ŞİMDİ O ZAMANDAYIZ.
ŞİMDİ O ZAMANDAYIZ.
Mazlumların, doğruların, iyilerin tutulmadığı zaman tamda bu zaman, çünkü iki cihanın güneşi buyuruyor;
Üzerinize öyle bir zaman gelecek, iyiler doğrular tutulmayacak.
İki yüzlüler yalancılar ve yağcılık revaçta olacak.
Onlar tutulacak.
Mazlumların unutulduğu, zalimlerinin ve para babalarının tutulduğu günlerdeyiz.
Bunlar mutlak yaşanacak, emir tahakkuk edecek.
Ama bizler doğrunun mu? Eğrinin mi ? Yanındayız onu bilmeliyiz tarafımızı belli etmeliyiz.
Hazret-i Sevban -radıyallâhu anh- anlatıyor:
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
“Yabancı kavimlerin, yiyicilerin birbirlerini sofralarına dâvet ettiği gibi, birbirlerini sizin üzerinize çullanmaya çağıracakları zaman yakındır!” buyurmuşlardı.
Orada bulunanlardan biri:
“O gün sayıca azlığımızdan dolayı mı bu durum başımıza gelecek?” diye sordu.
Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
“–Hayır, bilâkis o gün siz çok olacaksınız. Lâkin sizler, bir selin getirip yığdığı çer-çöpler gibi hiçbir ağırlığı olmayan kimseler durumunda olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize zaafı atacak!” buyurdular.
“–Zaaf da nedir, ey Allâh’ın Rasûlü?” denildi.
“–Dünya sevgisi ve ölümden hoşlanmama duygusu!” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Melâhim, 5/4297; Ahmed, V, 278)
Abdullah bin Ömer -radıyallâhu anh- şöyle der:
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bize yönelerek şöyle buyurdu:
“Ey Muhâcirler cemaati! Beş şey vardır ki, onlarla mübtelâ olduğunuzda, ben sizin o şeylere erişmenizden Allâh’a sığınırım. Onlar şunlardır:
Bir milletin içinde zinâ, fuhuş ortaya çıkıp nihayet o millet bu suçu alenî olarak işlediğinde, mutlakâ içlerinde vebâ hastalığı ve onlardan önce yaşamış milletlerde görülmemiş başka hastalıklar yayılır.
Ölçü ve tartıyı eksik yapan her millet, mutlakâ kıtlık, geçim sıkıntısı ve başlarındaki hükümdarların zulmü ile cezalandırılır.
Mallarının zekâtını vermekten kaçınan her millet, mutlakâ yağmurdan mahrum bırakılır (kuraklıkla cezalandırılır) ve hayvanları olmasa onlara yağmur yağdırılmaz.
Allâh’ın ahdini (emirlerini) ve Rasûl’ünün ahdini (yaptığı anlaşmaları ve Sünnet’ini) terk eden her milletin başına, Allah mutlakâ kendilerinden olmayan bir düşmanı musallat eder ve düşman, o milletin elindekilerin bir kısmını alır.
İdarecileri Allâh’ın Kitâbı ile amel etmeyip, indirdiği hükümlerden işlerine geleni seçtikçe, Allah onların hesâbını kendi aralarında görür (fitne, fesat ve anarşi belâsına mâruz kalırlar).” (İbn-i Mâce, Fiten, 22; Hâkim, IV, 583/8623; Beyhakî, Şuab, III, 197)
Hazret-i Ali -radıyallâhu anh- anlatıyor:
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir gün:
“–Ümmetim on beş şeyi yapmaya başlayınca ona büyük belânın gelmesi vâcip olur!” buyurmuşlardı.
Yanındakiler:
“–Ey Allâh’ın Rasûlü! Bunlar nelerdir?” diye sordular.
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle sıraladı:
“1- Ganimet (yani millî servet, fakir-fukarâya uğramadan sadece zengin ve mevkî sahibi kimseler arasında) tedâvül eden bir metâ hâline geldiği,
2- Emanet, ganimet gibi görülüp hıyânet edildiği,
3- Zekât, ibadet olarak görülmeyip büyük bir yük ve kayıp olarak telâkkî edildiği,
4- Kişi, (gayr-i meşrû işlerde) kadınına itaat ettiği,
5- Kişi, annesine karşı itaatsizlikte bulunduğu,
6-7- Kişi, arkadaşına iyilikte bulunduğu hâlde babasına kaba davrandığı,
8- Mescitlerde sesler yükseldiği (huşû kaybolduğu),
9- Bir milletin idarecisi en alçakları olduğu, (Nitekim bu, zaman zaman dünyanın muhtelif devletlerinde görülebilen bir hâdisedir.)
10- Bir kişiye şerrinden korkularak hürmet edildiği,
11- Çeşitli isimlerle îmâl edilen içkilerin serbestçe içildiği,
12- İpek elbiselerin erkekler tarafından giyildiği,
13-14- Şarkıcı kadınlar ve çalgı aletlerine alâka arttığı, (Günümüzde sanat, bale, konser vb. adlar altında; bar, gazino ve benzeri salonlarda ve hattâ radyo, televizyon gibi çeşitli mecrâlarda -maalesef- çok yaygın hâldedir.)
15- Bu ümmetin sonradan gelen nesilleri, önceden gelip geçenlere lânet ettiği zaman.
Evet Peygamber Efendimiz bize herşeyi ve günümüzü anlatmış.
Ama ne kadar az hasarla çıkabileceğiz onun çabasında olmalıyız, iyilerin azlığı bizi üzmesin, zalimlerin çokluğu bizi korkutmasın, zafer inanan ve muttakilerin olacaktır.
Allah celle celaluhu nurunu tamamlayacak .
Dua ile kalın, hoşça kalın.
Ahmet Sağlam
Ekleme
Tarihi: 02 Haziran 2024 - Pazar
ŞİMDİ O ZAMANDAYIZ.
ŞİMDİ O ZAMANDAYIZ.
Mazlumların, doğruların, iyilerin tutulmadığı zaman tamda bu zaman, çünkü iki cihanın güneşi buyuruyor;
Üzerinize öyle bir zaman gelecek, iyiler doğrular tutulmayacak.
İki yüzlüler yalancılar ve yağcılık revaçta olacak.
Onlar tutulacak.
Mazlumların unutulduğu, zalimlerinin ve para babalarının tutulduğu günlerdeyiz.
Bunlar mutlak yaşanacak, emir tahakkuk edecek.
Ama bizler doğrunun mu? Eğrinin mi ? Yanındayız onu bilmeliyiz tarafımızı belli etmeliyiz.
Hazret-i Sevban -radıyallâhu anh- anlatıyor:
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
“Yabancı kavimlerin, yiyicilerin birbirlerini sofralarına dâvet ettiği gibi, birbirlerini sizin üzerinize çullanmaya çağıracakları zaman yakındır!” buyurmuşlardı.
Orada bulunanlardan biri:
“O gün sayıca azlığımızdan dolayı mı bu durum başımıza gelecek?” diye sordu.
Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
“–Hayır, bilâkis o gün siz çok olacaksınız. Lâkin sizler, bir selin getirip yığdığı çer-çöpler gibi hiçbir ağırlığı olmayan kimseler durumunda olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize zaafı atacak!” buyurdular.
“–Zaaf da nedir, ey Allâh’ın Rasûlü?” denildi.
“–Dünya sevgisi ve ölümden hoşlanmama duygusu!” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Melâhim, 5/4297; Ahmed, V, 278)
Abdullah bin Ömer -radıyallâhu anh- şöyle der:
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bize yönelerek şöyle buyurdu:
“Ey Muhâcirler cemaati! Beş şey vardır ki, onlarla mübtelâ olduğunuzda, ben sizin o şeylere erişmenizden Allâh’a sığınırım. Onlar şunlardır:
Bir milletin içinde zinâ, fuhuş ortaya çıkıp nihayet o millet bu suçu alenî olarak işlediğinde, mutlakâ içlerinde vebâ hastalığı ve onlardan önce yaşamış milletlerde görülmemiş başka hastalıklar yayılır.
Ölçü ve tartıyı eksik yapan her millet, mutlakâ kıtlık, geçim sıkıntısı ve başlarındaki hükümdarların zulmü ile cezalandırılır.
Mallarının zekâtını vermekten kaçınan her millet, mutlakâ yağmurdan mahrum bırakılır (kuraklıkla cezalandırılır) ve hayvanları olmasa onlara yağmur yağdırılmaz.
Allâh’ın ahdini (emirlerini) ve Rasûl’ünün ahdini (yaptığı anlaşmaları ve Sünnet’ini) terk eden her milletin başına, Allah mutlakâ kendilerinden olmayan bir düşmanı musallat eder ve düşman, o milletin elindekilerin bir kısmını alır.
İdarecileri Allâh’ın Kitâbı ile amel etmeyip, indirdiği hükümlerden işlerine geleni seçtikçe, Allah onların hesâbını kendi aralarında görür (fitne, fesat ve anarşi belâsına mâruz kalırlar).” (İbn-i Mâce, Fiten, 22; Hâkim, IV, 583/8623; Beyhakî, Şuab, III, 197)
Hazret-i Ali -radıyallâhu anh- anlatıyor:
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir gün:
“–Ümmetim on beş şeyi yapmaya başlayınca ona büyük belânın gelmesi vâcip olur!” buyurmuşlardı.
Yanındakiler:
“–Ey Allâh’ın Rasûlü! Bunlar nelerdir?” diye sordular.
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle sıraladı:
“1- Ganimet (yani millî servet, fakir-fukarâya uğramadan sadece zengin ve mevkî sahibi kimseler arasında) tedâvül eden bir metâ hâline geldiği,
2- Emanet, ganimet gibi görülüp hıyânet edildiği,
3- Zekât, ibadet olarak görülmeyip büyük bir yük ve kayıp olarak telâkkî edildiği,
4- Kişi, (gayr-i meşrû işlerde) kadınına itaat ettiği,
5- Kişi, annesine karşı itaatsizlikte bulunduğu,
6-7- Kişi, arkadaşına iyilikte bulunduğu hâlde babasına kaba davrandığı,
8- Mescitlerde sesler yükseldiği (huşû kaybolduğu),
9- Bir milletin idarecisi en alçakları olduğu, (Nitekim bu, zaman zaman dünyanın muhtelif devletlerinde görülebilen bir hâdisedir.)
10- Bir kişiye şerrinden korkularak hürmet edildiği,
11- Çeşitli isimlerle îmâl edilen içkilerin serbestçe içildiği,
12- İpek elbiselerin erkekler tarafından giyildiği,
13-14- Şarkıcı kadınlar ve çalgı aletlerine alâka arttığı, (Günümüzde sanat, bale, konser vb. adlar altında; bar, gazino ve benzeri salonlarda ve hattâ radyo, televizyon gibi çeşitli mecrâlarda -maalesef- çok yaygın hâldedir.)
15- Bu ümmetin sonradan gelen nesilleri, önceden gelip geçenlere lânet ettiği zaman.
Evet Peygamber Efendimiz bize herşeyi ve günümüzü anlatmış.
Ama ne kadar az hasarla çıkabileceğiz onun çabasında olmalıyız, iyilerin azlığı bizi üzmesin, zalimlerin çokluğu bizi korkutmasın, zafer inanan ve muttakilerin olacaktır.
Allah celle celaluhu nurunu tamamlayacak .
Dua ile kalın, hoşça kalın.
Ahmet Sağlam
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.