MİSAFİR KALEM
Köşe Yazarı
MİSAFİR KALEM
 

Liselere Geçiş Sistemi-LGS’yi Yeniden Düşünmeye ve Yeniliklere İhtiyaç var.

Liselere Geçiş Sistemi-LGS’yi Yeniden Düşünmeye ve Yeniliklere İhtiyaç var. Liselere Geçiş Sistemi – Eğitimdeki rutinlerimizden LGS sınavı için geri sayım başlarken ailelerde de haklı olarak endişeli bir bekleyiş var. Ailelerin, çocukları için kaliteli bir eğitim arayışı başka bir ifadeyle akademik seviyesi yüksek öğrencilerle birlikte eğitim almasını istemeleri haklı bir taleptir. Hal böyle olunca bir sıralama sınavının yapılması kaçınılmazdır. Bu sıralama sınavı Türk Eğitim Sisteminde sürekli isim değiştirse de bugün “LGS” olarak adlandırılmakta; yarın ise belki başka bir isimle varlığını devam ettirecek… Sınava diyecek bir sözümüz yok, ancak bu yazıda LGS uygulamalarında hatalı gördüğümüz bazı noktalara dikkat çekmek istiyorum. Şöyle ki: Liselere Geçiş Sistemi sınavına isteğe bağlı olmaksızın, ilköğretim 8.sınıfta bulunan bütün öğrencilerin girmesi doğru değildir. Tüm 8. sınıf öğrencilerinin bu sınava girmesi; Mesleki eğitime yönlendirme açısından Açık Liselerin varlığı açısından Zaman kaybı bakımından Ekonomik açıdan Derslik israfı bakımından Sıkıntılı bir durumdur.  Bu durum Bakanlığın, eğitimde eşitlik ilkesine ve politikalarına ters bir durum oluşturmakta, zamanla seçkinci bir sisteme doğru evrilmektedir. Nitekim şu anda LGS sınavı ile 3-5’lik dilime girenler illerdeki seçkin okullara yerleşebilmektedir. Bakanlık 2018 yılında LGS puanlarına göre öğrenci alan okulları belirlediği gibi, o zamana kadar sınavla öğrenci alan Anadolu Liselerinin büyük çoğunluğunu adrese dayalı sınavsız  öğrenci alan okul haline  getirmiştir. Uygulamada olan LGS sınavıyla 10 öğrenci, sınava dayalı (Fen ve Sosyal Bilimler/İmam-Hatip Proje) okullarına yerleşecek, 90’ı ise adrese dayalı lise veya meslek liselerine yerleştirilecekti. Bir milyonun üzerinde 8.sınıf öğrencisinden 10’nun yerleşeceği bir sınava bütün öğrencilerin girmesinin devlete, topluma ve aileye zararları vardır. Sonuçları görmek lazım; idare etmek çözüm değildir. Nasıl zarar olur? Devlet bir adım attı ve bütün LGS ve YKS gibi sınavlara hazırlık kursları veren dershaneleri kapattı veya kapattığını düşünüyoruz. Siz bütün öğrencileri LGS sınavına sokarsanız bu dershaneler kapanır mı? Bütün ortaokullarda 8.sınıf öğrencilerinin sınava girmesi üzerine çalışmalar var. Destekleme ve Yetiştirme Kursları (DYK) var. Veli, öğretmen ve öğrencinin ortak buluşma noktaları LGS sınavı ve yapılması gerekenler. Bu kaygıyı taşıması gereken öğrenci ve veli sayısı 10 olması gerekirken, bütün okula yayılan bir kaygı var. Bu kaygının olduğu yerde belki öğretimde başarılı olduğunuzu düşünebilirsiniz, ama eğitim noktasında telafisi olmayan zarar verirsiniz. Aileler, çocuklarının geleceği için çırpınırken, ekonomik anlamda çöküş yaşıyorlar. Elinde avucunda olanları dershanelere veya özel derslere verip öğrencilerini sınavalar hazırlıyorlar. Bu telaş bazı velilerde üç dört yıl öncesinden başlıyor. Ulaşamadığınız veya eğitemediğiniz; topluma kazandıramadığınız gençler, toplum açısından büyük kayıp demektir. Ne yapmak lazım? Liselere Geçiş Sistemi kapsamında okulları, sınavlara hazırlayan kurumlar olmaktan çıkarıp, eğitim öğretim yuvasına dönüştürmek, rahatlatmak lazım. Öğrenme ortamı olarak okullar esas fonksiyonuna dönmelidir. Sınav odaklı bir eğitim sistemi ezberci nesiller yetiştiriyor. Okul bir ticari kurum değil ki anında kazanç getiren ürün piyasaya sürsün. Okullar toplumun aynasıdır. Akademik hayatını sürdürecek öğrenci de olacaktır, esnaf veya işçi olacak öğrenci de. Okul, yarının büyüğü olacak her öğrenciye hitap etmeli, farklılıkları korumalı eğitim noktasında da görevini yapmalıdır. Her öğrenciye “sen özelsin!” demeliyiz; ancak her öğrenciye “Sen akademik bir lise sınavına girmelisin!” dememeliyiz. Bu toplumun, ara elamana, askere ve esnafa da ihtiyacı olduğunu bilmeliyiz. Önerimiz şudur: Milli Eğitim Bakanlığı, Fen ve Anadolu Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri ve Proje İmam Hatip Liseleri için sınav yapıyorsa, bunu da özellikle Matematik, Fen Bilgisi, Türkçe ile Sosyal Bilgiler derslerinden 6., 7. ve 8. sınıflardaki ders notu ortalaması şartı getirmelidir. Ayrıca, Liselere Geçiş Sistemi sınavına her isteyen öğrenci değil, okulda kurulacak yönlendirme sistemi ile akademik hayata devam etmek isteyen öğrenciler girmelidir. Burada da etkin rol öğretmenlere düşmektedir. Bu uygulama, ortaokullarda öğretimin yanında eğitimin de kalitesini artırabilir. Osman TEĞİŞ / Eğitimci /www.yeniegitimdergisi.com
Ekleme Tarihi: 16 Mayıs 2022 - Pazartesi

Liselere Geçiş Sistemi-LGS’yi Yeniden Düşünmeye ve Yeniliklere İhtiyaç var.

Liselere Geçiş Sistemi-LGS’yi Yeniden Düşünmeye ve Yeniliklere İhtiyaç var. Liselere Geçiş Sistemi – Eğitimdeki rutinlerimizden LGS sınavı için geri sayım başlarken ailelerde de haklı olarak endişeli bir bekleyiş var. Ailelerin, çocukları için kaliteli bir eğitim arayışı başka bir ifadeyle akademik seviyesi yüksek öğrencilerle birlikte eğitim almasını istemeleri haklı bir taleptir. Hal böyle olunca bir sıralama sınavının yapılması kaçınılmazdır. Bu sıralama sınavı Türk Eğitim Sisteminde sürekli isim değiştirse de bugün “LGS” olarak adlandırılmakta; yarın ise belki başka bir isimle varlığını devam ettirecek… Sınava diyecek bir sözümüz yok, ancak bu yazıda LGS uygulamalarında hatalı gördüğümüz bazı noktalara dikkat çekmek istiyorum. Şöyle ki: Liselere Geçiş Sistemi sınavına isteğe bağlı olmaksızın, ilköğretim 8.sınıfta bulunan bütün öğrencilerin girmesi doğru değildir. Tüm 8. sınıf öğrencilerinin bu sınava girmesi; Mesleki eğitime yönlendirme açısından Açık Liselerin varlığı açısından Zaman kaybı bakımından Ekonomik açıdan Derslik israfı bakımından Sıkıntılı bir durumdur.  Bu durum Bakanlığın, eğitimde eşitlik ilkesine ve politikalarına ters bir durum oluşturmakta, zamanla seçkinci bir sisteme doğru evrilmektedir. Nitekim şu anda LGS sınavı ile 3-5’lik dilime girenler illerdeki seçkin okullara yerleşebilmektedir. Bakanlık 2018 yılında LGS puanlarına göre öğrenci alan okulları belirlediği gibi, o zamana kadar sınavla öğrenci alan Anadolu Liselerinin büyük çoğunluğunu adrese dayalı sınavsız  öğrenci alan okul haline  getirmiştir. Uygulamada olan LGS sınavıyla 10 öğrenci, sınava dayalı (Fen ve Sosyal Bilimler/İmam-Hatip Proje) okullarına yerleşecek, 90’ı ise adrese dayalı lise veya meslek liselerine yerleştirilecekti. Bir milyonun üzerinde 8.sınıf öğrencisinden 10’nun yerleşeceği bir sınava bütün öğrencilerin girmesinin devlete, topluma ve aileye zararları vardır. Sonuçları görmek lazım; idare etmek çözüm değildir. Nasıl zarar olur? Devlet bir adım attı ve bütün LGS ve YKS gibi sınavlara hazırlık kursları veren dershaneleri kapattı veya kapattığını düşünüyoruz. Siz bütün öğrencileri LGS sınavına sokarsanız bu dershaneler kapanır mı? Bütün ortaokullarda 8.sınıf öğrencilerinin sınava girmesi üzerine çalışmalar var. Destekleme ve Yetiştirme Kursları (DYK) var. Veli, öğretmen ve öğrencinin ortak buluşma noktaları LGS sınavı ve yapılması gerekenler. Bu kaygıyı taşıması gereken öğrenci ve veli sayısı 10 olması gerekirken, bütün okula yayılan bir kaygı var. Bu kaygının olduğu yerde belki öğretimde başarılı olduğunuzu düşünebilirsiniz, ama eğitim noktasında telafisi olmayan zarar verirsiniz. Aileler, çocuklarının geleceği için çırpınırken, ekonomik anlamda çöküş yaşıyorlar. Elinde avucunda olanları dershanelere veya özel derslere verip öğrencilerini sınavalar hazırlıyorlar. Bu telaş bazı velilerde üç dört yıl öncesinden başlıyor. Ulaşamadığınız veya eğitemediğiniz; topluma kazandıramadığınız gençler, toplum açısından büyük kayıp demektir. Ne yapmak lazım? Liselere Geçiş Sistemi kapsamında okulları, sınavlara hazırlayan kurumlar olmaktan çıkarıp, eğitim öğretim yuvasına dönüştürmek, rahatlatmak lazım. Öğrenme ortamı olarak okullar esas fonksiyonuna dönmelidir. Sınav odaklı bir eğitim sistemi ezberci nesiller yetiştiriyor. Okul bir ticari kurum değil ki anında kazanç getiren ürün piyasaya sürsün. Okullar toplumun aynasıdır. Akademik hayatını sürdürecek öğrenci de olacaktır, esnaf veya işçi olacak öğrenci de. Okul, yarının büyüğü olacak her öğrenciye hitap etmeli, farklılıkları korumalı eğitim noktasında da görevini yapmalıdır. Her öğrenciye “sen özelsin!” demeliyiz; ancak her öğrenciye “Sen akademik bir lise sınavına girmelisin!” dememeliyiz. Bu toplumun, ara elamana, askere ve esnafa da ihtiyacı olduğunu bilmeliyiz. Önerimiz şudur: Milli Eğitim Bakanlığı, Fen ve Anadolu Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri ve Proje İmam Hatip Liseleri için sınav yapıyorsa, bunu da özellikle Matematik, Fen Bilgisi, Türkçe ile Sosyal Bilgiler derslerinden 6., 7. ve 8. sınıflardaki ders notu ortalaması şartı getirmelidir. Ayrıca, Liselere Geçiş Sistemi sınavına her isteyen öğrenci değil, okulda kurulacak yönlendirme sistemi ile akademik hayata devam etmek isteyen öğrenciler girmelidir. Burada da etkin rol öğretmenlere düşmektedir. Bu uygulama, ortaokullarda öğretimin yanında eğitimin de kalitesini artırabilir. Osman TEĞİŞ / Eğitimci /www.yeniegitimdergisi.com
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.