otizmli Bireylerimizin ülkemize, ailelerimize, kendine daha az zarar veren hatta yetkinlik sahibi olan bireyler haline gelmesi için Türkiye'de sorunları çözebilen hatta mucizelere vesile olan hekimler, okul, rehabilitasyon, terapist, antrenörlerin var olduğunu Kamu ve Yerel yönetimlere; örneklendirme projeleri ile yazılı ve sözlü anlatmama, çalıştaylar da, toplantılar da söylememe rağmen. ANLATAMADIM!!!! İl Milli Eğitim Müdürlüğü bilgisi ile OCEM UYGULAMA OKULU YER SAHA ANALİZİNDE SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİ, Uygulama Okulu'nda başlayarak, ardından diğer şehirlere Bursa ile örnek olup sorun çözümlerinde, yeni bir yapıya, alana, binaya ihtiyaç duymadan var olan, mesela Baha Cemal Zagra Ocem Uygulama Okulu'nda dersliği, yüzme havuzu, spor salonları, mutfak, terapi odaları, orman okulu, resim ve müzik derslikleri var olan Türkiye'de EN diye bilinen vakıf SOBE'YE eş değer alana sahip OCEM UYGULAMA OKULU'NDA, hatta daha da kapsamlı olduğu alanları olduğunu biliyor iken, küçük eksikleri yani bisiklet, tranbolin ve salıncaklar ile birde eğitimci eğitimi ve personel eğitimi ile Ocem Uygulama Okulu Sobe Vakfı gibi tanısı kalmış çocuklar, yeteneklerini geliştirip, yetkinlik kazandıran kurumlar olabileceğini, ANLATAMADIM. ANLATAMADIM Hatta Sobe Yaygınlaştırılma Birimi ile destek verebilirmisiniz diye iletişime geçtim, onu bile hazırladım. "Tabiiki seve seve, biz 5 şehirde yaygınlaştırılma desteği veriyoruz" demesine rağmen onay alamadım, ANLATAMADIM. BENİM HAYATIM! 2013'te doğan, 2016'ta Psikiyatri Uzmanı Doç.Dr Semih Erden'den (HACETTEPE) otizm tanısı alan oğlum Ahmet Yiğit Saka ile hayatımız değişti. Zor mu? İyileşir mi? Ne yapacam? sorularını bilinçli bir hekime denk gelir ise o anda öğrenilebiliriz. Hekimin tek işi tanı koymak ve ilaç yazmak olmadığını Semih Erden Hocamız bize ilk tanıda öğretti, her gün onlarca dinlediği durumu bizden de dinlerken. Ben anlattım, anlattım, anlattım. O, sakin sakin dinledi. Sorular sordu ve sürekli notlar alarak dosyasını oluşturdu. Belki 10 sayfa. Otizm ve diğer gereksinimli bireyleri her biri benzer gibi olsa da, ayrı olması aile, aile yapısı, maddi durum, aile eğitim durumu, yaşanılan coğrafya, sosyal çevre değiştiriyor. Yol haritamızla birlikte ihtiyaç haritasını belirlediğimiz o gün, tanı günüydü... Özveri, bilgi, sabır ile hizmet verenler birde takibini yapanlara teşekkür etmek gerekir. Semih hocama sonsuz teşekkür ediyorum. Takibine aldığı çocukların sorunları için aileye bir irtibat numarası veriyor. Belirli bir saatte geri dönüş yaparak sorunlar ile ilgili muhatabı, yol göstericisi ve fikir verici olmayı seçmiş ve bizim için işimizi kolaylaştıran bu sistemi içinde teşekkür ediyorum. Evet tanı ile başlayan süreç, ilaç, eğitim ve terapi ile son bulmuyor. Tek tanı koyup ilaç vermekle de otizm geçmiyor!!! Takip ve yol gösterici olmalı hekimler. BİRDE ŞÖYLE HEKİMLER VAR. Tek bir soru ile rapor aldığım şaşkınlıkla baka kaldım. Soru. Hamilelikte bir sorun yaşadınız mı? Cevap: hayır. Rapor yazıldı. Çocuğumun gelişiminde destek olan ve otizm tanısı kaldırabilecek hastane, doktor, eğitimci, terapist, kurumlar, okullarda ki doğru yöntemleri, sistemleri kuranları ortaya çıkarma günü bu gün dediğimde 2022 OCAK ayıydı. Hekimler ve eğitimciler, aileyi, anneyi yâda babayı dinlerken aile yapısını da öğrenmeli. Aile yapısına göre yöntem belirlemeli, oyunla öğretmeli herşeyi. En nihayetinde çocuk algısı var. İfade dili yok diye anlamıyor değiller, sık tekrar ve planlı eğitim ile birlikte barınma ve beslenme düzeni ile tanı kaldıranlar çoğalıyor. Semih hoca, ilk adım rehabilitasyon ve kreş eğitimi dedi ve özelliklerini de ekledi ardından yapılması gerekenleri söyledi. Bende o gece sabaha kadar 21 rehabilitasyon merkezi ve kreşleri not ettim ve ertesi gün evime en yakın, GÖZLEM CAMI olan bir kuruma karar verdim. O ana kadar otistik bir çocuğum olmasına rağmen eğitim sisteminde gözlem camı olduğunu bilmiyordum. Otizm eğitimi ne demek bilmediğim için 8 ay o camdan izledim. Öğrendiklerimi uyguladım. Ama 8 ayda şunu farkettim, tekrara döndü eğitim modeli. Sınıf içi masa başı ile başladı ve hep aynı şeyler olunca öğrendi. Tekrar edilince sıkıldığını ve problem davranış ile istemediğini fark edince ben yeni bir kurum ile anlaştım. Öğrenmesi için püf nokta şu, okulda kurumda yapılanların evde de tekrarı. Bizler bile bugün ilk duyduğumuzda öğrenemeyen bireyleriz onca eğitim almış onca tecrübeye rağmen çok bilmediğimiz şey var ve ben otizmi ilk duyduğumda eğitimcilerin anlattıklarını ses kaydı alır ve evde defalarca dinlerdim. Google çok sorduğum soru olmuştur o konuşmalardan... Kurumlar erken yaş, masa başı eğitim modeli ile eğitimin doğru olduğunu bilir uygular iken, bilimsel araştırmalar ve deneyimler ile yaş gurubuna göre eğitim modeli uygunluğu ile sorunların çözümüne daha kolay ulaşıldığı başta Sobe ve Sapanca'da Ankara'da hatta Bursa'da Simbiyoz aktivite sahibi, Hülya Aras hanım ve arkadaşları sosyal sorumluluk projelerine Özel Gereksinimli Bireylerimiz için neler yapabilirizi uzmanlar Prof.lar, Doç.ler, uluslararası yer, saha analizi ve daha birçok eğitim, tıp alanı ile alternatif tıp uzmanları, psikolok psikiyatristler, kooperatif, dernekler ile alt yapı hazırlayıp, zoom toplantılarına ve yetişebildiğim kadar toplantılarına katılarak doğru yöntemleri birleştirerek kooperatif kurup, eğitim almış özel çocuklarımıza yetkinlik kazandıracak sistemi kuruyorlar. Hülya hanım ve çok kıymetli arkadaşları, çok güzel hizmet ve sorun çözecek yöntem belirlediler. Onlara da sonsuz teşekkür ediyorum, kompleks yapı plan ve projeleri örnek alınsınlar ümidi ile. Ankara'da Hacı Şahin Rehabilitasyon merkezi sahibi çok değerli Hacı Şahin hocamızın OPA evde eğitim modeli kitabı ile evde oğlum ile bir saat ödevlendirildiğim kitabı uygularken, ona öğretirken oysa hayatımızı kitab göre yaşanır hâle getirerek, duvar, oda alanları, eşyaları düzenlemeyi öğrenmişim, uygulamışım. Günlük yaşam becerileri yavaş, sakin, huzurlu bir şekilde öğretirken, birlikte kaliteli zaman geçirmeyi başardım. Her geçen gün bıdırtısı artığını fark ettim demek mümkün değil ama bir gün kitabın bir sayfasını taklit ederken buldum. Ağladım, ağladım. Mutluluk anca yerinde duramaz iken ağlamakla ifade edilirdi. Öğreniyorrrrrrr, yapabiliyor. Tekrar tekrar tekrar ile oluyor bu... Özel Gereksinimli Bireylerimize yani çocuklarımıza devletimiz eğitim alanında eksiksiz destek veriyor. SORUNLAR NİÇİN HÂLÂ ÇÖZÜLEMİYOR??? Pekiiii, var var varda, neden hâlâ sorunları çığ gibi büyüyor da, sorun çözen ülkemizde olanlar takip edilip, taklit edilmiyor da, VERİLEN TÜM HAKLAR , SORUMSUZLUKLARDAN DOLAYI ZAYİ OLURKEN, ANNELER İNTAHARA KALKIŞIYOR. BURSA'DA YAŞADIKLARIM. Ben silsileyi bozmadan yönetmelik haklarımız ve insan olarak değeri olanı değerli kullanarak israfa müsaade etmeyiz bilinci ile, okulumuzda anne olarak değiştirilmesi gereken ufak şeyler ile, eğitimcilerle ve okul müdür ve yardımcıları ile hep irtibat halinde, servisten başlayarak neler yapılabilirleri konuştum, anlattım. Lâkin bu kadar canhıraş gayretime rağmen gene olmadı. İl, İlçe Millî Eğitim Müdürlerini aradım. Bekliyorum ki geriye dönüş yapacaklar. Bekledim, bekledim, bekledim 1,5 YIL OLDU DÖNÜŞ YOK. BELEDİYE, AİLE SOSYAL HİZM.İL MÜDÜRLÜĞÜ VE BİRÇOK STK İLE ,TÜBİTAK'TA BİR PROJE VARDI AİLE EĞİTİMİ İLE İLGİLİ, ORAYA KADAR AMA YOK GERİ DÖNÜŞ... Ben çocuğumu huzurlu alanda eğitim alabilmesi için 1 sene okula servis ile gittim, onu alma saatine tekrar okula gidip serviste beraber döndüm. Çünkü servis şoförü ve destek elemanlar; ailenin, öğretmenin yaptıklarını bozabilecek, problem davranışları artıracak, onları stres yaşatacak çok hatalar yapıyorlar. Servisler, yazın sıcak, kışın soğuk. Hastalanan çocuklar yönetmelik hakkıdır, kapıdan alınır kapıya bırakılır. Uygun binme basamakları olmalıdır, ama ho hoooo .. Anne olarak öğretmenine mektup yazarak başladım. Anlattım; huyunu, stresli alanlarını. BÜŞRA ÖĞRETMEN İş birliği yaptık Büşra öğretmenimizle. 4 otizmli bireyle baş etmek birşeyler öğretmek için emek verişi, taktir edilecek bir öğretmen. Üstelik özel eğitimci de değil, BÜŞRA ÖĞRETMENİMİZ. BÖYLE ÖĞRETMENLER O ALANDAN UZAKLAŞTIRILSIN Sınıfında partneri de aynı bilinçte olsaydı geçen sene 4 çocuğu planla, emekle evde yâda çevrede bulduğu yumurta folyosu gibi şeyleri materyaller yaparak çocukları, sınırlı alan sınıfta yönetirken, sınırlı alan dışında da kontrol edebilen bir öğretmen olmayı başarmıştı Büşra öğretmen. Yetmeye, yetişmeye çalışırken diğeri problem davranış kazandırıyor. Büşra öğretmen molaya gidince avaz avaz bağırması dışarıdan dahi duyuluyordu... Böyle öğretmenler o alandan uzaklaştırılsın ve sevdiği işi bulup yapsın. Devlete maddi zarar, halka ve aileler başta olmak üzere topluma maddi manevi zarar veriyorlar. Topluma problemli çocuklar yetiştiriyorlar. Çok deneyimli de değildi ama iletişime açık ve aile içi durumlardan haberdar olmayı seçerek, oyunla öğretti, BÜŞRA ÖĞRETMENİMİZ. SONRA NE OLDU. Bir proje yapılmış. OKUMA YAZMA SINIFI. Şaka gibi, değil mi? KONUŞAMAYAN ÇOCUKLAR OKUYACAK VE YAZACAK!!!! ŞAKA GİBİ, GÜNLÜK YAŞAM BECERİLERİNİ BİLMEYENLER OKUYACAK YAZACAK!!!! Neye, kime faydası olacak bi düşünmek lazım. Sene sonu yada içinde ay biz PROJE yaptık başardık fotoğraflı PROJELER GİBİ. Önce huzurlu alan, sonra günlük yaşam becerileri ile başlamalı eğitim. Evde kolaylıklar yaşanması, ailenin gölgesi gibi her an ardında değil de günlük haftalık, aylık etkinlikler çizelgesi ile öğretilen kurumlardaki gibi ev etkinliklikleri listesi ile kendi kendine yetebilecek sistem küçük yaşta başlamalı. Erken yaşta başlamadı yapamaz diyerek hiç başlatmamaktan ise bugün başlanır, zorlanılsa bile bir ay sonra öğrenmiş olduğunu bir yada birkaç şey olduğunu gördüğümüz bireylerimiz var. Elini yıkamada, yemek yemede becerisi olmayan pantolonunun kemerini bağlayamayan, fermuarını kaldıramayanlar çalışsın diye tekliflerde bulunuyor, otizmliler çalışabilir mi? Elbette çalışabilir ancak kaç otizmli birey, kendi başına gölgesiz evini bulabilir yâda kendi kendine yetebilir. Sanki çalışabilecek otizmli bireyimiz çokmuş gibi öne çıkmalı, yâda ötelenmeli bu yetkinliğe sahip olanları . Bireysel ihtiyaçları öğretmek ile başlayarak aile, aile içi işbirliği, eğitimci ve sosyal çevre ile genellenmeli ama bizde hooo hooooo ki ne hoo hoooo. Her şey var ama eğitimciler mini mini elbiseler, mis gibi parfüm, ojeli uzun tırnaklar, ütüsü bozulmayan kıyafetler, ellerinde cep telefonu ile borsa, hisse, e- ticareti, sosyal medya fenomeni olma çalışmalarındalar. Gün geçtikçe antidepresan ihtiyacı artan bireyler oluyorlar da mezun çok, sorun çok, okulu bitenlerin anneleri çaresiz. AMA AĞIZLARI LAF YAPIYOR, SONUÇ var mı DESEK AİLEYİ SUÇLARLAR. Onların ifade dil becerisi yok ancak, duygusu var algısı var, bedenleri bizim gibi bizzzz onlarda. Öğretmen ilgi çekici, duygu uyandırıcı!!!!! Çocuk, ergen, genç konuşmayı nasıl davranıp, kendini frenleyeceğini bilmiyor, dokunmak isterken saldırıyor. Çünkü, nasıl davranacağını bilmiyor. ÖĞRETMENLER Bİ DÖNÜP HATAYI KENDİLERİNDE DE ARAR İSE..., Bu çocukkkkkk saldırılıyor. Sahneye çıkan mankenler gibi, yatak odasında giyinmeye imtina ettiğimiz kıyafet gibi kıyafet giyinen öğretmenler bi dönüp hatayı kendilerinde de arar ise, çokca sorun çözebilirler. Küçük yaşta pekiştirecek kucaklama, dokunma, döndürme, sarılma, alkış olmalı demişlerdi aldığım eğitimlerin birinde. Bu çocuklar sarılmayı, dokunmayı bilmiyorlar, sevmiyorlar zannediyoruz. ÖĞRETECEK OLANLAR BİZİZ. Bir kaç öğretmen var Ocem uygulama okulunda, HARİKALAR, ALLAH RAZI OLSUN ONLARDAN. Süpervisor derler sobe'de, gözlemci eğitmenler ile her çocuğu bilen, takip eden, sorun anlarında çözüm için yöntemler ile Hacı Şahin Rehabilitasyon Merkezi'nde eğitimci eğitimi ile alınan eğitimciler ve eğitim, etkinlikleri çizelgesi takibi gibi takipler aile iş birliği çocuk hakkındaki bilgiye sahip eğitimciler ile herşey bir sistemin içinde... Ocem Uygulama okulları, devlet okulları, özel sınıflar ve kaynaştırmada ise öğretmen bilmez ki takip eden olsun. Bizim okulda benim oğlum 2 . sene ve hâlâ servisle aynı sorunu yaşıyor ve bizlere haber verilmeden, proje sınıfına koyulur, başka öğretmen, başka arkadaşlar, başka sınıf. Ben biri ile tanışırken tedirgin oluyorum, yerimi değiştirince huzursuz oluyorum. Yaşananlar ve yaşadıklarım gayri ihtiyari olarak, "bunlar hiç mi özel eğitim semineri, kitabı, bilgisi okumadı." dedirtiyor insana. Haftada farklı öğretmenle ders mi olur, ne yapacağını bilmeden zaman geçirmeceler. O da dur yapma, sus ağlama, otur talimatları ile.... Şimdi özetle okul var, sınıf var, öğretmen var, öğrenci, servis inan vallahi herşey var. Ücretsiz bide, yukarıda yazdığım gibi. Burada eğitimciler ve yöneticiler sistem geliştirse sorun çözülecek. Özel okul konsepti neredeyse özel olsa 100 bin tl verilse hakkı ama nedense sorun çözmek için uğraşanlar, başka uğraşlara dalmış. Aynı şeylere sahip olan diğer kurumlarda ise müsabakalarda derece alan, kendini ifade edenlerde var. Ben çok çok çok uğraştım. Dert bizde ya. Bizde ilk duyunca anlamadık algılayamadık. Okuduk, sorduk, araştırdık parça parça en iyileri bulduk sorunu çözüme yaklaştırıp. Hadi tamam, yaptığı iş engelli birimi yada onların alanı dahi olsa yenilikleri takip edemiyorsun kendini ve sistemi yenileyemiyorsun bari bu ne diyor diye bir tane soran olmaz mı???? Yok efendim yok . Kur'an, "akletmez misin" der. Elbette akleden var, takip eden taklit eden dahi yok. Dernek kurdum, belki yerlerine randevu ile ulaşırımda anlatırım diye bu oldu ama üç çalıştayda anlattım zaten buna bile ihtiyaç yoktu. NE SES VAR NE DE NEFES Neyse Âile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü'ne yardımcılarına gidiyorum. Hepsi de "harika, mükemmel!!!" diyorlar. Eee hadi diyorum. Bidaha ses yok cevap yok. Yani amiyane tabir ile NE SES VAR, NE DE NEFES Baktım olmayacak Vali şehrin babası, çözer bu işi dedim. BİSMİLLAH randevu talebi, mailde yazdım tabi bunları anlatacam. "Kaymakama gideceksiniz." demez mi özel kalem. Bende hatayı da teşekkürü de yazan biri olarak, yazdım tabi gazetelere. Birde sosyal medyada video çektim. Neyse valimiz detaylıca dinledi, hemen İl Milli Eğitim Müdürünü aradı randevu aldı bana. Teşekkür ettim, çıktım toplantıdan. Sonra İl Milli Eğitim Müdürü ziyareti oda oooo harika dedi sağolsun. Hemen arge çalışanına yönlendirdi. Okul, yer, saha analizinde bide ne göreyim. -Benim çocuğu parkta kolundan tutup iki defa savuran bir öğretmen. Birde öğretmenlerinden bir tanesi yok yanında sallanıyor kendi kendine salıncakta... İndi, diğer salıncaktan arkadaşını indirecek hoooopppp öğretmen tuttu kolundan sırtından kedi enigi gibi savurdu. Hadi bi daha salıncağa koşan Yiğit'in kolundan tutup itmesin mi? Allah'tan kamera var. Yanımda Okul Müdür Yardımcısı ve arge çalışanı. Bi baktım yürüyorlar. "Olabilir" miş böyle şeyler dedi ve devammmmmm etti. Üç beş adım gittim onlarla. Sonra sordum arge çalışanına. -Var mı saha için soracağınız? yok dedi. -Ben gideyim de öğretmen nasıl itekler çocuğu sorayım. dedim. Onlarda müdür odasında çay sohbette dalmışlar . Konuştum öğretmen ile, benim çocuğumu salıncaktan indirecekti dedi. -Bu kim? -Kimin çocuğu? dedim. -Benim öğrencim değil! dedi. -Bende onun kolundan sırtından tutup itekledim sonra aynısı bi daha yaptım. demesin mi hanım efendi. BANA, BİZE BU HAREKETLERİ YAPAMAZSINIZ!!!. -Sen yapıp bide üstüne para alıyorsun, mesai böyle mi yapılır? dedim. Oysa bu tür rencide edici hareketler Sobe'de olsa yada insana değer veren nerede olursa olsun aforoz edilir.... İl Millî Eğitim Müdürüne ulaştırdım durumu, ses yok, çocuk okula gitmiyor. Bende işe gidemiyorum. Anlattım yazdım İl Müdürlüğüne, müdür yardımcısı için çağırdılar ona anlattık bi hafta daha geçti. Olmayacak; dönüş yapan, özür dileyen yok. Bende kalktım valiye yazdım. Eee hak var hukuk var. Valimiz, babamız değil mi şehirde. Sağolsun yine gereğini yapmış, faks çekilmiş. Hadi bi daha İl Milli Eğitim Müdürü karşısına. O da hemen okul müdürüne, ama dediler ki: -Sen ne istiyorsun. bende, -Yönetmelikteki haklarımızla eğitim almasını dedim, -Tamam ayarlayacaklar dediler. haydaaa, arkadaş ben yine inandım. Gittim okula, o yok, bu yok. Bu böyle olmaz, seneye demesinler mi??? Bir yöntem buldular öncesinden daha berbat. Öğretmen ağzıyla söyledi -Çocuk burada mahvolur dördü ile baş edemiyorum, alamayız sınıfa diye... Neyse devlet ödesin paraları günü gelince onlarda yesin. Bize akıl verip suçlasın. Ben kendi çocuğuma yöntem bulurum 1.5 ay antidepresan içerdim bu olaylar oldu olalı okula gitmiyor kestim sıkıntı yok hamdolsun. Ama hem vâliliğe, hem il müdürüne yazılı ve sözlü söyledim. O okularda dilsiz çocuklarımıza çok farkı şeyler yapılıyor. Kamera şart, bildiğimiz başka şeyler var, kameraları bir gün izleseler görürler açıkta olanları ama malesef kapalı alanlar var. HAKKINI ARAYAMAYI BİLEMEYENİN HAKKINDAN DA MESULUZ. Ailelere ısrar ile söylemeye devam edeceğim. Avukat arkadaşlar özel eğitim yönetmeliği ile ilgili bilgileri okuyun lütfen, ailelere hakları hakkında bilgi verin. Sizler canlı yayınlar ve televizyon programları ile destekleyin. Bizde anne olarak, aile ve sosyal yaşam danışmanı olarak, dernek olarak bilgilendirmeye devam edeceğiz. Vâliliğe verdiğim el yazısı ile yazdığım kayıtlarda artık medya, sosyal medya, yerel ve il bazında gazetelerde yazacağımı da bildirdim. Hakkını arayamayı bilemeyenin hakkından da mesuluz. Yaşananları ve yaşadıklarımı silsileyi bozmadan sıra ile en son valimize bildirdim. Şimdi devletimize karşı sorumluktan dolayı bakanlık, milletvekilleri ve Cumhurbaşkanlığına bildirme zamanı... Sizler de destek olun, çünkü ben bir aydır çalışamıyorsam görevini iyi yapmayanlar ve takip etmeyenlerden dolayı, rızkımızdan kesiliyor ise önce kendime karşı öz saygım var. BİRDE GÖREN KÖR, İŞİTEN SAĞIR OLMAK YAKIŞMAZ... Selâm ve dua ile TÜLAY GÜREL ÖZEL GEREKSİNİMLİ BİREYLER DERNEK BAŞKANI
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.