SİS PERDESİNİ ARALAYINCA
SİS PERDESİNİ ARALAYINCA
Süleyman Soylu; bakanlığı dönemince hizmet çıtasını yükselten icraatleri ile vatandaşların gönlüne taht kurarken, keskin zekası ve sert üslubu ile muhalifliği ihanet bezirganlığına evrilmiş kimilerinin de uykusunu kaçırıp hedefi haline gelmiştir.
Hatırlarsanız İç İşleri Bakanlığı dönemi Türkiye’nin acı gerçekliği olan pkk terör örgütü için ve pkk açısından bir kabusa dönüşmüştü.
Karadeniz insanının bıçkın vatan sevdasının siyasi arenada vücut bulmuş hali çeşitli terör örgütlerinin, onların devletin ve çeşitli kurumlara sızmış damarlanmış unsurlarının huzurunu kaçırmıştı. Devlet içinde bile devletleşmiş, partilerin, STK’ların, derneklerin, vakıfların içine sızmış bu yapılar moda mod onunla uğraşmaya başlamışlardı.
Oysa o güne kadar alışılagelmiş vurdumduymazlık ve kayıtsızlıkla bakanlık yapsaydı yine kendine özgü tevazusu, sempatisi, çalışkanlığı, gayreti ile bir çok kitlenin sevgisini kazanırken küresel çetenin yurdumuzdaki damar damar yerleştirilmiş uzantılarının hedefi haline de gelmeyebilirdi. O zor ve meşakkatli bir yol seçip uzun soluklu bir savaşın içine atmıştı kendini.
Sonrası malum…
Çetenin her bir kolu fetösü, mafyası, narko baronları, pkk’sı, Ergenekon’dan, balyozdan, 17-25 aralıktan, 15 Temmuz'dan aşina olduğumuz uydurma deliller, iftiralar, kasetler, kumpaslar, suçlamalar ile bir karalama cihetine gitmişlerdi kendisini.
Nedenleri korku, amaçları kurtulmak, ekarte etmek olan bunca çabanın ürünü olduğunu düşünmüyorsam da Sn. Süleyman SOYLU, görev süresi bitiminde yoluna milletvekili olarak devam etti.
Siyasi arenayı ve bu küresel çetenin kendine has manevralarını duru bir gözle gözlemleyebilen kişiler şunu açıkça görüyor ki; ne zaman bir aday belirleme sürecine girilse yada kabine değişikliği hususunda kulisler harekete geçse, çete tüm unsurları ile Süleyman SOYLU’ ya saldırmaya başlıyor.
Bizler fitne zamanlarında hak ehlini bulmak için düşman okunu takip etmemiz gerektiği düsturu ile büyümüş bir nesiliz. Ayrıca sayın bakanın sel mağduru bölgelerde, deprem bölgesinde, orman yangınlarında mağdurun mazlumun ne denli yanında, işinin hangi hassasiyetle başında, nasıl bir gayret, vefa , cefa ile yolunda, izinde olduğunu görenlerdeniz.
Sel mağduru şehirlerin başındaki belediye başkanlarının pantolonunun ütü izi dahi bozulmazken, paçalarına bir damla çamur değmezken onun üzerine hiç de vazife değilken yarı beline kadar ayağında çizme sırtında yağmurlukla suyun içinde gezdiğini bilenlerdeniz.
Bir baba hassasiyeti ile uyuşturucuya geçit vermemek için Türkiye’deki bu trafiğe ket vurmak, engellemek için canını dişine taktığına şahit olanlardanız. Onun için bu günlerde çıkartılan kuru gürültünün, Süleyman Soylu'nun adı kulislerde her geçtiğinde oluşturulan puslu ortamın sırrına da erebiliyoruz.
Bu kuru gürültüyü çıkartanlar için işin acı tarafı on yıllardır aynı taktikleri, aynı replikleri, aynı senaryoları ufacık bir değişiklik dahi yapmaya gerek duymadan uygulayacak kadar zekadan âri hareket ediyor olmalarıdır, bu kuru gürültüye pabuç bırakanlar için ise acı taraf bu ülkedeki bunca yaşanmışlığa rağmen üzerinde uzun uzun bile düşünülmemiş bu algı çalışmalarına halen inanabiliyor olmalarıdır.
Bizler vatan, millet, bayrak hassasiyeti olan, çalışan ile çalışmayanı, hain ile vatana sevdalı olanı ayrımsayabilenler olarak Süleyman Soylu’nun uzun soluklu hizmetine ve şahsına baktığımızda gördüğümüzün bu çetenin olduğunu iddia ettiği, karalamaya çalıştığı devlet adamı olmadığını anlatmaya devam edeceğiz!
Züleyha ÇAĞLAYAN
Ekleme
Tarihi: 30 Mayıs 2024 - Perşembe
SİS PERDESİNİ ARALAYINCA
SİS PERDESİNİ ARALAYINCA
Süleyman Soylu; bakanlığı dönemince hizmet çıtasını yükselten icraatleri ile vatandaşların gönlüne taht kurarken, keskin zekası ve sert üslubu ile muhalifliği ihanet bezirganlığına evrilmiş kimilerinin de uykusunu kaçırıp hedefi haline gelmiştir.
Hatırlarsanız İç İşleri Bakanlığı dönemi Türkiye’nin acı gerçekliği olan pkk terör örgütü için ve pkk açısından bir kabusa dönüşmüştü.
Karadeniz insanının bıçkın vatan sevdasının siyasi arenada vücut bulmuş hali çeşitli terör örgütlerinin, onların devletin ve çeşitli kurumlara sızmış damarlanmış unsurlarının huzurunu kaçırmıştı. Devlet içinde bile devletleşmiş, partilerin, STK’ların, derneklerin, vakıfların içine sızmış bu yapılar moda mod onunla uğraşmaya başlamışlardı.
Oysa o güne kadar alışılagelmiş vurdumduymazlık ve kayıtsızlıkla bakanlık yapsaydı yine kendine özgü tevazusu, sempatisi, çalışkanlığı, gayreti ile bir çok kitlenin sevgisini kazanırken küresel çetenin yurdumuzdaki damar damar yerleştirilmiş uzantılarının hedefi haline de gelmeyebilirdi. O zor ve meşakkatli bir yol seçip uzun soluklu bir savaşın içine atmıştı kendini.
Sonrası malum…
Çetenin her bir kolu fetösü, mafyası, narko baronları, pkk’sı, Ergenekon’dan, balyozdan, 17-25 aralıktan, 15 Temmuz'dan aşina olduğumuz uydurma deliller, iftiralar, kasetler, kumpaslar, suçlamalar ile bir karalama cihetine gitmişlerdi kendisini.
Nedenleri korku, amaçları kurtulmak, ekarte etmek olan bunca çabanın ürünü olduğunu düşünmüyorsam da Sn. Süleyman SOYLU, görev süresi bitiminde yoluna milletvekili olarak devam etti.
Siyasi arenayı ve bu küresel çetenin kendine has manevralarını duru bir gözle gözlemleyebilen kişiler şunu açıkça görüyor ki; ne zaman bir aday belirleme sürecine girilse yada kabine değişikliği hususunda kulisler harekete geçse, çete tüm unsurları ile Süleyman SOYLU’ ya saldırmaya başlıyor.
Bizler fitne zamanlarında hak ehlini bulmak için düşman okunu takip etmemiz gerektiği düsturu ile büyümüş bir nesiliz. Ayrıca sayın bakanın sel mağduru bölgelerde, deprem bölgesinde, orman yangınlarında mağdurun mazlumun ne denli yanında, işinin hangi hassasiyetle başında, nasıl bir gayret, vefa , cefa ile yolunda, izinde olduğunu görenlerdeniz.
Sel mağduru şehirlerin başındaki belediye başkanlarının pantolonunun ütü izi dahi bozulmazken, paçalarına bir damla çamur değmezken onun üzerine hiç de vazife değilken yarı beline kadar ayağında çizme sırtında yağmurlukla suyun içinde gezdiğini bilenlerdeniz.
Bir baba hassasiyeti ile uyuşturucuya geçit vermemek için Türkiye’deki bu trafiğe ket vurmak, engellemek için canını dişine taktığına şahit olanlardanız. Onun için bu günlerde çıkartılan kuru gürültünün, Süleyman Soylu'nun adı kulislerde her geçtiğinde oluşturulan puslu ortamın sırrına da erebiliyoruz.
Bu kuru gürültüyü çıkartanlar için işin acı tarafı on yıllardır aynı taktikleri, aynı replikleri, aynı senaryoları ufacık bir değişiklik dahi yapmaya gerek duymadan uygulayacak kadar zekadan âri hareket ediyor olmalarıdır, bu kuru gürültüye pabuç bırakanlar için ise acı taraf bu ülkedeki bunca yaşanmışlığa rağmen üzerinde uzun uzun bile düşünülmemiş bu algı çalışmalarına halen inanabiliyor olmalarıdır.
Bizler vatan, millet, bayrak hassasiyeti olan, çalışan ile çalışmayanı, hain ile vatana sevdalı olanı ayrımsayabilenler olarak Süleyman Soylu’nun uzun soluklu hizmetine ve şahsına baktığımızda gördüğümüzün bu çetenin olduğunu iddia ettiği, karalamaya çalıştığı devlet adamı olmadığını anlatmaya devam edeceğiz!
Züleyha ÇAĞLAYAN
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.