ABD EŞKİYASI " DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ”!
<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Başlıkta, bir kanalda devam eden diziden ya da bir türkü mısraından bahsedeceğim düşünülmesin.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Herkesçe bilinir. Eşkıya “şâki” kelimesinin “çoğul”u ve isyancılar demek. İsyancının en büyük hususiyeti nizama tabi olmamasıdır.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bunları derken zihnime bin voltluk bir “ışıldak” gibi aksetti: “Elhakku yu’la vela yu’la aleyh”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Yani “Hak yücedir ve Hak’tan daha yüce bir şey yoktur.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Belki de denilecek hemen: Hak ile “nizam”ın ne alakası var diye?..</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Hak her zaman bir nizama dayanır. Zulümse anarşi ve bozgunculuğa… Ondan dolayıdır ki “ Fitne katlden beterdir” ( Bakara, 191) buyurulmuş.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">*</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">1 Kasım seçimlerinden önceki yaz İstanbul’daydım. Kadim ya da eskimez kimi dostları görmek, eski ve köklü günleri yad etmek, fikir alış verişi yapmak için Fethi Paşa korusundaki Dilruba Restoran’da idik.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Restoran işletmecisi Said Beyîn tarifi üzerine birazcık “sağlık yürüyüşünden(!)” sonra mezkur mekana ulaştım. Selam, kelam ve ikramdan sonra akşam namazı için açık hava mescidine geçmiş, namazı cemaatla kılmıştık.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Tesbihatın ardından sohbet cemaatına üç dört kişinin daha geldiğini gördüm. Bana Risale’den ders okutma lütfunda bulundular.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Sünuhat’taki “ Kur’an’ın Hakimiyet-i Mutlakası” makalesinden haraketle Risale-i Nur ve Üstad’ın “Kur’an’a ayna” olduğu, “ Kur’an’ın hakiki müfessiri sünnet” mihengiyle vifak içinde olduğu derecede itibar görmesi gerektiğini, bizzat Bediüzzaman’ın beyanı olduğunu dilim döndüğünce izah ettim.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Dersten sonra çaylarımızı yudumlarken, fikirlerinden “bir gazete” çevresindenolduğunu anladığım biri, artık Türkiye’de darbe tehlikesinin olmadığını, öyleyse artık “ehven-i şer” ölçüsünü bırakarak marjinal bir partiye oy verilebileceğini izah buyurdu!</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">O zaman verdiğim cevabımda bugün de musırrım. Eğer askeri talebelere ve sivil eğitim müesselerinde okuyanlara, “darbe karşıtlığı”nın bir vatanseverlik ve İslam Dinimizin iktizası olduğu tam olarak şuur halinde verilmezse , her zaman bir darbe tehlikesinin olabileceğini demiştim. Serde az buçuk eğitimcilik de var ya!</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">O halde marjinal partilere değil, “ en âzam” şerrin gelmemesi için AK PARTİ”yi “ehven-i şer” olarak destekleyip, “ onlara faydanız dokunsun” emr-i Üstadâneleri gereği davranmanın lüzumunu anlatmaya çalışmıştım.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bugünkü kanaatım biraz daha değişti. Demek ki asker-sivil öğrencilerin bir kısmı darbeci mantıkla yetişse bile milletimizin kahir ekseriyeti darbelerin bizi elli yıl geriye götüreceğini anlamış ve “Başkomutanı”nı “dış zındıka örgütlere yedirmeyerek, yeni bir intihar girişimine kalkışacak bambaşka darbe heveslilerine de aynı tokadı vuracağını göstermiştir; bu “olgunluğu”yakalamıştır. ABD EŞKİYASININ "ARKADAŞLARINCA" GİRİŞİLEN İSYANI BASTIRARAK BU EŞKİYA DEVLETE OSMANLI TOKADINI BASMIŞTIR...</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">*</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Piyasada bazı “silik söz”ün dolaşması da bizi bizar ediyor. Bir yandan da tarihi ve sosyolojik müşahedelerim bana şunu gösteriyor ki bu “silik söz” sahiplerini ikna değil “ilzam” edecek bir cevap cihanın hiçbir yerinde yoktur- maalesef. Çünkü hakikatın, kendi yaydıkları “şüphe ve tereddüt” sislerinin tam tersinde olduğunu – Romancı Tarık Buğra’nın tabiriyle domuzuna- bilmektedirler amamesleklerine –son bir çırpınışla- revaç vermeye devam için öyle davranıyorlar.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Çünkü “bu sıfat”taki kişilere Büyük Üstad Said Nursi “Gayr-ı Memnun” sıfatını takar ki “vasat yol” olan “ehl-i sünnet”in biri ile bunların koca fezada bile kesişecek bir ciheti bulunamaz. “ Allah göstermesin bunlardan biri bin sene yaşayacak olsa hülya ile yine mümkün hükumeti beğenmeyecektir. Ben, bunlara anarşist nazarıyla bakıyorum.”( Münazarat)</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bu kaynağın dışında – bence- bugünlerde tekrar ele alınması gereken bir eser de “Sünuhat”. Melun Fetö sempatizanları ve “kankası” siyasal İslamcı (güya) ve siyasal nurcular vatan, şehadet mefhumlarını “tartışmaya” açtıkları için bu mevzulara berrakça temas eden “Sünuhat”a dikkat çektim. Risale’deki diğer izahları da unutmadan elbet.</span></p>
Ekleme
Tarihi: 10 Kasım 2019 - Pazar
ABD EŞKİYASI " DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ”!
<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Başlıkta, bir kanalda devam eden diziden ya da bir türkü mısraından bahsedeceğim düşünülmesin.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Herkesçe bilinir. Eşkıya “şâki” kelimesinin “çoğul”u ve isyancılar demek. İsyancının en büyük hususiyeti nizama tabi olmamasıdır.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bunları derken zihnime bin voltluk bir “ışıldak” gibi aksetti: “Elhakku yu’la vela yu’la aleyh”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Yani “Hak yücedir ve Hak’tan daha yüce bir şey yoktur.”</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Belki de denilecek hemen: Hak ile “nizam”ın ne alakası var diye?..</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Hak her zaman bir nizama dayanır. Zulümse anarşi ve bozgunculuğa… Ondan dolayıdır ki “ Fitne katlden beterdir” ( Bakara, 191) buyurulmuş.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">*</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">1 Kasım seçimlerinden önceki yaz İstanbul’daydım. Kadim ya da eskimez kimi dostları görmek, eski ve köklü günleri yad etmek, fikir alış verişi yapmak için Fethi Paşa korusundaki Dilruba Restoran’da idik.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Restoran işletmecisi Said Beyîn tarifi üzerine birazcık “sağlık yürüyüşünden(!)” sonra mezkur mekana ulaştım. Selam, kelam ve ikramdan sonra akşam namazı için açık hava mescidine geçmiş, namazı cemaatla kılmıştık.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Tesbihatın ardından sohbet cemaatına üç dört kişinin daha geldiğini gördüm. Bana Risale’den ders okutma lütfunda bulundular.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Sünuhat’taki “ Kur’an’ın Hakimiyet-i Mutlakası” makalesinden haraketle Risale-i Nur ve Üstad’ın “Kur’an’a ayna” olduğu, “ Kur’an’ın hakiki müfessiri sünnet” mihengiyle vifak içinde olduğu derecede itibar görmesi gerektiğini, bizzat Bediüzzaman’ın beyanı olduğunu dilim döndüğünce izah ettim.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Dersten sonra çaylarımızı yudumlarken, fikirlerinden “bir gazete” çevresindenolduğunu anladığım biri, artık Türkiye’de darbe tehlikesinin olmadığını, öyleyse artık “ehven-i şer” ölçüsünü bırakarak marjinal bir partiye oy verilebileceğini izah buyurdu!</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">O zaman verdiğim cevabımda bugün de musırrım. Eğer askeri talebelere ve sivil eğitim müesselerinde okuyanlara, “darbe karşıtlığı”nın bir vatanseverlik ve İslam Dinimizin iktizası olduğu tam olarak şuur halinde verilmezse , her zaman bir darbe tehlikesinin olabileceğini demiştim. Serde az buçuk eğitimcilik de var ya!</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">O halde marjinal partilere değil, “ en âzam” şerrin gelmemesi için AK PARTİ”yi “ehven-i şer” olarak destekleyip, “ onlara faydanız dokunsun” emr-i Üstadâneleri gereği davranmanın lüzumunu anlatmaya çalışmıştım.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bugünkü kanaatım biraz daha değişti. Demek ki asker-sivil öğrencilerin bir kısmı darbeci mantıkla yetişse bile milletimizin kahir ekseriyeti darbelerin bizi elli yıl geriye götüreceğini anlamış ve “Başkomutanı”nı “dış zındıka örgütlere yedirmeyerek, yeni bir intihar girişimine kalkışacak bambaşka darbe heveslilerine de aynı tokadı vuracağını göstermiştir; bu “olgunluğu”yakalamıştır. ABD EŞKİYASININ "ARKADAŞLARINCA" GİRİŞİLEN İSYANI BASTIRARAK BU EŞKİYA DEVLETE OSMANLI TOKADINI BASMIŞTIR...</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">*</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Piyasada bazı “silik söz”ün dolaşması da bizi bizar ediyor. Bir yandan da tarihi ve sosyolojik müşahedelerim bana şunu gösteriyor ki bu “silik söz” sahiplerini ikna değil “ilzam” edecek bir cevap cihanın hiçbir yerinde yoktur- maalesef. Çünkü hakikatın, kendi yaydıkları “şüphe ve tereddüt” sislerinin tam tersinde olduğunu – Romancı Tarık Buğra’nın tabiriyle domuzuna- bilmektedirler amamesleklerine –son bir çırpınışla- revaç vermeye devam için öyle davranıyorlar.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Çünkü “bu sıfat”taki kişilere Büyük Üstad Said Nursi “Gayr-ı Memnun” sıfatını takar ki “vasat yol” olan “ehl-i sünnet”in biri ile bunların koca fezada bile kesişecek bir ciheti bulunamaz. “ Allah göstermesin bunlardan biri bin sene yaşayacak olsa hülya ile yine mümkün hükumeti beğenmeyecektir. Ben, bunlara anarşist nazarıyla bakıyorum.”( Münazarat)</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bu kaynağın dışında – bence- bugünlerde tekrar ele alınması gereken bir eser de “Sünuhat”. Melun Fetö sempatizanları ve “kankası” siyasal İslamcı (güya) ve siyasal nurcular vatan, şehadet mefhumlarını “tartışmaya” açtıkları için bu mevzulara berrakça temas eden “Sünuhat”a dikkat çektim. Risale’deki diğer izahları da unutmadan elbet.</span></p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.