Kira artışlarında enflasyon değil insan faktörü ön plana çıktı. Toplum olarak bir çok zorluğun üstesinden gelmeyi biliyoruz aslında. Tarihimizde bunun bir çok örneği var. Biz toplum olarak istesek önümüzde dağlar diz çöker.  Fakat ev sahipleri burada kiracılarını diz çöktürmek için elinden geleni yapıyor. Bir yanda ev sahiplerinin birbirlerine verdiği gaz ile her geçen gün artan kira fiyatları var, diğer yanda evden çıkmak zorunda kalan ve geliri ev kira oranlarının altında kalan ve ev bulmakta oldukça zorluk çeken kiracılar var. Bu gidişat nereye kadar sürecek. Birileri ciddi manada buna dur demeyecek mi! Değerli okuyucularım. Deprem sonrasında canını kurtaranlar Türkiye’nin dört bir yanına çaresizlik içerisinde dağılmıştı. Bu aşamada milletimiz elinden geldiği kadar depremzedelere hem kapılarını açtı, hem yardımlarını yaptı. Hepsinden Allah razı olsun. Diğer yandan çalıştığım bir mahallede bazı sitelerde gerek sözlü olarak gerekse whatsapp gruplarından “şu rakamlardan aşağı kiraya vermeyin” şeklinde ağız birliği yapıldığını da gördük. Bu algı ile evi boş olan ve kiraya vermek isteyenler evlerinin fiyatlarını bir anda yüzde yüze yakın oranda artırdılar. Şimdilerde ise yine aynı ona benzer sistem devam ediyor. İnternet ilan sitelerindeki balon yapmış fiyatlar üzerinden kendi evinin kira fiyatını belirleyenler türedi bir anda. “Başka nereden öğreneceğiz” diyenlerin sesini de duyar gibi oldum. Bir bölgenin gayrimenkul fiyatları o bölgede çalışan emlak danışmanları tarafından iyi bilinir. Genel manada ilan sitelerinde ilan fiyatlarına bakıldığında emlakçıların fiyatları, sahibinden olan ilanların fiyatlarına göre daha uygun kalıyor. Bunun sebebi; emlakçı bölgesindeki satılabilen ve kiraya verilebilen rakamları iyi bilir. Diğer yandan gayrimenkul sahibi tarafından verilen ilanlarda ise emlakçı fiyatlarını kendilerine emsal alıyorlar ve fiyatı kendileri daha üst sınırdan belirleyerek ilana koyuyorlar. Ev sahibi için fiyatın yüksek konulması önemli değildir. Çünkü nasıl olsa birisi istediği fiyatı verecek ve evini tutacak. “SERBEST PİYASA” Devletin acilen gerekli adımları atıp serbest piyasa kavramının sınırlarını daraltması veya tamamen kaldırması gerekmekte. Çünkü bu sistemde siz inisiyatifi tamamen mal sahibinin vicdanına bırakmış oluyorsunuz. Bu sadece gayrimenkul sektöründe değil diğer sektörlerde de var. Bir malın fiyatı belli olmalı. Her ne kadar maliyet artışları fiyatlar üzerinde baskı oluştursa da en azından fiyatlar arasında küçük bir makas aralığı bırakılarak alt üst fiyat belirlenmeli ve o çerçevede fiyatlandırma yapılmalı. Bir malı alacağımız zaman o ürünün değerine göre fiyatları raflarda görmeliyiz. Bu dediğim gerçekleştirilebilir mi? Elbette yapılabilir. Bunun için sevgili vekillerimizin çok yorun mesai harcaması gerekiyor. Hangi sektör olduğu önemli değil. Hangi sektör olursa olsun ilk maliyet çıkarıldıktan sonra ona göre minimum aracı ile son tüketiciye minimum fiyat artışı ile ulaştırılmalı ve halkın tüketimine sunulmalı. Gayrimenkul piyasasından da serbest piyasa kaldırılmalı. Ekspertiz firmalarına tam yetki verilmeli. Bir gayrimenkulün satılık ve kiralık fiyatları bu şirketler tarafından belirlenmeli. Bu işlem yapılırken gayrimenkul sahibinden cüzi miktar talep edilmeli. Ekspertiz firması tarafından değerleme yapıldığı zaman o değerin minimum alt üst oranları belirlenmeli ve fiyatlandırma ona göre yapılmalı. Bir vatandaş X mahallesinde ev alacağı veya kiralayacağı zaman o muhitteki fiyatlar belli olmalı. Ha şunu “ŞİMDİ BELLİ DEĞİL Mİ?” diyebilirsiniz. Evet belli ama balon yapmış durumda. Bir defa balonlar patlatılacak. 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremin hemen bir gün öncesine gidilerek özellikle kira fiyatları güncellenerek, revize edilecek. Serbest piyasa hükümleri kanunlar çerçevesinde yeni kanunlar çıkarılarak daraltılacak. Fiyatlandırmalar kimsenin kendi inisiyatifine bırakılmayacak. Herkesin bu kapsamda elini taşın altına sokması zoraki de olsa sağlanacak.   EY VEKİLLER “TATİL BİTSİN!” Değerli milletin vekilleri memleketin bir tarafı yanarken tatil zamanı değil! Biz sizlere memlekete faydalı olasınız diye vekaleti verdik! Şimdi TBMM’nin tatil zamanı değil. Sayın Cumhurbaşkanımız gecesini gündüzüne katarak bu memleket için çalışırken, siz vekillere yakışan da TBMM’yi tatile sokmamaktı. Hala geç değil. Sizleri bir an önce meclisi toplamaya çağırıyorum. Tatili bitirip çalışmaya davet ediyorum. Çalışın ve aldığınız maaşı hak edin! Memlekette size oy veren ve vekil tayin eden kiracıların psikolojisi bozuldu. Buna çare olacak da sizlersiniz. SİZLERİ GÖREVLERİNİZİN BAŞINA DAVET EDİYORUM! Devamı haftaya… Selam ve saygılarımla.