Mehmet MEMDOĞLU
Köşe Yazarı
Mehmet MEMDOĞLU
 

“Bilge Kral” Aliya İzzetbegoviç

<p>Aliya İzzetbegovi&ccedil; gibi bir d&uuml;ş&uuml;n&uuml;r&uuml;n, siyaset&ccedil;inin, devlet adamı ve bilge kişiliğin hayatını birka&ccedil; satıra sığdırmaya &ccedil;alışmak elbette ki m&uuml;mk&uuml;n değildir. H&acirc;lihazırda kendisini anlatan &ccedil;ok sayıda eser mevcuttur. Biz, Aliya hakkında topladığı bilgilerin farklılığı ve zenginliği sebebiyle, İstanbul Bağcılar Belediyesi tarafından organize edilen sempozyumdaki bildirileri kaynak (Uluslararası Aliya İzzetbegovi&ccedil; Sempozyomu -Bildiriler- 2. Baskı 2013) aldık.</p> <p>Aliya İzzetbegovi&ccedil;, 8 Ağustos 1925 tarihinde Bosanski Şamac&rsquo;da doğdu. Saraybosna&rsquo;da ki bir Alman lisesinde eğitim g&ouml;rd&uuml;. Lisedeki bazı arkadaşlarıyla birlikte Mladi Muslimani (M&uuml;sl&uuml;man Gen&ccedil;ler Kulub&uuml;) adını verdikleri bir kul&uuml;p kurdu. &Uuml;niversitede hukuk okudu, inancı ve fikirleri sebebiyle, kom&uuml;nist Yogoslavya h&uuml;k&uuml;meti tarafından zulme mazur kaldı ve hapse atıldı. Rejim tarafından hapsedilmeden &ouml;nce <strong>&lsquo;İslam&rsquo;ın Yeniden Dirilişi Sorunları, Doğu ve Batı Arasında İslam ve İslam Deklarasyonu&rsquo;</strong> adlı &uuml;&ccedil; kitabı yayınlanmıştır.</p> <p>1960&rsquo;lı yıllardan itibaren yazmış olduğu makaleler, onun T&uuml;rkiye ve d&uuml;nyada M&uuml;sl&uuml;man bir entelekt&uuml;el olarak tanınmasında etkili oldu. Aliya, İslam &acirc;leminde de Bosna&rsquo;daki savaştan &ouml;nce kaleme aldığı <strong>&ldquo;Doğu ve Batı Arasında İslam&rdquo;</strong> adlı eseriyle bilinmektedir. Bu eserini İslam&rsquo;ın ideolojik ve k&uuml;lt&uuml;rel marjinalitesi d&ouml;neminde ve M&uuml;sl&uuml;man milletlerin, d&uuml;nya iradesinin ve g&uuml;c&uuml;n&uuml;n ekonomik ve politik olarak bloksal taşıyıcılarının bağımlı olduğu bir d&ouml;nemde yazmıştır. Bu kitabı, insanlığın durumu &uuml;zerine yazılmış derin, girift ve estetik olarak da g&uuml;zel bir incelemedir. İzzetbegovi&ccedil;&rsquo;in hoşg&ouml;r&uuml; ve uyumu &ouml;neri, sunilik ve şiddeti karşına alan bu eseri, dinde evrensel ve otantik bir sahil ile yine evrensel ve otantik bir toplum fikri aramaktadır. Sadece felsef&icirc;, teolojik veya siyasi bir anlatım sunmaktan ber&icirc; olan bu eser -kaldı ki bu niteliklerin bir kısmını taşıdığı iddia edilebilir- daha &ccedil;ok sosyolojik bir &ouml;zellik taşımaktadır.</p> <p>Kom&uuml;nist rejim tarafından farklı tarihlerde hapse atılmış olan İzzetbegovi&ccedil;, Kasım 1988&rsquo;de zindandan &ccedil;ıktığında d&uuml;nyada &ldquo;Sovyet Bloku&rdquo;na bağlı rejimler &ccedil;&ouml;k&uuml;ş s&uuml;recine girmişti. Aliya İzzetbegovi&ccedil; de Bosna-Hersek eyaletinde Demokratik Eylem Partisi&rsquo;ni (SDA-Stranka Demokratiske Akcije) kurdu. SDA, Bosna-Hersek&rsquo;te Aralık 1990&rsquo;da ger&ccedil;ekleştirilen genel se&ccedil;imlerden &ouml;nemli bir başarıyla &ccedil;ıktı ve Aliya İzzetbebegovi&ccedil;, cumhurbaşkanı se&ccedil;ildi.</p> <p>Bosna Hersek&rsquo;in &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k savaşında Bosnalı M&uuml;sl&uuml;manlar&rsquo;ın yaşadıkları trajedi ve verdikleri m&uuml;cadele hafızalardaki tazeliğini hala korumaktadır. Ancak savaş dolayısıyla yaşananları anlamanın bir yolu da Aliya İzzetbegovi&ccedil;&rsquo;in eserlerini ve entelekt&uuml;el y&ouml;n&uuml;n&uuml; anlamaktan ge&ccedil;mektedir. Bosna Savaşı, bir y&ouml;n&uuml;yle onunu inandığı ve savunduğu ilkelerin bir m&uuml;cadelesi ve imtihan s&uuml;reci olarak yaşanmıştır. Kendisini, Bosna Hersek&rsquo;in, m&uuml;cadelesine adamış olan Aliya İzzetbegovi&ccedil;, etnik &ccedil;elişkilerin &ccedil;atışmalara d&ouml;n&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; Balkanlar&rsquo;da, barışın, sevginin mimarı olarak g&ouml;n&uuml;lleri fethetmiştir. Bu b&uuml;y&uuml;k insan, halkının &ouml;zg&uuml;r ve m&uuml;reffeh hayat m&uuml;cadelesinin &ouml;nderiydi. Onun, elli yılı aşan ve b&uuml;y&uuml;k bir m&uuml;cadeleyle ge&ccedil;en &ouml;mr&uuml;, bağımsız bir devlet kurmasıyla, d&uuml;nya sahnesinde yer almıştır. Bosna&rsquo;nın bağımsızlığına kat eden saldırganlara karşı verdiği olağan&uuml;st&uuml; m&uuml;cadeleyle t&uuml;m ulusların takdirini kazanmış bir şahsiyettir. Bir d&uuml;ş&uuml;n&uuml;r ve entelekt&uuml;el olarak iki d&uuml;nya halkı arasında s&ouml;ylediği s&ouml;zler ve &ouml;ne s&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; fikirler, bug&uuml;n de ge&ccedil;erliliğini korumaktadır. O, işte bu nedenle bir &ldquo;Bilge Kral&rdquo;dır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Tarihte pek az kişinin başarabileceği bir ideali ger&ccedil;ekleştirmiş; d&uuml;ş&uuml;n&uuml;r ve siyaset&ccedil;i kimliğini &ccedil;ok sıkı bir şekilde birleştirebilmiştir. D&uuml;ş&uuml;nceleri ile dile getirmiş olduğu, aynı şekilde, ahlaki bunalımlarla malul i&ccedil; ve dış siyasette de g&ouml;stermiş ve d&uuml;şmanlarının dahi saygı duyduğu b&uuml;y&uuml;k bir devlet adamı olarak tarihe ge&ccedil;miştir&hellip; Aliya bilinen lider tiplerinin t&uuml;m&uuml;nden ayrı olarak fikr&icirc; derinliği, uzlaşma ile ilkelerden tavizsizliği, diplomatik yetenekle asker&icirc; başarıyı şahsında birleştiren bir performans sergilemiştir.</p> <p>Herkesin ondan alacağı bir ders mutlaka vardır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; o, d&uuml;şmanları i&ccedil;in <strong>&ldquo;saygı duyulacak bir rakip&rdquo;, </strong>&ccedil;ocukları i&ccedil;in<strong> &ldquo;m&uuml;kemmel bir baba&rdquo;, </strong>halkı i&ccedil;in<strong> &ldquo;bir kahraman&rdquo;</strong> olabilmiş, ender şahsiyetlerden biridir. Halkını geleceğe taşıyacak tarih&icirc; sorumluluğu omuzlamaktan geri durmamış, b&uuml;t&uuml;n olumsuz şartlara rağmen d&uuml;şmanlarına dahi en ufak bir haksızlık g&ouml;stermemiştir. Tek-tipleştirici bir k&uuml;lt&uuml;r anlayışı yerine, Osmanlılardan &ouml;rnek vererek farklı olana tanınan &ouml;zg&uuml;rl&uuml;kler &uuml;zerine kurulu İslami bir &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k anlayışına g&ouml;nderme yapıyordu. Ona g&ouml;re din, &ouml;zellikle de İslam, insan saygınlığının ihlaline kayıtsız kalamazdı<strong><em>. &ldquo;Şeref, insanın kendine ve gayesine sadık kalması&rdquo;</em></strong> anlamına gelirdi ve Osmanlılar da d&uuml;nyanın en uysal topluluğu olmadıkları halde, egemenlik s&uuml;releri boyunca Hıristiyan ve Yahudi tapınaklarına ve eserlerine dokunmayıp onları korudularsa bu, onların, insanların ve dinlerinin saygınlığına duydukları inan&ccedil;tan kaynaklanıyordu.</p> <p>Kom&uuml;nizm, kapitalizm ve emperyalizmin tesir ettiği halkların aksine Boşnaklar yakın tarihte, Aliya İzzetbegovi&ccedil;&rsquo;in liderliği altında, pek &ccedil;ok yanlış yol arasında doğru yolu bulmayı başarabilmişlerdir. Bu y&uuml;zden onun yaptıkları, Boşnak politikacıların yeni nesline, zamanın sınamalarına karşılık verebilmeleri ve &ouml;zellikle bu &uuml;lkenin b&uuml;t&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; korkulu bir şekilde tehlikeye atan saldırgan ayrılık&ccedil;ılığa karşı koyabilmeleri i&ccedil;in olağan&uuml;st&uuml; bir y&ouml;neliş noktası olabilir.</p> <p>Kendisi karizmatik biridir. A&ccedil;ıklama yaparken inandırıcı, anlatırken &ouml;nericidir. O orta &ccedil;izgide y&uuml;r&uuml;yen; sevincinde, &uuml;z&uuml;nt&uuml;s&uuml;nde, kazancında, kaybında, takdir ve eleştirisinde&hellip; her şeyinde &ouml;l&ccedil;&uuml;s&uuml; olan bir adamdır. Aliya İzzetbegovi&ccedil; benzeri bir daha &ccedil;ıkmayacak bir siyaset ş&ouml;valyesi, &ouml;zellikle zafer anında &ouml;n&uuml;nde ge&ccedil;ilemez bir centilmendir; &ccedil;&uuml;nk&uuml; o, d&uuml;şmanının yenilgisinden zevk &ccedil;ıkarmaz ve yenerken herkesin beklediği hislerini ortaya d&ouml;kmez. O kendisine k&ouml;t&uuml;l&uuml;k yapan en b&uuml;y&uuml;k d&uuml;şmanlarından dahi nefret etmeyi bilmez.</p> <p>&nbsp;İzzetbegovi&ccedil;, ş&uuml;phesiz bir devre damgasını vurmuştur. Aliya&rsquo;nın devlet adamlığı boyutu, bir siyaset felsefesinin pratiğinin nasıl uygulanacağını g&ouml;stermiştir. Siyasi, ahlaki ve etnik tutum ve faaliyetleriyle &ouml;zellikle k&uuml;&ccedil;&uuml;k millet ve devletlerin, devlet ideolojisi uğruna m&uuml;cadele etmek zorunda oldukları şeklindeki paradigmayı ortaya atmıştır Arkamızda kalan dramatik y&uuml;zyılda, Boşnaklarla Bosna&rsquo;nın, hatta t&uuml;m Boşnak Tarihi&rsquo;nin en &ouml;nemli kişiliğiydi. İslam&rsquo;ın Bosna Hersek&rsquo;te ayakta kalması i&ccedil;in m&uuml;cadele ediyordu orada bir ahlak savaşı vermişti. Batılılar tarafından &lsquo;etnik temizlik&rsquo; olarak adlandırılan bir &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k savaşının m&uuml;cadelesini s&uuml;rd&uuml;rm&uuml;şt&uuml; ve bu m&uuml;cadeleyi, elhamd&uuml;lillah, Allah&rsquo;ın yardımıyla kazanmıştır.</p> <p>Son y&uuml;zyılın &ouml;nemli devlet, k&uuml;lt&uuml;r, siyaset adamlarından ve d&uuml;ş&uuml;n&uuml;rlerinden biri olan Aliya İzzetbegovi&ccedil;&rsquo;e duyulan ortak sevgi ve saygı da toplumlar arası k&ouml;pr&uuml;lerimizden biridir. Zira o sadece Bosna, T&uuml;rkiye ve İslam &acirc;leminin değil, aynı zamanda t&uuml;m d&uuml;nyanın &ouml;nemli bir bilge ismidir.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&nbsp;İzzetbegovi&ccedil;, m&uuml;tevazı evinde sadece emeklilik maaşıyla ge&ccedil;iniyordu. Son anına kadar da hep sade bir hayat yaşadı&hellip; Avrupa G&uuml;venlik ve İşbirliği Teşkilatı Zirevesi&rsquo;de, 52 ayrı &uuml;lkenin devlet veya h&uuml;k&uuml;met başkanının katıldığı toplantıda kadeh bağını kıran tek lider o idi. Arkasında mal m&uuml;lk değil, halkına h&uuml;rriyet kazandıran &ouml;rnek bir m&uuml;cadele ve bizlere ışık tutan eserler bıraktı&hellip; Kimliğini gizlemek gibi g&ouml;n&uuml;lden uzak bir zihn&icirc; yapıya hi&ccedil;bir zaman tevecc&uuml;h etmedi. O M&uuml;sl&uuml;man kimliğini hep &ouml;nde ve vazge&ccedil;ilmez olarak g&ouml;rd&uuml;. 19 Ekim 2003 tarihinde Saraybosna&rsquo;da vefat etmiştir.</p> <p>Kaynak:</p> <p>(Uluslararası Aliya İzzetbegovi&ccedil; Sempozyumu -Bildiriler- 2. Baskı, 2013 s: 156, 138, 40, 100, 24, 26, 115, 37, 33, 48, 34, 14, 16, 41)</p> <p>&nbsp;</p> <p>Memdoğlu</p> <p>&nbsp;</p>
Ekleme Tarihi: 01 Ekim 2019 - Salı

“Bilge Kral” Aliya İzzetbegoviç

<p>Aliya İzzetbegovi&ccedil; gibi bir d&uuml;ş&uuml;n&uuml;r&uuml;n, siyaset&ccedil;inin, devlet adamı ve bilge kişiliğin hayatını birka&ccedil; satıra sığdırmaya &ccedil;alışmak elbette ki m&uuml;mk&uuml;n değildir. H&acirc;lihazırda kendisini anlatan &ccedil;ok sayıda eser mevcuttur. Biz, Aliya hakkında topladığı bilgilerin farklılığı ve zenginliği sebebiyle, İstanbul Bağcılar Belediyesi tarafından organize edilen sempozyumdaki bildirileri kaynak (Uluslararası Aliya İzzetbegovi&ccedil; Sempozyomu -Bildiriler- 2. Baskı 2013) aldık.</p> <p>Aliya İzzetbegovi&ccedil;, 8 Ağustos 1925 tarihinde Bosanski Şamac&rsquo;da doğdu. Saraybosna&rsquo;da ki bir Alman lisesinde eğitim g&ouml;rd&uuml;. Lisedeki bazı arkadaşlarıyla birlikte Mladi Muslimani (M&uuml;sl&uuml;man Gen&ccedil;ler Kulub&uuml;) adını verdikleri bir kul&uuml;p kurdu. &Uuml;niversitede hukuk okudu, inancı ve fikirleri sebebiyle, kom&uuml;nist Yogoslavya h&uuml;k&uuml;meti tarafından zulme mazur kaldı ve hapse atıldı. Rejim tarafından hapsedilmeden &ouml;nce <strong>&lsquo;İslam&rsquo;ın Yeniden Dirilişi Sorunları, Doğu ve Batı Arasında İslam ve İslam Deklarasyonu&rsquo;</strong> adlı &uuml;&ccedil; kitabı yayınlanmıştır.</p> <p>1960&rsquo;lı yıllardan itibaren yazmış olduğu makaleler, onun T&uuml;rkiye ve d&uuml;nyada M&uuml;sl&uuml;man bir entelekt&uuml;el olarak tanınmasında etkili oldu. Aliya, İslam &acirc;leminde de Bosna&rsquo;daki savaştan &ouml;nce kaleme aldığı <strong>&ldquo;Doğu ve Batı Arasında İslam&rdquo;</strong> adlı eseriyle bilinmektedir. Bu eserini İslam&rsquo;ın ideolojik ve k&uuml;lt&uuml;rel marjinalitesi d&ouml;neminde ve M&uuml;sl&uuml;man milletlerin, d&uuml;nya iradesinin ve g&uuml;c&uuml;n&uuml;n ekonomik ve politik olarak bloksal taşıyıcılarının bağımlı olduğu bir d&ouml;nemde yazmıştır. Bu kitabı, insanlığın durumu &uuml;zerine yazılmış derin, girift ve estetik olarak da g&uuml;zel bir incelemedir. İzzetbegovi&ccedil;&rsquo;in hoşg&ouml;r&uuml; ve uyumu &ouml;neri, sunilik ve şiddeti karşına alan bu eseri, dinde evrensel ve otantik bir sahil ile yine evrensel ve otantik bir toplum fikri aramaktadır. Sadece felsef&icirc;, teolojik veya siyasi bir anlatım sunmaktan ber&icirc; olan bu eser -kaldı ki bu niteliklerin bir kısmını taşıdığı iddia edilebilir- daha &ccedil;ok sosyolojik bir &ouml;zellik taşımaktadır.</p> <p>Kom&uuml;nist rejim tarafından farklı tarihlerde hapse atılmış olan İzzetbegovi&ccedil;, Kasım 1988&rsquo;de zindandan &ccedil;ıktığında d&uuml;nyada &ldquo;Sovyet Bloku&rdquo;na bağlı rejimler &ccedil;&ouml;k&uuml;ş s&uuml;recine girmişti. Aliya İzzetbegovi&ccedil; de Bosna-Hersek eyaletinde Demokratik Eylem Partisi&rsquo;ni (SDA-Stranka Demokratiske Akcije) kurdu. SDA, Bosna-Hersek&rsquo;te Aralık 1990&rsquo;da ger&ccedil;ekleştirilen genel se&ccedil;imlerden &ouml;nemli bir başarıyla &ccedil;ıktı ve Aliya İzzetbebegovi&ccedil;, cumhurbaşkanı se&ccedil;ildi.</p> <p>Bosna Hersek&rsquo;in &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k savaşında Bosnalı M&uuml;sl&uuml;manlar&rsquo;ın yaşadıkları trajedi ve verdikleri m&uuml;cadele hafızalardaki tazeliğini hala korumaktadır. Ancak savaş dolayısıyla yaşananları anlamanın bir yolu da Aliya İzzetbegovi&ccedil;&rsquo;in eserlerini ve entelekt&uuml;el y&ouml;n&uuml;n&uuml; anlamaktan ge&ccedil;mektedir. Bosna Savaşı, bir y&ouml;n&uuml;yle onunu inandığı ve savunduğu ilkelerin bir m&uuml;cadelesi ve imtihan s&uuml;reci olarak yaşanmıştır. Kendisini, Bosna Hersek&rsquo;in, m&uuml;cadelesine adamış olan Aliya İzzetbegovi&ccedil;, etnik &ccedil;elişkilerin &ccedil;atışmalara d&ouml;n&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; Balkanlar&rsquo;da, barışın, sevginin mimarı olarak g&ouml;n&uuml;lleri fethetmiştir. Bu b&uuml;y&uuml;k insan, halkının &ouml;zg&uuml;r ve m&uuml;reffeh hayat m&uuml;cadelesinin &ouml;nderiydi. Onun, elli yılı aşan ve b&uuml;y&uuml;k bir m&uuml;cadeleyle ge&ccedil;en &ouml;mr&uuml;, bağımsız bir devlet kurmasıyla, d&uuml;nya sahnesinde yer almıştır. Bosna&rsquo;nın bağımsızlığına kat eden saldırganlara karşı verdiği olağan&uuml;st&uuml; m&uuml;cadeleyle t&uuml;m ulusların takdirini kazanmış bir şahsiyettir. Bir d&uuml;ş&uuml;n&uuml;r ve entelekt&uuml;el olarak iki d&uuml;nya halkı arasında s&ouml;ylediği s&ouml;zler ve &ouml;ne s&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; fikirler, bug&uuml;n de ge&ccedil;erliliğini korumaktadır. O, işte bu nedenle bir &ldquo;Bilge Kral&rdquo;dır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Tarihte pek az kişinin başarabileceği bir ideali ger&ccedil;ekleştirmiş; d&uuml;ş&uuml;n&uuml;r ve siyaset&ccedil;i kimliğini &ccedil;ok sıkı bir şekilde birleştirebilmiştir. D&uuml;ş&uuml;nceleri ile dile getirmiş olduğu, aynı şekilde, ahlaki bunalımlarla malul i&ccedil; ve dış siyasette de g&ouml;stermiş ve d&uuml;şmanlarının dahi saygı duyduğu b&uuml;y&uuml;k bir devlet adamı olarak tarihe ge&ccedil;miştir&hellip; Aliya bilinen lider tiplerinin t&uuml;m&uuml;nden ayrı olarak fikr&icirc; derinliği, uzlaşma ile ilkelerden tavizsizliği, diplomatik yetenekle asker&icirc; başarıyı şahsında birleştiren bir performans sergilemiştir.</p> <p>Herkesin ondan alacağı bir ders mutlaka vardır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; o, d&uuml;şmanları i&ccedil;in <strong>&ldquo;saygı duyulacak bir rakip&rdquo;, </strong>&ccedil;ocukları i&ccedil;in<strong> &ldquo;m&uuml;kemmel bir baba&rdquo;, </strong>halkı i&ccedil;in<strong> &ldquo;bir kahraman&rdquo;</strong> olabilmiş, ender şahsiyetlerden biridir. Halkını geleceğe taşıyacak tarih&icirc; sorumluluğu omuzlamaktan geri durmamış, b&uuml;t&uuml;n olumsuz şartlara rağmen d&uuml;şmanlarına dahi en ufak bir haksızlık g&ouml;stermemiştir. Tek-tipleştirici bir k&uuml;lt&uuml;r anlayışı yerine, Osmanlılardan &ouml;rnek vererek farklı olana tanınan &ouml;zg&uuml;rl&uuml;kler &uuml;zerine kurulu İslami bir &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k anlayışına g&ouml;nderme yapıyordu. Ona g&ouml;re din, &ouml;zellikle de İslam, insan saygınlığının ihlaline kayıtsız kalamazdı<strong><em>. &ldquo;Şeref, insanın kendine ve gayesine sadık kalması&rdquo;</em></strong> anlamına gelirdi ve Osmanlılar da d&uuml;nyanın en uysal topluluğu olmadıkları halde, egemenlik s&uuml;releri boyunca Hıristiyan ve Yahudi tapınaklarına ve eserlerine dokunmayıp onları korudularsa bu, onların, insanların ve dinlerinin saygınlığına duydukları inan&ccedil;tan kaynaklanıyordu.</p> <p>Kom&uuml;nizm, kapitalizm ve emperyalizmin tesir ettiği halkların aksine Boşnaklar yakın tarihte, Aliya İzzetbegovi&ccedil;&rsquo;in liderliği altında, pek &ccedil;ok yanlış yol arasında doğru yolu bulmayı başarabilmişlerdir. Bu y&uuml;zden onun yaptıkları, Boşnak politikacıların yeni nesline, zamanın sınamalarına karşılık verebilmeleri ve &ouml;zellikle bu &uuml;lkenin b&uuml;t&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; korkulu bir şekilde tehlikeye atan saldırgan ayrılık&ccedil;ılığa karşı koyabilmeleri i&ccedil;in olağan&uuml;st&uuml; bir y&ouml;neliş noktası olabilir.</p> <p>Kendisi karizmatik biridir. A&ccedil;ıklama yaparken inandırıcı, anlatırken &ouml;nericidir. O orta &ccedil;izgide y&uuml;r&uuml;yen; sevincinde, &uuml;z&uuml;nt&uuml;s&uuml;nde, kazancında, kaybında, takdir ve eleştirisinde&hellip; her şeyinde &ouml;l&ccedil;&uuml;s&uuml; olan bir adamdır. Aliya İzzetbegovi&ccedil; benzeri bir daha &ccedil;ıkmayacak bir siyaset ş&ouml;valyesi, &ouml;zellikle zafer anında &ouml;n&uuml;nde ge&ccedil;ilemez bir centilmendir; &ccedil;&uuml;nk&uuml; o, d&uuml;şmanının yenilgisinden zevk &ccedil;ıkarmaz ve yenerken herkesin beklediği hislerini ortaya d&ouml;kmez. O kendisine k&ouml;t&uuml;l&uuml;k yapan en b&uuml;y&uuml;k d&uuml;şmanlarından dahi nefret etmeyi bilmez.</p> <p>&nbsp;İzzetbegovi&ccedil;, ş&uuml;phesiz bir devre damgasını vurmuştur. Aliya&rsquo;nın devlet adamlığı boyutu, bir siyaset felsefesinin pratiğinin nasıl uygulanacağını g&ouml;stermiştir. Siyasi, ahlaki ve etnik tutum ve faaliyetleriyle &ouml;zellikle k&uuml;&ccedil;&uuml;k millet ve devletlerin, devlet ideolojisi uğruna m&uuml;cadele etmek zorunda oldukları şeklindeki paradigmayı ortaya atmıştır Arkamızda kalan dramatik y&uuml;zyılda, Boşnaklarla Bosna&rsquo;nın, hatta t&uuml;m Boşnak Tarihi&rsquo;nin en &ouml;nemli kişiliğiydi. İslam&rsquo;ın Bosna Hersek&rsquo;te ayakta kalması i&ccedil;in m&uuml;cadele ediyordu orada bir ahlak savaşı vermişti. Batılılar tarafından &lsquo;etnik temizlik&rsquo; olarak adlandırılan bir &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k savaşının m&uuml;cadelesini s&uuml;rd&uuml;rm&uuml;şt&uuml; ve bu m&uuml;cadeleyi, elhamd&uuml;lillah, Allah&rsquo;ın yardımıyla kazanmıştır.</p> <p>Son y&uuml;zyılın &ouml;nemli devlet, k&uuml;lt&uuml;r, siyaset adamlarından ve d&uuml;ş&uuml;n&uuml;rlerinden biri olan Aliya İzzetbegovi&ccedil;&rsquo;e duyulan ortak sevgi ve saygı da toplumlar arası k&ouml;pr&uuml;lerimizden biridir. Zira o sadece Bosna, T&uuml;rkiye ve İslam &acirc;leminin değil, aynı zamanda t&uuml;m d&uuml;nyanın &ouml;nemli bir bilge ismidir.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&nbsp;İzzetbegovi&ccedil;, m&uuml;tevazı evinde sadece emeklilik maaşıyla ge&ccedil;iniyordu. Son anına kadar da hep sade bir hayat yaşadı&hellip; Avrupa G&uuml;venlik ve İşbirliği Teşkilatı Zirevesi&rsquo;de, 52 ayrı &uuml;lkenin devlet veya h&uuml;k&uuml;met başkanının katıldığı toplantıda kadeh bağını kıran tek lider o idi. Arkasında mal m&uuml;lk değil, halkına h&uuml;rriyet kazandıran &ouml;rnek bir m&uuml;cadele ve bizlere ışık tutan eserler bıraktı&hellip; Kimliğini gizlemek gibi g&ouml;n&uuml;lden uzak bir zihn&icirc; yapıya hi&ccedil;bir zaman tevecc&uuml;h etmedi. O M&uuml;sl&uuml;man kimliğini hep &ouml;nde ve vazge&ccedil;ilmez olarak g&ouml;rd&uuml;. 19 Ekim 2003 tarihinde Saraybosna&rsquo;da vefat etmiştir.</p> <p>Kaynak:</p> <p>(Uluslararası Aliya İzzetbegovi&ccedil; Sempozyumu -Bildiriler- 2. Baskı, 2013 s: 156, 138, 40, 100, 24, 26, 115, 37, 33, 48, 34, 14, 16, 41)</p> <p>&nbsp;</p> <p>Memdoğlu</p> <p>&nbsp;</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.