ESKİ TÜRK TOPLUMLARINDA AİLENİN TEMEL ÖZELLİKLERİ
ESKİ TÜRK TOPLUMLARINDA AİLENİN TEMEL ÖZELLİKLERİ
Eski Türk toplumunda aile, ilk sosyal birlik olan kan akrabalığı esasına dayanıyordu. Eski Türk ailesi "Geniş aile" şeklinde görünmekte ise de aslında "Küçük aile" tipinde kurulu bulunması akla daha yatkın gelmektedir. Dıştan evlenmenin (exogamie) esas olduğu "sulta "ya değil "veliyete" dayanan baba hukukunun geçerli bulunduğu Türk ailesinde evlenen oğullar hisselerini alıp yeni aile kurmak üzere çıkarlar. Baba evi ise en küçük oğula kalırdı (Kafesoğlu, 1984; 216).
Evlenme veya evlendirme terimleri, evlenen erkek veya kızın baba ocağından ayrılarak ayrı bir ev (aile) meydana getirdiğinin ifadesidir (Kafesoğlu, 1984; 217). Esasen dağınık çobanlık hayatı büyük aile kuruluşuna elverişli değildi. Onlar birlikte toprak üzerine kümelenip bir arada oturmazlardı.
Ayrıca Türklerde genellikle tek eşlilik (Monogamie) görülmektedir (Donuk, 1980; 148). Bu bakımdan eski Türk aile sisteminin esasları eski Türk siyasi, sosyal hemen bütün kuruluşlarına ve kişilerin davranışlarına yansımıştır.
Grenard'a göre Islâmiyetten önceki Türk aile yapısı pederşahi tipindedir (Eröz, 1977; 6). Türk kızı hayat arkadaşını seçmekte nisbi hürriyete sahiptir. Türk kadını ekonomik hürriyeti yanında hukuki bağımsızlığa da sahiptir.
Karı-koca arasında mal ayrılığı esas olup, kadın kendi malını istediği gibi tasarrufa sahiptir. Ayrıca Doğu Türkistan Türklerinde kadın kapalılığı diye bir şey olmayıp, kadın yalnız ev içinde değil, ev dışındada hayat arkadaşının yardımcısıdır.
G.Richard'a göre ise Türklerde aile tipi tek değil, onları ekonomik ve sosyal şartlara göre, çeşitli tiplere göre ayırmak mümkündür (Fındıkoğlu, 1970; 13). Yakut Türklerinde aile, maderi (ana ailesi)dir. Ailede hâkim yine erkektir. Ancak erkek ana tarafından dayıdır. Bu aile yapısında dışarıdan evlenme esas olup, başka bir klana mensup erkek totemini kabul eder.
Kırgız Türklerinde aile pederşahidir. Akrabalık baba tarafındandır. Altay Türklerinde ise, orta bir tiptir. Erkek kadının ailesine girer. Fakat kadına bir mehir vermek mecburiyetindedir. Richard Yakutlardan Osmanlılara doğru giden bir gelişme çizgisinin bulunduğunu göstermektedir.
E. Durkheim'e göre ise, Doğu Türkistan Türklerindeki demokrat aile tipi Grenard'm sandığı gibi, eski pederşahlığın yıkılmasından doğmamıştır. Maderi tipinin değişmiş bir şeklinden ibaret olduğunu söylemektedir. Yakutlarda "sib" adım taşıyan bir grup olup, bugün ailede bulduğumuz bütün hukuki nitelikleri taşımaktadır (Fındıkoğlu, 1970; 12).
Mehmet izzet'in görüşü ise; birbirlerinden ayrı yaşayan Türk toplumlarında ayrı aile tiplerinin bulunabileceği görüşü kabul görmektedir. Türk toplumlarının aynı din ve ırka mensup olmalarıyla beraber, birbirlerinden ayrı yerlerde, farklı ekonomik ve sosyal şartlar altında yaşadıkları için Türk toplumları arasında farklı zaman ve mekanlarda değişik aile tiplerinin olabileceğini kabul etmiştir (Eröz, 1977; 13).
Ziya Gökalp Türklerin İslâm Dinini kabul etmesinden önceki Türk ailesini "boy, sop, soy, pediri aile ve izdivaci aile" olarak beş aile tipine ayırmıştır (Gökalp, 1976; 280).
Gökalp boy aile tipini klan aile yapısına benzetmektedir. Boydaşlar hep aynı boy adlarını taşırlar. Karşılıklı bağlılık ana tarafındadır. Bununla beraber saygı sahibi olan dayıdır. Boy üyeleri arasında çeşitli sosyal dayanışma vardır (Gökalp, 1976).Sop aile yapısı tabii aile durumunda olup, dini, ahlaki, hukuki kurallara sahip olunmadığı kaydedilmiştir.
Aile bağlarının daha zayıf olduğu belirtilmektedir. Ayrıca kullanılan araziler kişiler arasında bölünmüşse de ormanlar ve meralar ortak kullanılmaktaydı. Dıştan evlilik esastı.
Soy ailesinde erkek ve kadın tarafından akrabalık mevcuttu. Bu iki akrabalık hukuk açısından eşit sayılmaktaydı. Böyle olunca erkek ve kadında hukuken birbirlerine eşit sayılmaktaydı. Doğu Türklerinde "soy" dokuz kuşağa kadar çıkmaktaydı. Pederi aile tamamen hür ve eşitlikçi bir ailedir. Akrabalık iki taraflıdır. Amca ile dayı, hala ile teyze birbirine eşittir (Gökalp, 1976).
İzdivacı aile ise evlenme sonucudur. Bir genç evlenecek yaşa gelince bir kahramanlık göstererek vatandaş hukukuna sahip olabilirdi. Erkek çocuk baba ocağından mal hissesini alır, kızda çeyizini getirirdi.
Gelin ile güvey mallarını birleştirerek müşterek ve ayrı bir ev sahibi olurdu. Ġzdivacı aile yapısı töreye dayanıyordu (Gökalp, 1976). Gökalp Türkiye Türklerindeki aile hayatını da başlıca dört kısma ayırarak Boy, Ocak, Konak ve Yuva ailesi olarak belirtilmiştir.
Sonuç olarak eski Türk ailesinin karakteristik yapısını kısaca özetlersek, eski Türk ailesi kan akrabalığına dayalı pederi aile tipidir. Geniş aile yapışma değil küçük aile yapışma sahiptir. Meraların ve ormanların ortak kullanılmasına karşılık, kullanılan her türlü teçhizat ve konut özel mülkiyete aittir.
Kadın toplumda ve aile içerisinde hürdü ve kendine ait mallarda her türlü tasarruf hakkına sahiptir. Türklerde yakın akraba ile evlenmeye hiçbir zaman rastlanmamıştır. Aile içerisinde çocukların satılması yada öldürülmesi gibi olaylar görülmemişt
AİLENİN YAPISI TÜRLERİ İŞLEVLERİ
Değişen toplumsal koşullarla birlikte toplumun en temel birimi olan aile kurumu tanımı, yapısı, türleri ve işlevleri bakımından önemli bir değişim sürecinden geçmektedir.
Tarihsel süreç içerisinde aile, özellikle kentleşme ve sanayileşme ile birlikte geleneksel geniş aile yapısından çekirdek aileye dönüşmekte; geleneksel akrabalık bağları zayıflamakta ve ailenin işlevleri farklılaşmaktadır.
İşlevlerinin bir kısmını diğer toplumsal kuramlara aktaran aile yapısı içerisinde boşanma, evlilik dışı doğum ve tek ebeveynli aile oranları, yeniden evlenmeler sonucu üvey aile oluşumları, evlenmeksizin birlikte yaşamayı ya da bekâr kalmayı tercih edenlerin sayısı her geçen gün artmaktadır.
Toplumun temelinde ailenin, ailenin temelinde de evliliğin yer alması evlilik kurumuna ayrı bir önem kazandırmaktadır.
Günümüzde bireyler evliliğe, eskiden olduğundan daha fazla anlam yüklemekte, bunun doğal bir sonucu olarak da, evlilikle ilgili beklentiler artmaktadır. Ailede meydana gelen bir başka değişim alan ise aile yapısı içerisinde çocuğun değişen konumu ile ilişkilidir.
Özellikle gelişmiş ülkelerde ailelerin sahip olduğu çocuk sayıları azalırken, tek çocuk sahibi olmayı tercih eden ailelerin sayısı artmakta ve günümüzün çocuk-merkezli aileleri ortaya çıkmaktadır.
Bütün bu değişimlerden de görüldüğü gibi, günümüz toplumlarında aile yapıları tek tip olmaktan çok çoğulcu bir görünüm sergilemektedir. Günümüz toplumlarında evliliğe, aileye alternatif yaşam biçimleri ve yeni aile türleri de varlık göstermektedir.
Yaşanan tüm toplumsal değişmelere rağmen ailenin, bütün toplumlarda toplumun devamlılığını sağlayan, çocukların bakımı ve eğitimi açısından en önemli toplumsal kurum olma özelliğini devam ettirdiği, yakın gelecekte de devam ettireceği görülmektedir.
Doç. Dr. Kürşat Şahin Yıldırımer
Ekleme
Tarihi: 04 Temmuz 2022 - Pazartesi
ESKİ TÜRK TOPLUMLARINDA AİLENİN TEMEL ÖZELLİKLERİ
ESKİ TÜRK TOPLUMLARINDA AİLENİN TEMEL ÖZELLİKLERİ
Eski Türk toplumunda aile, ilk sosyal birlik olan kan akrabalığı esasına dayanıyordu. Eski Türk ailesi "Geniş aile" şeklinde görünmekte ise de aslında "Küçük aile" tipinde kurulu bulunması akla daha yatkın gelmektedir. Dıştan evlenmenin (exogamie) esas olduğu "sulta "ya değil "veliyete" dayanan baba hukukunun geçerli bulunduğu Türk ailesinde evlenen oğullar hisselerini alıp yeni aile kurmak üzere çıkarlar. Baba evi ise en küçük oğula kalırdı (Kafesoğlu, 1984; 216).
Evlenme veya evlendirme terimleri, evlenen erkek veya kızın baba ocağından ayrılarak ayrı bir ev (aile) meydana getirdiğinin ifadesidir (Kafesoğlu, 1984; 217). Esasen dağınık çobanlık hayatı büyük aile kuruluşuna elverişli değildi. Onlar birlikte toprak üzerine kümelenip bir arada oturmazlardı.
Ayrıca Türklerde genellikle tek eşlilik (Monogamie) görülmektedir (Donuk, 1980; 148). Bu bakımdan eski Türk aile sisteminin esasları eski Türk siyasi, sosyal hemen bütün kuruluşlarına ve kişilerin davranışlarına yansımıştır.
Grenard'a göre Islâmiyetten önceki Türk aile yapısı pederşahi tipindedir (Eröz, 1977; 6). Türk kızı hayat arkadaşını seçmekte nisbi hürriyete sahiptir. Türk kadını ekonomik hürriyeti yanında hukuki bağımsızlığa da sahiptir.
Karı-koca arasında mal ayrılığı esas olup, kadın kendi malını istediği gibi tasarrufa sahiptir. Ayrıca Doğu Türkistan Türklerinde kadın kapalılığı diye bir şey olmayıp, kadın yalnız ev içinde değil, ev dışındada hayat arkadaşının yardımcısıdır.
G.Richard'a göre ise Türklerde aile tipi tek değil, onları ekonomik ve sosyal şartlara göre, çeşitli tiplere göre ayırmak mümkündür (Fındıkoğlu, 1970; 13). Yakut Türklerinde aile, maderi (ana ailesi)dir. Ailede hâkim yine erkektir. Ancak erkek ana tarafından dayıdır. Bu aile yapısında dışarıdan evlenme esas olup, başka bir klana mensup erkek totemini kabul eder.
Kırgız Türklerinde aile pederşahidir. Akrabalık baba tarafındandır. Altay Türklerinde ise, orta bir tiptir. Erkek kadının ailesine girer. Fakat kadına bir mehir vermek mecburiyetindedir. Richard Yakutlardan Osmanlılara doğru giden bir gelişme çizgisinin bulunduğunu göstermektedir.
E. Durkheim'e göre ise, Doğu Türkistan Türklerindeki demokrat aile tipi Grenard'm sandığı gibi, eski pederşahlığın yıkılmasından doğmamıştır. Maderi tipinin değişmiş bir şeklinden ibaret olduğunu söylemektedir. Yakutlarda "sib" adım taşıyan bir grup olup, bugün ailede bulduğumuz bütün hukuki nitelikleri taşımaktadır (Fındıkoğlu, 1970; 12).
Mehmet izzet'in görüşü ise; birbirlerinden ayrı yaşayan Türk toplumlarında ayrı aile tiplerinin bulunabileceği görüşü kabul görmektedir. Türk toplumlarının aynı din ve ırka mensup olmalarıyla beraber, birbirlerinden ayrı yerlerde, farklı ekonomik ve sosyal şartlar altında yaşadıkları için Türk toplumları arasında farklı zaman ve mekanlarda değişik aile tiplerinin olabileceğini kabul etmiştir (Eröz, 1977; 13).
Ziya Gökalp Türklerin İslâm Dinini kabul etmesinden önceki Türk ailesini "boy, sop, soy, pediri aile ve izdivaci aile" olarak beş aile tipine ayırmıştır (Gökalp, 1976; 280).
Gökalp boy aile tipini klan aile yapısına benzetmektedir. Boydaşlar hep aynı boy adlarını taşırlar. Karşılıklı bağlılık ana tarafındadır. Bununla beraber saygı sahibi olan dayıdır. Boy üyeleri arasında çeşitli sosyal dayanışma vardır (Gökalp, 1976).Sop aile yapısı tabii aile durumunda olup, dini, ahlaki, hukuki kurallara sahip olunmadığı kaydedilmiştir.
Aile bağlarının daha zayıf olduğu belirtilmektedir. Ayrıca kullanılan araziler kişiler arasında bölünmüşse de ormanlar ve meralar ortak kullanılmaktaydı. Dıştan evlilik esastı.
Soy ailesinde erkek ve kadın tarafından akrabalık mevcuttu. Bu iki akrabalık hukuk açısından eşit sayılmaktaydı. Böyle olunca erkek ve kadında hukuken birbirlerine eşit sayılmaktaydı. Doğu Türklerinde "soy" dokuz kuşağa kadar çıkmaktaydı. Pederi aile tamamen hür ve eşitlikçi bir ailedir. Akrabalık iki taraflıdır. Amca ile dayı, hala ile teyze birbirine eşittir (Gökalp, 1976).
İzdivacı aile ise evlenme sonucudur. Bir genç evlenecek yaşa gelince bir kahramanlık göstererek vatandaş hukukuna sahip olabilirdi. Erkek çocuk baba ocağından mal hissesini alır, kızda çeyizini getirirdi.
Gelin ile güvey mallarını birleştirerek müşterek ve ayrı bir ev sahibi olurdu. Ġzdivacı aile yapısı töreye dayanıyordu (Gökalp, 1976). Gökalp Türkiye Türklerindeki aile hayatını da başlıca dört kısma ayırarak Boy, Ocak, Konak ve Yuva ailesi olarak belirtilmiştir.
Sonuç olarak eski Türk ailesinin karakteristik yapısını kısaca özetlersek, eski Türk ailesi kan akrabalığına dayalı pederi aile tipidir. Geniş aile yapışma değil küçük aile yapışma sahiptir. Meraların ve ormanların ortak kullanılmasına karşılık, kullanılan her türlü teçhizat ve konut özel mülkiyete aittir.
Kadın toplumda ve aile içerisinde hürdü ve kendine ait mallarda her türlü tasarruf hakkına sahiptir. Türklerde yakın akraba ile evlenmeye hiçbir zaman rastlanmamıştır. Aile içerisinde çocukların satılması yada öldürülmesi gibi olaylar görülmemişt
AİLENİN YAPISI TÜRLERİ İŞLEVLERİ
Değişen toplumsal koşullarla birlikte toplumun en temel birimi olan aile kurumu tanımı, yapısı, türleri ve işlevleri bakımından önemli bir değişim sürecinden geçmektedir.
Tarihsel süreç içerisinde aile, özellikle kentleşme ve sanayileşme ile birlikte geleneksel geniş aile yapısından çekirdek aileye dönüşmekte; geleneksel akrabalık bağları zayıflamakta ve ailenin işlevleri farklılaşmaktadır.
İşlevlerinin bir kısmını diğer toplumsal kuramlara aktaran aile yapısı içerisinde boşanma, evlilik dışı doğum ve tek ebeveynli aile oranları, yeniden evlenmeler sonucu üvey aile oluşumları, evlenmeksizin birlikte yaşamayı ya da bekâr kalmayı tercih edenlerin sayısı her geçen gün artmaktadır.
Toplumun temelinde ailenin, ailenin temelinde de evliliğin yer alması evlilik kurumuna ayrı bir önem kazandırmaktadır.
Günümüzde bireyler evliliğe, eskiden olduğundan daha fazla anlam yüklemekte, bunun doğal bir sonucu olarak da, evlilikle ilgili beklentiler artmaktadır. Ailede meydana gelen bir başka değişim alan ise aile yapısı içerisinde çocuğun değişen konumu ile ilişkilidir.
Özellikle gelişmiş ülkelerde ailelerin sahip olduğu çocuk sayıları azalırken, tek çocuk sahibi olmayı tercih eden ailelerin sayısı artmakta ve günümüzün çocuk-merkezli aileleri ortaya çıkmaktadır.
Bütün bu değişimlerden de görüldüğü gibi, günümüz toplumlarında aile yapıları tek tip olmaktan çok çoğulcu bir görünüm sergilemektedir. Günümüz toplumlarında evliliğe, aileye alternatif yaşam biçimleri ve yeni aile türleri de varlık göstermektedir.
Yaşanan tüm toplumsal değişmelere rağmen ailenin, bütün toplumlarda toplumun devamlılığını sağlayan, çocukların bakımı ve eğitimi açısından en önemli toplumsal kurum olma özelliğini devam ettirdiği, yakın gelecekte de devam ettireceği görülmektedir.
Doç. Dr. Kürşat Şahin Yıldırımer
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.