DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ: YETMEZ, AMA…
<p>Ve nihayet beklenen gün ve saat gelmişti. Başbakan Erdoğan tüm Türkiye’nin merakla beklediği “Demokratikleşme Paketi”ni açıklamak için kürsüye çıktığında saat 11.08’i gösteriyordu. Saat 12.08’de biten konuşmasının ardından, paketin içeriği de tartışma konusu olmuştu.</p>
<p>Başbakan kürsüye çıktığı anda açıkçası zihnimde 2011 seçim sonuçlarının o meşhur “balkon konuşması” canlandı. Henüz “acaba” diye düşünürken, Başbakan’ın konuşmasının satır aralarında balkon konuşmasından daha sıcak ve daha kucaklayıcı ifadelerin geçiyor olması, Türkiye demokrasinin geleceği açısından mutluluk verici idi. Türkiye’deki özgürlükleri daha da genişletecek olan paketin getirilerinin, önümüzdeki süreçte daha da netleşeceğine inanıyoruz.</p>
<p>Paket hazırlanırken, Türkiye’nin demokrasi tarihinin de göz önünde bulundurulmuş olması, demokrasinin sekteye uğratıldığı tüm askeri müdahalelere vurgu yapılması ise çok manidardı. Paketin içeriğinin, sadece bir kesime yönelik olmaması, tüm Türkiye’yi kucaklar mahiyette olması, “birileri dayatıyor diye paketler çıkartılıyor” propagandasını da boşa çıkaracak ayrı bir güzellikti.</p>
<p>İsterseniz ilk önce paketin eksik (bize göre) olan yönlerini ele alalım.</p>
<p>- Bizim paketten en büyük beklentilerimiz içerisinde yer alan Jandarma Teşkilatı’nın İçişleri Bakanlığı’na bağlanması konusu bir başka çalışmaya bırakıldı. Muhtemeldir ki bu konu hakkında da Genelkurmay Başkanlığı ile görüşmeler sürdürülecektir.</p>
<p> - Aleviler ile ilgili haklar. Nevşehir Üniversitesi’nin isminin Hacı Bektaş-ı Veli Üniversitesi olarak değiştirilmesi sadece sembolik bir değişikliktir elbet. Türkiye’de en çok istismar edilen kesimin Alevi vatandaşlarımız olduğu göz önüne getirildiğinde, siyasi iktidarın bu konuda daha da cesur adımlar atması beklenirdi.</p>
<p>- Heybeliada Ruhban Okulu ile ilgili çalışma. Sanırım bu çalışma için birtakım iç ve dış şartların biraz daha olgunlaşmasını beklemek gerekecektir.</p>
<p>“Demokratikleşme Paketi”nin içeriğini eksik görmekle birlikte, Türkiye demokrasisi açısından devrim diye nitelendirebileceğimiz düzenlemelerde yok değil. Şimdi! 18 maddelik paketin içerisinde, “devrim” olarak nitelendirilebilecek olan yenilikleri sıralandıracak olursak:</p>
<p>-Yeni seçim sisteminin nasıl olması gerektiği konusunda, 3 farklı alternatifin tartışmaya açılıyor olması, (5 baraj, daraltılmış bölge ve dar bölge)</p>
<p>-Yapılacak olan yasal değişikliklerle, özel okullarda, farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünün açılıyor olması,</p>
<p>- Refah Partisi'nin de kapatıldığı iddianamenin en büyük gerekçelerinden olan “Andımız”ın kaldırılması, (demokrasi bu olsa gerek)</p>
<p>- Seçim Kanunu hükümlerine göre, oy verme hakkına sahip olan herkesin, siyasi partilere de üye olabilmesinin önünü açılıyor olması,</p>
<p>- 2908 Sayılı Kanunu'nun ilgili maddesinin değiştirilerek, siyasi parti ve adaylar tarafından yapılacak her türlü propaganda da Türkçenin yanında farklı dil ve lehçelerin de kullanılabilmesinin mümkün hale getiriliyor olması,</p>
<p>- Ayırımcılıkla daha etkin mücadele etmek için yeni düzenlemenin geliyor olması,</p>
<p>- Türk Ceza Kanunu'nda, belirli harflerin (Q,W,X) kullanılmasından dolayı var olan cezai müeyyidenin kaldırılıyor olması,</p>
<p>- 1949 tarihli İl İdaresi Kanunu'nun 2. maddesinde yer alan ve dayatma içeren ibareyi kaldırarak, köylerin 1980'lere kadar kullandıkları tarihi isimlerini yeniden almasını mümkün hale getiren düzenlemenin yapılması,</p>
<p>- Kılık Kıyafet Yönetmeliği’nin değiştirilerek, kamu kurumlarında başörtüsü yasağının kaldırılması,</p>
<p>- Mor Gabriel, diğer adıyla Deyrul Umur Manastırı arazisinin, Manastır Vakfı’na iade ediliyor olması, (Ki bu düzenleme çok stratejik bir düzenlemedir. Son yıllarda dünyanın kimi ülkelerinde sözde “Süryani soykırımı” yasa tasarısının kabul edilmesi iddialarını boşa çıkartabilecek bir düzenleme olarak görüyoruz. Süryanilerin bu coğrafyanın en kadim halkı olduğu gerçeğini ortada iken.)</p>
<p>- Ve Türkiye toplumunun hep itilen, kakılan, ötelenen gerçeği olan Roman vatandaşlarımızın dil ve kültürleri ile, karşılaştıkları sorunlara ilişkin araştırmalar yapmak, çözüm önerileri üretmek amacıyla, bir ilimiz üniversitesi bünyesinde, Roman Enstitüsü’nün kurulacak olması.</p>
<p>Türkiye bugünlere kolay kolay gelmedi. Bunu görmek için, Türkiye demokrasinin yıllarca vesayet altında kalması yeterlidir sanırız. Bugün eğer, bu ortamı yaşıyorsak, bu da siyasi iradenin demokratik direnişinin bir sonucudur.</p>
<p>Başbakan’ın 11 yıllık bir çalışmanın ürünü olan bu tür çalışmaların ne ilk, ne de son olacağını ifade etmesi önümüzdeki süreçte benzer çalışmaların yapılacağının habercisiydi sanki.</p>
<p> Türkiye muhalefetinin özellikle de BDP’nin henüz paket açıklanmadan paket hakkındaki açıklamalarını gördük. Paket açıklandıktan sonra ise BDP Eş Genel Başkanı Gülten Kışanak’ın; “Paketin Kürt halkının beklentilerinin hiçbirine yanıt vermediğini (Kürt halklarından kastı tabii ki PKK) paketin, halkın ihtiyaçlarına değil, AK Parti'nin ihtiyaçlarını karşılamak için yapıldığını” tevil eden nitelikteki açıklamaları, kendilerinin paket konusundaki samimiyetlerini ifade eder niteliktedir.</p>
<p>KCK-PKK, DHKP/C ve diğer marjinal örgütlerin, demokratikleşme paketini boşa çıkartmak istemelerinin altında, bugüne kadar kendi propagandalarına alet ettikleri argümanların tek tek ellerinden alınması yatmaktadır.</p>
<p>Açıklanan bu paketteki reformlar, yıllardır Türkiye’de korku imparatorlukları oluşturan çevrelerin iddia ettiği gibi, Türkiye’yi bölmeyecek, aksine birbirine daha da kenetleyecektir. </p>
<p style="margin-left:35.4pt">Tarih bugünü yazacaktır, Allah ömür bahşederse, bizde göreceğiz inşallah.</p>
<p style="margin-left:35.4pt">Hayırlı uğurlu olsun Türkiyem...</p>
Ekleme
Tarihi: 30 Eylül 2013 - Pazartesi
DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ: YETMEZ, AMA…
<p>Ve nihayet beklenen gün ve saat gelmişti. Başbakan Erdoğan tüm Türkiye’nin merakla beklediği “Demokratikleşme Paketi”ni açıklamak için kürsüye çıktığında saat 11.08’i gösteriyordu. Saat 12.08’de biten konuşmasının ardından, paketin içeriği de tartışma konusu olmuştu.</p>
<p>Başbakan kürsüye çıktığı anda açıkçası zihnimde 2011 seçim sonuçlarının o meşhur “balkon konuşması” canlandı. Henüz “acaba” diye düşünürken, Başbakan’ın konuşmasının satır aralarında balkon konuşmasından daha sıcak ve daha kucaklayıcı ifadelerin geçiyor olması, Türkiye demokrasinin geleceği açısından mutluluk verici idi. Türkiye’deki özgürlükleri daha da genişletecek olan paketin getirilerinin, önümüzdeki süreçte daha da netleşeceğine inanıyoruz.</p>
<p>Paket hazırlanırken, Türkiye’nin demokrasi tarihinin de göz önünde bulundurulmuş olması, demokrasinin sekteye uğratıldığı tüm askeri müdahalelere vurgu yapılması ise çok manidardı. Paketin içeriğinin, sadece bir kesime yönelik olmaması, tüm Türkiye’yi kucaklar mahiyette olması, “birileri dayatıyor diye paketler çıkartılıyor” propagandasını da boşa çıkaracak ayrı bir güzellikti.</p>
<p>İsterseniz ilk önce paketin eksik (bize göre) olan yönlerini ele alalım.</p>
<p>- Bizim paketten en büyük beklentilerimiz içerisinde yer alan Jandarma Teşkilatı’nın İçişleri Bakanlığı’na bağlanması konusu bir başka çalışmaya bırakıldı. Muhtemeldir ki bu konu hakkında da Genelkurmay Başkanlığı ile görüşmeler sürdürülecektir.</p>
<p> - Aleviler ile ilgili haklar. Nevşehir Üniversitesi’nin isminin Hacı Bektaş-ı Veli Üniversitesi olarak değiştirilmesi sadece sembolik bir değişikliktir elbet. Türkiye’de en çok istismar edilen kesimin Alevi vatandaşlarımız olduğu göz önüne getirildiğinde, siyasi iktidarın bu konuda daha da cesur adımlar atması beklenirdi.</p>
<p>- Heybeliada Ruhban Okulu ile ilgili çalışma. Sanırım bu çalışma için birtakım iç ve dış şartların biraz daha olgunlaşmasını beklemek gerekecektir.</p>
<p>“Demokratikleşme Paketi”nin içeriğini eksik görmekle birlikte, Türkiye demokrasisi açısından devrim diye nitelendirebileceğimiz düzenlemelerde yok değil. Şimdi! 18 maddelik paketin içerisinde, “devrim” olarak nitelendirilebilecek olan yenilikleri sıralandıracak olursak:</p>
<p>-Yeni seçim sisteminin nasıl olması gerektiği konusunda, 3 farklı alternatifin tartışmaya açılıyor olması, (5 baraj, daraltılmış bölge ve dar bölge)</p>
<p>-Yapılacak olan yasal değişikliklerle, özel okullarda, farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünün açılıyor olması,</p>
<p>- Refah Partisi'nin de kapatıldığı iddianamenin en büyük gerekçelerinden olan “Andımız”ın kaldırılması, (demokrasi bu olsa gerek)</p>
<p>- Seçim Kanunu hükümlerine göre, oy verme hakkına sahip olan herkesin, siyasi partilere de üye olabilmesinin önünü açılıyor olması,</p>
<p>- 2908 Sayılı Kanunu'nun ilgili maddesinin değiştirilerek, siyasi parti ve adaylar tarafından yapılacak her türlü propaganda da Türkçenin yanında farklı dil ve lehçelerin de kullanılabilmesinin mümkün hale getiriliyor olması,</p>
<p>- Ayırımcılıkla daha etkin mücadele etmek için yeni düzenlemenin geliyor olması,</p>
<p>- Türk Ceza Kanunu'nda, belirli harflerin (Q,W,X) kullanılmasından dolayı var olan cezai müeyyidenin kaldırılıyor olması,</p>
<p>- 1949 tarihli İl İdaresi Kanunu'nun 2. maddesinde yer alan ve dayatma içeren ibareyi kaldırarak, köylerin 1980'lere kadar kullandıkları tarihi isimlerini yeniden almasını mümkün hale getiren düzenlemenin yapılması,</p>
<p>- Kılık Kıyafet Yönetmeliği’nin değiştirilerek, kamu kurumlarında başörtüsü yasağının kaldırılması,</p>
<p>- Mor Gabriel, diğer adıyla Deyrul Umur Manastırı arazisinin, Manastır Vakfı’na iade ediliyor olması, (Ki bu düzenleme çok stratejik bir düzenlemedir. Son yıllarda dünyanın kimi ülkelerinde sözde “Süryani soykırımı” yasa tasarısının kabul edilmesi iddialarını boşa çıkartabilecek bir düzenleme olarak görüyoruz. Süryanilerin bu coğrafyanın en kadim halkı olduğu gerçeğini ortada iken.)</p>
<p>- Ve Türkiye toplumunun hep itilen, kakılan, ötelenen gerçeği olan Roman vatandaşlarımızın dil ve kültürleri ile, karşılaştıkları sorunlara ilişkin araştırmalar yapmak, çözüm önerileri üretmek amacıyla, bir ilimiz üniversitesi bünyesinde, Roman Enstitüsü’nün kurulacak olması.</p>
<p>Türkiye bugünlere kolay kolay gelmedi. Bunu görmek için, Türkiye demokrasinin yıllarca vesayet altında kalması yeterlidir sanırız. Bugün eğer, bu ortamı yaşıyorsak, bu da siyasi iradenin demokratik direnişinin bir sonucudur.</p>
<p>Başbakan’ın 11 yıllık bir çalışmanın ürünü olan bu tür çalışmaların ne ilk, ne de son olacağını ifade etmesi önümüzdeki süreçte benzer çalışmaların yapılacağının habercisiydi sanki.</p>
<p> Türkiye muhalefetinin özellikle de BDP’nin henüz paket açıklanmadan paket hakkındaki açıklamalarını gördük. Paket açıklandıktan sonra ise BDP Eş Genel Başkanı Gülten Kışanak’ın; “Paketin Kürt halkının beklentilerinin hiçbirine yanıt vermediğini (Kürt halklarından kastı tabii ki PKK) paketin, halkın ihtiyaçlarına değil, AK Parti'nin ihtiyaçlarını karşılamak için yapıldığını” tevil eden nitelikteki açıklamaları, kendilerinin paket konusundaki samimiyetlerini ifade eder niteliktedir.</p>
<p>KCK-PKK, DHKP/C ve diğer marjinal örgütlerin, demokratikleşme paketini boşa çıkartmak istemelerinin altında, bugüne kadar kendi propagandalarına alet ettikleri argümanların tek tek ellerinden alınması yatmaktadır.</p>
<p>Açıklanan bu paketteki reformlar, yıllardır Türkiye’de korku imparatorlukları oluşturan çevrelerin iddia ettiği gibi, Türkiye’yi bölmeyecek, aksine birbirine daha da kenetleyecektir. </p>
<p style="margin-left:35.4pt">Tarih bugünü yazacaktır, Allah ömür bahşederse, bizde göreceğiz inşallah.</p>
<p style="margin-left:35.4pt">Hayırlı uğurlu olsun Türkiyem...</p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.