Mesut BALYEMEZ
Köşe Yazarı
Mesut BALYEMEZ
 

ANADOLU İRFANI

ANADOLU İRFANI ُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ ۗ وَإِنَّمَا تُوَفَّوْنَ أُجُورَكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ۖ فَمَنْ زُحْزِحَ عَنِ النَّارِ وَأُدْخِلَ الْجَنَّةَ فَقَدْ فَازَ ۗ وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِ Al-i İmran- 185 “Küllü nefsin zaikatül mevt ve innema tüveffevne ücuraküm yevmel kıyameh fe men zuhziha anin nari ve üdhılel cennete fe kad faz ve mel hayatüd dünya illa metaul ğurur" “Her canlı ölümü tadacaktır. Kıyamet günü ecirleriniz size eksiksiz olarak verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı zevkten başka bir şey değildir. Elmalılı Hamdi Yazır Meali اَلَّذ۪ينَ اِذَٓا اَصَابَتْهُمْ مُص۪يبَةٌۙ قَالُٓوا اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّٓا اِلَيْهِ رَاجِعُونَۜ Elleżîne iżâ esâbet-hum musîbetun kâlû innâ li(A)llâhi ve-innâ ileyhi râci’ûn(e) Bakara-156 “Onlar başlarına bir musibet geldiği zaman: "Biz Allah'a aitiz ve sonunda O'na döneceğiz." derler.. Elmalılı Hamdi Yazır Meali Yüce Rabbimizin her iki ayette de buyurduğu gibi dünyaya gelen her canlı bir gün bu dünyadan ölüm hali ile ayrılacaktır. Yaklaşık iki yıl önce kaybettiğim abimden sonra onun küçüğü aynı yaştaki Ablamı yine aynı yaşta, 63 yaşında kaybettim. Hani Türkçemizde “Haddi aşmak” diye bir deyim vardır. Bu deyimin kaynağı Osmanlı dönemidir. Bilirsiniz Efendimiz(SAV) 63 yaşında vefat ettiğinden o dönemlerde 63 yaşını geçen İnsanlar Efendimize hürmeten yaşları sorulduğunda “Haddi aştık” derlermiş. Her ikisini de genç sayılabilecek yaşta kaybetmek hem benim, hem de ailem için elbette üzücü oldu lakin, tek tesellim her iki büyüğümde haddini aşmadı. Rabbim onları merhameti ile yargılayıp, Cenneti ile şereflendirsin. Ablam’ın beklenmeyen vefatı üzerine defin anında bulunmak amacı ile yaşadığım Şehir Balıkesir’de Uçak seferleri olmadığından, İstanbul ve İzmir’e baktım oralarda da uygun saatlere Uçak bulamayınca kendi aracım ile yola çıkmak zorunda kaldım. Yaklaşık 15 saat süren yolculukta çok kötü bir kaza da atlattım. Malum kış ayları yolda kar ve gizli buzlanmalar var. Aracımın lastiği gizli buza girince araç 3-4 kez döndü, istinat duvarına iki kez çok yaklaşmasına rağmen İlahi bir güç duvardan bizi tekrar yola iteledi. Bence aracı ben değil Rabbim durdurdu. Anlayacağınız Rabbimiz bize merhamet eyledi ve hamdolsun bilemediğimiz sayıda nefes bahşetti. Sağ salim Malatya’ya inip, defin işlemini gerçekleştirdikten sonra eve geçtik. Pandemi nedeni ile artık Taziye çadırı kurulmuyordu ama eş, dost ve akraba âdeta akın akın gelerek acımızı paylaşmaya çalışıyordu. Gerçekten özlemişim taziyelerimizi. Aslında özlediğim elbette ki taziyeler değil birlik ve beraberliğin, acıyı paylaşmanın güzelliği… Anadolu insanı bir başka güzel. Belki bir kısmı ilim sahibi değiller ama kesinlikle en küçüğünden en büyüğüne İrfan ve Edep sahibi. Belki birçoğunun ayakkabısı delik, elbisesi eski, çorabı kaçık ama gönülleri bir Derya. İçinde herkese yetecek kadar sevgi ve merhamet var. Özellikle Batıda bu tür görüntüler, taziyeler artık yok, yapılmıyor. COVİD 19 Denilen bu salgın tamda küresel sermayenin istediği gibi bizi birbirimizden uzaklaştırmayı başardı. Camii’lerde normal saf düzenine geçilmesine rağmen hâlâ İnsanlar yan yana namaza durmuyor. Korkuyorlar. Üç doz aşı olmuş biri olarak tabii ki bende hastalığa yakalanmamak adına Maske, Mesafe ve Temizlik kuralına çok dikkat ediyordum. Gel gör ki taziye de bu dikkati ne yazık ki sürdüremedim. Hem acımı paylaşmak hem de uzun süredir beni görmemenin vermiş olduğu özlemden olsa gerek birçok akrabam, arkadaşım sarılınca bende karşılık vermek zorunda kaldım. Neticede eve döndükten birkaç gün sonra eklem ağrısı şikayeti ile Aile Doktoruma gittim. Doktorumun tavsiyesi ile yaptırdığım PCR Testi pozitif çıktı. İlk dört gün deyim yerinde ise ecelle boğuştum. Aman ya Rabbim böyle boğaz ağrısı, böyle kuru öksürük mü olur? İnsanın tüm kemikleri ağrır mı? Ağrıyor işte. Bir ara ateş basıyor terliyorum, beş dakika sonra üşüyor, donuyorum. Altıncı gün ancak kendime gelebildim. Çok şükür ki atlattım. Tabii Yüce yaradan tarafından bize verilen vade dolmadı. Rabbim bir kez daha beni bağışladı hamd olsun. Gerçi hastalık anlarının güzellikleri de var. Kendini hesaba çekmek için çok zamanın oluyor. Uykusuz gecelerde, hayatında yapmış olduğun hoş olmayan şeylerin üzüntüsünü hissediyorsun. Paranın, şan ve şöhretin aslında ne kadar boş olduğunu bir kez daha anlıyorsunuz. Eğer aşı gerçekten faydalı ise ki ben buna inanıyorum o zaman demek ki aşı olmasaydım benim için çok daha zor bir hastalık süreci olur du? Rabbim kimseye vermesin. Evet, Düğün, Hastalık, Taziye gibi ihtiyaç duyulan hallerde birbirimizden yardımı esirgemeyelim. Bize has insani güzellikleri yapmaktan sırf hastalık var diye kaçmayalım. Tamam, hastalık süreci öyle kolay olmuyor ama hastalığı bahane ederek birbirimizden de uzaklaşmayalım. Netice de eceli gelmeyen ölmüyor. Bu lânet hastalığı insanlığa bela eden küresel sermayenin oyununa gelmeyelim. Hz. Muhammed (s.a.v.) "Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır" buyurmuştur. Ayrı durmayalım, bir arada olalım ama en azından şu hastalık geçinceye dek, Birbirimize bir süreliğine sarılmayalım. Temizlik, Maske ve Mesafe üçlüsüne azami dikkat edelim ve aşımızı olalım. Hepinize sağlıklı günler diliyorum. Sağlıcakla Mesut BALYEMEZ 05305164000 mesutb44@mail.com
Ekleme Tarihi: 25 Ocak 2022 - Salı

ANADOLU İRFANI

ANADOLU İRFANI ُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ ۗ وَإِنَّمَا تُوَفَّوْنَ أُجُورَكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ۖ فَمَنْ زُحْزِحَ عَنِ النَّارِ وَأُدْخِلَ الْجَنَّةَ فَقَدْ فَازَ ۗ وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِ Al-i İmran- 185 “Küllü nefsin zaikatül mevt ve innema tüveffevne ücuraküm yevmel kıyameh fe men zuhziha anin nari ve üdhılel cennete fe kad faz ve mel hayatüd dünya illa metaul ğurur" “Her canlı ölümü tadacaktır. Kıyamet günü ecirleriniz size eksiksiz olarak verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı zevkten başka bir şey değildir. Elmalılı Hamdi Yazır Meali اَلَّذ۪ينَ اِذَٓا اَصَابَتْهُمْ مُص۪يبَةٌۙ قَالُٓوا اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّٓا اِلَيْهِ رَاجِعُونَۜ Elleżîne iżâ esâbet-hum musîbetun kâlû innâ li(A)llâhi ve-innâ ileyhi râci’ûn(e) Bakara-156 “Onlar başlarına bir musibet geldiği zaman: "Biz Allah'a aitiz ve sonunda O'na döneceğiz." derler.. Elmalılı Hamdi Yazır Meali Yüce Rabbimizin her iki ayette de buyurduğu gibi dünyaya gelen her canlı bir gün bu dünyadan ölüm hali ile ayrılacaktır. Yaklaşık iki yıl önce kaybettiğim abimden sonra onun küçüğü aynı yaştaki Ablamı yine aynı yaşta, 63 yaşında kaybettim. Hani Türkçemizde “Haddi aşmak” diye bir deyim vardır. Bu deyimin kaynağı Osmanlı dönemidir. Bilirsiniz Efendimiz(SAV) 63 yaşında vefat ettiğinden o dönemlerde 63 yaşını geçen İnsanlar Efendimize hürmeten yaşları sorulduğunda “Haddi aştık” derlermiş. Her ikisini de genç sayılabilecek yaşta kaybetmek hem benim, hem de ailem için elbette üzücü oldu lakin, tek tesellim her iki büyüğümde haddini aşmadı. Rabbim onları merhameti ile yargılayıp, Cenneti ile şereflendirsin. Ablam’ın beklenmeyen vefatı üzerine defin anında bulunmak amacı ile yaşadığım Şehir Balıkesir’de Uçak seferleri olmadığından, İstanbul ve İzmir’e baktım oralarda da uygun saatlere Uçak bulamayınca kendi aracım ile yola çıkmak zorunda kaldım. Yaklaşık 15 saat süren yolculukta çok kötü bir kaza da atlattım. Malum kış ayları yolda kar ve gizli buzlanmalar var. Aracımın lastiği gizli buza girince araç 3-4 kez döndü, istinat duvarına iki kez çok yaklaşmasına rağmen İlahi bir güç duvardan bizi tekrar yola iteledi. Bence aracı ben değil Rabbim durdurdu. Anlayacağınız Rabbimiz bize merhamet eyledi ve hamdolsun bilemediğimiz sayıda nefes bahşetti. Sağ salim Malatya’ya inip, defin işlemini gerçekleştirdikten sonra eve geçtik. Pandemi nedeni ile artık Taziye çadırı kurulmuyordu ama eş, dost ve akraba âdeta akın akın gelerek acımızı paylaşmaya çalışıyordu. Gerçekten özlemişim taziyelerimizi. Aslında özlediğim elbette ki taziyeler değil birlik ve beraberliğin, acıyı paylaşmanın güzelliği… Anadolu insanı bir başka güzel. Belki bir kısmı ilim sahibi değiller ama kesinlikle en küçüğünden en büyüğüne İrfan ve Edep sahibi. Belki birçoğunun ayakkabısı delik, elbisesi eski, çorabı kaçık ama gönülleri bir Derya. İçinde herkese yetecek kadar sevgi ve merhamet var. Özellikle Batıda bu tür görüntüler, taziyeler artık yok, yapılmıyor. COVİD 19 Denilen bu salgın tamda küresel sermayenin istediği gibi bizi birbirimizden uzaklaştırmayı başardı. Camii’lerde normal saf düzenine geçilmesine rağmen hâlâ İnsanlar yan yana namaza durmuyor. Korkuyorlar. Üç doz aşı olmuş biri olarak tabii ki bende hastalığa yakalanmamak adına Maske, Mesafe ve Temizlik kuralına çok dikkat ediyordum. Gel gör ki taziye de bu dikkati ne yazık ki sürdüremedim. Hem acımı paylaşmak hem de uzun süredir beni görmemenin vermiş olduğu özlemden olsa gerek birçok akrabam, arkadaşım sarılınca bende karşılık vermek zorunda kaldım. Neticede eve döndükten birkaç gün sonra eklem ağrısı şikayeti ile Aile Doktoruma gittim. Doktorumun tavsiyesi ile yaptırdığım PCR Testi pozitif çıktı. İlk dört gün deyim yerinde ise ecelle boğuştum. Aman ya Rabbim böyle boğaz ağrısı, böyle kuru öksürük mü olur? İnsanın tüm kemikleri ağrır mı? Ağrıyor işte. Bir ara ateş basıyor terliyorum, beş dakika sonra üşüyor, donuyorum. Altıncı gün ancak kendime gelebildim. Çok şükür ki atlattım. Tabii Yüce yaradan tarafından bize verilen vade dolmadı. Rabbim bir kez daha beni bağışladı hamd olsun. Gerçi hastalık anlarının güzellikleri de var. Kendini hesaba çekmek için çok zamanın oluyor. Uykusuz gecelerde, hayatında yapmış olduğun hoş olmayan şeylerin üzüntüsünü hissediyorsun. Paranın, şan ve şöhretin aslında ne kadar boş olduğunu bir kez daha anlıyorsunuz. Eğer aşı gerçekten faydalı ise ki ben buna inanıyorum o zaman demek ki aşı olmasaydım benim için çok daha zor bir hastalık süreci olur du? Rabbim kimseye vermesin. Evet, Düğün, Hastalık, Taziye gibi ihtiyaç duyulan hallerde birbirimizden yardımı esirgemeyelim. Bize has insani güzellikleri yapmaktan sırf hastalık var diye kaçmayalım. Tamam, hastalık süreci öyle kolay olmuyor ama hastalığı bahane ederek birbirimizden de uzaklaşmayalım. Netice de eceli gelmeyen ölmüyor. Bu lânet hastalığı insanlığa bela eden küresel sermayenin oyununa gelmeyelim. Hz. Muhammed (s.a.v.) "Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır" buyurmuştur. Ayrı durmayalım, bir arada olalım ama en azından şu hastalık geçinceye dek, Birbirimize bir süreliğine sarılmayalım. Temizlik, Maske ve Mesafe üçlüsüne azami dikkat edelim ve aşımızı olalım. Hepinize sağlıklı günler diliyorum. Sağlıcakla Mesut BALYEMEZ 05305164000 mesutb44@mail.com
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.