“Vefat”
<p> Dün akşam saatleriydi. Din kardeşlerimizle güzel bir hasbihalin içindeyken yüreğimizi yakan acı haber bizlere ulaştı. Dedem vefat etmişti, haberi ilk duyduğumda aklıma gelen "Onlar; başlarına bir musibet gelince, Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah'a aidiz ve şüphesiz O'na döneceğiz derler." (Bakara Suresi, 156) ayeti oldu. Bir musibet ama Rabbimizi hatırlatan bir musibet… </p>
<p> Ölüm, mutlak gerçek…. Tabii kimileri için kaçınılmaz son, kimileri için vuslat...Bu dünyadan göçen içinde, geride kalanlar için çok zor bir durum. Bu dünyadan göçen vereceği hesabın zorluğunu düşündüğü için çok zorlanacaktır. Daha hazır olmadığını, yapacak çok işi olduğunu ya da yeteri kadar kulluk yapamadığını düşünecektir, eksik kalan imtihanlarını veya geçemediği imtihanları olduğunu düşünecektir. Öldükten sonra pişman olduğu olaylar aklına gelecek ve keşke keşke yapmaz olaydım dediği şeyleri hatırlayacaktır. Ama bütün bunların hepsi nafile çırpınışlar olacaktır. İnsan bugüne kadar nasıl bir hayat yaşadıysa o şekilde diriltilecektir. “Nasıl yaşarsak öyle ölürüz. Nasıl ölürsek öyle diriltiliriz.” Yaşam tarzımız ahiretteki durumumuzun birer yansımasıdır. Bundan dolayı birer ölüm adayları olarak oturup kendimizi hesaba çekmeliyiz. Ölüm, müstakbel ölümlüler için içinde nice hikmetler barındırmaktadır, tabii bakmasını bilene...Ölüm gelmeden evvel ölmeliyiz. Zira öldükten sonra ölmenin bir manası olmayacaktır.</p>
<p> Geride kalanlar ise bir yandan vefat edenin yokluğundan dolayı perişan oluyor, onun yokluğuna nasıl dayanacağını düşünüyor. Diğer yandan onun kabirdeki durumunu, ahiretteki durumunu merak ediyor. Halbuki merak etmek onun ahiretine bir faydası olmaz. İnsanlar vefat edenler için ağlıyor, halbuki geride kalanlar kendileri için ağlamalı. Ağlayıp sızlamanın ahirette bir faydası yok. Çocukları ve torunları olarak eğer Allah’ın ve Peygamberin razı olacağı bir hayatı yaşarsak, yaşam tarzımızı onların belirlediği bir hayatı içselleştirirsek hem kendi ahiretteki durumumuza hem de onun ahiretteki durumuna yardımcı oluruz. Eğer bu şekilde yaşamıyorsak oturup halimize ağlamalıyız. </p>
<p> Dedemle her ne kadar çok vakit geçiremesem de insanların onu hep hayırla yad ettiğini, onun faziletinden bahsettiklerini gördüm. Onun iyiliğinden, takvasından bahsederlerdi, insanlar içinde bir ağırlığı vardı. Dedem hatasıyla sevabıyla bir hayat yaşayıp imtihanını tamamladı. Hayattayken çok sıkıntı da çekti. Rabbim çektiği sıkıntıları günahlarına kefaret eylesin. Huzuruna temiz bir şekilde alsın. Dedem bakıldığında Allah’ı hatırlatan biriydi, biz onu bu şekilde ahirete uğurladık. İnşallah Rabbim de onu bu şekilde huzuruna kabul eder. </p>
<p> Geride kalanlar kendilerini sadaka-i cariye olarak görmeli ve kendilerini düzelterek Allah’ın razı olacağı bir hayatı yaşamalı. Bu olay bizleri Allah’a daha fazla yaklaştırmalı, kul olduğumuzun farkındalığını artırmalı. Ölümler ‘check-up’ misali gibidir. Hastaneye gidip baştan aşağı nasıl kontrol yapıyorsak, bir ölüm olayını duyduğumuzda da bütün niyetlerimizi ve amellerimizi kontrol etmeliyiz. Eksik yanlarımızı tamamlama fırsatı veren Rabbimize hamd ederek kendimizi düzeltmeliyiz. Bu şekilde davranırsak hem geride kalanlar için hem vefat edenler için daha hayırlı olur. Rabbim bizlere gereği gibi yaşayanlardan olmayı nasip etsin.<br />
<br />
Mücahit GÜLER</p>
Ekleme
Tarihi: 29 Kasım 2020 - Pazar
“Vefat”
<p> Dün akşam saatleriydi. Din kardeşlerimizle güzel bir hasbihalin içindeyken yüreğimizi yakan acı haber bizlere ulaştı. Dedem vefat etmişti, haberi ilk duyduğumda aklıma gelen "Onlar; başlarına bir musibet gelince, Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah'a aidiz ve şüphesiz O'na döneceğiz derler." (Bakara Suresi, 156) ayeti oldu. Bir musibet ama Rabbimizi hatırlatan bir musibet… </p>
<p> Ölüm, mutlak gerçek…. Tabii kimileri için kaçınılmaz son, kimileri için vuslat...Bu dünyadan göçen içinde, geride kalanlar için çok zor bir durum. Bu dünyadan göçen vereceği hesabın zorluğunu düşündüğü için çok zorlanacaktır. Daha hazır olmadığını, yapacak çok işi olduğunu ya da yeteri kadar kulluk yapamadığını düşünecektir, eksik kalan imtihanlarını veya geçemediği imtihanları olduğunu düşünecektir. Öldükten sonra pişman olduğu olaylar aklına gelecek ve keşke keşke yapmaz olaydım dediği şeyleri hatırlayacaktır. Ama bütün bunların hepsi nafile çırpınışlar olacaktır. İnsan bugüne kadar nasıl bir hayat yaşadıysa o şekilde diriltilecektir. “Nasıl yaşarsak öyle ölürüz. Nasıl ölürsek öyle diriltiliriz.” Yaşam tarzımız ahiretteki durumumuzun birer yansımasıdır. Bundan dolayı birer ölüm adayları olarak oturup kendimizi hesaba çekmeliyiz. Ölüm, müstakbel ölümlüler için içinde nice hikmetler barındırmaktadır, tabii bakmasını bilene...Ölüm gelmeden evvel ölmeliyiz. Zira öldükten sonra ölmenin bir manası olmayacaktır.</p>
<p> Geride kalanlar ise bir yandan vefat edenin yokluğundan dolayı perişan oluyor, onun yokluğuna nasıl dayanacağını düşünüyor. Diğer yandan onun kabirdeki durumunu, ahiretteki durumunu merak ediyor. Halbuki merak etmek onun ahiretine bir faydası olmaz. İnsanlar vefat edenler için ağlıyor, halbuki geride kalanlar kendileri için ağlamalı. Ağlayıp sızlamanın ahirette bir faydası yok. Çocukları ve torunları olarak eğer Allah’ın ve Peygamberin razı olacağı bir hayatı yaşarsak, yaşam tarzımızı onların belirlediği bir hayatı içselleştirirsek hem kendi ahiretteki durumumuza hem de onun ahiretteki durumuna yardımcı oluruz. Eğer bu şekilde yaşamıyorsak oturup halimize ağlamalıyız. </p>
<p> Dedemle her ne kadar çok vakit geçiremesem de insanların onu hep hayırla yad ettiğini, onun faziletinden bahsettiklerini gördüm. Onun iyiliğinden, takvasından bahsederlerdi, insanlar içinde bir ağırlığı vardı. Dedem hatasıyla sevabıyla bir hayat yaşayıp imtihanını tamamladı. Hayattayken çok sıkıntı da çekti. Rabbim çektiği sıkıntıları günahlarına kefaret eylesin. Huzuruna temiz bir şekilde alsın. Dedem bakıldığında Allah’ı hatırlatan biriydi, biz onu bu şekilde ahirete uğurladık. İnşallah Rabbim de onu bu şekilde huzuruna kabul eder. </p>
<p> Geride kalanlar kendilerini sadaka-i cariye olarak görmeli ve kendilerini düzelterek Allah’ın razı olacağı bir hayatı yaşamalı. Bu olay bizleri Allah’a daha fazla yaklaştırmalı, kul olduğumuzun farkındalığını artırmalı. Ölümler ‘check-up’ misali gibidir. Hastaneye gidip baştan aşağı nasıl kontrol yapıyorsak, bir ölüm olayını duyduğumuzda da bütün niyetlerimizi ve amellerimizi kontrol etmeliyiz. Eksik yanlarımızı tamamlama fırsatı veren Rabbimize hamd ederek kendimizi düzeltmeliyiz. Bu şekilde davranırsak hem geride kalanlar için hem vefat edenler için daha hayırlı olur. Rabbim bizlere gereği gibi yaşayanlardan olmayı nasip etsin.<br />
<br />
Mücahit GÜLER</p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.