Mehmet MEMDOĞLU
Köşe Yazarı
Mehmet MEMDOĞLU
 

Yok Edilen (!) Ergenekon

<p>Ge&ccedil;tiğimiz hafta i&ccedil;erisinde Yargıtay 16. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını <strong>&ldquo;delillerin toplanmasında hukuka ayrılık&rdquo;</strong> gerek&ccedil;esiyle, Ergenekon davasını us&uuml;l ve esastan bozdu. Yargıtay&rsquo;ın bu kararıyla dava yeniden g&ouml;r&uuml;lecektir.</p> <p>15 Ağustos 2013 tarihli <strong>&ldquo;Ergenekon&rsquo;un Derin K&ouml;kleri&rdquo;</strong> başlıklı yazımızda: <em>&ldquo;5 Ağustos 2013 g&uuml;n&uuml; T&uuml;rkiye i&ccedil;in &ccedil;ok şey ifade eden tarihi bir g&uuml;nd&uuml;. Doksan yıldır T&uuml;rkiye toplumunu dizayn eden derin yapılanmalardan deşifre edilen Ergenekon ayağı davası nihayet sonu&ccedil;landı. A&ccedil;ıklanan cezalar bakıldığında, toplum vicdanında karşılığını bulamamıştır. <strong>Verilen cezalar bir kısmı, bizim de vicdanlarımızda soru işaretleri bırakmıştır.</strong></em></p> <p><em>Davanın hukuki y&ouml;n&uuml;n&uuml; ilgilendiren kısmını hukuk&ccedil;ulara bırakmak gerekir. Davanın, varsa eğer hukuki boşluklarını artık hukuk&ccedil;ular yorumlayıp değerlendirsinler. T&uuml;rkiye&rsquo;nin demokrasi tarihinde bir milat olan ET&Ouml; davasının sonu&ccedil;lanmasıyla, T&uuml;rkiye&rsquo;deki derin yapılanmalar tamamen bitirildi mi? Her T&uuml;rkiye vatandaşı gibi bende bu soruya evet demek isterdim. Ama maalesef hayır&rdquo;</em> (Geniş bilgi i&ccedil;in: <a href="http://mehmetmemdoglu.blogspot.com.tr/2014/07/ergenekonun-derin-kokleri.html?spref=fb">http://mehmetmemdoglu.blogspot.com.tr/2014/07/ergenekonun-derin-kokleri.html?spref=fb</a>) diyerek,&nbsp; Paralel yapı tarafından itibarsızlaştırılan meşru bir davanın, vicdanlarımızda bıraktığı soru işaretlerine dikkat &ccedil;ekmiştik.</p> <p>İster Ergenekon, ister vesayet&ccedil;i derin yapılanmalar, isterseniz İTC&rsquo;den g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze kadar varlığını devam ettirebilmiş komitacılar, masonik &ouml;rg&uuml;tler; adına ne derseniz deyin, Cumhuriyetin ilanından bug&uuml;ne kadar&nbsp; <strong>&ldquo;Ergenekonvari&rdquo;</strong> yapılanmalar -buna FET&Ouml; paralel yapılanması d&acirc;hildir- halkın iradesini yok h&uuml;km&uuml;nde saymış ve iktidarlarını devam ettirmişlerdir.</p> <p>T&uuml;rkiye, her t&uuml;rl&uuml; ter&ouml;r ve ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;tleriyle m&uuml;cadele ettiği gibi, devlet idaresine ortak olmak isteyen yapılanmalara da fırsat vermemelidir. &ldquo;Paralel yapı&rdquo; ile m&uuml;cadele adına &ldquo;Ergenekon yoktur, bu dava dosyalarını paralel yapı &uuml;r&uuml;n&uuml;d&uuml;r&rdquo; demek, hakikatleri halı altına s&uuml;p&uuml;rmek demektir. &nbsp;</p> <p>Yargıtay&rsquo;ın bozma kararı, yargılama s&uuml;recindeki kimi adaletsizlikleri ortadan kaldırsa da dava mağdurların mağduriyetlerini ortadan kaldırmayacaktır.</p> <p>Ancak:</p> <p>-Yargıtay, &ldquo;Ergenekon Davası&rdquo;nda yerel mahkemenin kararını &quot;delillerin toplanmasında hukuka aykırılık g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml; i&ccedil;in&quot; bozdu diye, 28 Şubat&ccedil;ıların M&uuml;sl&uuml;manları itibarsızlaştırmak adına kurguladıkları A. Kalkan-F. Şahin-M. G&uuml;nd&uuml;z mizansenlerini hi&ccedil; olmamış mı kabul edeceğiz?</p> <p>-&ldquo;Tehlikenin farkında mısınız?&rdquo; kampanyası adı altında başta Ankara olmak &uuml;zere, T&uuml;rkiye&rsquo;nin bir&ccedil;ok ilinde d&uuml;zenlenen ve TSK&rsquo;yı g&ouml;reve &ccedil;ağıran konuşmaların yer aldığı o meşhur &ldquo;Cumhuriyet mitinglerini&rdquo; alkışlamaya devam edecek miyiz?</p> <p>-1982 Anayasası&#39;na g&ouml;re 1989&#39;da &Ouml;zal&rsquo;ı, 1993&#39;te Demirel&rsquo;i, 2000&#39;de Sezer&rsquo;i se&ccedil;en ve duvarında &ldquo;Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir&rdquo;&nbsp; yazan TBMM&rsquo;yi hi&ccedil;e sayan eski Yargıtay Cumhuriyet başsavcısı Sabih Kanadoğlu&rsquo;nun tarihi &nbsp;&ldquo;367 şartı&rdquo; &nbsp;i&ccedil;tihadını (!) ve bu i&ccedil;tihadı karara bağlayan d&ouml;nemin Anayasa Mahkemesi &uuml;yelerini hayırla y&acirc;d etmeye devam edelim mi?</p> <p>-<em>&ldquo;T&uuml;rkiye Cumhuriyeti devletinin, başta laiklik olmak &uuml;zere, temel değerlerini aşındırmak i&ccedil;in bitmez t&uuml;kenmez bir &ccedil;aba i&ccedil;inde olan bir kısım &ccedil;evrelerin, bu gayretlerini son d&ouml;nemde artırdıkları m&uuml;şahede edilmektedir&hellip; Bu faaliyetlere girişenler, halkımızın kutsal dini duygularını istismar etmekten &ccedil;ekinmemekte, devlete a&ccedil;ık bir meydan okumaya d&ouml;n&uuml;şen bu &ccedil;abaları din kisvesi arkasına saklayarak, asıl ama&ccedil;larını gizlemeye &ccedil;alışmaktadırlar&hellip;&rdquo; </em>diye devam eden o meşhur 27 Nisan E-muhtırasını siyasi tarihimize altın harflerle mi yazacağız?</p> <p>-Ve d&ouml;nemin Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yal&ccedil;ınkaya tarafından T&uuml;rkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdullah G&uuml;l&rsquo;&uuml;n de siyasi yasaklılar listesine d&acirc;hil edildiği, AK Parti&rsquo;nin &ldquo;laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği&rdquo; iddiasıyla Anayasa Mahkemesi&rsquo;ne kapatılması istemiyle a&ccedil;tığı davayı aklayacak mıyız?</p> <p>Vesaire, vesaire, vesaire&hellip;</p> <p>B&uuml;t&uuml;n bu yaşanılanlar hafızalarda diriliğini korurken, mahkemenin yeniden yargılama sonrası vereceği karar, ge&ccedil;mişi &ldquo;yaşanmamış&rdquo; olarak mı kabul edilecek?!</p> <p>&nbsp;</p>
Ekleme Tarihi: 26 Nisan 2016 - Salı

Yok Edilen (!) Ergenekon

<p>Ge&ccedil;tiğimiz hafta i&ccedil;erisinde Yargıtay 16. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını <strong>&ldquo;delillerin toplanmasında hukuka ayrılık&rdquo;</strong> gerek&ccedil;esiyle, Ergenekon davasını us&uuml;l ve esastan bozdu. Yargıtay&rsquo;ın bu kararıyla dava yeniden g&ouml;r&uuml;lecektir.</p> <p>15 Ağustos 2013 tarihli <strong>&ldquo;Ergenekon&rsquo;un Derin K&ouml;kleri&rdquo;</strong> başlıklı yazımızda: <em>&ldquo;5 Ağustos 2013 g&uuml;n&uuml; T&uuml;rkiye i&ccedil;in &ccedil;ok şey ifade eden tarihi bir g&uuml;nd&uuml;. Doksan yıldır T&uuml;rkiye toplumunu dizayn eden derin yapılanmalardan deşifre edilen Ergenekon ayağı davası nihayet sonu&ccedil;landı. A&ccedil;ıklanan cezalar bakıldığında, toplum vicdanında karşılığını bulamamıştır. <strong>Verilen cezalar bir kısmı, bizim de vicdanlarımızda soru işaretleri bırakmıştır.</strong></em></p> <p><em>Davanın hukuki y&ouml;n&uuml;n&uuml; ilgilendiren kısmını hukuk&ccedil;ulara bırakmak gerekir. Davanın, varsa eğer hukuki boşluklarını artık hukuk&ccedil;ular yorumlayıp değerlendirsinler. T&uuml;rkiye&rsquo;nin demokrasi tarihinde bir milat olan ET&Ouml; davasının sonu&ccedil;lanmasıyla, T&uuml;rkiye&rsquo;deki derin yapılanmalar tamamen bitirildi mi? Her T&uuml;rkiye vatandaşı gibi bende bu soruya evet demek isterdim. Ama maalesef hayır&rdquo;</em> (Geniş bilgi i&ccedil;in: <a href="http://mehmetmemdoglu.blogspot.com.tr/2014/07/ergenekonun-derin-kokleri.html?spref=fb">http://mehmetmemdoglu.blogspot.com.tr/2014/07/ergenekonun-derin-kokleri.html?spref=fb</a>) diyerek,&nbsp; Paralel yapı tarafından itibarsızlaştırılan meşru bir davanın, vicdanlarımızda bıraktığı soru işaretlerine dikkat &ccedil;ekmiştik.</p> <p>İster Ergenekon, ister vesayet&ccedil;i derin yapılanmalar, isterseniz İTC&rsquo;den g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze kadar varlığını devam ettirebilmiş komitacılar, masonik &ouml;rg&uuml;tler; adına ne derseniz deyin, Cumhuriyetin ilanından bug&uuml;ne kadar&nbsp; <strong>&ldquo;Ergenekonvari&rdquo;</strong> yapılanmalar -buna FET&Ouml; paralel yapılanması d&acirc;hildir- halkın iradesini yok h&uuml;km&uuml;nde saymış ve iktidarlarını devam ettirmişlerdir.</p> <p>T&uuml;rkiye, her t&uuml;rl&uuml; ter&ouml;r ve ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;tleriyle m&uuml;cadele ettiği gibi, devlet idaresine ortak olmak isteyen yapılanmalara da fırsat vermemelidir. &ldquo;Paralel yapı&rdquo; ile m&uuml;cadele adına &ldquo;Ergenekon yoktur, bu dava dosyalarını paralel yapı &uuml;r&uuml;n&uuml;d&uuml;r&rdquo; demek, hakikatleri halı altına s&uuml;p&uuml;rmek demektir. &nbsp;</p> <p>Yargıtay&rsquo;ın bozma kararı, yargılama s&uuml;recindeki kimi adaletsizlikleri ortadan kaldırsa da dava mağdurların mağduriyetlerini ortadan kaldırmayacaktır.</p> <p>Ancak:</p> <p>-Yargıtay, &ldquo;Ergenekon Davası&rdquo;nda yerel mahkemenin kararını &quot;delillerin toplanmasında hukuka aykırılık g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml; i&ccedil;in&quot; bozdu diye, 28 Şubat&ccedil;ıların M&uuml;sl&uuml;manları itibarsızlaştırmak adına kurguladıkları A. Kalkan-F. Şahin-M. G&uuml;nd&uuml;z mizansenlerini hi&ccedil; olmamış mı kabul edeceğiz?</p> <p>-&ldquo;Tehlikenin farkında mısınız?&rdquo; kampanyası adı altında başta Ankara olmak &uuml;zere, T&uuml;rkiye&rsquo;nin bir&ccedil;ok ilinde d&uuml;zenlenen ve TSK&rsquo;yı g&ouml;reve &ccedil;ağıran konuşmaların yer aldığı o meşhur &ldquo;Cumhuriyet mitinglerini&rdquo; alkışlamaya devam edecek miyiz?</p> <p>-1982 Anayasası&#39;na g&ouml;re 1989&#39;da &Ouml;zal&rsquo;ı, 1993&#39;te Demirel&rsquo;i, 2000&#39;de Sezer&rsquo;i se&ccedil;en ve duvarında &ldquo;Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir&rdquo;&nbsp; yazan TBMM&rsquo;yi hi&ccedil;e sayan eski Yargıtay Cumhuriyet başsavcısı Sabih Kanadoğlu&rsquo;nun tarihi &nbsp;&ldquo;367 şartı&rdquo; &nbsp;i&ccedil;tihadını (!) ve bu i&ccedil;tihadı karara bağlayan d&ouml;nemin Anayasa Mahkemesi &uuml;yelerini hayırla y&acirc;d etmeye devam edelim mi?</p> <p>-<em>&ldquo;T&uuml;rkiye Cumhuriyeti devletinin, başta laiklik olmak &uuml;zere, temel değerlerini aşındırmak i&ccedil;in bitmez t&uuml;kenmez bir &ccedil;aba i&ccedil;inde olan bir kısım &ccedil;evrelerin, bu gayretlerini son d&ouml;nemde artırdıkları m&uuml;şahede edilmektedir&hellip; Bu faaliyetlere girişenler, halkımızın kutsal dini duygularını istismar etmekten &ccedil;ekinmemekte, devlete a&ccedil;ık bir meydan okumaya d&ouml;n&uuml;şen bu &ccedil;abaları din kisvesi arkasına saklayarak, asıl ama&ccedil;larını gizlemeye &ccedil;alışmaktadırlar&hellip;&rdquo; </em>diye devam eden o meşhur 27 Nisan E-muhtırasını siyasi tarihimize altın harflerle mi yazacağız?</p> <p>-Ve d&ouml;nemin Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yal&ccedil;ınkaya tarafından T&uuml;rkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdullah G&uuml;l&rsquo;&uuml;n de siyasi yasaklılar listesine d&acirc;hil edildiği, AK Parti&rsquo;nin &ldquo;laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği&rdquo; iddiasıyla Anayasa Mahkemesi&rsquo;ne kapatılması istemiyle a&ccedil;tığı davayı aklayacak mıyız?</p> <p>Vesaire, vesaire, vesaire&hellip;</p> <p>B&uuml;t&uuml;n bu yaşanılanlar hafızalarda diriliğini korurken, mahkemenin yeniden yargılama sonrası vereceği karar, ge&ccedil;mişi &ldquo;yaşanmamış&rdquo; olarak mı kabul edilecek?!</p> <p>&nbsp;</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.