BİRAZ ESKİLERE GİDELİM (1)
BİRAZ ESKİLERE GİDELİM (1)
Biraz eskilere gidelim mi?
Şöyle 28 yıl öncesine.Kızımın doğumuyla başlayan çetin mücadelemizin başladığı tarihe.
O zamandan bu zamana neler değişti eğitim alanında ve bakış açısı olarak bu yazı dizisinde bahsetmeye çalışayım istiyorum.
1996 Şubat ayı Ramazan Bayramı 1.günü Rabbimin sağanak sağanak verdiği yağmurlu bir günde aldım meleğimi kucağıma.
Bereketiyle geldi hayatıma. Fakat ben hiçbir şeyden habersizdim, o sırada aileye söylenmiş down olabileceği bana söylemediler.
15 günün sonunda hastanede bir hemşireden öğrendim o güne kadar duymadığım down sendromu nu.
Tabi kabul edilmedi aile içinde bu durum engelli bir bireyle nasıl yaşanır nerden geldi bu çocuk diyerek ( HAŞA) Rabbimin verdiğini hor görerek.
İşte o zaman anladım ki yalnız başına Rabbim'e sığınarak mücedele etmem ayakta durmam gerektiğini.
Ve bunları yaşamaya başladığımda 18 yaşında tecrübesiz bırakın özel birey büyütmeyi annelik nasıl onu bile bilmezken başbaşa kaldık kızımla. Üniversite hastanesinde yapılan tetkiklerde tamamen ağır yatalak olacak denildi.
Pes etmedim, başaracağız Allah'ın izniyle diyerek çıktım yola. Yaptığım masajlar, yaptırdığım hareketler iyi geliyordu kızıma.
Rabb'im doktorların aksine mucize yaşattı 1 yaşında iken yürümeye başlamıştı yatalak olacak denilen çocuk.
Büşra'mın gelişimini takip eden doktorlar imkânsız nasıl yürüyebilir ilgi ve sevgi diyebildiler.
Böyle mücadele içinde geçen günler devam ederken rahabilitasyon bulmam gerekiyordu eğitimini tam alabilmesi için fakat İstanbul'da küçük yaştaki bireylere eğitim veren kurum yoktu. Sadece Sabancı kurumları vardı onlarda belli yaştan sonra aldıklarını söyledi.
Ne yapmalıydım??
Evde, dışarda, parkta, yemek yerken, oyun oynarken hatta müzik dinlerken bile eğitim olabileceğini anladım ve ben ne çocuk gelişim mezunuydum, nede üniversite mezunu. Liseyi dışarıdan okumuş sıradan bir anneydim. Amma özel bir anneydim Cennet dünyada bahsedilmişti sanki..
Rabb'im verdiği evlat sevgisi ve anne içgüdüsü ile çok şeyler başardık kızımla. Azmin ve Sabrın ne olduğunu öğrendim evladımın varlığıyla.
Neler başardık, nasıl engeller çıktı karşımıza, nelerle mücadele ettik sırasıyla paylaşmaya devam edeceğim sizlerle, inşallah diğer makalelerde.
Selma Erarslan Oşlu
Özel Gereksinimli Bireyler Derneği Kurucu Üyesi
Ekleme
Tarihi: 24 Haziran 2024 - Pazartesi
BİRAZ ESKİLERE GİDELİM (1)
BİRAZ ESKİLERE GİDELİM (1)
Biraz eskilere gidelim mi?
Şöyle 28 yıl öncesine.Kızımın doğumuyla başlayan çetin mücadelemizin başladığı tarihe.
O zamandan bu zamana neler değişti eğitim alanında ve bakış açısı olarak bu yazı dizisinde bahsetmeye çalışayım istiyorum.
1996 Şubat ayı Ramazan Bayramı 1.günü Rabbimin sağanak sağanak verdiği yağmurlu bir günde aldım meleğimi kucağıma.
Bereketiyle geldi hayatıma. Fakat ben hiçbir şeyden habersizdim, o sırada aileye söylenmiş down olabileceği bana söylemediler.
15 günün sonunda hastanede bir hemşireden öğrendim o güne kadar duymadığım down sendromu nu.
Tabi kabul edilmedi aile içinde bu durum engelli bir bireyle nasıl yaşanır nerden geldi bu çocuk diyerek ( HAŞA) Rabbimin verdiğini hor görerek.
İşte o zaman anladım ki yalnız başına Rabbim'e sığınarak mücedele etmem ayakta durmam gerektiğini.
Ve bunları yaşamaya başladığımda 18 yaşında tecrübesiz bırakın özel birey büyütmeyi annelik nasıl onu bile bilmezken başbaşa kaldık kızımla. Üniversite hastanesinde yapılan tetkiklerde tamamen ağır yatalak olacak denildi.
Pes etmedim, başaracağız Allah'ın izniyle diyerek çıktım yola. Yaptığım masajlar, yaptırdığım hareketler iyi geliyordu kızıma.
Rabb'im doktorların aksine mucize yaşattı 1 yaşında iken yürümeye başlamıştı yatalak olacak denilen çocuk.
Büşra'mın gelişimini takip eden doktorlar imkânsız nasıl yürüyebilir ilgi ve sevgi diyebildiler.
Böyle mücadele içinde geçen günler devam ederken rahabilitasyon bulmam gerekiyordu eğitimini tam alabilmesi için fakat İstanbul'da küçük yaştaki bireylere eğitim veren kurum yoktu. Sadece Sabancı kurumları vardı onlarda belli yaştan sonra aldıklarını söyledi.
Ne yapmalıydım??
Evde, dışarda, parkta, yemek yerken, oyun oynarken hatta müzik dinlerken bile eğitim olabileceğini anladım ve ben ne çocuk gelişim mezunuydum, nede üniversite mezunu. Liseyi dışarıdan okumuş sıradan bir anneydim. Amma özel bir anneydim Cennet dünyada bahsedilmişti sanki..
Rabb'im verdiği evlat sevgisi ve anne içgüdüsü ile çok şeyler başardık kızımla. Azmin ve Sabrın ne olduğunu öğrendim evladımın varlığıyla.
Neler başardık, nasıl engeller çıktı karşımıza, nelerle mücadele ettik sırasıyla paylaşmaya devam edeceğim sizlerle, inşallah diğer makalelerde.
Selma Erarslan Oşlu
Özel Gereksinimli Bireyler Derneği Kurucu Üyesi
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.