BDP VE KCK’NIN SON AÇIKLAMALARI NE ANLAMA GELİYOR?
<p>Derin yapılanmalar ve uluslararası bağlantıları, İmralı ile başlatılan çözüm sürecini sekteye uğratmak için, hazır kıta beklemeye başladılar.</p>
<p> </p>
<p>Çözüm sürecinin konuşulduğu bugünlerde PKK'daki hakim görüş: "Biz barış dilencisi değiliz, savaş rantçısı da değiliz. Bizim bir davamız var ve onun için savaşırız da barışırız da" ve bölge insanındaki (özellikle BDP seçmeni) hakim görüş ise “PKK: Kimliğinde ısrarın adıdır.” propagandası yapılarak, Doğu ve Güneydoğu illerinde (özellikle Hakkâri, Şırnak, Van ve Diyarbakır) örgüt tanımıyla Serhildan (Başkaldırı) manevraları tertiplenerek, halk sokağa indirilmeye çalışılıyor. BDP’nin düzenlediği “Hükümet Adım At”, PKK’nın Diyarbakır Lice ile Van Gevaş’taki eylemleri bu düşünceleri için birer deneme olarak değerlendirilebilir.</p>
<p> </p>
<p>Yine BDP ve KCK üst düzey yöneticilerinin birbirinin kopyası denilebilecek açıklamalarda bulunmaları, perde gerisindeki gerçek niyetlerini gün yüzüne çıkardı. Bu açıklamaların içeriği neydi? Kısaca bakacak olursak:</p>
<p> </p>
<p>KCK Eş Başkanları Cemil Bayık ve Bese Hozat imzasını taşıyan 17 Temmuz 2013 tarihli açıklamada şöyle denildi: "Bu sürecin başlatıcısı Kürt Halk Önderidir. Bu önderliğin sağlığına duyarsız yaklaşım AKP'nin sürece tutumu konusunda kuşkular uyandırmaktadır. Kürt sorunu konusunda çözüm isteyen bir siyasi güç böyle davranabilir mi?". Bu açıklama aynı zamanda Öcalan’a yönelik bir mesajdır da. </p>
<p> </p>
<p>KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan’ın 17 Temmuz 2013 tarihinde`; Abdullah Öcalan’ın “Ekim ortasına kadar bu iş bitmeli” sözünü hatırlatırken, "Bu olmazsa hiç kimse PKK'yı/Kürtleri alternatifsiz sanmasın. Bu tür olasılığa da hazır olmadığımızı sanmasın" açıklaması.</p>
<p> </p>
<p>KCK Başkanlık Kurulu Üyesi Mustafa Karasu’nun 17 Temmuz 2013 tarihli “Koşullar ne olursa olsun, zorluklar ne olursa olsun, Kürt halkı özgür ve demokratik yaşama kavuşana kadar bu mücadeleyi yüz yılda olsa sürdüreceğiz…” açıklaması.</p>
<p> </p>
<p>KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Murat Karayılan’ın 17 Temmuz 2013 tarihli “Uzun zamandır gündemde olan Kürtler arası ulusal bir konferansın engel çıkmazsa önümüzdeki dönemde yapılacağı…” açıklaması.</p>
<p> </p>
<p>BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 17 Temmuz 2013 tarihli ''Silahlar sussun, fikirler konuşsun dediniz. PKK silahlı güçleri de sizin kara kaşınız gözünüz için terk etmiyor. Siyaset konuşun diye bunu yapıyor. Herhalde Sayın Başbakan çağrı yaptı diye PKK geri çekilmiyor. Sayın Öcalan'ın çağrısı ile çekiliyorlar. Sürecin bu şekilde ilerlemeyeceği anlaşılmıştır.'' açıklaması.</p>
<p> </p>
<p>Tüm açıklamaların ortak yanı, hepsinin aynı günde (17 Temmuz 2013) yapılmış olmasıdır. Tüm bu açıklamalardan şu sonuca varılabilir:</p>
<p> </p>
<p>Suriye’deki mevcut otorite boşluğunda faydalanan PKK'nın Suriye'deki kolu PYD, Suriye’nin kuzeyinde özerklik için hazırlık yapmaktadır. PYD, 19 Temmuz'da (Bugün) özerkliğini ilan etmeye hazırlanırken, Suriye’deki bu gelişmeler; KCK ve BDP tarafından sürekli gündeme getirdikleri “demokratik özerkliği”, Türkiye’de de ilan edebilir miyiz düşüncesinin gün yüzüne çıkmasıdır. BDP ve KCK’nın son yaptığı eylemler, barış ve çözüm süreci için yeterince samimi olmadıklarının da bir göstergesidir.</p>
<p> </p>
<p>Suriye ise Irak olma yolunda hızla ilerliyor. Maalesef, Suriye fiilen bölünmüştür artık. (Kürt bölgesi, ÖSO Bölgesi ve Nusayri Bölgesi.) Bu fiili bölünmeler bölgede en çok da Türkiye’yi zor durumda bırakacaktır…</p>
Ekleme
Tarihi: 08 Mayıs 2019 - Çarşamba
BDP VE KCK’NIN SON AÇIKLAMALARI NE ANLAMA GELİYOR?
<p>Derin yapılanmalar ve uluslararası bağlantıları, İmralı ile başlatılan çözüm sürecini sekteye uğratmak için, hazır kıta beklemeye başladılar.</p>
<p> </p>
<p>Çözüm sürecinin konuşulduğu bugünlerde PKK'daki hakim görüş: "Biz barış dilencisi değiliz, savaş rantçısı da değiliz. Bizim bir davamız var ve onun için savaşırız da barışırız da" ve bölge insanındaki (özellikle BDP seçmeni) hakim görüş ise “PKK: Kimliğinde ısrarın adıdır.” propagandası yapılarak, Doğu ve Güneydoğu illerinde (özellikle Hakkâri, Şırnak, Van ve Diyarbakır) örgüt tanımıyla Serhildan (Başkaldırı) manevraları tertiplenerek, halk sokağa indirilmeye çalışılıyor. BDP’nin düzenlediği “Hükümet Adım At”, PKK’nın Diyarbakır Lice ile Van Gevaş’taki eylemleri bu düşünceleri için birer deneme olarak değerlendirilebilir.</p>
<p> </p>
<p>Yine BDP ve KCK üst düzey yöneticilerinin birbirinin kopyası denilebilecek açıklamalarda bulunmaları, perde gerisindeki gerçek niyetlerini gün yüzüne çıkardı. Bu açıklamaların içeriği neydi? Kısaca bakacak olursak:</p>
<p> </p>
<p>KCK Eş Başkanları Cemil Bayık ve Bese Hozat imzasını taşıyan 17 Temmuz 2013 tarihli açıklamada şöyle denildi: "Bu sürecin başlatıcısı Kürt Halk Önderidir. Bu önderliğin sağlığına duyarsız yaklaşım AKP'nin sürece tutumu konusunda kuşkular uyandırmaktadır. Kürt sorunu konusunda çözüm isteyen bir siyasi güç böyle davranabilir mi?". Bu açıklama aynı zamanda Öcalan’a yönelik bir mesajdır da. </p>
<p> </p>
<p>KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan’ın 17 Temmuz 2013 tarihinde`; Abdullah Öcalan’ın “Ekim ortasına kadar bu iş bitmeli” sözünü hatırlatırken, "Bu olmazsa hiç kimse PKK'yı/Kürtleri alternatifsiz sanmasın. Bu tür olasılığa da hazır olmadığımızı sanmasın" açıklaması.</p>
<p> </p>
<p>KCK Başkanlık Kurulu Üyesi Mustafa Karasu’nun 17 Temmuz 2013 tarihli “Koşullar ne olursa olsun, zorluklar ne olursa olsun, Kürt halkı özgür ve demokratik yaşama kavuşana kadar bu mücadeleyi yüz yılda olsa sürdüreceğiz…” açıklaması.</p>
<p> </p>
<p>KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Murat Karayılan’ın 17 Temmuz 2013 tarihli “Uzun zamandır gündemde olan Kürtler arası ulusal bir konferansın engel çıkmazsa önümüzdeki dönemde yapılacağı…” açıklaması.</p>
<p> </p>
<p>BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 17 Temmuz 2013 tarihli ''Silahlar sussun, fikirler konuşsun dediniz. PKK silahlı güçleri de sizin kara kaşınız gözünüz için terk etmiyor. Siyaset konuşun diye bunu yapıyor. Herhalde Sayın Başbakan çağrı yaptı diye PKK geri çekilmiyor. Sayın Öcalan'ın çağrısı ile çekiliyorlar. Sürecin bu şekilde ilerlemeyeceği anlaşılmıştır.'' açıklaması.</p>
<p> </p>
<p>Tüm açıklamaların ortak yanı, hepsinin aynı günde (17 Temmuz 2013) yapılmış olmasıdır. Tüm bu açıklamalardan şu sonuca varılabilir:</p>
<p> </p>
<p>Suriye’deki mevcut otorite boşluğunda faydalanan PKK'nın Suriye'deki kolu PYD, Suriye’nin kuzeyinde özerklik için hazırlık yapmaktadır. PYD, 19 Temmuz'da (Bugün) özerkliğini ilan etmeye hazırlanırken, Suriye’deki bu gelişmeler; KCK ve BDP tarafından sürekli gündeme getirdikleri “demokratik özerkliği”, Türkiye’de de ilan edebilir miyiz düşüncesinin gün yüzüne çıkmasıdır. BDP ve KCK’nın son yaptığı eylemler, barış ve çözüm süreci için yeterince samimi olmadıklarının da bir göstergesidir.</p>
<p> </p>
<p>Suriye ise Irak olma yolunda hızla ilerliyor. Maalesef, Suriye fiilen bölünmüştür artık. (Kürt bölgesi, ÖSO Bölgesi ve Nusayri Bölgesi.) Bu fiili bölünmeler bölgede en çok da Türkiye’yi zor durumda bırakacaktır…</p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.