SİYASİ KRİZ OLUR MU?
SİYASİ KRİZ OLUR MU?
1970’li yılların 2. çeyreğinde Bülent Ecevit iktidarında memlekette akaryakıt, tüp gaz, yağ, çay, şeker, pirinç bulunamıyordu, bulunsa bile karaborsaydı.
Büyüklerimiz bizi tüp gaz kuyruklarına sokarlardı. Saatlerce tüp gelsin diye beklerken uzayan kuyruklarda bir çok da sıra kavgası yaşanırdı. Bazen tam bize sıra geldiğinde tüp biterdi avucumuzu yalaya yalaya eve giderdik.
Belediyelerin tanzim satış yeri vardı. Kuyruğa girer 3-4 margarin, 1 kg çay, birkaç kilo şeker veya pirinç almaya çalışırdık.
Küçüktük tam aklımız yetmezdi, bazı büyükler bu durumu hükümetin beceriksizliği olarak nitelerken bazı büyüklerimiz de Amerika’nın ülkedeki işbirlikçisi sermaye sahipleri ile iktidarı devirmek için yaptıkları bir operasyon olarak nitelerdi.
Son günlerde ekonomimizdeki dalgalanmalar hükümetin beceriksizliği mi, yoksa geçmişte olduğu gibi ülkemizin son yıllarda ekonomik olarak büyümenin yanında Mavi Vatan ve özellikle savunma sanayinde göstermiş olduğu atılımlardan rahatsız olan başta Amerika olmak üzere diğer emperyalist ülkelerin kaos çıkartma çalışmaları mı?
Peki acaba yaşanan ekonomik krizden bir siyasi kriz çıkar mı?
Dolar, altın ve buna bağlı olarak özellikle temel gıda maddeleri üzerinden yapılan büyük kısmı suni olan artış ve spekülasyonlardan bir hükümet değişikliği gelir mi?
Hatırlayacaksınız küresel emperyalizmin lideri ABD’nin Başkanı Biden, “Türkiye'de iktidar değişimini silahlı darbeyle değil, muhalefeti destekleyerek siyasi darbe ile gerçekleştireceğiz” demişti.
Muhalefet Partisi Milletvekillerinden eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş YILMAZ, “faiz lobisine uygun bir ismin getirilmesi halinde doların aynı gün 2 TL düşeceğini ve hükümetin değişmesiyle daha da ineceğini” söyledi.
Hani Merd-i Kıbti şecaat arz ederken sirkatini söylermiş ya, o misal.
Biden’in sözleri zaten açık ama Durmuş YILMAZ’ın bilerek ya da bilmeyerek yapmış olduğu bu açıklama ile aslında dolarda yaşanan artışın normal olmadığını Türkiye’ye ayar çekme olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Küresel Güçler iktidarı devirmenin tek yolunun Türkiye’yi dolar üzerinden operasyon yaparak ekonomik olarak sıkıştırmak olmadığını da biliyor.
Aynı zamanda yazılı ve görsel basınla birlikte sosyal mecralarda yalan yanlış algı operasyonlarını da arttırarak sürdürüyor.
Bu algı neticesinde ömrü milliyetçi çizgide olan biri, "PKK hükümet ortağı da olsa, ben bu iktidarı düşürecek blokta yer alacağım. Yeter ki bu iktidardan kurtulalım" diyebiliyor.
Ömrü muhafazakar çizgide siyaset yapmakla geçmiş biri "Ne olmuş yani, bu iktidardan kurtulmak için her türlü kitleyle işbirliği yapmamız boynumuzun borcu oldu" diyebiliyor.
Ömrü kapitalist, sömürgeci, emperyalist devletlere karşı çıkmakla geçmiş biri ABD, İngiltere ve AB'nin kuyruğuna takılmaktan hiç rahatsızlık duymuyor.
İyi de bizde iktidara aday olan muhalefet ne yapıyor?
Savunma Sanayine daha fazla önem vereceğiz, İHA, SİHA’ları şöyle geliştireceğiz, yeraltı kaynaklarımızı yer üstüne çıkaracağız, yapılan bu yatırımlar eksik biz daha fazlasını yapacağız, gereken paraları şuradan bulacağız demiyor da,
İHA'lardan SİHA'lardan, karasularımızın yeraltı kaynaklarından istifade edilmek için yapılan çalışmalardan rahatsızlık duyuyor.
“İHA, SİHA niye lazım, Akdeniz’de ne işimiz var, İktidara gelirsek bütün yatırımları durduracağız, Sarayı yıkacağız vb” diyor.
Böyle bir muhalefet olabilir mi?
Azerbaycan'ın işgali altındaki topraklarını kurtarmasına Türkiye’nin yardım etmesinden rahatsızlık duyan muhalefet olabilir mi?.
Ülkemize ekonomik kaynak sağlayan ülkelerden rahatsızlık duyan muhalefet olabilir mi?
ABD ve Emperyalist Ülkelere "Türkiye'ye ambargo koyun ve ekonomik kriz çıkartın ki bu iktidarı devirebilelim" diyen,
"Türkiye'deki iktidar seçimle gitmez, ya tabii afetle ya da halk ayaklanmasıyla, dış müdahaleyle gider" diyen bir muhalefet olabilir mi?
İktidarın bir çok yanlışı, eksiği, hatası, olabilir. Olacaktır da. Muhalefet bunlara dikkat çekip, telafi yollarını anlatmalıdır.
Muhalefetimiz ne yapıyor, bu hataları kullanıp ülkeyi daha büyük krizlere sürükleme gayretinde.
Bu tür muhalefetle ancak Devlet, Millet, Halk yıpranır ve zarar görür.
İktidarda, kim olursa olsun yapılacak muhalefet ülkeye zarar vermemelidir..
İktidarın da muhalefetin de hedefi taş üstüne taş koymak olmalıdır.
Konulan taşları yıkarak nereye varılabilir?
Muhalefet dediğin yapılan her güzel işe alkış tutup yardımcı olmak,
yapılan her yanlışa da işaret edip, onun nasıl düzeltileceğini ifade etmektir.
Ancak böyle bir yaklaşım muhalefeti iktidara taşır.
Muhalefet olarak hangi yanlışı nasıl düzelteceğini açıklaman ve halkı buna ikna etmen gerekir.
Türkiye son yıllarda yaptıkları ile ekonomik ve siyasi olarak kalkınma eşiğine kadar gelmiş durumdadır..
Bunları yok edecek bir siyasi iradeye değil aksine arttırarak sürdürebilecek bir siyasi iradeye ihtiyaç vardır.
Seçim sandığı önümüze geldiğinde herkes istediği siyasi partiye oy versin ama bazı şeyleri de unutmasın.
"İHA'larla SİHA'larla yargısız infazlar yapılıyor" diyerek karşı çıkan,
Apo'nun heykelini dikmek isteyen, sırtını PKK'ya, YPG'ye dayamış bunu açıkça söylemiş kadrolarla birlikte bu ülkede iktidar arayışına girenlere,
FETÖ darbecilerine af vaat eden, PKK'lılarla mücadele etmeyip, işbirliği yapan, ülke düşmanı devlet ve topluluklarla dostluk içine giren, ülkede yapılan faydalı işlere bile karşı çıkan, karşı görüştekilere tehditler savuran bir zihniyete iktidar teslim edilir mi, iyi düşünsün.
İktidar, kendi içindeki habis urları (Menfaatçi, Rantçı, Hırsız vs) bulmalı ve kesip atmalıdır.
İktidarda olmanın avantajlarını şahsi menfaatleri için kullanmaya çalışanlardan kurtulmalıdır.
Önümüzdeki seçimler siyasi partiler için olduğu kadar Ülkemizin geleceği için de çok önemlidir.
Şimdi her zamankinden daha fazla sağduyuya ihtiyacımız var.
Ülkemize bir küresel saldırı olduğu açık zaten bunu ABD Başkanı ve muhalefette zaman zaman itiraf ediyorlar.
Bize düşen dolar ve algı oyunlarına gelmemek.
Rabbim yâr ve yardımcımız olsun.
Sağlıcakla…
Mesut BALYEMEZ
05305164000
mesutb44@mail.com
Ekleme
Tarihi: 18 Kasım 2021 - Perşembe
SİYASİ KRİZ OLUR MU?
SİYASİ KRİZ OLUR MU?
1970’li yılların 2. çeyreğinde Bülent Ecevit iktidarında memlekette akaryakıt, tüp gaz, yağ, çay, şeker, pirinç bulunamıyordu, bulunsa bile karaborsaydı.
Büyüklerimiz bizi tüp gaz kuyruklarına sokarlardı. Saatlerce tüp gelsin diye beklerken uzayan kuyruklarda bir çok da sıra kavgası yaşanırdı. Bazen tam bize sıra geldiğinde tüp biterdi avucumuzu yalaya yalaya eve giderdik.
Belediyelerin tanzim satış yeri vardı. Kuyruğa girer 3-4 margarin, 1 kg çay, birkaç kilo şeker veya pirinç almaya çalışırdık.
Küçüktük tam aklımız yetmezdi, bazı büyükler bu durumu hükümetin beceriksizliği olarak nitelerken bazı büyüklerimiz de Amerika’nın ülkedeki işbirlikçisi sermaye sahipleri ile iktidarı devirmek için yaptıkları bir operasyon olarak nitelerdi.
Son günlerde ekonomimizdeki dalgalanmalar hükümetin beceriksizliği mi, yoksa geçmişte olduğu gibi ülkemizin son yıllarda ekonomik olarak büyümenin yanında Mavi Vatan ve özellikle savunma sanayinde göstermiş olduğu atılımlardan rahatsız olan başta Amerika olmak üzere diğer emperyalist ülkelerin kaos çıkartma çalışmaları mı?
Peki acaba yaşanan ekonomik krizden bir siyasi kriz çıkar mı?
Dolar, altın ve buna bağlı olarak özellikle temel gıda maddeleri üzerinden yapılan büyük kısmı suni olan artış ve spekülasyonlardan bir hükümet değişikliği gelir mi?
Hatırlayacaksınız küresel emperyalizmin lideri ABD’nin Başkanı Biden, “Türkiye'de iktidar değişimini silahlı darbeyle değil, muhalefeti destekleyerek siyasi darbe ile gerçekleştireceğiz” demişti.
Muhalefet Partisi Milletvekillerinden eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş YILMAZ, “faiz lobisine uygun bir ismin getirilmesi halinde doların aynı gün 2 TL düşeceğini ve hükümetin değişmesiyle daha da ineceğini” söyledi.
Hani Merd-i Kıbti şecaat arz ederken sirkatini söylermiş ya, o misal.
Biden’in sözleri zaten açık ama Durmuş YILMAZ’ın bilerek ya da bilmeyerek yapmış olduğu bu açıklama ile aslında dolarda yaşanan artışın normal olmadığını Türkiye’ye ayar çekme olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Küresel Güçler iktidarı devirmenin tek yolunun Türkiye’yi dolar üzerinden operasyon yaparak ekonomik olarak sıkıştırmak olmadığını da biliyor.
Aynı zamanda yazılı ve görsel basınla birlikte sosyal mecralarda yalan yanlış algı operasyonlarını da arttırarak sürdürüyor.
Bu algı neticesinde ömrü milliyetçi çizgide olan biri, "PKK hükümet ortağı da olsa, ben bu iktidarı düşürecek blokta yer alacağım. Yeter ki bu iktidardan kurtulalım" diyebiliyor.
Ömrü muhafazakar çizgide siyaset yapmakla geçmiş biri "Ne olmuş yani, bu iktidardan kurtulmak için her türlü kitleyle işbirliği yapmamız boynumuzun borcu oldu" diyebiliyor.
Ömrü kapitalist, sömürgeci, emperyalist devletlere karşı çıkmakla geçmiş biri ABD, İngiltere ve AB'nin kuyruğuna takılmaktan hiç rahatsızlık duymuyor.
İyi de bizde iktidara aday olan muhalefet ne yapıyor?
Savunma Sanayine daha fazla önem vereceğiz, İHA, SİHA’ları şöyle geliştireceğiz, yeraltı kaynaklarımızı yer üstüne çıkaracağız, yapılan bu yatırımlar eksik biz daha fazlasını yapacağız, gereken paraları şuradan bulacağız demiyor da,
İHA'lardan SİHA'lardan, karasularımızın yeraltı kaynaklarından istifade edilmek için yapılan çalışmalardan rahatsızlık duyuyor.
“İHA, SİHA niye lazım, Akdeniz’de ne işimiz var, İktidara gelirsek bütün yatırımları durduracağız, Sarayı yıkacağız vb” diyor.
Böyle bir muhalefet olabilir mi?
Azerbaycan'ın işgali altındaki topraklarını kurtarmasına Türkiye’nin yardım etmesinden rahatsızlık duyan muhalefet olabilir mi?.
Ülkemize ekonomik kaynak sağlayan ülkelerden rahatsızlık duyan muhalefet olabilir mi?
ABD ve Emperyalist Ülkelere "Türkiye'ye ambargo koyun ve ekonomik kriz çıkartın ki bu iktidarı devirebilelim" diyen,
"Türkiye'deki iktidar seçimle gitmez, ya tabii afetle ya da halk ayaklanmasıyla, dış müdahaleyle gider" diyen bir muhalefet olabilir mi?
İktidarın bir çok yanlışı, eksiği, hatası, olabilir. Olacaktır da. Muhalefet bunlara dikkat çekip, telafi yollarını anlatmalıdır.
Muhalefetimiz ne yapıyor, bu hataları kullanıp ülkeyi daha büyük krizlere sürükleme gayretinde.
Bu tür muhalefetle ancak Devlet, Millet, Halk yıpranır ve zarar görür.
İktidarda, kim olursa olsun yapılacak muhalefet ülkeye zarar vermemelidir..
İktidarın da muhalefetin de hedefi taş üstüne taş koymak olmalıdır.
Konulan taşları yıkarak nereye varılabilir?
Muhalefet dediğin yapılan her güzel işe alkış tutup yardımcı olmak,
yapılan her yanlışa da işaret edip, onun nasıl düzeltileceğini ifade etmektir.
Ancak böyle bir yaklaşım muhalefeti iktidara taşır.
Muhalefet olarak hangi yanlışı nasıl düzelteceğini açıklaman ve halkı buna ikna etmen gerekir.
Türkiye son yıllarda yaptıkları ile ekonomik ve siyasi olarak kalkınma eşiğine kadar gelmiş durumdadır..
Bunları yok edecek bir siyasi iradeye değil aksine arttırarak sürdürebilecek bir siyasi iradeye ihtiyaç vardır.
Seçim sandığı önümüze geldiğinde herkes istediği siyasi partiye oy versin ama bazı şeyleri de unutmasın.
"İHA'larla SİHA'larla yargısız infazlar yapılıyor" diyerek karşı çıkan,
Apo'nun heykelini dikmek isteyen, sırtını PKK'ya, YPG'ye dayamış bunu açıkça söylemiş kadrolarla birlikte bu ülkede iktidar arayışına girenlere,
FETÖ darbecilerine af vaat eden, PKK'lılarla mücadele etmeyip, işbirliği yapan, ülke düşmanı devlet ve topluluklarla dostluk içine giren, ülkede yapılan faydalı işlere bile karşı çıkan, karşı görüştekilere tehditler savuran bir zihniyete iktidar teslim edilir mi, iyi düşünsün.
İktidar, kendi içindeki habis urları (Menfaatçi, Rantçı, Hırsız vs) bulmalı ve kesip atmalıdır.
İktidarda olmanın avantajlarını şahsi menfaatleri için kullanmaya çalışanlardan kurtulmalıdır.
Önümüzdeki seçimler siyasi partiler için olduğu kadar Ülkemizin geleceği için de çok önemlidir.
Şimdi her zamankinden daha fazla sağduyuya ihtiyacımız var.
Ülkemize bir küresel saldırı olduğu açık zaten bunu ABD Başkanı ve muhalefette zaman zaman itiraf ediyorlar.
Bize düşen dolar ve algı oyunlarına gelmemek.
Rabbim yâr ve yardımcımız olsun.
Sağlıcakla…
Mesut BALYEMEZ
05305164000
mesutb44@mail.com
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.