İSLAM BİLİM ADAMLARI
<p>FÂRÂBÎ 3</p>
<p>Fârâbî’ye göre felsefe yapan kimsenin en önemli gayesi önce kendi ahlâkını, sonra ailesinin ahlâkını ve sonra da ülkesindekilerin ahlâkî davranışını iyileştirmek olmalıdır.</p>
<p> </p>
<p>Hakikata yakalamak için her şeyden önce haz ve şehvet duygusunu yenmek ahlâkı düzeltmek, </p>
<p>sağlam bir iradeye sahip olmak için zihnî melekeleri geliştirmek ve güçlendirmek, </p>
<p>aşırı derecede bir istekle sürekli çalışmaktır.</p>
<p>Bunun için de başlıca meşguliyet alanı ilim olmalıdır.</p>
<p> </p>
<p>FARABİ’YE GÖRE AKIL</p>
<p> </p>
<p>Fârâbî akıl kavramını bütün yönleri ile incelemiş, aklı öncelikle amelî ve nazarî olmak üzere ikiye ayırmıştır. </p>
<p> </p>
<p>Amelî akıl her türlü dengeli davranışı ortaya koymada etkili,</p>
<p>nazarî akıl ise nefisin terbiye edilip olgunlaşarak akıl cevherine yardım etmeye dönüşmesinde etkilidir.</p>
<p> </p>
<p>Nazarî aklı ise kendi arasında üçe ayırmıştır. </p>
<p>Güç halindeki akıl (el-aklü’l-heyûlânî, el-akl bi’l-kuvve), nefis veya nefsin bir cüzü ya da gücü; </p>
<p>fiil halindeki akıl, güç halindeki aklın aktif duruma geçmesi; </p>
<p>müstefâd akıl ise duyu ilişkisi bulunmayan, insanın ulaşabileceği en yüksek seviyede sezgi ve ilhama açık, faal akılla ilişki kurma imkânına sahip bir akıl olmasıdır</p>
<p> </p>
<p>AHLÂK</p>
<p> </p>
<p>Fârâbî’ye göre, ahlâk felsefesinin temeli eğitim ve son hedefini ise mutluluk oluşturmaktadır. </p>
<p>Gerçek mutluluk, insan aklının maddenin hâkimiyetinden bütünüyle sıyrılıp, mânevî bir varlık olan faal aklın feyziyle aydınlanmasıdır.</p>
<p> </p>
<p>Ancak bazı insanlar mutluluğu servette, </p>
<p>bazıları maddede, </p>
<p>bazıları politik güçte, </p>
<p>bazıları da bilgide aramaktadır. </p>
<p>Gerçek ve en yüksek mutluluk ise bilgiyle aydınlanmaktır.</p>
<p> </p>
<p>Ahlâk konusunda eğitim ve geleneklerin çok önemli olduğunu söylemekte ve </p>
<p>ahlâkın pratik bir ilim olduğu, </p>
<p>yaparak ve yaşayarak kazanılacağını söylemektedir.</p>
<p> </p>
<p>Fârâbî’ye göre, mesleği öğrenip o konuda gerekli yeteneği kazanmak için çok alıştırma yapmaya ve tekrara ihtiyaç varsa, </p>
<p>ahlâklı olabilmek için de iyi ve güzel davranışları benimseyip onları huy ve karakter haline getirmeye ihtiyaç vardır.</p>
<p> </p>
<p>Fârâbî’nin mutluluk anlayışının maalesef İslâm’daki mutluluk anlayışıyla ilgisi yoktur.</p>
<p> </p>
<p>İslâm’a göre bir mümin için en büyük mutluluk Allah’a iman etmek, Allah’ı bilmek, Allah’ın sevmektir. Allah’ın rızasını kazanmaktır.</p>
<p> </p>
<p>Bediüzzam, Gazzâlî ve kelâmcılar, Fârâbî’nin felsefesinde yer alan bu görüşlerini sert bir şekilde eleştirilmiştir.</p>
<p> </p>
<p>Fârâbî’den geriye büyük, küçük 100’den fazla eser kalmıştır. Bu eserlerin bir kısmı Latince, İbrânîce, Türkçe, Farsça, İngilizce, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca ve Rusça’ya tercüme edilmiştir.</p>
<p>Eserlerinden bazıları; el-Medînetü’l-fâzıla, es-Siyâsetü’l-medeniyye, Kitâbü’l-Mille, İḥṣâʾü’l-ʿulûm, Taḥṣîlü’s-saʿâde. et-Tenbîh ʿalâ sebîli’s-saʿâde, Fuṣûlü’l-medenî şeklindedir.</p>
<p> </p>
<p> </p>
<p>Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu</p>
<p>15.11.2020</p>
Ekleme
Tarihi: 15 Kasım 2020 - Pazar
İSLAM BİLİM ADAMLARI
<p>FÂRÂBÎ 3</p>
<p>Fârâbî’ye göre felsefe yapan kimsenin en önemli gayesi önce kendi ahlâkını, sonra ailesinin ahlâkını ve sonra da ülkesindekilerin ahlâkî davranışını iyileştirmek olmalıdır.</p>
<p> </p>
<p>Hakikata yakalamak için her şeyden önce haz ve şehvet duygusunu yenmek ahlâkı düzeltmek, </p>
<p>sağlam bir iradeye sahip olmak için zihnî melekeleri geliştirmek ve güçlendirmek, </p>
<p>aşırı derecede bir istekle sürekli çalışmaktır.</p>
<p>Bunun için de başlıca meşguliyet alanı ilim olmalıdır.</p>
<p> </p>
<p>FARABİ’YE GÖRE AKIL</p>
<p> </p>
<p>Fârâbî akıl kavramını bütün yönleri ile incelemiş, aklı öncelikle amelî ve nazarî olmak üzere ikiye ayırmıştır. </p>
<p> </p>
<p>Amelî akıl her türlü dengeli davranışı ortaya koymada etkili,</p>
<p>nazarî akıl ise nefisin terbiye edilip olgunlaşarak akıl cevherine yardım etmeye dönüşmesinde etkilidir.</p>
<p> </p>
<p>Nazarî aklı ise kendi arasında üçe ayırmıştır. </p>
<p>Güç halindeki akıl (el-aklü’l-heyûlânî, el-akl bi’l-kuvve), nefis veya nefsin bir cüzü ya da gücü; </p>
<p>fiil halindeki akıl, güç halindeki aklın aktif duruma geçmesi; </p>
<p>müstefâd akıl ise duyu ilişkisi bulunmayan, insanın ulaşabileceği en yüksek seviyede sezgi ve ilhama açık, faal akılla ilişki kurma imkânına sahip bir akıl olmasıdır</p>
<p> </p>
<p>AHLÂK</p>
<p> </p>
<p>Fârâbî’ye göre, ahlâk felsefesinin temeli eğitim ve son hedefini ise mutluluk oluşturmaktadır. </p>
<p>Gerçek mutluluk, insan aklının maddenin hâkimiyetinden bütünüyle sıyrılıp, mânevî bir varlık olan faal aklın feyziyle aydınlanmasıdır.</p>
<p> </p>
<p>Ancak bazı insanlar mutluluğu servette, </p>
<p>bazıları maddede, </p>
<p>bazıları politik güçte, </p>
<p>bazıları da bilgide aramaktadır. </p>
<p>Gerçek ve en yüksek mutluluk ise bilgiyle aydınlanmaktır.</p>
<p> </p>
<p>Ahlâk konusunda eğitim ve geleneklerin çok önemli olduğunu söylemekte ve </p>
<p>ahlâkın pratik bir ilim olduğu, </p>
<p>yaparak ve yaşayarak kazanılacağını söylemektedir.</p>
<p> </p>
<p>Fârâbî’ye göre, mesleği öğrenip o konuda gerekli yeteneği kazanmak için çok alıştırma yapmaya ve tekrara ihtiyaç varsa, </p>
<p>ahlâklı olabilmek için de iyi ve güzel davranışları benimseyip onları huy ve karakter haline getirmeye ihtiyaç vardır.</p>
<p> </p>
<p>Fârâbî’nin mutluluk anlayışının maalesef İslâm’daki mutluluk anlayışıyla ilgisi yoktur.</p>
<p> </p>
<p>İslâm’a göre bir mümin için en büyük mutluluk Allah’a iman etmek, Allah’ı bilmek, Allah’ın sevmektir. Allah’ın rızasını kazanmaktır.</p>
<p> </p>
<p>Bediüzzam, Gazzâlî ve kelâmcılar, Fârâbî’nin felsefesinde yer alan bu görüşlerini sert bir şekilde eleştirilmiştir.</p>
<p> </p>
<p>Fârâbî’den geriye büyük, küçük 100’den fazla eser kalmıştır. Bu eserlerin bir kısmı Latince, İbrânîce, Türkçe, Farsça, İngilizce, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca ve Rusça’ya tercüme edilmiştir.</p>
<p>Eserlerinden bazıları; el-Medînetü’l-fâzıla, es-Siyâsetü’l-medeniyye, Kitâbü’l-Mille, İḥṣâʾü’l-ʿulûm, Taḥṣîlü’s-saʿâde. et-Tenbîh ʿalâ sebîli’s-saʿâde, Fuṣûlü’l-medenî şeklindedir.</p>
<p> </p>
<p> </p>
<p>Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu</p>
<p>15.11.2020</p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.