İSLÂM BİLİM ADAMLARI Pîr Ahî Evrân Velî 3
İSLÂM BİLİM ADAMLARI
Pîr Ahî Evrân Velî 3
Bir davının gönül erlerinden Ahi Evran, Anadolu topraklarını vatan yapmanın ve İslamlaşmasının öncülüğünü yapanlardan, özellikle yeni kurulan Ahilik sistemi ile Anadolu’ya göç eden Türkmenlere hem aş hem iş vermiş; onları tekke ve zaviyelerde iyi bir Müslüman ve vasıflı bir meslek sahibi, üretici insan hâline getirmiş, iktisadi kalkınmasına ve imâr edilmesinde öncülük etmiştir.
Kardeşliğin, fedakârlığın, ahlâkın, kaliteli üretimin, aklın, bilimin ve sanatın esas alındığı Ahilik Teşkilatının kurucusu Ahi Evran, faziletli bir âlim ve mutasavvıftır.
Ahi Evran’ın onlarca telif ve tercüme eseri mevcuttur.
AHİLİK
Ahilik kelime olarak, Arapça “kardeşim” veya Türkçe “akı”, “cömert” ve “eli açık” anlamında kullanılmaktadır.
XIII. yüzyıldan itibaren, Anadolu’nun vatanlaşmasında ve Osmanlı Devleti’nin kurulmasında büyük rol oynayan dinî, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasî boyutları olan bir sistem olarak tarif edilmektedir. Terim olarak, bir esnaf-sanatkâr birliği hâline dönüşmüştür.
Kaynaklar ahiliği başlangıçta bir esnaf teşkilatı olarak ortaya çıkmadığı, içlerinde kadıların, müderrislerin, devlet adamlarının, askeri görevlilerin de olduğu; toplumun bütün kesimlerini kucakladığı, imanın amele dönüştüğü, Anadolu’nun vatanlaşmasına hizmet eden, Osmanlı’nın “cihan devleti” olmasını sağlayan, dünyevi ve uhrevi bir sistem olarak görmekte ve tarif etmektedir. Hatta ahilikte fütüvvet peygamberlerden kalma olup, peygamberin sünnetleri fütüvvetin de esasını oluşturmaktadır.
Türklerin fıtratlarında var olan yardımlaşma, dayanışma, cesaret, mertlik, alplik, teşkilatçılık ve kültürel özellikleri ahiliğin bir medeniyet hareketi olarak Türkler arasında yaygınlaşmasında etkili olmuştur. Bu kültür özelliklerine sahip olan Ahi Evran Veli, ahiliği Selçuklu coğrafyasında hızla teşkilatlandırmıştır.
Ahiliğin özünü “Eşref–i Mahlûkat” olan insan oluşturmakta, “dünyayı bir imtihan yeri” olarak kabul etmektedir.
Ahilik mesleğinde akşamları tekke ve zaviyelerde fütüvvet esasları teorik olarak öğretmekte, gündüzleri iş başında yamak, çırak, kalfa, usta sistemi içerisinde uygulamalı olarak eğitim verilmektedir. Bu eğitimle İslami kuralları hayat tarzı haline getirilmekte, tekke ve zaviyelerde okuma yazma, görgü kuralları, okçuluk, binicilik, kılıç eğitimi, tarım işleri… gibi alanlarda eğitim verilmektedir.
Ahilik iktisadi anlayışın temelinde çalışmak, üretmek, kalite, yardımlaşma, helâl kazanç, israftan kaçınma vb. inançlarını hayata geçirdikleri, kârda değil, hayırda yarıştıkları İslâmi kurallar vardır.
Ahiler Anadolu’nun İslâmlaşmasında ve Türkleşmesinde, kurdukları vakıflarla, yapmış oldukları şifahane, hamam, çeşme, han, medrese ve hayır kurumları ile etkili olmuşlardır.
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
14.08.2022
Ekleme
Tarihi: 14 Ağustos 2022 - Pazar
İSLÂM BİLİM ADAMLARI Pîr Ahî Evrân Velî 3
İSLÂM BİLİM ADAMLARI
Pîr Ahî Evrân Velî 3
Bir davının gönül erlerinden Ahi Evran, Anadolu topraklarını vatan yapmanın ve İslamlaşmasının öncülüğünü yapanlardan, özellikle yeni kurulan Ahilik sistemi ile Anadolu’ya göç eden Türkmenlere hem aş hem iş vermiş; onları tekke ve zaviyelerde iyi bir Müslüman ve vasıflı bir meslek sahibi, üretici insan hâline getirmiş, iktisadi kalkınmasına ve imâr edilmesinde öncülük etmiştir.
Kardeşliğin, fedakârlığın, ahlâkın, kaliteli üretimin, aklın, bilimin ve sanatın esas alındığı Ahilik Teşkilatının kurucusu Ahi Evran, faziletli bir âlim ve mutasavvıftır.
Ahi Evran’ın onlarca telif ve tercüme eseri mevcuttur.
AHİLİK
Ahilik kelime olarak, Arapça “kardeşim” veya Türkçe “akı”, “cömert” ve “eli açık” anlamında kullanılmaktadır.
XIII. yüzyıldan itibaren, Anadolu’nun vatanlaşmasında ve Osmanlı Devleti’nin kurulmasında büyük rol oynayan dinî, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasî boyutları olan bir sistem olarak tarif edilmektedir. Terim olarak, bir esnaf-sanatkâr birliği hâline dönüşmüştür.
Kaynaklar ahiliği başlangıçta bir esnaf teşkilatı olarak ortaya çıkmadığı, içlerinde kadıların, müderrislerin, devlet adamlarının, askeri görevlilerin de olduğu; toplumun bütün kesimlerini kucakladığı, imanın amele dönüştüğü, Anadolu’nun vatanlaşmasına hizmet eden, Osmanlı’nın “cihan devleti” olmasını sağlayan, dünyevi ve uhrevi bir sistem olarak görmekte ve tarif etmektedir. Hatta ahilikte fütüvvet peygamberlerden kalma olup, peygamberin sünnetleri fütüvvetin de esasını oluşturmaktadır.
Türklerin fıtratlarında var olan yardımlaşma, dayanışma, cesaret, mertlik, alplik, teşkilatçılık ve kültürel özellikleri ahiliğin bir medeniyet hareketi olarak Türkler arasında yaygınlaşmasında etkili olmuştur. Bu kültür özelliklerine sahip olan Ahi Evran Veli, ahiliği Selçuklu coğrafyasında hızla teşkilatlandırmıştır.
Ahiliğin özünü “Eşref–i Mahlûkat” olan insan oluşturmakta, “dünyayı bir imtihan yeri” olarak kabul etmektedir.
Ahilik mesleğinde akşamları tekke ve zaviyelerde fütüvvet esasları teorik olarak öğretmekte, gündüzleri iş başında yamak, çırak, kalfa, usta sistemi içerisinde uygulamalı olarak eğitim verilmektedir. Bu eğitimle İslami kuralları hayat tarzı haline getirilmekte, tekke ve zaviyelerde okuma yazma, görgü kuralları, okçuluk, binicilik, kılıç eğitimi, tarım işleri… gibi alanlarda eğitim verilmektedir.
Ahilik iktisadi anlayışın temelinde çalışmak, üretmek, kalite, yardımlaşma, helâl kazanç, israftan kaçınma vb. inançlarını hayata geçirdikleri, kârda değil, hayırda yarıştıkları İslâmi kurallar vardır.
Ahiler Anadolu’nun İslâmlaşmasında ve Türkleşmesinde, kurdukları vakıflarla, yapmış oldukları şifahane, hamam, çeşme, han, medrese ve hayır kurumları ile etkili olmuşlardır.
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
14.08.2022
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.