MESLEKİ EĞİTİM
MESLEKİ EĞİTİM
Geçen hafta Cuma namazını Başakşehir ilçemizin Kayaşehir semtinde bulunan Hz. Hüseyin camiinde kıldım.
İmam efendi Cuma hutbesinin bitiminde ey cemaat sizlere birkaç duyurumuz olacak dedi. İlk duyuru olarak da Mesleki Eğitim konusuna değindi.
Ailelere çocuklarınızı meslek okullarına yönlendirerek onların hem meslek sahibi olmalarını hem de okul yıllarında tecrübeyle birlikte kazanç elde etmelerinin önünü açmaları tavsiyesinde bulundu.
Böyle bir duyuruyu önce hayretle karşıladım. Ardından da çok sevindim. Bizim yıllardır dile getirdiğimiz konuyu devlet yeni fark etmiş ve Cuma hutbesinden sonra vatandaşlara bu konu da duyarlılık oluşturmak adına izahat te bulunma gereği hissetmiş.
Bu ciddi ve olumlu bir gelişme. Anlatılan konular inşallah askıda kalmaz olumlu tepki bulur ve geleceğimizin teminatı gençler daha okul sıralarında bir meslek sahibi olabilirler. Ya da gelecekteki seçecekleri mesleğe daha küçük yaşlarda adım atmış olurlar.
Eskiden çıraklık müessesi vardı. Çocuklar daha ilk okul çağlarında bir mesleğe yönlendirilir, okumak istemeyen çocuklar çıraklık yaparak bir meslek öğrenmeye başlarlar böylelikle de küçük yaşlarda hayata atılmış olurlardı.
Endüstri Meslek liseleri vardı aktif şekilde hayatın içinde öğrenci yetiştirir. Çocuklar okul yıllarında eğitim almakla birlikte bir mesleğinde ucundan tutmuş olurlardı.
28 Şubat ile getirilen kesintisiz eğitim sistemi 2000’li yılarda Ak Parti iktidarı ile daha da perçinlenerek 4+4+4 yöntemiyle 12 yıla çıkartılmış ve böylelikle hem çıraklık müessesesinin önü kapanmış hem de çocukların küçük yaşlarda meslek edinmelerinin önü tamamen kapatılmış oldu.
20 yıldır uygulanan kesintisiz eğitim bu manada bir açmaza yol açmış oldu. Şimdi bu yanlıştan dönerek mesleki eğitim gündeme getirilmeye çalışılıyor.
Gerçek manada mesleki eğitim uygulanabilecekse eğer bu adım şimdiden kutlanmalı, tebrik edilmeli. Hayırlı olsun denilmeli.
Aslında mesleki eğitimin ilk adımları daha çocuklar ana okulu seviyesinde iken başlamalıdır. Çocuklar daha o yaşlarda yetenekleri keşfedilmeli ve yetenekleri doğrultusunda alacakları eğitimle istedikleri ve kabiliyetleri doğrultusundaki mesleğe yöneltilmelidir.
Burada şunu da belirtmeliyiz. Eğitim pahalı ve emek isteyen bir alan. Eğer çocuklar zamanında doğru eğitimi almazlarsa hem eğitim sistemi bu işten ciddi yara alır hem de çocuklar heder edilmiş olur.
Bir de bu alanın üniversite boyutu var. Bütün çocuklar üniversite okuyacak diye bir şart yok. Sadece kağıt üzerinde istatistiki olarak bilgilere kaydedilmek için çocuklarımızı üniversitelere yönlendirmemiz çok yanlış.
Burada şu konuya da değinmek istiyorum. İmam Hatip okulları da birer meslek okulları sayılır. 1950’li yıllarda artık ülke de cenaze yıkayacak cenaze namazı kıldıracak insan bulunamayınca bu yöndeki ihtiyaç karşılansın amacıyla bu okullar açılmıştı. Sonraki yıllarda imam yetiştirmesinin yanı sıra mezunlarının üniversiteye gidebilmelerinin önü açıldı.
Bugün ülke de her yerde imam hatip okulları açıldı lâkin bu kez kalite düştü. Her imam hatip öğrencisi üniversiteye gitme hayali kurmaya başladı.
Üniversite okuyan ve üniversiteyi bitiren imam Hatip mezunları belki ülke için faydalı nesiller yetişmesi yönünde olumlu neticeler verse de bir başka yönden olumsuz sonuçlar doğurmaya başladı. Üniversite okuyamayan İmam Hatipli gençlerin kalan kısmı en azından imam olalım diyerek bu mesleğe adım atıyorlar.
Dolayısıyla üniversite okuyamayanlar kendilerini imamlığa layık görüyor. Halbuki imamlık mesleği kutsal bir meslek. İmamlığa layık olabilmek lazım. İmamlık mesleğini bu yönde yetişmiş insanların yapması gerekir.
Bunun için benim bir fikrim ve teklifim var. İmam Hatip okulları dışında özel diyanet teşkilatı için personel yetiştirecek bir meslek lisesi kurumalıdır. Buraya sadece imamlık, müezzinlik vb. alanlarda görev almayı hedefleyen çocuklar gönderilmelidir.
Bu okullarda çocukların mesleki eğitimi tam anlamıyla almaları sağlanmalı, ders ve okul müfredatı bu doğrultuda olmalıdır. Hatta okulun son iki yılı staj ile süslenmeli, çocuklar daha okulu bitirmeden bir meslek büyüklerinin yanında mesleğe alıştırılmaları gerekir.
Mesleğin püf noktalarını bizzat saha da uygulayarak öğrenmeleri sağlanmalıdır.
Sonuç itibariyle mesleki okullaşmanın önü açılmalıdır. Bunu da daha çocuklar ilk okula başlamadan yeteneklerinin keşfedilmesiyle ortaya koymak gerekir.
Çocukların yetenekleri doğrultusunda alacakları eğitim severek okumalarını ve okul sonrası elde edecekleri mesleği de severek icra etmeleri sağlanmış olacaktır.
Bu yönde atılacak adımla yapılacak ilk işlerden birisi de üniversitelerin sayısının azaltılması gerekir. Hatta öyle ki en az yarıya yakını kapatılmalıdır. Üniversitelerde kaliteli eğitime geçilmeli ve sadece belirli sayıda çok zeki çocukların üniversite eğitimi almaları sağlanmalıdır.
Çocuklarımızın bir meslek ile donanmaları sağlanmalı ve o mesleği en iyi şekilde icra edebilecekleri alanlar kendilerine açılmalıdır.
Yine bizim yapmamız gereken önemli işlerden birisi de girişimci meslek sahibi gençler yetiştirmeliyiz. Zira bu ülkenin akıllı, vizyoner ve başarılı girişimcilere çok ihtiyacı var.
Önder Güzelarslan
Ekleme
Tarihi: 27 Aralık 2021 - Pazartesi
MESLEKİ EĞİTİM
MESLEKİ EĞİTİM
Geçen hafta Cuma namazını Başakşehir ilçemizin Kayaşehir semtinde bulunan Hz. Hüseyin camiinde kıldım.
İmam efendi Cuma hutbesinin bitiminde ey cemaat sizlere birkaç duyurumuz olacak dedi. İlk duyuru olarak da Mesleki Eğitim konusuna değindi.
Ailelere çocuklarınızı meslek okullarına yönlendirerek onların hem meslek sahibi olmalarını hem de okul yıllarında tecrübeyle birlikte kazanç elde etmelerinin önünü açmaları tavsiyesinde bulundu.
Böyle bir duyuruyu önce hayretle karşıladım. Ardından da çok sevindim. Bizim yıllardır dile getirdiğimiz konuyu devlet yeni fark etmiş ve Cuma hutbesinden sonra vatandaşlara bu konu da duyarlılık oluşturmak adına izahat te bulunma gereği hissetmiş.
Bu ciddi ve olumlu bir gelişme. Anlatılan konular inşallah askıda kalmaz olumlu tepki bulur ve geleceğimizin teminatı gençler daha okul sıralarında bir meslek sahibi olabilirler. Ya da gelecekteki seçecekleri mesleğe daha küçük yaşlarda adım atmış olurlar.
Eskiden çıraklık müessesi vardı. Çocuklar daha ilk okul çağlarında bir mesleğe yönlendirilir, okumak istemeyen çocuklar çıraklık yaparak bir meslek öğrenmeye başlarlar böylelikle de küçük yaşlarda hayata atılmış olurlardı.
Endüstri Meslek liseleri vardı aktif şekilde hayatın içinde öğrenci yetiştirir. Çocuklar okul yıllarında eğitim almakla birlikte bir mesleğinde ucundan tutmuş olurlardı.
28 Şubat ile getirilen kesintisiz eğitim sistemi 2000’li yılarda Ak Parti iktidarı ile daha da perçinlenerek 4+4+4 yöntemiyle 12 yıla çıkartılmış ve böylelikle hem çıraklık müessesesinin önü kapanmış hem de çocukların küçük yaşlarda meslek edinmelerinin önü tamamen kapatılmış oldu.
20 yıldır uygulanan kesintisiz eğitim bu manada bir açmaza yol açmış oldu. Şimdi bu yanlıştan dönerek mesleki eğitim gündeme getirilmeye çalışılıyor.
Gerçek manada mesleki eğitim uygulanabilecekse eğer bu adım şimdiden kutlanmalı, tebrik edilmeli. Hayırlı olsun denilmeli.
Aslında mesleki eğitimin ilk adımları daha çocuklar ana okulu seviyesinde iken başlamalıdır. Çocuklar daha o yaşlarda yetenekleri keşfedilmeli ve yetenekleri doğrultusunda alacakları eğitimle istedikleri ve kabiliyetleri doğrultusundaki mesleğe yöneltilmelidir.
Burada şunu da belirtmeliyiz. Eğitim pahalı ve emek isteyen bir alan. Eğer çocuklar zamanında doğru eğitimi almazlarsa hem eğitim sistemi bu işten ciddi yara alır hem de çocuklar heder edilmiş olur.
Bir de bu alanın üniversite boyutu var. Bütün çocuklar üniversite okuyacak diye bir şart yok. Sadece kağıt üzerinde istatistiki olarak bilgilere kaydedilmek için çocuklarımızı üniversitelere yönlendirmemiz çok yanlış.
Burada şu konuya da değinmek istiyorum. İmam Hatip okulları da birer meslek okulları sayılır. 1950’li yıllarda artık ülke de cenaze yıkayacak cenaze namazı kıldıracak insan bulunamayınca bu yöndeki ihtiyaç karşılansın amacıyla bu okullar açılmıştı. Sonraki yıllarda imam yetiştirmesinin yanı sıra mezunlarının üniversiteye gidebilmelerinin önü açıldı.
Bugün ülke de her yerde imam hatip okulları açıldı lâkin bu kez kalite düştü. Her imam hatip öğrencisi üniversiteye gitme hayali kurmaya başladı.
Üniversite okuyan ve üniversiteyi bitiren imam Hatip mezunları belki ülke için faydalı nesiller yetişmesi yönünde olumlu neticeler verse de bir başka yönden olumsuz sonuçlar doğurmaya başladı. Üniversite okuyamayan İmam Hatipli gençlerin kalan kısmı en azından imam olalım diyerek bu mesleğe adım atıyorlar.
Dolayısıyla üniversite okuyamayanlar kendilerini imamlığa layık görüyor. Halbuki imamlık mesleği kutsal bir meslek. İmamlığa layık olabilmek lazım. İmamlık mesleğini bu yönde yetişmiş insanların yapması gerekir.
Bunun için benim bir fikrim ve teklifim var. İmam Hatip okulları dışında özel diyanet teşkilatı için personel yetiştirecek bir meslek lisesi kurumalıdır. Buraya sadece imamlık, müezzinlik vb. alanlarda görev almayı hedefleyen çocuklar gönderilmelidir.
Bu okullarda çocukların mesleki eğitimi tam anlamıyla almaları sağlanmalı, ders ve okul müfredatı bu doğrultuda olmalıdır. Hatta okulun son iki yılı staj ile süslenmeli, çocuklar daha okulu bitirmeden bir meslek büyüklerinin yanında mesleğe alıştırılmaları gerekir.
Mesleğin püf noktalarını bizzat saha da uygulayarak öğrenmeleri sağlanmalıdır.
Sonuç itibariyle mesleki okullaşmanın önü açılmalıdır. Bunu da daha çocuklar ilk okula başlamadan yeteneklerinin keşfedilmesiyle ortaya koymak gerekir.
Çocukların yetenekleri doğrultusunda alacakları eğitim severek okumalarını ve okul sonrası elde edecekleri mesleği de severek icra etmeleri sağlanmış olacaktır.
Bu yönde atılacak adımla yapılacak ilk işlerden birisi de üniversitelerin sayısının azaltılması gerekir. Hatta öyle ki en az yarıya yakını kapatılmalıdır. Üniversitelerde kaliteli eğitime geçilmeli ve sadece belirli sayıda çok zeki çocukların üniversite eğitimi almaları sağlanmalıdır.
Çocuklarımızın bir meslek ile donanmaları sağlanmalı ve o mesleği en iyi şekilde icra edebilecekleri alanlar kendilerine açılmalıdır.
Yine bizim yapmamız gereken önemli işlerden birisi de girişimci meslek sahibi gençler yetiştirmeliyiz. Zira bu ülkenin akıllı, vizyoner ve başarılı girişimcilere çok ihtiyacı var.
Önder Güzelarslan
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.