Mehmet Nuri BİNGÖL
Köşe Yazarı
Mehmet Nuri BİNGÖL
 

BELİRSİZ BIRAKMAK DA BİR ALENİYETTİR!

<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">&quot;Sırr-ı ibham&quot; Kur&#39;ani ve Hadsi (Hadisle alakalı) bir kavram. &quot;Dini T&uuml;rk Edebiyatı&quot; da denen Divan Edebiyatına ait şiir ve mensur şiirlerde &ccedil;ok&ccedil;a kullanılan bir s&ouml;z sanatı aynı zamanda. İstikballe ilgili hadislerde de kullanılan bu &quot;belağat&quot; tekniğiyle alakalı olarak s&ouml;z Bedi&uuml;zzaman&#39;da:<br /> <br /> &ldquo;&hellip;İşte bu hakikati bilmeyen insafsız insanlar derler ki: &ldquo;&Acirc;hiretin tafsil&acirc;tını ders alan m&uuml;teyakkız kalbli, keskin nazarlı olan Sahabelerin fikirleri, ni&ccedil;in bin sene hakikatten uzak olarak fikirleri d&uuml;şm&uuml;ş gibi, istikbal-i d&uuml;nyev&icirc;de bin d&ouml;rt y&uuml;z sene sonra gelecek bir hakikati asırlarında karib zannetmişler?&rdquo; (24. S&ouml;z, 5. Dal...)<br /> <br /> Bu sualin cevabını her okuduğumda &Uuml;stad Hazretlerinin bir beyanı fışkırır zihnimden. Ben yaşamadığım ve şahidimin olmadığı hi&ccedil;bir şeyi yazmadım.&rdquo; (Emirdağ Lahikası-1)<br /> <br /> Demek oluyor ki &Uuml;stad Risale-i Nur &ldquo;k&uuml;lliyatı&rdquo;nda bahsettiği hi&ccedil;bir vakıadan, yeni t&acirc;birle, &ldquo;soyutlanmış&rdquo; değildir. Bunu destekleyen o kadar &ccedil;ok beyanı var ki&hellip; S&acirc;dece birini hatırlayalım: &ldquo;Kardeşim ben size nisbeten bir ders arkadaşayım&hellip;&rdquo;<br /> <br /> En son sorun cevabında&nbsp; kalmıştık. Mealen ş&ouml;yleydi. Sahab&icirc;ler, N&uuml;b&uuml;vvet feyzinin sohbetlerinden, d&uuml;nyanın fani olduğunu, asıl mek&acirc;nın Ahiret olduğunu d&uuml;ş&uuml;nerek, kıyametin vaktindeki&nbsp; kapalılık hikmetini anlayarak, d&uuml;nyanın eceline karşı dahi daima hazır bir vaziyet alarak, &acirc;hiretlerine cidd&icirc; &ccedil;alışmışlar...<br /> <br /> &ldquo;Resul-&uuml; Ekrem Aleyhissal&acirc;t&uuml; Vessel&acirc;m &ldquo;Kıyameti bekleyiniz, intizar ediniz&rdquo; tekrar etmesi, şu hikmetten ileri gelmiş bir irşad-ı Nebev&icirc;dir. Yoksa vuku-u muayyene dair bir vahyin h&uuml;km&uuml;yle değildir ki hakikatten uzak olsun. İllet ayrıdır, hikmet ayrıdır. İşte, Peygamber Aleyhissal&acirc;t&uuml; Vessel&acirc;mın bu nevi s&ouml;zleri, hikmet-i ibhamdan ileri geliyor.<br /> <br /> Hem şu sırdandır ki, Mehd&icirc;, S&uuml;fyan gibi &acirc;hirzamanda gelecek eşhasları, &ccedil;ok zaman evvel, hatt&acirc; T&acirc;bi&icirc;n zamanında onları beklemişler, yetişmek emelinde bulunmuşlar. Hatt&acirc; bazı ehl-i vel&acirc;yet &ldquo;Onlar ge&ccedil;miş&rdquo; demişler. İşte bu da, kıyamet gibi, hikmet-i İl&acirc;hiye iktiza eder ki, vakitleri taayy&uuml;n etmesin. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; her zaman, her asır, kuvve-i m&acirc;neviyenin takviyesine medar olacak ve yeisten kurtaracak Mehd&icirc; m&acirc;n&acirc;sına muhta&ccedil;tır. Bu m&acirc;n&acirc;da her asrın bir hissesi bulunmak l&acirc;zımdır. Hem gaflet i&ccedil;inde fenalara uymamak ve l&acirc;kaytlıkta nefsin dizginini bırakmamak i&ccedil;in, nifakın başına ge&ccedil;ecek m&uuml;thiş şahıslardan her asır &ccedil;ekinmeli ve korkmalı. Eğer tayin edilseydi, maslahat-ı irşad-ı umum&icirc; zayi olurdu.&rdquo; (Yirmi D&ouml;rd&uuml;nc&uuml; S&ouml;z- s.149-150)<br /> <br /> Demek ki Mehdiyyet gibi bir m&acirc;nanın ihbarına &ndash;yaklaşık- iki y&uuml;z hadisin teması &ldquo;her asırdaki&rdquo; &uuml;mmetin ye&rsquo;se d&uuml;şmesine m&acirc;ni olup bir &uuml;mit &ccedil;ağlayanı h&acirc;linde, şevk ve gayretle tebliğ vazifesini her sahada &ldquo;yapmaya devam etmesini&rdquo; sağlamak i&ccedil;indir. Yoksa birilerine manevi makam kazandırmak ya da &quot; 70 yalancı Deccal&quot; gibi, yetmiş de yalancı mehdilerin iddialarına payanda olmak i&ccedil;in değildir. &quot;Ahirzamandaki - belki de y&uuml;zlerce yıl sonra- B&Uuml;Y&Uuml;K MEHDİ&quot; m&uuml;stesna. ( Buhari Fiten, Beyhaki- Fiten, Kastamonu Lahikası)<br /> <br /> &Ouml;yleyse m&acirc;zideki bir zata bu payeyi verip de &ldquo;işi&rdquo; durdurmak hem ehadiste verilen ihbarlara, hem &Uuml;stad&rsquo;ın kapalı bir perdeyi &ldquo;ol elmas kılınca saykal vurucu&rdquo; benzer eserleriyle sıyıran ifadeleriyle hakikata muhalif, hem de &ldquo;maslahat-ı irşad-ı umumi&rdquo;yi zayi etmesi noktasından da bir &ldquo;d&ucirc;n-himmet&rdquo;lilik olurdu!<br /> <br /> Yazar Hakkında<br /> 1961 yılında Şanlıurfa Birecik&rsquo;te doğdu. İlk ve orta &ouml;ğrenimini Birecik&rsquo;te, Dumlupınar İlkokulu, Birecik Ortaokulu ve Birecik Lisesi&rsquo;nde tamamladı. İlk hik&acirc;ye ve şiiri &quot;ulusal&quot; bir gazetede yayımlandığında lise birinci sınıfta idi.<br /> <br /> Şanlıurfa- Birecik&rsquo;te doğmaktan iftihar eden yazar, validesinin beyanına g&ouml;re 1961 yılının bir Nisan ayında, n&uuml;fus c&uuml;zdanına g&ouml;re ise 1961 yılının Ağustos 10&rsquo;unda doğduğunu s&ouml;yl&uuml;yor ve ş&ouml;yle devam ediyor:<br /> <br /> &ldquo;İlkokula 6. Yaşımda Dumlupınar ilkokulunda başladım. İlk &ouml;ğretmenimin diğer arkadaşlarıma okuma-yazma &ouml;ğretmek i&ccedil;in ter d&ouml;kerken ben bana verilen epeyce ileri sınıflar i&ccedil;in olan bir hikaye kitabını okuduğumu hatırlarım. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; okuma yazmayı okula başladığım yılın yazında &ouml;ğrenmiştim ve &acirc;ma olan d&uuml;kkan komşumuza spor-toto tahminlerini rahatlıkla okuyordum. Babamın terzi d&uuml;kkanı vardı ve hayat pencerelerimden biri de orası olmuştur. Beşinci sınıfa ge&ccedil;tiğim yıl babamın iş ve iş&ccedil;i bulma kurumundan Almanya&rsquo;ya iş&ccedil;i olarak gidenlerin i&ccedil;inde adı &ccedil;ıkmıştı. &Uuml;&ccedil; yıl sonra da annemi ve kardeşlerimi yanına aldırırken ben okumayı se&ccedil;miştim. Bu belki de hakiki manada okur-yazar olmamın da yolunu a&ccedil;mıştı; maddi yalnızlığı kitapların dostluğuna yaslanmakla silme yolunu a&ccedil;mıştı.&rdquo;<br /> <br /> İstanbul &Uuml;niversitesi, Edebiyat Fak&uuml;ltesi, Yeni T&uuml;rk Edebiyatı B&ouml;l&uuml;m&uuml;nden 1982 yılında mezun oldu.<br /> <br /> Anadolu&rsquo;nun &ccedil;ok y&ouml;resinde &ouml;ğretmenlik yaptı. T&uuml;rk Edebiyatı, K&ouml;pr&uuml;, Altınoluk, Yaz-gı, Bizim K&uuml;lliye dergileri ve Gap G&uuml;ndemi, Yeni Şafak, Tasvir, Yeni Nesil gazetelerinde yazı ve hik&acirc;yeleri yayımlandı. Tefrika halindeki romanlarının yanı sıra bir&ccedil;ok hik&acirc;yesi de var.<br /> <br /> Tefrikaları: S&uuml;rg&uuml;nda Tırmanış- 1 ve 2, Yokuşta, Kafkasya&rsquo;da Sarp Ufuklar...<br /> <br /> Kitaplaşmış Romanı: S&uuml;rg&uuml;ndeki &Ccedil;e&ccedil;enya (1. Baskı: 1996; 2. Baskı:2000),<br /> <br /> Nur &Uuml;stad (Biyografi- Deneme; 2002)</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">&nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Mehmet Nuri BİNG&Ouml;L</div>
Ekleme Tarihi: 02 Ekim 2020 - Cuma

BELİRSİZ BIRAKMAK DA BİR ALENİYETTİR!

<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">&quot;Sırr-ı ibham&quot; Kur&#39;ani ve Hadsi (Hadisle alakalı) bir kavram. &quot;Dini T&uuml;rk Edebiyatı&quot; da denen Divan Edebiyatına ait şiir ve mensur şiirlerde &ccedil;ok&ccedil;a kullanılan bir s&ouml;z sanatı aynı zamanda. İstikballe ilgili hadislerde de kullanılan bu &quot;belağat&quot; tekniğiyle alakalı olarak s&ouml;z Bedi&uuml;zzaman&#39;da:<br /> <br /> &ldquo;&hellip;İşte bu hakikati bilmeyen insafsız insanlar derler ki: &ldquo;&Acirc;hiretin tafsil&acirc;tını ders alan m&uuml;teyakkız kalbli, keskin nazarlı olan Sahabelerin fikirleri, ni&ccedil;in bin sene hakikatten uzak olarak fikirleri d&uuml;şm&uuml;ş gibi, istikbal-i d&uuml;nyev&icirc;de bin d&ouml;rt y&uuml;z sene sonra gelecek bir hakikati asırlarında karib zannetmişler?&rdquo; (24. S&ouml;z, 5. Dal...)<br /> <br /> Bu sualin cevabını her okuduğumda &Uuml;stad Hazretlerinin bir beyanı fışkırır zihnimden. Ben yaşamadığım ve şahidimin olmadığı hi&ccedil;bir şeyi yazmadım.&rdquo; (Emirdağ Lahikası-1)<br /> <br /> Demek oluyor ki &Uuml;stad Risale-i Nur &ldquo;k&uuml;lliyatı&rdquo;nda bahsettiği hi&ccedil;bir vakıadan, yeni t&acirc;birle, &ldquo;soyutlanmış&rdquo; değildir. Bunu destekleyen o kadar &ccedil;ok beyanı var ki&hellip; S&acirc;dece birini hatırlayalım: &ldquo;Kardeşim ben size nisbeten bir ders arkadaşayım&hellip;&rdquo;<br /> <br /> En son sorun cevabında&nbsp; kalmıştık. Mealen ş&ouml;yleydi. Sahab&icirc;ler, N&uuml;b&uuml;vvet feyzinin sohbetlerinden, d&uuml;nyanın fani olduğunu, asıl mek&acirc;nın Ahiret olduğunu d&uuml;ş&uuml;nerek, kıyametin vaktindeki&nbsp; kapalılık hikmetini anlayarak, d&uuml;nyanın eceline karşı dahi daima hazır bir vaziyet alarak, &acirc;hiretlerine cidd&icirc; &ccedil;alışmışlar...<br /> <br /> &ldquo;Resul-&uuml; Ekrem Aleyhissal&acirc;t&uuml; Vessel&acirc;m &ldquo;Kıyameti bekleyiniz, intizar ediniz&rdquo; tekrar etmesi, şu hikmetten ileri gelmiş bir irşad-ı Nebev&icirc;dir. Yoksa vuku-u muayyene dair bir vahyin h&uuml;km&uuml;yle değildir ki hakikatten uzak olsun. İllet ayrıdır, hikmet ayrıdır. İşte, Peygamber Aleyhissal&acirc;t&uuml; Vessel&acirc;mın bu nevi s&ouml;zleri, hikmet-i ibhamdan ileri geliyor.<br /> <br /> Hem şu sırdandır ki, Mehd&icirc;, S&uuml;fyan gibi &acirc;hirzamanda gelecek eşhasları, &ccedil;ok zaman evvel, hatt&acirc; T&acirc;bi&icirc;n zamanında onları beklemişler, yetişmek emelinde bulunmuşlar. Hatt&acirc; bazı ehl-i vel&acirc;yet &ldquo;Onlar ge&ccedil;miş&rdquo; demişler. İşte bu da, kıyamet gibi, hikmet-i İl&acirc;hiye iktiza eder ki, vakitleri taayy&uuml;n etmesin. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; her zaman, her asır, kuvve-i m&acirc;neviyenin takviyesine medar olacak ve yeisten kurtaracak Mehd&icirc; m&acirc;n&acirc;sına muhta&ccedil;tır. Bu m&acirc;n&acirc;da her asrın bir hissesi bulunmak l&acirc;zımdır. Hem gaflet i&ccedil;inde fenalara uymamak ve l&acirc;kaytlıkta nefsin dizginini bırakmamak i&ccedil;in, nifakın başına ge&ccedil;ecek m&uuml;thiş şahıslardan her asır &ccedil;ekinmeli ve korkmalı. Eğer tayin edilseydi, maslahat-ı irşad-ı umum&icirc; zayi olurdu.&rdquo; (Yirmi D&ouml;rd&uuml;nc&uuml; S&ouml;z- s.149-150)<br /> <br /> Demek ki Mehdiyyet gibi bir m&acirc;nanın ihbarına &ndash;yaklaşık- iki y&uuml;z hadisin teması &ldquo;her asırdaki&rdquo; &uuml;mmetin ye&rsquo;se d&uuml;şmesine m&acirc;ni olup bir &uuml;mit &ccedil;ağlayanı h&acirc;linde, şevk ve gayretle tebliğ vazifesini her sahada &ldquo;yapmaya devam etmesini&rdquo; sağlamak i&ccedil;indir. Yoksa birilerine manevi makam kazandırmak ya da &quot; 70 yalancı Deccal&quot; gibi, yetmiş de yalancı mehdilerin iddialarına payanda olmak i&ccedil;in değildir. &quot;Ahirzamandaki - belki de y&uuml;zlerce yıl sonra- B&Uuml;Y&Uuml;K MEHDİ&quot; m&uuml;stesna. ( Buhari Fiten, Beyhaki- Fiten, Kastamonu Lahikası)<br /> <br /> &Ouml;yleyse m&acirc;zideki bir zata bu payeyi verip de &ldquo;işi&rdquo; durdurmak hem ehadiste verilen ihbarlara, hem &Uuml;stad&rsquo;ın kapalı bir perdeyi &ldquo;ol elmas kılınca saykal vurucu&rdquo; benzer eserleriyle sıyıran ifadeleriyle hakikata muhalif, hem de &ldquo;maslahat-ı irşad-ı umumi&rdquo;yi zayi etmesi noktasından da bir &ldquo;d&ucirc;n-himmet&rdquo;lilik olurdu!<br /> <br /> Yazar Hakkında<br /> 1961 yılında Şanlıurfa Birecik&rsquo;te doğdu. İlk ve orta &ouml;ğrenimini Birecik&rsquo;te, Dumlupınar İlkokulu, Birecik Ortaokulu ve Birecik Lisesi&rsquo;nde tamamladı. İlk hik&acirc;ye ve şiiri &quot;ulusal&quot; bir gazetede yayımlandığında lise birinci sınıfta idi.<br /> <br /> Şanlıurfa- Birecik&rsquo;te doğmaktan iftihar eden yazar, validesinin beyanına g&ouml;re 1961 yılının bir Nisan ayında, n&uuml;fus c&uuml;zdanına g&ouml;re ise 1961 yılının Ağustos 10&rsquo;unda doğduğunu s&ouml;yl&uuml;yor ve ş&ouml;yle devam ediyor:<br /> <br /> &ldquo;İlkokula 6. Yaşımda Dumlupınar ilkokulunda başladım. İlk &ouml;ğretmenimin diğer arkadaşlarıma okuma-yazma &ouml;ğretmek i&ccedil;in ter d&ouml;kerken ben bana verilen epeyce ileri sınıflar i&ccedil;in olan bir hikaye kitabını okuduğumu hatırlarım. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; okuma yazmayı okula başladığım yılın yazında &ouml;ğrenmiştim ve &acirc;ma olan d&uuml;kkan komşumuza spor-toto tahminlerini rahatlıkla okuyordum. Babamın terzi d&uuml;kkanı vardı ve hayat pencerelerimden biri de orası olmuştur. Beşinci sınıfa ge&ccedil;tiğim yıl babamın iş ve iş&ccedil;i bulma kurumundan Almanya&rsquo;ya iş&ccedil;i olarak gidenlerin i&ccedil;inde adı &ccedil;ıkmıştı. &Uuml;&ccedil; yıl sonra da annemi ve kardeşlerimi yanına aldırırken ben okumayı se&ccedil;miştim. Bu belki de hakiki manada okur-yazar olmamın da yolunu a&ccedil;mıştı; maddi yalnızlığı kitapların dostluğuna yaslanmakla silme yolunu a&ccedil;mıştı.&rdquo;<br /> <br /> İstanbul &Uuml;niversitesi, Edebiyat Fak&uuml;ltesi, Yeni T&uuml;rk Edebiyatı B&ouml;l&uuml;m&uuml;nden 1982 yılında mezun oldu.<br /> <br /> Anadolu&rsquo;nun &ccedil;ok y&ouml;resinde &ouml;ğretmenlik yaptı. T&uuml;rk Edebiyatı, K&ouml;pr&uuml;, Altınoluk, Yaz-gı, Bizim K&uuml;lliye dergileri ve Gap G&uuml;ndemi, Yeni Şafak, Tasvir, Yeni Nesil gazetelerinde yazı ve hik&acirc;yeleri yayımlandı. Tefrika halindeki romanlarının yanı sıra bir&ccedil;ok hik&acirc;yesi de var.<br /> <br /> Tefrikaları: S&uuml;rg&uuml;nda Tırmanış- 1 ve 2, Yokuşta, Kafkasya&rsquo;da Sarp Ufuklar...<br /> <br /> Kitaplaşmış Romanı: S&uuml;rg&uuml;ndeki &Ccedil;e&ccedil;enya (1. Baskı: 1996; 2. Baskı:2000),<br /> <br /> Nur &Uuml;stad (Biyografi- Deneme; 2002)</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">&nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Mehmet Nuri BİNG&Ouml;L</div>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.