HASİP TAYLAN
Köşe Yazarı
HASİP TAYLAN
 

KUR’AN VE HADİS IŞIĞINDA DÜNYA HAYATI (4)

<ol style="list-style-type:lower-alpha"> <li><strong><u>Allah&rsquo;a şirk koşmamak </u></strong></li> </ol> <p>Şirkin anlamı; Allah&rsquo;ın <strong>Rububiyetinde</strong> (Cenab-ı Hakk&#39;ın her zaman her yerde her mahl&ucirc;ka, muhta&ccedil; olduğu şeyleri vermesi, terbiye ve tedbir etmesi ve malikiyeti ve besleyiciliği keyfiyeti) veya <strong>Ul&ucirc;hiyetinde</strong> (Allah&#39;ın k&acirc;inattaki tasarruf ve h&acirc;kimiyeti ile her şeyi kendisine ibadet ve itaat ettirmesi) veya hem <strong>Rububiyetinde</strong> ve hemde <strong>Ul&ucirc;hiyetinde</strong> Allah&rsquo;a (c.c) ortak koşmaktır. Yani Allah&rsquo;ın (c.c) ahadlığını (tekliğini, birliğini) ifade eden &ldquo;Tevhid&rdquo;&rsquo;in zıddı olan Allah&rsquo;a (c.c) &ldquo;Şerik&rdquo; (ortak) koşmaktır. Bu ortaklık; Allah&rsquo;tan (c.c) başka bir varlığı O&rsquo;na eş koşmak, o varlığı Allah&rsquo;a (c.c) denk g&ouml;rmek, onda ilahlık &ouml;zelliklerinin ve/veya yetkilerinin bulunduğunu d&uuml;ş&uuml;nmek veya onu Allah&rsquo;ın (c.c) yanında yardımcı kabul etmek gibi muhtelif şekillerde zuhur edebilir.</p> <p>Bu ortaklığa alet edilen varlıklar;&nbsp; peygamber, melek, veli, insan, cin, hayvan, taş, toprak, su, ağa&ccedil;, ateş, ay, g&uuml;neş, yıldız, sembol (milli veya dini) veya başka bir varlık olabilir. İnsanlık tarihi boyunca bahsi ge&ccedil;en bunların hepsi olmuştur. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde de, değişik şekilleriyle şirke ve k&uuml;fre d&uuml;ş&uuml;lmektedir. Bu varlıklarda zuhur eden &uuml;st&uuml;n &ouml;zellikli ilahi tecelliler kulları cezbeder ve bir kısım cahiller onları ilah zannederler. H&acirc;lbuki bu &uuml;st&uuml;n &ouml;zellikleri onlara bağışlayan, onları da ve t&uuml;m varlığı da yoktan var eden yeg&acirc;ne varlık Allah&rsquo;tır (c.c). Allah&rsquo;ın (c.c) bu l&uuml;tfundan dolayı O&rsquo;na ş&uuml;kretmeleri gerekirken, şeytani nefsine yenik d&uuml;şm&uuml;ş bu &uuml;st&uuml;n &ouml;zelliklere sahip bazı kimseler bu &uuml;st&uuml;n sıfatları kendilerinden menkul sanmaktadırlar. Binaenaleyh, bu &ouml;zelliklerini Allah&rsquo;ın (c.c) rızası istikametinde kullanmayıp, nefislerine ve k&ouml;t&uuml; hislerine taptıkları gibi, cahil buldukları bazı kimseleri de bu k&ouml;t&uuml; emellerine alet etmektedirler.</p> <p>H&acirc;lbuki Kur&#39;an-ı Ker&icirc;m&#39;in onlarca ayetinde insanlar tevhide davet edilmişler. Allah&rsquo;a (c.c) gerek zatında, gerek sıfat ve fiillerinde başka varlıkları ortak kılmaktan ve yalnız O&#39;na mahsus olan ibadete başkalarını O&#39;na ortak etmekten şid&shy;detle menedilmiştir. Bu hususu dile getiren onlarca ayetten birka&ccedil; tanesini burada zikretmekte fayda m&uuml;lahaza ediyoruz. Her m&uuml;minin belki her g&uuml;n defalarca okuduğu İhlas Suresinde Allah (c.c) kendisini Peygamberimiz (s.a.v) &uuml;zerinden bize ş&ouml;yle tanıtmaktadır:</p> <p>&nbsp;<strong><span dir="RTL">قل</span></strong><strong><span dir="RTL"> هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌ . اَللّٰهُ الصَّمَدُ . لَمْ يَلِد وَلَمْ يُولَدْ . وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا اَحَد&nbsp;&nbsp;&nbsp; </span></strong><strong>&ldquo;De ki:</strong> <strong>O, Tek Allah&#39;tır. Her şey O&rsquo;na muhta&ccedil;tır; O, hi&ccedil;bir şeye muhta&ccedil; değildir. O doğurmamıştır, doğurulmamıştır.</strong> <strong>Hi&ccedil;bir şey O&rsquo;na denk ve benzer değildir&rdquo;</strong></p> <p>Burada <strong>&ldquo;Ehad&rdquo;,</strong> Allah&#39;ın (c.c), kendi zatı i&ccedil;in se&ccedil;miş olduğu sıfatlarındandır. Bin&acirc;enaleyh bu sıfatta, hi&ccedil;bir şey O&#39;na ortak olamaz&quot; demiştir.</p> <p>Allah&rsquo;ın <strong>&ldquo;Samed&rdquo;</strong> olması; bu terim Kur&rsquo;an&#39;da bir tek defa ge&ccedil;en bir terimdir. Bu terim, İlk Sebep ve &Ouml;ncesiz-Sonrasız Mutlak Varlık kavramlarını, mevcut olan veya tahayy&uuml;l edilebilen her şeyin esas kaynağı olan Allah&#39;a d&ouml;neceği ve bu nedenle hem yoktan var edilmesi hem de varlığını s&uuml;rd&uuml;rmesi a&ccedil;ısından O&#39;na bağımlı olduğu d&uuml;ş&uuml;ncesi ile i&ccedil; i&ccedil;e ge&ccedil;miş şekilde kapsar. (Tefsir&rsquo;ul-Mesaj)</p> <p>Allahus-Samed (Allah Samed&#39;dir) ifadesi; varlıklar i&ccedil;inde, Allah&rsquo;tan başka &quot;samed&quot; olmamasını gerektirir. &quot;Samed&quot; kelimesi de &quot;masm&ucirc;d&quot;, yani her t&uuml;rl&uuml; ihtiya&ccedil; i&ccedil;in kendisine başvurulan manasına veya Zatında değişiklik kabul etmeyen, değişmesi m&uuml;mk&uuml;n olmayan manasına tefsir edilince, varlıklar &acirc;leminde, Allah Te&acirc;l&acirc;&#39;dan başka, bu şekilde bir varlık olmaması gerekir. Bin&acirc;enaleyh bu ayet, o tek varlıktan başka ilah olmadığına delalet eder.</p> <p>&nbsp;<strong>&ldquo;O doğurmamıştır, doğurulmamıştır&rdquo;</strong> c&uuml;mlesinde, &ouml;nce &quot;doğurmamıştır&quot; ifadesiyle s&ouml;ze başlanmıştır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; k&acirc;firler, Allah&#39;ın (c.c) &ccedil;ocuğu olduğunu iddia ediyorlardı. Bunun b&ouml;yle olmasının sebebi, m&uuml;şrik Araplar; &quot;Melekler, Allah&#39;ın (c.c) kızlarıdır&quot;, Yahudiler; &quot;&Uuml;zeyir Allah&#39;ın (c.c) oğludur&quot; Hristiyanlar da; &quot;İsa Allah&#39;ın (c.c) oğludur&quot; diyorlardı ve bunlardan hi&ccedil; biri, Allah&#39;ın (c.c) bir babası olduğunu iddia etmiyorlardı. İşte bu sebepten dolayı, Hak Te&acirc;l&acirc; (c.c) bu ayette &ouml;nce, daha &ouml;nemli olan husus ile işe başlayıp, &quot;O doğurmamıştır&quot; buyurmuş ve sonra da bunun deliline işaret ederek &quot;ve doğurulmamıştır&quot; buyurmuştur. Adeta ş&ouml;yle denilmek istenmiştir: &quot;Allah&#39;ın (c.c) herhangi bir &ccedil;ocuğu olamayacağına delil, O&#39;nun başkasının &ccedil;ocuğu olmadığı hususundaki ittifakımızdır. (F. Razi tfsr.)</p> <p><strong>&ldquo;Ve hi&ccedil;bir şey O&#39;na denk tutulamaz</strong>.&rdquo; İfadesi; Allah&#39;ın her bakımdan tek ve benzersiz olduğu, bir başlangıcının ve sonunun olmadığı ger&ccedil;eği, &ldquo;hi&ccedil;bir şey O&#39;na denk tutulamaz&rdquo; ifadesinde mantık&icirc; karşılığını bulmaktadır: B&ouml;ylece O&#39;nu tasvir etme ve tanımlama ihtimallerini de saf dışı bırakmaktadır. Sonu&ccedil; olarak, O&#39;nun Varlığının mahiyeti insan kavrayışının yahut tahayy&uuml;l&uuml;n&uuml;n sınırları dışındadır. Bu ger&ccedil;ek, Allah&#39;ı mecaz&icirc; temsiller veya soyut semboller aracılığıyla tarif etme teşebb&uuml;slerinin neden hakikatin ink&acirc;rı ile eşit g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml; a&ccedil;ıklamaktadır. Bunun sonucu olarak, O&#39;nu veya O&#39;nun vasıflarını tanımlamaya y&ouml;nelik b&uuml;t&uuml;n teşebb&uuml;sler mantık&icirc; bir imk&acirc;nsızlık ile karşı karşıya bulunurlar ve ahlaken/manen ise g&uuml;nah sayılırlar. O&#39;nun tanımlanamazlığı ger&ccedil;eği, Kur&rsquo;an&#39;da zikredilen Allah&#39;ın &ldquo;sıfatlarının O&#39;nun ger&ccedil;ekliğini sınırlamadığını, ama tersine, O&#39;nun faaliyetinin Kendi yarattığı evren &uuml;zerindeki kavranabilir/g&ouml;r&uuml;lebilir etkilerini g&ouml;sterdiğini a&ccedil;ık&ccedil;a ortaya koyar. (Tefsir&rsquo;ul-Mesaj)</p> <p>Bu Surenin &ouml;zetle hikmeti şudur: &quot;Allah birdir&quot; ayeti; &quot;Nar&quot; ve &quot;zulmet&quot; diye iki tanrı olduğunu s&ouml;yleyen &quot;seneviyye&quot; (Mecusiler)in, teslise inanan Hristiyanların batıl olduğunu ortaya koyar. İkinci ayet; Allah Te&acirc;l&acirc;&#39;dan başka yaratıcı olduğunu s&ouml;yleyenlerin g&ouml;r&uuml;ş&uuml;n&uuml;n batıl olduğunu ortaya koyar. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; eğer başka yaratıcılar da olsaydı, b&uuml;t&uuml;n ihtiya&ccedil;lar hususunda sadece Hak Te&acirc;l&acirc; Samed, yani başvurulan olmazdı. &Uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; ayet ise, &quot;&Uuml;zeyir, Allah&#39;ın oğludur&quot; diyen Yahudilerin, &quot;Mesih, Allah&#39;ın oğludur&quot; diyen Hristiyanların ve &quot;Melekler, Allah&#39;ın kızlarıdır&#39;&#39; diyen M&uuml;şriklerin, bu g&ouml;r&uuml;şlerinin batıl olduğunu ortaya koyar. D&ouml;rd&uuml;nc&uuml; ayet de; putları Allah&#39;a denk ve ortak kabul eden m&uuml;şriklerin bu g&ouml;r&uuml;şlerinin batıl olduğunu ortaya koyar. (F. Razi tfsr.)</p> <p>Binaenaleyh Allah&rsquo;ın Ahad olduğunu zikreden Ayetlerden biriside<strong><span dir="RTL">وَاِلٰـهُكُمْ اِلٰهٌ وَاحِدٌ لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ الرَّحْمٰنُ الرَّحٖيمُ </span>&ldquo;Ve sizin il&acirc;hınız bir tek il&acirc;htır. O&rsquo;ndan başka il&acirc;h yoktur. O, Rahman&rsquo;dır, Rahim&rsquo;dir.&rdquo; </strong>(Bakara 163)</p> <p>İbn Abbas (r. anhuma) der ki: Kureyş k&acirc;firleri; ya Muhammed, bize Rabbini anlat dediler. Y&uuml;ce Allah bunun &uuml;zerine İhlas S&uuml;resi ile bu Ayet-i keri&shy;meyi inzal buyurdu. M&uuml;şriklerin ise o sırada &uuml;&ccedil;y&uuml;zaltmış tane putları vardı. Y&uuml;ce Allah, kendisinin bir ve tek (v&acirc;hid) olduğunu beyan buyurdu. (Kurtubi tfsr.)</p> <p>Burada &ldquo;hepinizin ilahı tek bir ilahtır&rdquo; demek suretiyle, ilk a&ccedil;ıklanması gereken ve gizlenmesi caiz olmayan hususun &ldquo;tevhid&rdquo; hususu olduğunu beyan etmektedir. &ldquo;Ondan başka ilah yoktur&rdquo; demekle de Allah&#39;tan (c.c) başka ma&#39;bud, yani ibadet edilecek varlık yoktur. &ldquo;O Rahmandır, Rahimdir&rdquo; kelamlarıyla da; genelde her varlık i&ccedil;in ve &ouml;zelde de m&uuml;minler i&ccedil;in sonsuz merhamet sahibidir.</p> <p>Başka bir Ayet&rsquo;i kerimde Peygamberimize (s.a.v) hitaben:&nbsp; <span dir="RTL">ا<strong>تَّبِعْ مَا اُوحِىَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ وَاَعْرِضْ عَنِ الْمُشْرِكٖينَ </strong></span><strong>&ldquo;Sen, Rabbinden sana vahyedilene uy. O&rsquo;ndan başka hi&ccedil;bir il&acirc;h yoktur. Allah&rsquo;a ortak koşanlardan y&uuml;z &ccedil;evir.&rdquo; </strong>(Enam 106)</p> <p>Bu Ayet&rsquo;i kerimede; Cenabi Allah (c.c), &quot;Kendisinden başka hi&ccedil;bir ilah bulunmayan&quot; buyruğu ile İlahlıkta tek olduğu, dolayısıyla Peygambere (s.a.v) indirilen vahye tabi olmanın ve kendisine itaat etme&shy;nin vacip olduğuna ve m&uuml;şriklere uymamaya dikkat &ccedil;ekmiştir. (DEVAM EDECEK İNŞA-ALLAH)</p> <p>&nbsp;</p>
Ekleme Tarihi: 20 Haziran 2016 - Pazartesi

KUR’AN VE HADİS IŞIĞINDA DÜNYA HAYATI (4)

<ol style="list-style-type:lower-alpha"> <li><strong><u>Allah&rsquo;a şirk koşmamak </u></strong></li> </ol> <p>Şirkin anlamı; Allah&rsquo;ın <strong>Rububiyetinde</strong> (Cenab-ı Hakk&#39;ın her zaman her yerde her mahl&ucirc;ka, muhta&ccedil; olduğu şeyleri vermesi, terbiye ve tedbir etmesi ve malikiyeti ve besleyiciliği keyfiyeti) veya <strong>Ul&ucirc;hiyetinde</strong> (Allah&#39;ın k&acirc;inattaki tasarruf ve h&acirc;kimiyeti ile her şeyi kendisine ibadet ve itaat ettirmesi) veya hem <strong>Rububiyetinde</strong> ve hemde <strong>Ul&ucirc;hiyetinde</strong> Allah&rsquo;a (c.c) ortak koşmaktır. Yani Allah&rsquo;ın (c.c) ahadlığını (tekliğini, birliğini) ifade eden &ldquo;Tevhid&rdquo;&rsquo;in zıddı olan Allah&rsquo;a (c.c) &ldquo;Şerik&rdquo; (ortak) koşmaktır. Bu ortaklık; Allah&rsquo;tan (c.c) başka bir varlığı O&rsquo;na eş koşmak, o varlığı Allah&rsquo;a (c.c) denk g&ouml;rmek, onda ilahlık &ouml;zelliklerinin ve/veya yetkilerinin bulunduğunu d&uuml;ş&uuml;nmek veya onu Allah&rsquo;ın (c.c) yanında yardımcı kabul etmek gibi muhtelif şekillerde zuhur edebilir.</p> <p>Bu ortaklığa alet edilen varlıklar;&nbsp; peygamber, melek, veli, insan, cin, hayvan, taş, toprak, su, ağa&ccedil;, ateş, ay, g&uuml;neş, yıldız, sembol (milli veya dini) veya başka bir varlık olabilir. İnsanlık tarihi boyunca bahsi ge&ccedil;en bunların hepsi olmuştur. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde de, değişik şekilleriyle şirke ve k&uuml;fre d&uuml;ş&uuml;lmektedir. Bu varlıklarda zuhur eden &uuml;st&uuml;n &ouml;zellikli ilahi tecelliler kulları cezbeder ve bir kısım cahiller onları ilah zannederler. H&acirc;lbuki bu &uuml;st&uuml;n &ouml;zellikleri onlara bağışlayan, onları da ve t&uuml;m varlığı da yoktan var eden yeg&acirc;ne varlık Allah&rsquo;tır (c.c). Allah&rsquo;ın (c.c) bu l&uuml;tfundan dolayı O&rsquo;na ş&uuml;kretmeleri gerekirken, şeytani nefsine yenik d&uuml;şm&uuml;ş bu &uuml;st&uuml;n &ouml;zelliklere sahip bazı kimseler bu &uuml;st&uuml;n sıfatları kendilerinden menkul sanmaktadırlar. Binaenaleyh, bu &ouml;zelliklerini Allah&rsquo;ın (c.c) rızası istikametinde kullanmayıp, nefislerine ve k&ouml;t&uuml; hislerine taptıkları gibi, cahil buldukları bazı kimseleri de bu k&ouml;t&uuml; emellerine alet etmektedirler.</p> <p>H&acirc;lbuki Kur&#39;an-ı Ker&icirc;m&#39;in onlarca ayetinde insanlar tevhide davet edilmişler. Allah&rsquo;a (c.c) gerek zatında, gerek sıfat ve fiillerinde başka varlıkları ortak kılmaktan ve yalnız O&#39;na mahsus olan ibadete başkalarını O&#39;na ortak etmekten şid&shy;detle menedilmiştir. Bu hususu dile getiren onlarca ayetten birka&ccedil; tanesini burada zikretmekte fayda m&uuml;lahaza ediyoruz. Her m&uuml;minin belki her g&uuml;n defalarca okuduğu İhlas Suresinde Allah (c.c) kendisini Peygamberimiz (s.a.v) &uuml;zerinden bize ş&ouml;yle tanıtmaktadır:</p> <p>&nbsp;<strong><span dir="RTL">قل</span></strong><strong><span dir="RTL"> هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌ . اَللّٰهُ الصَّمَدُ . لَمْ يَلِد وَلَمْ يُولَدْ . وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا اَحَد&nbsp;&nbsp;&nbsp; </span></strong><strong>&ldquo;De ki:</strong> <strong>O, Tek Allah&#39;tır. Her şey O&rsquo;na muhta&ccedil;tır; O, hi&ccedil;bir şeye muhta&ccedil; değildir. O doğurmamıştır, doğurulmamıştır.</strong> <strong>Hi&ccedil;bir şey O&rsquo;na denk ve benzer değildir&rdquo;</strong></p> <p>Burada <strong>&ldquo;Ehad&rdquo;,</strong> Allah&#39;ın (c.c), kendi zatı i&ccedil;in se&ccedil;miş olduğu sıfatlarındandır. Bin&acirc;enaleyh bu sıfatta, hi&ccedil;bir şey O&#39;na ortak olamaz&quot; demiştir.</p> <p>Allah&rsquo;ın <strong>&ldquo;Samed&rdquo;</strong> olması; bu terim Kur&rsquo;an&#39;da bir tek defa ge&ccedil;en bir terimdir. Bu terim, İlk Sebep ve &Ouml;ncesiz-Sonrasız Mutlak Varlık kavramlarını, mevcut olan veya tahayy&uuml;l edilebilen her şeyin esas kaynağı olan Allah&#39;a d&ouml;neceği ve bu nedenle hem yoktan var edilmesi hem de varlığını s&uuml;rd&uuml;rmesi a&ccedil;ısından O&#39;na bağımlı olduğu d&uuml;ş&uuml;ncesi ile i&ccedil; i&ccedil;e ge&ccedil;miş şekilde kapsar. (Tefsir&rsquo;ul-Mesaj)</p> <p>Allahus-Samed (Allah Samed&#39;dir) ifadesi; varlıklar i&ccedil;inde, Allah&rsquo;tan başka &quot;samed&quot; olmamasını gerektirir. &quot;Samed&quot; kelimesi de &quot;masm&ucirc;d&quot;, yani her t&uuml;rl&uuml; ihtiya&ccedil; i&ccedil;in kendisine başvurulan manasına veya Zatında değişiklik kabul etmeyen, değişmesi m&uuml;mk&uuml;n olmayan manasına tefsir edilince, varlıklar &acirc;leminde, Allah Te&acirc;l&acirc;&#39;dan başka, bu şekilde bir varlık olmaması gerekir. Bin&acirc;enaleyh bu ayet, o tek varlıktan başka ilah olmadığına delalet eder.</p> <p>&nbsp;<strong>&ldquo;O doğurmamıştır, doğurulmamıştır&rdquo;</strong> c&uuml;mlesinde, &ouml;nce &quot;doğurmamıştır&quot; ifadesiyle s&ouml;ze başlanmıştır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; k&acirc;firler, Allah&#39;ın (c.c) &ccedil;ocuğu olduğunu iddia ediyorlardı. Bunun b&ouml;yle olmasının sebebi, m&uuml;şrik Araplar; &quot;Melekler, Allah&#39;ın (c.c) kızlarıdır&quot;, Yahudiler; &quot;&Uuml;zeyir Allah&#39;ın (c.c) oğludur&quot; Hristiyanlar da; &quot;İsa Allah&#39;ın (c.c) oğludur&quot; diyorlardı ve bunlardan hi&ccedil; biri, Allah&#39;ın (c.c) bir babası olduğunu iddia etmiyorlardı. İşte bu sebepten dolayı, Hak Te&acirc;l&acirc; (c.c) bu ayette &ouml;nce, daha &ouml;nemli olan husus ile işe başlayıp, &quot;O doğurmamıştır&quot; buyurmuş ve sonra da bunun deliline işaret ederek &quot;ve doğurulmamıştır&quot; buyurmuştur. Adeta ş&ouml;yle denilmek istenmiştir: &quot;Allah&#39;ın (c.c) herhangi bir &ccedil;ocuğu olamayacağına delil, O&#39;nun başkasının &ccedil;ocuğu olmadığı hususundaki ittifakımızdır. (F. Razi tfsr.)</p> <p><strong>&ldquo;Ve hi&ccedil;bir şey O&#39;na denk tutulamaz</strong>.&rdquo; İfadesi; Allah&#39;ın her bakımdan tek ve benzersiz olduğu, bir başlangıcının ve sonunun olmadığı ger&ccedil;eği, &ldquo;hi&ccedil;bir şey O&#39;na denk tutulamaz&rdquo; ifadesinde mantık&icirc; karşılığını bulmaktadır: B&ouml;ylece O&#39;nu tasvir etme ve tanımlama ihtimallerini de saf dışı bırakmaktadır. Sonu&ccedil; olarak, O&#39;nun Varlığının mahiyeti insan kavrayışının yahut tahayy&uuml;l&uuml;n&uuml;n sınırları dışındadır. Bu ger&ccedil;ek, Allah&#39;ı mecaz&icirc; temsiller veya soyut semboller aracılığıyla tarif etme teşebb&uuml;slerinin neden hakikatin ink&acirc;rı ile eşit g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml; a&ccedil;ıklamaktadır. Bunun sonucu olarak, O&#39;nu veya O&#39;nun vasıflarını tanımlamaya y&ouml;nelik b&uuml;t&uuml;n teşebb&uuml;sler mantık&icirc; bir imk&acirc;nsızlık ile karşı karşıya bulunurlar ve ahlaken/manen ise g&uuml;nah sayılırlar. O&#39;nun tanımlanamazlığı ger&ccedil;eği, Kur&rsquo;an&#39;da zikredilen Allah&#39;ın &ldquo;sıfatlarının O&#39;nun ger&ccedil;ekliğini sınırlamadığını, ama tersine, O&#39;nun faaliyetinin Kendi yarattığı evren &uuml;zerindeki kavranabilir/g&ouml;r&uuml;lebilir etkilerini g&ouml;sterdiğini a&ccedil;ık&ccedil;a ortaya koyar. (Tefsir&rsquo;ul-Mesaj)</p> <p>Bu Surenin &ouml;zetle hikmeti şudur: &quot;Allah birdir&quot; ayeti; &quot;Nar&quot; ve &quot;zulmet&quot; diye iki tanrı olduğunu s&ouml;yleyen &quot;seneviyye&quot; (Mecusiler)in, teslise inanan Hristiyanların batıl olduğunu ortaya koyar. İkinci ayet; Allah Te&acirc;l&acirc;&#39;dan başka yaratıcı olduğunu s&ouml;yleyenlerin g&ouml;r&uuml;ş&uuml;n&uuml;n batıl olduğunu ortaya koyar. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; eğer başka yaratıcılar da olsaydı, b&uuml;t&uuml;n ihtiya&ccedil;lar hususunda sadece Hak Te&acirc;l&acirc; Samed, yani başvurulan olmazdı. &Uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; ayet ise, &quot;&Uuml;zeyir, Allah&#39;ın oğludur&quot; diyen Yahudilerin, &quot;Mesih, Allah&#39;ın oğludur&quot; diyen Hristiyanların ve &quot;Melekler, Allah&#39;ın kızlarıdır&#39;&#39; diyen M&uuml;şriklerin, bu g&ouml;r&uuml;şlerinin batıl olduğunu ortaya koyar. D&ouml;rd&uuml;nc&uuml; ayet de; putları Allah&#39;a denk ve ortak kabul eden m&uuml;şriklerin bu g&ouml;r&uuml;şlerinin batıl olduğunu ortaya koyar. (F. Razi tfsr.)</p> <p>Binaenaleyh Allah&rsquo;ın Ahad olduğunu zikreden Ayetlerden biriside<strong><span dir="RTL">وَاِلٰـهُكُمْ اِلٰهٌ وَاحِدٌ لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ الرَّحْمٰنُ الرَّحٖيمُ </span>&ldquo;Ve sizin il&acirc;hınız bir tek il&acirc;htır. O&rsquo;ndan başka il&acirc;h yoktur. O, Rahman&rsquo;dır, Rahim&rsquo;dir.&rdquo; </strong>(Bakara 163)</p> <p>İbn Abbas (r. anhuma) der ki: Kureyş k&acirc;firleri; ya Muhammed, bize Rabbini anlat dediler. Y&uuml;ce Allah bunun &uuml;zerine İhlas S&uuml;resi ile bu Ayet-i keri&shy;meyi inzal buyurdu. M&uuml;şriklerin ise o sırada &uuml;&ccedil;y&uuml;zaltmış tane putları vardı. Y&uuml;ce Allah, kendisinin bir ve tek (v&acirc;hid) olduğunu beyan buyurdu. (Kurtubi tfsr.)</p> <p>Burada &ldquo;hepinizin ilahı tek bir ilahtır&rdquo; demek suretiyle, ilk a&ccedil;ıklanması gereken ve gizlenmesi caiz olmayan hususun &ldquo;tevhid&rdquo; hususu olduğunu beyan etmektedir. &ldquo;Ondan başka ilah yoktur&rdquo; demekle de Allah&#39;tan (c.c) başka ma&#39;bud, yani ibadet edilecek varlık yoktur. &ldquo;O Rahmandır, Rahimdir&rdquo; kelamlarıyla da; genelde her varlık i&ccedil;in ve &ouml;zelde de m&uuml;minler i&ccedil;in sonsuz merhamet sahibidir.</p> <p>Başka bir Ayet&rsquo;i kerimde Peygamberimize (s.a.v) hitaben:&nbsp; <span dir="RTL">ا<strong>تَّبِعْ مَا اُوحِىَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ وَاَعْرِضْ عَنِ الْمُشْرِكٖينَ </strong></span><strong>&ldquo;Sen, Rabbinden sana vahyedilene uy. O&rsquo;ndan başka hi&ccedil;bir il&acirc;h yoktur. Allah&rsquo;a ortak koşanlardan y&uuml;z &ccedil;evir.&rdquo; </strong>(Enam 106)</p> <p>Bu Ayet&rsquo;i kerimede; Cenabi Allah (c.c), &quot;Kendisinden başka hi&ccedil;bir ilah bulunmayan&quot; buyruğu ile İlahlıkta tek olduğu, dolayısıyla Peygambere (s.a.v) indirilen vahye tabi olmanın ve kendisine itaat etme&shy;nin vacip olduğuna ve m&uuml;şriklere uymamaya dikkat &ccedil;ekmiştir. (DEVAM EDECEK İNŞA-ALLAH)</p> <p>&nbsp;</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.