Buda Geçer Ya Hû
Buda Geçer Ya Hû
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…
Ülkemizde ve dünyanın çeşitli yerlerinde başlayan ve hâlâ devam eden orman yangınları hepimizi üzmektedir.
Üzüldük yanan ağaçlara, hayvanlara en önemlisi yangınlarda kaybettiğimiz canlara…
Üzüldük evlerini barklarını, tarlada ki mahsulünü kaybedenlere , canı gibi kıymet verip doğumuna şahitlik ettiği büyüttüğü hayvanların çaresizliğini görenlerin üzüntüsüne ! Sözler boğazımızda düğümlenirken, acıya acı katmaya çalışanların yaptıkları daha bir incitti herkesi.
Elinde çayıyla çay bahçesinde oturduğu yerden ahkâm kesenler, yapılan fedakarlığın farkına bile varmadan konuşmaları sinirlerimizi gerdikçe gerdi.
Çıkan yangınlar sistemli bir şekilde birileri tarafından çıkarıldığı aşikâr. Hiçbir zulüm gizli kalmaz. Kalmayacakta! Ülkemizin başına gelen her türlü sıkıntılı durumda bu bir afet olabilir bir kaza olabilir adı her ne olursa olsun, birilerinin köpekliğini yapanların ellerini ovuşturup kolladıkları zamanı geldi diye sevinenler şer adına ne gerekiyorsa söylüyorlar, şer adına saf tutup birlik oluyorlar, halkın içinde bozguculuk yapıp halkı birbirine düşürmeye çalışıyorlar!
Başaramayacaksınız!
Avustralya’da geçen sene başlayan orman yangınları 240 gün sürdü. Yani sekiz ay! Ülkemizde ki orman yangınları altıncı güne girenken 200’ün üzerinde orman yangıyla mücadele eden ve bunların 85’ini kontrol altına alan bir devletin yaptıklarına gözünü kapatan, kulağını kapayan insanlara neyi anlatabilirsiniz. Evinizde oturduğunuz yerden laf etmek kolay! Yangının içinde elindeki imkanlarıyla yardıma koşanlar hatta yangının içinde kalanlar bu mücadeleyi görüyor. Devletin canhıraş bir biçimde yaptıklarına şahitler.
Devletler olağan üstü afet durumlarında birbirlerinden yardım talep edebilirler. Bu daha önce bizden de istendiği gibi böyle olağandışı bir afet karşısında bizim istememiz bir acizlik değildir. Aksine milletini ve ülkesini korumak isteyen her devletin yaptığı bir şeydir. Ama! Sosyal medya üzerinden yardım çığırtganlığı yapıp ( Bu da sahte çıktı) bir anda ne istediğini bilmeyen kolaya ve ezbere giden insanlar bu yolla yangının söneceğine inanan bir grup var! Kalk gel buraya sende al şu çapayı desen kaçar ama oturduğu yerden devletimiz bir şey yapamıyor ‘Yardım’ diye çığlık atar…Vah ki ne vah!
Kardeşim sen bir denek oldun haberin yok! Ülkesini satabilecek başkasına avuç açabilecek ne kadar insan var Türkiye’de bunun ölçümünü yapanlara pirim verdin o kadar.
‘’Başınıza gelen her müsibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir, kaldı ki Allah bir çoğunu da bağışlar.’(Şûrâ 30)
İnsanoğlunun doğaya verdiği tahribat o kadar büyük ki bu tahrip şimdi bize dönmüş durumda. Corona salgınıda dünya genelinde meydana gelen kısıtlamalarla doğa biraz olsun nefes almıştı. İnsan kendi kendine zarar veren bir varlık doğayı tabiatı koruyamadığı ve bunun için gerekli önlemleri almadığı takdirde daha başımıza büyük felaketler gelecek gibi görünüyor.
Zararın neresinden dönülürse kârdır. Afetler atlatılır, yaralar sarılır giden can olamasın yeter ki. Bir de ecdadımızın canıyla kanıyla yokluk içinde aç ve açıkken koruduğu bu güzel vatan var olduktan sonra her türlü zorluk aşılır elbet. Yeter ki içimizde tasmaları dışarıdan tutulanların oyunlarına algılarına karşı uyanık olalım..!
İnanan insan dünyada imtihanı bilen insandır.
Zorlukla hayırla şerle sınanırız. Allah’tan her daim hayır gelir ve insan ve kovulmuş olanlardan da insan şer isabet eder bu ise insan için bir imtihandır. Allah her zorluğa bir kolaylık her şerre de bir değil binler hayır gizler. Yaşadığımız bu yangınlardan da birçok hayırlar çıkacağına inanıyorum. Bizler güçlü bir milletiz varlıkta yoklukta konu vatan olduğu zaman suyu tersine akıtmasını bilmişizdir. Bunlarda geçecek Allah’ın izniyle…
Vesselam
Ravza Zeybek
Ekleme
Tarihi: 03 Ağustos 2021 - Salı
Buda Geçer Ya Hû
Buda Geçer Ya Hû
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…
Ülkemizde ve dünyanın çeşitli yerlerinde başlayan ve hâlâ devam eden orman yangınları hepimizi üzmektedir.
Üzüldük yanan ağaçlara, hayvanlara en önemlisi yangınlarda kaybettiğimiz canlara…
Üzüldük evlerini barklarını, tarlada ki mahsulünü kaybedenlere , canı gibi kıymet verip doğumuna şahitlik ettiği büyüttüğü hayvanların çaresizliğini görenlerin üzüntüsüne ! Sözler boğazımızda düğümlenirken, acıya acı katmaya çalışanların yaptıkları daha bir incitti herkesi.
Elinde çayıyla çay bahçesinde oturduğu yerden ahkâm kesenler, yapılan fedakarlığın farkına bile varmadan konuşmaları sinirlerimizi gerdikçe gerdi.
Çıkan yangınlar sistemli bir şekilde birileri tarafından çıkarıldığı aşikâr. Hiçbir zulüm gizli kalmaz. Kalmayacakta! Ülkemizin başına gelen her türlü sıkıntılı durumda bu bir afet olabilir bir kaza olabilir adı her ne olursa olsun, birilerinin köpekliğini yapanların ellerini ovuşturup kolladıkları zamanı geldi diye sevinenler şer adına ne gerekiyorsa söylüyorlar, şer adına saf tutup birlik oluyorlar, halkın içinde bozguculuk yapıp halkı birbirine düşürmeye çalışıyorlar!
Başaramayacaksınız!
Avustralya’da geçen sene başlayan orman yangınları 240 gün sürdü. Yani sekiz ay! Ülkemizde ki orman yangınları altıncı güne girenken 200’ün üzerinde orman yangıyla mücadele eden ve bunların 85’ini kontrol altına alan bir devletin yaptıklarına gözünü kapatan, kulağını kapayan insanlara neyi anlatabilirsiniz. Evinizde oturduğunuz yerden laf etmek kolay! Yangının içinde elindeki imkanlarıyla yardıma koşanlar hatta yangının içinde kalanlar bu mücadeleyi görüyor. Devletin canhıraş bir biçimde yaptıklarına şahitler.
Devletler olağan üstü afet durumlarında birbirlerinden yardım talep edebilirler. Bu daha önce bizden de istendiği gibi böyle olağandışı bir afet karşısında bizim istememiz bir acizlik değildir. Aksine milletini ve ülkesini korumak isteyen her devletin yaptığı bir şeydir. Ama! Sosyal medya üzerinden yardım çığırtganlığı yapıp ( Bu da sahte çıktı) bir anda ne istediğini bilmeyen kolaya ve ezbere giden insanlar bu yolla yangının söneceğine inanan bir grup var! Kalk gel buraya sende al şu çapayı desen kaçar ama oturduğu yerden devletimiz bir şey yapamıyor ‘Yardım’ diye çığlık atar…Vah ki ne vah!
Kardeşim sen bir denek oldun haberin yok! Ülkesini satabilecek başkasına avuç açabilecek ne kadar insan var Türkiye’de bunun ölçümünü yapanlara pirim verdin o kadar.
‘’Başınıza gelen her müsibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir, kaldı ki Allah bir çoğunu da bağışlar.’(Şûrâ 30)
İnsanoğlunun doğaya verdiği tahribat o kadar büyük ki bu tahrip şimdi bize dönmüş durumda. Corona salgınıda dünya genelinde meydana gelen kısıtlamalarla doğa biraz olsun nefes almıştı. İnsan kendi kendine zarar veren bir varlık doğayı tabiatı koruyamadığı ve bunun için gerekli önlemleri almadığı takdirde daha başımıza büyük felaketler gelecek gibi görünüyor.
Zararın neresinden dönülürse kârdır. Afetler atlatılır, yaralar sarılır giden can olamasın yeter ki. Bir de ecdadımızın canıyla kanıyla yokluk içinde aç ve açıkken koruduğu bu güzel vatan var olduktan sonra her türlü zorluk aşılır elbet. Yeter ki içimizde tasmaları dışarıdan tutulanların oyunlarına algılarına karşı uyanık olalım..!
İnanan insan dünyada imtihanı bilen insandır.
Zorlukla hayırla şerle sınanırız. Allah’tan her daim hayır gelir ve insan ve kovulmuş olanlardan da insan şer isabet eder bu ise insan için bir imtihandır. Allah her zorluğa bir kolaylık her şerre de bir değil binler hayır gizler. Yaşadığımız bu yangınlardan da birçok hayırlar çıkacağına inanıyorum. Bizler güçlü bir milletiz varlıkta yoklukta konu vatan olduğu zaman suyu tersine akıtmasını bilmişizdir. Bunlarda geçecek Allah’ın izniyle…
Vesselam
Ravza Zeybek
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.