ERZURUM-ARTVİN ARASINDA YENİ BİR TÜNEL
ERZURUM-ARTVİN ARASINDA YENİ BİR TÜNEL
Bu gün 29 Aralık 2021 Çarşamba. Bir açılış törenini görüntülü olarak seyrettim, törene detayıyla muttali oldum.
Buradaki yatırımlara özel alakam, sadece bir eser kazanma heyecanının çok daha ötesinde, o bölgenin fiziki yapısıyla, jeomorfolojisiyle, yaptığım tez çalışmasından idrak ettiğim yol imkânsızlığıyla ilgili olarak, o yolda trafiğe çıkma ile, harbe gitme arasında farkın olmadığı tehlikeli bir geçmişten, güvenli bir tünelle, stressiz yola kavuşmanın mutluluğu üzerinedir.
Türkiye nerden nereye geldi?
Tören esnasında, Zoomla gördüğüm o güzergâha verilen hizmet sonrası, kendimde, sanki bir Ashab ı Kehf mağarasından, dünyaya yeniden gelmişim intibaı oluştu; bendeki bu heyecan sınırsız.
Konu uzundur; yollar 'Pirim Kayaları' olarak, inişli ve çıkışlı keskin, dar ve ufuksuz virajlarıyla, direksiyondaki sürücüye, aynen helikopterdeymiş gibi duygu yaşatıyordu. Benim için oralar korku kaynağıdır o zaman.
O tehlike 11 km ile bir çok trafik kazalarıyla menkibeleriyle, kitaplara konudur. Tomruk yüklü havaleli yük kamyonlarını, maharetle kullanan, korkusuz Artvin şoförleriyle sohbetlerim olmuştur.
Gidiş şeridinin uçurum tarafında olduğum bir anda, kendimi biraz daha güvenli gördüğüm şeride alarak, karşıdan gelen şoförlere el işaretimle uçurum şeridinden ilerlemesini isterken, karşılıklı hafif gülmeye gördüğüm, tolerans ve anlayışların mahcubiyetini yaşadığım çoktur.
Dar yolda keskin dik kayalardan dolayı, direksiyonda iken, sadece yolu gören şoför için, alt mavi Tortum Gölü, üstte masmavi gökle sınırlı, muallakda bir görüntü...
90° dik kayalar kenarda korkuluksuz yolun titreyen heyecanına dikkatli ol dedirtiyordu.
Evet ben bu yola ayda bir, yaz kış ve iki yıl kendi arabamla, tez çalışması için gittim- geldim. 1980 ler böyle geçti. Bu gün açılışta hep o yollara gittim geldim.
Dün neydi, bu gün ne oldu?
O tehlikeli 11 km mesafe, sırat köprüsü mesabesinde bir korku yolu... Şimdi, bu gün, tünel ile 2606 m mesafeyle, en az 150 m aşağıya, gölün kıyısına indirgenmiş, yakıt, eksoz emisyonu, heyecan- korku ikilisi ve nihayet modern bir yol güzergâhı ile, bizi bu tabloya kavuşturan Erdoğana binlerce medyun olduğumu, insanlığım gereği, burada zevkle bildiriyorum. Allah ondan razı olsun; emek veren herkese Allah uzun ömürler versin.
Eminim ki, şahsımdaki bu lokal hatıra ve tespitler gibi, diğer yörelerdeki bir çok hizmetin gittiği kesimlerde yaşayan her kadirşinas insanımızın da hakkı teslimine vesile olan nice silinmez hatıraları vardır.
Nankörlere insan olun diyorum.
Bu yaşanmışlıklardan uzak sorumsuzlukla, güya ve ucube siyasilerin, AK Parti ağzıyla kuş tutsa...... bilmem ne..diye devam eden malum aymazlıklarına bu millet sabırla cevap verecektir.
Her sahada, her gün, her yerde, uyumadan hizmet edenlere bu millet duacıdır.
Evet nerden nerye? dedirten hizmetlere, topoğrafya değişikliklerine hayran kalan vicdanlar, sel gibi artıyor. Bunu söylemek mecburiyetindeyim. Keşke hakkı hak bilenler olup da, bunu bana söyletmeseydiler.
PİRİM Mİ? PİRİN Mİ?
Çalışma süresince yöre halkıyla diyaloglarımızdan yansıyan darb-ı meseller, bu başlıkdaki gibi, iki boyutludur ve en çok benimsenen PİRİM KAYALARI adıdır.
Rivayet yolun tehlikesinden ve ağır yük kamyonlarının kazasız geliş gidişlerinden kaynaklanıyor. Ağır vasıta tomruk kamyonları, Artvin Orman işletmesi, Murgul Bakır İşletmeleri merkezli Tomruk ve bakır yüklü olarak Pirim Kayalarından emniyetle gidip geldikçe, iki işletme de şoförlerine, tarife dışı, ayrıca bir miktar para daha, Pirim olarak, öderlermiş; bu itibarla, sürücü esnaf dilinde bu kayalara Pirim Kayaları denilmiş, bunu bunu hep kullanmışlardır.
Bununla beraber, bu günkü Tünel açılışında, resmi isim olarak, PİRİN KAYALARI TÜNELİ'nin kayda geçirildiğini gördüm. Bu konuda da ayrı bir efsane var, onu da duymuştum:
Rivayet ediliyor ki, Derviş Yunus Erzurum'da bir müddet bulunmuş ve bu gün ormanı olmayan, Palandöken- Eğerli Dağından, ormandan dergâha düz odun taşırmış. Eski adı Mahanda olan, şimdiki Börekli Köyünde mukim... Bu vesileyle Yunus Emre'nin etrafda da müritleri var, bu müritlerden biri de Tortumun 50 km altındakı Şelale Köyü veya Uzundere(Azort) daymış.
Ama bu derviş müridin mahlası PİR dir. Pir, vaktinin çoğunu bu kayalıklarda edindiği bir mekânda geçirirmiş. Ordan kaynaklanan söylemle de buraya halk 'PİR' in Kayaları diyormuş.
Bu çok eski söylemden çok daha yeni olan, hep söylenen Pirim tabiri daha güncellik kazanmış olmalı ki, benim de tezimde kullandığım Pirim terimi, olagelmiştir.
Tortum Gölü jeolojik olarak, Neojen menşelidir; güneydeki dağın heyelanla, Tortum Çayının önünü tutması sonucu oluşmuş, bir set gölüdür, boyu 11 km, eni de değişmekle birlikte, 600 m kadar, bir dikdörtgen şeklindedir.
Derinliği maksimum 85 m olmakla birlikte, ortalama 25-30 m yi buluyor. Şelalenin ağzında, Hidrobios Vinçle 90 m ölçmüştüm, ancak ağırlığın şevl nitelikli dip çamurlarına battığı hassasiyetiyle, yeniden 4 kere daha, iskandil ölçümü ile tekrar edilen tespitlerden 85 m makul kabul edilmiştir.
En sıhhatli olanı dalga yollayarak sonarla dijital ölçmektir. DSİ bunu yapmıştır, kayıtlara bakmadım. Yüksek turizm değeri ile, bu tünel daha da cazibe sağlayacaktır. Tünelin kendisi bile, benim nezdimde, büyük bir şaheserdir.
Yusufeli barajı, ilerde Deriner Barajı ve Borçka Barajlarıyla, Çoruh fevkalade kontrol altına alınmıştır.
2012 de bir Tübitak projesiyle görevliyken, yapılan hummalı çalışmaları hayranlıkla görmüştüm. O dönemde, 200 -250 m yükseklikten, hava hattıyla, alttaki vadiye, beton mikseri ve dozer gibi iş makinelerinin vinçlerle indirildiğine şahit oldum.
Aynı proje vesilesiyle, gittiğimiz Batum balıkçıları, gürcüler, bu barajlarda kiralamayla balık yetiştirmek istediklerini dile getirmemizi bizden istemişlerdi. Ben de: "Karadeniz insanı çalışkandır ve kendileri bunu liyakatle yapabilirler," demiştim.
Prof.Dr. Veysel Eroğlu bakan olarak, yöreye büyük hizmetler verdi, bu barajlarda, kafes balıkçılığı yapılıyor; yüzen ağlarda kontrollu balıkçılık, iş edinmeye, ekonomiye ve sağlıklı beslenmeye getirisiyle çok önemlidir.
Yöreye ve ülkemize hayırlı olsun.
Prof. Dr. Kemal Solak
Ekleme
Tarihi: 29 Aralık 2021 - Çarşamba
ERZURUM-ARTVİN ARASINDA YENİ BİR TÜNEL
ERZURUM-ARTVİN ARASINDA YENİ BİR TÜNEL
Bu gün 29 Aralık 2021 Çarşamba. Bir açılış törenini görüntülü olarak seyrettim, törene detayıyla muttali oldum.
Buradaki yatırımlara özel alakam, sadece bir eser kazanma heyecanının çok daha ötesinde, o bölgenin fiziki yapısıyla, jeomorfolojisiyle, yaptığım tez çalışmasından idrak ettiğim yol imkânsızlığıyla ilgili olarak, o yolda trafiğe çıkma ile, harbe gitme arasında farkın olmadığı tehlikeli bir geçmişten, güvenli bir tünelle, stressiz yola kavuşmanın mutluluğu üzerinedir.
Türkiye nerden nereye geldi?
Tören esnasında, Zoomla gördüğüm o güzergâha verilen hizmet sonrası, kendimde, sanki bir Ashab ı Kehf mağarasından, dünyaya yeniden gelmişim intibaı oluştu; bendeki bu heyecan sınırsız.
Konu uzundur; yollar 'Pirim Kayaları' olarak, inişli ve çıkışlı keskin, dar ve ufuksuz virajlarıyla, direksiyondaki sürücüye, aynen helikopterdeymiş gibi duygu yaşatıyordu. Benim için oralar korku kaynağıdır o zaman.
O tehlike 11 km ile bir çok trafik kazalarıyla menkibeleriyle, kitaplara konudur. Tomruk yüklü havaleli yük kamyonlarını, maharetle kullanan, korkusuz Artvin şoförleriyle sohbetlerim olmuştur.
Gidiş şeridinin uçurum tarafında olduğum bir anda, kendimi biraz daha güvenli gördüğüm şeride alarak, karşıdan gelen şoförlere el işaretimle uçurum şeridinden ilerlemesini isterken, karşılıklı hafif gülmeye gördüğüm, tolerans ve anlayışların mahcubiyetini yaşadığım çoktur.
Dar yolda keskin dik kayalardan dolayı, direksiyonda iken, sadece yolu gören şoför için, alt mavi Tortum Gölü, üstte masmavi gökle sınırlı, muallakda bir görüntü...
90° dik kayalar kenarda korkuluksuz yolun titreyen heyecanına dikkatli ol dedirtiyordu.
Evet ben bu yola ayda bir, yaz kış ve iki yıl kendi arabamla, tez çalışması için gittim- geldim. 1980 ler böyle geçti. Bu gün açılışta hep o yollara gittim geldim.
Dün neydi, bu gün ne oldu?
O tehlikeli 11 km mesafe, sırat köprüsü mesabesinde bir korku yolu... Şimdi, bu gün, tünel ile 2606 m mesafeyle, en az 150 m aşağıya, gölün kıyısına indirgenmiş, yakıt, eksoz emisyonu, heyecan- korku ikilisi ve nihayet modern bir yol güzergâhı ile, bizi bu tabloya kavuşturan Erdoğana binlerce medyun olduğumu, insanlığım gereği, burada zevkle bildiriyorum. Allah ondan razı olsun; emek veren herkese Allah uzun ömürler versin.
Eminim ki, şahsımdaki bu lokal hatıra ve tespitler gibi, diğer yörelerdeki bir çok hizmetin gittiği kesimlerde yaşayan her kadirşinas insanımızın da hakkı teslimine vesile olan nice silinmez hatıraları vardır.
Nankörlere insan olun diyorum.
Bu yaşanmışlıklardan uzak sorumsuzlukla, güya ve ucube siyasilerin, AK Parti ağzıyla kuş tutsa...... bilmem ne..diye devam eden malum aymazlıklarına bu millet sabırla cevap verecektir.
Her sahada, her gün, her yerde, uyumadan hizmet edenlere bu millet duacıdır.
Evet nerden nerye? dedirten hizmetlere, topoğrafya değişikliklerine hayran kalan vicdanlar, sel gibi artıyor. Bunu söylemek mecburiyetindeyim. Keşke hakkı hak bilenler olup da, bunu bana söyletmeseydiler.
PİRİM Mİ? PİRİN Mİ?
Çalışma süresince yöre halkıyla diyaloglarımızdan yansıyan darb-ı meseller, bu başlıkdaki gibi, iki boyutludur ve en çok benimsenen PİRİM KAYALARI adıdır.
Rivayet yolun tehlikesinden ve ağır yük kamyonlarının kazasız geliş gidişlerinden kaynaklanıyor. Ağır vasıta tomruk kamyonları, Artvin Orman işletmesi, Murgul Bakır İşletmeleri merkezli Tomruk ve bakır yüklü olarak Pirim Kayalarından emniyetle gidip geldikçe, iki işletme de şoförlerine, tarife dışı, ayrıca bir miktar para daha, Pirim olarak, öderlermiş; bu itibarla, sürücü esnaf dilinde bu kayalara Pirim Kayaları denilmiş, bunu bunu hep kullanmışlardır.
Bununla beraber, bu günkü Tünel açılışında, resmi isim olarak, PİRİN KAYALARI TÜNELİ'nin kayda geçirildiğini gördüm. Bu konuda da ayrı bir efsane var, onu da duymuştum:
Rivayet ediliyor ki, Derviş Yunus Erzurum'da bir müddet bulunmuş ve bu gün ormanı olmayan, Palandöken- Eğerli Dağından, ormandan dergâha düz odun taşırmış. Eski adı Mahanda olan, şimdiki Börekli Köyünde mukim... Bu vesileyle Yunus Emre'nin etrafda da müritleri var, bu müritlerden biri de Tortumun 50 km altındakı Şelale Köyü veya Uzundere(Azort) daymış.
Ama bu derviş müridin mahlası PİR dir. Pir, vaktinin çoğunu bu kayalıklarda edindiği bir mekânda geçirirmiş. Ordan kaynaklanan söylemle de buraya halk 'PİR' in Kayaları diyormuş.
Bu çok eski söylemden çok daha yeni olan, hep söylenen Pirim tabiri daha güncellik kazanmış olmalı ki, benim de tezimde kullandığım Pirim terimi, olagelmiştir.
Tortum Gölü jeolojik olarak, Neojen menşelidir; güneydeki dağın heyelanla, Tortum Çayının önünü tutması sonucu oluşmuş, bir set gölüdür, boyu 11 km, eni de değişmekle birlikte, 600 m kadar, bir dikdörtgen şeklindedir.
Derinliği maksimum 85 m olmakla birlikte, ortalama 25-30 m yi buluyor. Şelalenin ağzında, Hidrobios Vinçle 90 m ölçmüştüm, ancak ağırlığın şevl nitelikli dip çamurlarına battığı hassasiyetiyle, yeniden 4 kere daha, iskandil ölçümü ile tekrar edilen tespitlerden 85 m makul kabul edilmiştir.
En sıhhatli olanı dalga yollayarak sonarla dijital ölçmektir. DSİ bunu yapmıştır, kayıtlara bakmadım. Yüksek turizm değeri ile, bu tünel daha da cazibe sağlayacaktır. Tünelin kendisi bile, benim nezdimde, büyük bir şaheserdir.
Yusufeli barajı, ilerde Deriner Barajı ve Borçka Barajlarıyla, Çoruh fevkalade kontrol altına alınmıştır.
2012 de bir Tübitak projesiyle görevliyken, yapılan hummalı çalışmaları hayranlıkla görmüştüm. O dönemde, 200 -250 m yükseklikten, hava hattıyla, alttaki vadiye, beton mikseri ve dozer gibi iş makinelerinin vinçlerle indirildiğine şahit oldum.
Aynı proje vesilesiyle, gittiğimiz Batum balıkçıları, gürcüler, bu barajlarda kiralamayla balık yetiştirmek istediklerini dile getirmemizi bizden istemişlerdi. Ben de: "Karadeniz insanı çalışkandır ve kendileri bunu liyakatle yapabilirler," demiştim.
Prof.Dr. Veysel Eroğlu bakan olarak, yöreye büyük hizmetler verdi, bu barajlarda, kafes balıkçılığı yapılıyor; yüzen ağlarda kontrollu balıkçılık, iş edinmeye, ekonomiye ve sağlıklı beslenmeye getirisiyle çok önemlidir.
Yöreye ve ülkemize hayırlı olsun.
Prof. Dr. Kemal Solak
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.