MEHMED EMİN TOKADÎ HAZRETLERİ (İSTANBUL)
MEHMED EMİN TOKADÎ HAZRETLERİ (İSTANBUL)
Mehmed Emin Tokadî Hazretleri de hocasından dua istemiştir:
"Benim vefatımdan sonra kabrime gelip bir Fâtiha okuyanın vücudu cehennem ateşinde yanmasın."
Bu istek karşısında hocası kendisine şunları söyledi:
"Vasiyet et ki vefatından sonra kabrini kolay bulunacak bir yere yapmasınlar. Virane bir yere defnetsinler, kimse bilmesin. Ancak nasibi olanlar gelip bulsun, dua etsinler."
Ben de düştüm yollara, aradım, buldum. Rabbim nasip etti. Fatih Zeyrek’te, Pîrî Paşa Camii bahçesindeki türbesine giderek dualarımı yaptım. Sizlere de Mehmed Emin Tokadî Hazretleri’ni kısaca tanıtmak istedim. Fırsatı olan mutlaka bu türbeye giderek dualarını yapsın.
Sultan I. Mahmûd Han’ın İran üzerine ordu gönderdiği sırada, Mehmed Emin Tokadî Hazretleri bir sabah vakti talebelerinden İshakzâde Yahyâ Efendi’nin evine gitti. Mübarek gözleri âdeta kan çanağına dönmüştü.
"Benim için bir oda ayırınız!" dedi.
Sonra kendisi için ayrılan odaya girip orada tefekküre, murâkabeye başladı. O gün ikindi namazı vaktinde abdest ve namaz için dışarı çıktı. Talebesi:
"Bir miktar yemek yeseniz münasip olurdu efendim." deyince:
"Yok, Yahyâ Efendi. Ben senden yemek isteyecek vakti bilirim." buyurup tekrar odasına girdi.
Ertesi gün, ikindi vaktine doğru neşeli bir hâlde dışarı çıkıp:
"Elhamdülillah! Allah Teâlâ dualarımı kabul buyurdu. Şu anda Mahmûd Han zafere ulaştı. Sultan Mahmûd’dan çok ikram gördüm. Şimdi de ona dua ederek zafere ulaşmasına vesile olduk. Böylece hakkını ödedik. Bu günü, bu saati bir yere yazınız." buyurdu.
Daha sonra Sultan Mahmûd’un zafere ulaştığı haberi geldi. Tam Mehmed Emin Tokadî Hazretleri’nin zafere ulaştığını müjdelediği gün ve saate rastlıyordu.
Sultan Bayezid Hamamı’nda tellâklık yapan bir Arnavut, bazı töhmetler sebebiyle terbiye edilmesi için Ağa Kapısı’nda bulunuyordu. Bu Arnavut, Mehmed Emin Efendi’ye düşman olup suikast yapmak için gece gündüz takip ediyordu.
Yine bir gün bu maksatla pazarda dolaşırken Mehmed Emin Efendi’ye bir köşe başında rastladı. Arkasından yavaş yavaş yaklaşıp, “Benden haberi yoktur.” diyerek belindeki kocaman bir bıçağı eline alıp arkadan vurmak için kaldırdı.
Bu sırada Mehmed Emin Efendi:
"Vurma, Arnavut!" dedi.
Kendisini hiç görmediği ve arkaya dönmediği hâlde böyle söylemesi, Arnavut’u şaşkına çevirdi ve onu titretmeye başladı. Olduğu yerde donakaldı. Biraz gittikten sonra toparlanıp, “Beni nasıl olsa görmedi.” diyerek tekrar peşinden takip etti ve yaklaştı. Elindeki bıçağı arkadan vurmak için kaldırdı.
Yine:
"Dur, Arnavut!" deyip onu uyarınca korkup vurmaktan vazgeçti. Mehmed Emin Efendi hiç arkasına bakmadan yoluna devam etti.
Ancak Arnavut vazgeçmeyip üçüncü defa peşinden yaklaştı.
"Ne olacak, ‘Vurma’ dese de dinlemeyip vururum." dedi.
Yine bıçağı kaldırıp vurmak istedi. Bu sırada Mehmed Emin Efendi hiç arkasına dönmeden işin farkına varıp:
"Arnavut, elin öylece kalsın!" dedi.
Bunun üzerine Arnavut’un eli başı üstünde havada donakaldı. Hiç kıpırdatamıyordu. Kolunu oynatamadığını gören Arnavut, korkuya ve dehşete kapılıp:
"Aman efendim! Affeyleyin!" diyerek feryada başladı.
Bunun üzerine Mehmed Emin Efendi:
"Bak bre habis, nedir bu senin ettiğin! Bizi görmez mi zannedersin? Bak şimdi ne hâle düştün?" dedi.
Arnavut:
"Aman efendim! Bir daha böyle işler yapmayayım." deyince:
"Koy bıçağını beline." dedi.
Arnavut bıçağı beline koyup Mehmed Emin Efendi’nin ayaklarına kapandı. Bundan sonra günahlarına tövbe edip Mehmed Emin Efendi’nin sohbetlerine devam etti. Zamanla makbul talebelerinden oldu.
Murat Gülşan
Ekleme
Tarihi: 14 Mart 2025 - Cuma
MEHMED EMİN TOKADÎ HAZRETLERİ (İSTANBUL)
MEHMED EMİN TOKADÎ HAZRETLERİ (İSTANBUL)
Mehmed Emin Tokadî Hazretleri de hocasından dua istemiştir:
"Benim vefatımdan sonra kabrime gelip bir Fâtiha okuyanın vücudu cehennem ateşinde yanmasın."
Bu istek karşısında hocası kendisine şunları söyledi:
"Vasiyet et ki vefatından sonra kabrini kolay bulunacak bir yere yapmasınlar. Virane bir yere defnetsinler, kimse bilmesin. Ancak nasibi olanlar gelip bulsun, dua etsinler."
Ben de düştüm yollara, aradım, buldum. Rabbim nasip etti. Fatih Zeyrek’te, Pîrî Paşa Camii bahçesindeki türbesine giderek dualarımı yaptım. Sizlere de Mehmed Emin Tokadî Hazretleri’ni kısaca tanıtmak istedim. Fırsatı olan mutlaka bu türbeye giderek dualarını yapsın.
Sultan I. Mahmûd Han’ın İran üzerine ordu gönderdiği sırada, Mehmed Emin Tokadî Hazretleri bir sabah vakti talebelerinden İshakzâde Yahyâ Efendi’nin evine gitti. Mübarek gözleri âdeta kan çanağına dönmüştü.
"Benim için bir oda ayırınız!" dedi.
Sonra kendisi için ayrılan odaya girip orada tefekküre, murâkabeye başladı. O gün ikindi namazı vaktinde abdest ve namaz için dışarı çıktı. Talebesi:
"Bir miktar yemek yeseniz münasip olurdu efendim." deyince:
"Yok, Yahyâ Efendi. Ben senden yemek isteyecek vakti bilirim." buyurup tekrar odasına girdi.
Ertesi gün, ikindi vaktine doğru neşeli bir hâlde dışarı çıkıp:
"Elhamdülillah! Allah Teâlâ dualarımı kabul buyurdu. Şu anda Mahmûd Han zafere ulaştı. Sultan Mahmûd’dan çok ikram gördüm. Şimdi de ona dua ederek zafere ulaşmasına vesile olduk. Böylece hakkını ödedik. Bu günü, bu saati bir yere yazınız." buyurdu.
Daha sonra Sultan Mahmûd’un zafere ulaştığı haberi geldi. Tam Mehmed Emin Tokadî Hazretleri’nin zafere ulaştığını müjdelediği gün ve saate rastlıyordu.
Sultan Bayezid Hamamı’nda tellâklık yapan bir Arnavut, bazı töhmetler sebebiyle terbiye edilmesi için Ağa Kapısı’nda bulunuyordu. Bu Arnavut, Mehmed Emin Efendi’ye düşman olup suikast yapmak için gece gündüz takip ediyordu.
Yine bir gün bu maksatla pazarda dolaşırken Mehmed Emin Efendi’ye bir köşe başında rastladı. Arkasından yavaş yavaş yaklaşıp, “Benden haberi yoktur.” diyerek belindeki kocaman bir bıçağı eline alıp arkadan vurmak için kaldırdı.
Bu sırada Mehmed Emin Efendi:
"Vurma, Arnavut!" dedi.
Kendisini hiç görmediği ve arkaya dönmediği hâlde böyle söylemesi, Arnavut’u şaşkına çevirdi ve onu titretmeye başladı. Olduğu yerde donakaldı. Biraz gittikten sonra toparlanıp, “Beni nasıl olsa görmedi.” diyerek tekrar peşinden takip etti ve yaklaştı. Elindeki bıçağı arkadan vurmak için kaldırdı.
Yine:
"Dur, Arnavut!" deyip onu uyarınca korkup vurmaktan vazgeçti. Mehmed Emin Efendi hiç arkasına bakmadan yoluna devam etti.
Ancak Arnavut vazgeçmeyip üçüncü defa peşinden yaklaştı.
"Ne olacak, ‘Vurma’ dese de dinlemeyip vururum." dedi.
Yine bıçağı kaldırıp vurmak istedi. Bu sırada Mehmed Emin Efendi hiç arkasına dönmeden işin farkına varıp:
"Arnavut, elin öylece kalsın!" dedi.
Bunun üzerine Arnavut’un eli başı üstünde havada donakaldı. Hiç kıpırdatamıyordu. Kolunu oynatamadığını gören Arnavut, korkuya ve dehşete kapılıp:
"Aman efendim! Affeyleyin!" diyerek feryada başladı.
Bunun üzerine Mehmed Emin Efendi:
"Bak bre habis, nedir bu senin ettiğin! Bizi görmez mi zannedersin? Bak şimdi ne hâle düştün?" dedi.
Arnavut:
"Aman efendim! Bir daha böyle işler yapmayayım." deyince:
"Koy bıçağını beline." dedi.
Arnavut bıçağı beline koyup Mehmed Emin Efendi’nin ayaklarına kapandı. Bundan sonra günahlarına tövbe edip Mehmed Emin Efendi’nin sohbetlerine devam etti. Zamanla makbul talebelerinden oldu.
Murat Gülşan
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.