ÖCALAN VE “ÇATI” PARTİSİ
<p>Emre Uslu’ya göre, “Öcalan’ın 2004’ten bu yana kafasındaki projenin pratiğe dökülmesi” olarak tanımlanmaya çalışılsa da “çatı partisi” projesinin, Öcalan’a ait olmadığı, bu projenin 2004’ten önce Edip Polat tarafından, HEP’in çalışmalarında hayata geçirilmek istendiğini biliyoruz. Çatı partisi fikri HEP ile kısmen hayata geçirilmiştir.</p>
<p>Maalesef Kürt sorununun ve buna bağlı olarak PKK terörünün en can yakıcı olduğu bir dönemde, siyaseten çok tecrübesiz olan HEP, devletin o günkü yanlış politikaları sonucu PKK’nın kucağına itilmiştir. HEP ve sonrasında kurulan bütün partiler kapatılmaya başlanınca, sivil Kürt siyasetin önü devlet eliyle kapatılmış, saha tamamen PKK’ya terk edilmiştir. </p>
<p> Edip Polat; “Devletsiz Ülkeden İzdüşümler” adlı kitabında; (1992 yılında Pelê Sor Yayınları tarafından yayınlanmıştır, s.45) “Özellikle seçimlerde bu bölük-pörçüklüğü gidermenin bir yolu da ortak bir sol partinin yaratılmasından veya var olan sosyalist eğilimli sol'un birliğinden geçer… Sol oylar için çekim merkezi olabilecek bir güç, sosyal demokrasiyle de ayrışmayı beraberinde getirir. Bu durum siyaset sahnesinde sınıfların zeminine uygun politikanın yapılmasını da gündeme getirir.” diyerek, dile getirmiştir.</p>
<p>Öcalan ise “çatı partisi” ya da “çatı yapılanması” fikrini, “Bir Halkı Savunmak” adlı kitabında (Baskı tarihi 2004, s.367) dile getiriyor. Öcalan: “En son beş grup tarafından (SHP, DEHAP, EMEP, SDP ve ÖDP) oluşturulan ‘Demokratik Güçler Birliği’ yön olarak doğru olmasına karşın, içerik ve formasyon olarak eski mirasın olumsuzluğundan kurtulamadıkları ve devletçi ideoloji ve bürokrasicilikten köklü kopuşu sağlayamadıklarından başarılı olamamışlardır. Gerekli olan, bu yön temelinde toplum odaklı, bürokratizmden köklü kopmuş, kitle temeline (yoksul ve işsizler başta olmak üzere, özellikle kır ve varoştakilere) dayalı bir çatı örgütlenmesi ile tabanda çok yaygın sivil toplum, insan hakları, feminist ve ekolojik hareketlerle bir yürüyüşe çıkış yapmaktır.” tespitinde bulunuyor.</p>
<p>19 Mayıs 2006 tarihi avukat görüşmesinde çatı partisi ile ilgili “İtalya'daki son seçim modeli yeni bir model olarak düşünülebilir. Sola gidilebilir, sol partilerle yeni bir çatı partisi kurulabilir. Bunu değerlendirmek ve tartışmak lazım. Gerekirse AKP ile de görüşülebilir." açıklamalarından sonra 2008 yılındaki bazı avukat görüşmelerinde, basına yansıyan notlarda, çatı partisine atıfta bulunmuştu. </p>
<p>Bugün, BDP’nin paradigma değişikliğine gidemediğini gören Öcalan, 13 Haziran 2008 tarihli avukat görüşmesinde ise DTP’nin yetersizliğini ve Türkiye partisi olamadığını; “DTP de bu konuda yetersiz, anlayamıyor; demokratik siyasetin gelişmesi için yeterince mücadele edemiyor. Bu koşullar iyi değerlendirilirse demokratik bir anayasa için muazzam ve muhteşem bir fırsat doğmuştur. DTP bu durumu çözemediği için sorun derinleşiyor. Ben bu tehlikeleri görüp görüş ve öneri sunuyorum. Bunun için de bana, ‘sen dışarıyı eğitiyorsun, talimat veriyorsun’ diye ceza veriyorlar. Ben bu oyunları boşa çıkarmak için çatı partisini önermiştim. Kürt özgürlük hareketi aynı zamanda Türk özgürlük hareketidir. Bu birlikteliği başaramazsak, sorun Irak gibi, Filistin-İsrail, Çeçenistan gibi olur." sözleriyle ifade ediyordu.</p>
<p> </p>
<p>Yazar-Siyasetçi İbrahim Güçlü ise."çatı partisine ilişkin “’Çatı Partisi’ fikri ve önermesi, 1960’ların ortalarından itibaren Türklerle yaptığımız ve aramızda köklü çatışmalara yol açan ‘Kürtlerin bağımsız örgütlenmesi’ konseptinde kazanılan mevzilerden vazgeçme olduğu ortadadır…”* diyerek; çatı partisi ile ilgili tartışmalara, başka bir boyut kazandırmıştır. 01 Kasım 2013’te Cihan Haber’e yapmış olduğu başka bir açıklamada ise “HDP, Ulusal Solcu ve Stalinist bir partidir. Kürtlerin, Alevilerin, Liberallerin, İslamcıların partisi değildir… HDP, eski statünün korunması, Kürtlerdeki değişim, gelişme, demokratikleşme ve çoğulculaşmasının da önüne geçilmesinin bir barikatı, konsepti, planlı ve programlı projesidir” şeklinde değerlendirmiştir.</p>
<p>Çözüm sürecinin başladığı 2012 yılı sonbaharından bugüne, BDP’nin Türkiye partisi olamadığını gören Öcalan, elini güçlendirmek için HDP’nin kurulmasına onay vermiştir. HDP, Öcalan için bir nevi son kumardır. HDP ile Aleviler, sol ve tüm sosyalist kesimleri kucaklayan bir çatı partisini düşünen Öcalan; Diyarbakır’da İslam Konferansı Toplantısı çağrısı ile de dindar Kürtleri BDP içerisine çekmeyi hedefliyor.</p>
<p>Öcalan, 2014 baharında yapılacak yerel seçimlerden çok, aynı yıl içinde yapılacak genel seçimlere göre strateji belirliyor. Genel seçimlerde 75 ve üzeri milletvekili hedefleyen Öcalan için, HDP ve BDP’nin yerel seçimlerde alacağı oy oranları, birer gösterge olabilecektir.</p>
<p>BDP içerisinde, alenen dile getiremeseler de, HDP’nin kurulmasından dolayı rahatsızlık duyan milletvekillerinin varlığından söz ediliyor. BDP Diyarbakır Milletvekili ve Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi Altan Tan, çatı partisi ile ilgili olarak: “Bu işi yürüten arkadaşlarımız sadece marjinal solla sınırlı kaldılar Türkiye’de. Bu marjinal solun önemli bir kısmı da dinle, İslam’la barışık değil. Kürt İslamcılar da bunlara sıcak bakmıyor, Türkiyeli Müslümanlar da sıcak bakmıyor. Hatta liberal çevrelerle bile bu marjinal solun arası iyi değil. Dolayısıyla, HDP projesi maalesef sadece marjinal Türk soluyla sınırlı kalan, kadük, dar bir proje.” dir, diyerek açıkça rahatsızlığını ifade ediyor. </p>
<p>BDP’nin tabanında da benzer sıkıntıların yaşandığı bilinmektedir.</p>
<p>Sonuçlarını bekleyip göreceğiz…</p>
<p>Selametle kalın efendim...</p>
Ekleme
Tarihi: 02 Kasım 2013 - Cumartesi
ÖCALAN VE “ÇATI” PARTİSİ
<p>Emre Uslu’ya göre, “Öcalan’ın 2004’ten bu yana kafasındaki projenin pratiğe dökülmesi” olarak tanımlanmaya çalışılsa da “çatı partisi” projesinin, Öcalan’a ait olmadığı, bu projenin 2004’ten önce Edip Polat tarafından, HEP’in çalışmalarında hayata geçirilmek istendiğini biliyoruz. Çatı partisi fikri HEP ile kısmen hayata geçirilmiştir.</p>
<p>Maalesef Kürt sorununun ve buna bağlı olarak PKK terörünün en can yakıcı olduğu bir dönemde, siyaseten çok tecrübesiz olan HEP, devletin o günkü yanlış politikaları sonucu PKK’nın kucağına itilmiştir. HEP ve sonrasında kurulan bütün partiler kapatılmaya başlanınca, sivil Kürt siyasetin önü devlet eliyle kapatılmış, saha tamamen PKK’ya terk edilmiştir. </p>
<p> Edip Polat; “Devletsiz Ülkeden İzdüşümler” adlı kitabında; (1992 yılında Pelê Sor Yayınları tarafından yayınlanmıştır, s.45) “Özellikle seçimlerde bu bölük-pörçüklüğü gidermenin bir yolu da ortak bir sol partinin yaratılmasından veya var olan sosyalist eğilimli sol'un birliğinden geçer… Sol oylar için çekim merkezi olabilecek bir güç, sosyal demokrasiyle de ayrışmayı beraberinde getirir. Bu durum siyaset sahnesinde sınıfların zeminine uygun politikanın yapılmasını da gündeme getirir.” diyerek, dile getirmiştir.</p>
<p>Öcalan ise “çatı partisi” ya da “çatı yapılanması” fikrini, “Bir Halkı Savunmak” adlı kitabında (Baskı tarihi 2004, s.367) dile getiriyor. Öcalan: “En son beş grup tarafından (SHP, DEHAP, EMEP, SDP ve ÖDP) oluşturulan ‘Demokratik Güçler Birliği’ yön olarak doğru olmasına karşın, içerik ve formasyon olarak eski mirasın olumsuzluğundan kurtulamadıkları ve devletçi ideoloji ve bürokrasicilikten köklü kopuşu sağlayamadıklarından başarılı olamamışlardır. Gerekli olan, bu yön temelinde toplum odaklı, bürokratizmden köklü kopmuş, kitle temeline (yoksul ve işsizler başta olmak üzere, özellikle kır ve varoştakilere) dayalı bir çatı örgütlenmesi ile tabanda çok yaygın sivil toplum, insan hakları, feminist ve ekolojik hareketlerle bir yürüyüşe çıkış yapmaktır.” tespitinde bulunuyor.</p>
<p>19 Mayıs 2006 tarihi avukat görüşmesinde çatı partisi ile ilgili “İtalya'daki son seçim modeli yeni bir model olarak düşünülebilir. Sola gidilebilir, sol partilerle yeni bir çatı partisi kurulabilir. Bunu değerlendirmek ve tartışmak lazım. Gerekirse AKP ile de görüşülebilir." açıklamalarından sonra 2008 yılındaki bazı avukat görüşmelerinde, basına yansıyan notlarda, çatı partisine atıfta bulunmuştu. </p>
<p>Bugün, BDP’nin paradigma değişikliğine gidemediğini gören Öcalan, 13 Haziran 2008 tarihli avukat görüşmesinde ise DTP’nin yetersizliğini ve Türkiye partisi olamadığını; “DTP de bu konuda yetersiz, anlayamıyor; demokratik siyasetin gelişmesi için yeterince mücadele edemiyor. Bu koşullar iyi değerlendirilirse demokratik bir anayasa için muazzam ve muhteşem bir fırsat doğmuştur. DTP bu durumu çözemediği için sorun derinleşiyor. Ben bu tehlikeleri görüp görüş ve öneri sunuyorum. Bunun için de bana, ‘sen dışarıyı eğitiyorsun, talimat veriyorsun’ diye ceza veriyorlar. Ben bu oyunları boşa çıkarmak için çatı partisini önermiştim. Kürt özgürlük hareketi aynı zamanda Türk özgürlük hareketidir. Bu birlikteliği başaramazsak, sorun Irak gibi, Filistin-İsrail, Çeçenistan gibi olur." sözleriyle ifade ediyordu.</p>
<p> </p>
<p>Yazar-Siyasetçi İbrahim Güçlü ise."çatı partisine ilişkin “’Çatı Partisi’ fikri ve önermesi, 1960’ların ortalarından itibaren Türklerle yaptığımız ve aramızda köklü çatışmalara yol açan ‘Kürtlerin bağımsız örgütlenmesi’ konseptinde kazanılan mevzilerden vazgeçme olduğu ortadadır…”* diyerek; çatı partisi ile ilgili tartışmalara, başka bir boyut kazandırmıştır. 01 Kasım 2013’te Cihan Haber’e yapmış olduğu başka bir açıklamada ise “HDP, Ulusal Solcu ve Stalinist bir partidir. Kürtlerin, Alevilerin, Liberallerin, İslamcıların partisi değildir… HDP, eski statünün korunması, Kürtlerdeki değişim, gelişme, demokratikleşme ve çoğulculaşmasının da önüne geçilmesinin bir barikatı, konsepti, planlı ve programlı projesidir” şeklinde değerlendirmiştir.</p>
<p>Çözüm sürecinin başladığı 2012 yılı sonbaharından bugüne, BDP’nin Türkiye partisi olamadığını gören Öcalan, elini güçlendirmek için HDP’nin kurulmasına onay vermiştir. HDP, Öcalan için bir nevi son kumardır. HDP ile Aleviler, sol ve tüm sosyalist kesimleri kucaklayan bir çatı partisini düşünen Öcalan; Diyarbakır’da İslam Konferansı Toplantısı çağrısı ile de dindar Kürtleri BDP içerisine çekmeyi hedefliyor.</p>
<p>Öcalan, 2014 baharında yapılacak yerel seçimlerden çok, aynı yıl içinde yapılacak genel seçimlere göre strateji belirliyor. Genel seçimlerde 75 ve üzeri milletvekili hedefleyen Öcalan için, HDP ve BDP’nin yerel seçimlerde alacağı oy oranları, birer gösterge olabilecektir.</p>
<p>BDP içerisinde, alenen dile getiremeseler de, HDP’nin kurulmasından dolayı rahatsızlık duyan milletvekillerinin varlığından söz ediliyor. BDP Diyarbakır Milletvekili ve Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi Altan Tan, çatı partisi ile ilgili olarak: “Bu işi yürüten arkadaşlarımız sadece marjinal solla sınırlı kaldılar Türkiye’de. Bu marjinal solun önemli bir kısmı da dinle, İslam’la barışık değil. Kürt İslamcılar da bunlara sıcak bakmıyor, Türkiyeli Müslümanlar da sıcak bakmıyor. Hatta liberal çevrelerle bile bu marjinal solun arası iyi değil. Dolayısıyla, HDP projesi maalesef sadece marjinal Türk soluyla sınırlı kalan, kadük, dar bir proje.” dir, diyerek açıkça rahatsızlığını ifade ediyor. </p>
<p>BDP’nin tabanında da benzer sıkıntıların yaşandığı bilinmektedir.</p>
<p>Sonuçlarını bekleyip göreceğiz…</p>
<p>Selametle kalın efendim...</p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.