ITAP’ta beş gün
ITAP’ta beş gün
Her köşesi bir başka güzelliktedir ülkemizin. Dağları, ırmakları, vadileri, ovaları, sahilleri güzelliğine güzellik katar Türkiye’nin. Bulunduğunuz yerden uzaklaşıp bir yerlere yolunuzu düşürürseniz her yeni muhitte bir güzellikten bir başka güzelliğe geçersiniz.
Marmaris de öyledir, çevresi de öyle. Yemyeşil dağlardan aşarken zirvelerde gökyüzüne kanat açar, enginlere kıvrım kıvrım inerken denizin maviliğinde deryalara dalarsınız.
Marmaris’in Muğla’nın güzelliğine güzellik kattığı gibi Bozburun Yarımadasında yerleşik yöredeki köyler de Marmaris’in güzelliğine güzellik katıyor.
Öylesine güzel yerlerden biri de Turunç’tur. Marmaris ilçesine bağlı bir mahalle durumundaki köy, 1968 yılında Marmaris-Turunç yolunun açılmasıyla gelişim göstermiş, turizm faaliyetleri canlanmış ve hatta 1998 yılında belediye statüsü de alarak beldeye dönüşmüş. Yapılan yeni düzenlemelerle yasal ölçütlerden ötürü 2012 senesinde ilçeye bağlı mahalle statüsü verilmiş ve kendine özgü güzellikleriyle ilgi çekici şirin bir yer olarak yurt içinden ve yurt dışından pek çok kişiyi konuk etmeye devam etmektedir.
Çevrenin korunması ve deniz suyunun kontrol altına alınması, çevre bilincinin yaygınlaştırılması amacı ile geliştirilmiş, plaj ve marinalar için verilen Mavi bayrak ödüllü denize kıyısı olan Turunç’un başlıca geçim kaynağı halen turizmdir ve bu yönüyle güçlü bir potansiyele sahiptir.
Turunç’un değerine değer katan bir yer daha var, ITAP. İngilizce adının “Institute of Theoretical and Applied Physics” in baş harflerinden türetilen ITAP, “İleri Teknolojik Araştırma, Projelendirme ve Uluslararası Bilimsel Eğitim Derneği” olup hem akademik düzeyde etkinliklere hem de bilimin toplumda yaygınlaştırılmasına yönelik faaliyetlere öncelik veren çalışmalarıyla kendinden söz ettirmektedir.
ITAP Başkanı Prof. Dr. Tuğrul Hakioğlu’nun vizyonu ve içtenlikle katkı verenlerin çabalarıyla hayata geçirilen programlardan birisi de bu sene “7’den 77’ye Turunç Aile Bilim ve Sanat Kampı” adıyla 16 – 21 Temmuz 2024 tarihlerinde ITAP Bilim ve Toplum Merkezi (ITAP-BTM) tarafından düzenlenen etkinliklerdi. “Türkiye Toplum Hizmetleri Vakfı (TOVAK)” ev sahipliğinde yürütülen ve benim de iştirak ettiğim, çocukların aileleriyle birlikte katıldığı etkinlikler bir şenlik havasında dolu dolu bir içerikle gerçekleştirildi.
Özellikle 5 ila 9. sınıf arasındaki öğrencilere yer verilerek homojenliğin sağlanmasına itina gösterilen beş günlük programda; doğa, sanat, ekoloji, felsefe, fen, astronomi, tarih, drama ve kültür temalı etkinliklere yer verildi.
İlk buluşma olarak planlanan tanışma toplantısında, ITAP – BTM Eğitim Programları Sorumlusu Kadir Uluç ve TOVAK Başkanı Ali V. Turan’ın tanıtıcı ve önceki aktiviteler hakkında bilgilendirici konuşmalarıyla başlanan oturumda herkese konuşma fırsatı verildi, tanışma etkinlikleri gerçekleştirildi. Kamp süresince ilgi çekici uygulamalı ders ve atölyeleriyle herkesin keyifli ve verimli vakit geçirmesinde emeği geçen tüm ekibi; Aylin Pervane, Aslı Gezgiç, Birsen Şengezer, Kadir Uluç ve Prof. Dr. Doğan Erbahar’ı da yakından tanıma fırsatı oldu.
Sabahları doğa yürüyüşleriyle başlanan her gün katılan herkesi daha zinde ve iyi hissettiriyordu. Doğayı yakından keşfetmek çocuklar için harikaydı ve heyecan duymalarını sağlıyordu. Belirlenen patika parkuru boyunca Birsen Şengezer, çocukların sorularına cevap veriyor ve onların meraklarını sürekli canlı tutuyordu. Yerdeki böceklerden ağaçtaki yapraklara, çevredeki bitki türlerinden farklı bitki tohumlarına varıncaya kadar pek çok konu gezerken işleniyordu. Hiç beklenmedik bir anda ilgi çekici bir detaya odaklanıp derinleşiliyor, Birsen Hoca çantasından çıkarttığı merceklerle çocukların çevreyi daha yakından gözlemlemelerine fırsat veriyordu. Kimi zaman masal tadında, kimi zaman hikaye tadında ve çokça da sohbet havasında anlatımlarla gelişen diyaloglar çocukların işin içine dâhil edilmesini sağlıyordu. Yer yer gruplar halinde doğal ortamda ekoloji ve doğa atölyeleri yaptırılıp çocukların çok yönlü beceri gelişimleri iyiden iyiye destekleniyordu.
Konaklama imkânları olabildiğince yerinde olan tesisin çevresindeki ormanlık alan sunilikten oldukça uzak olup yapay bir şeye rastlamak zor. Çok geniş bir alanın, 9 bin hektardan daha fazla ormanın zarar gördüğü 2021 yazında yaşanan ve 8 gün devam ettikten sonra ancak kontrol altına alınabilen yangının şahitleri o günleri üzüntüyle anlatıyorlar. Turunç’a kayalık ve ormanlık dağlardan ulaşılabiliyordu. Yangın anında birçok kişi deniz yoluyla Marmaris’e ulaştırılmış. O zamanlar ilginç bir olay yaşanmış, beklenmedik bir biçimde esen ters rüzgar ile ITAP’ın olduğu tesislerin çevresindeki ağaçlık alan yangından kurtarılmış. Çekirge seslerinin ve yabanıl hayatın bütün canlılığını hissedebiliyorsunuz. Hatta öyle ki yürüyüşlerde yöre halkından birileriyle karşılaşıyor, sohbet ediyor ve topladığı o dağlara özgü bitkiler hakkında bilgi de edinebiliyorsunuz.
Sanat etkinliklerinde ailelerin de aktif katılımına yer verilip “çanta boyama” etkinliği ile hem çocukların keyifle yaptıkları bir çalışmaya motivasyon kaynağı olunuyor hem de yetişkinler adeta “rehabilite” ediliyor, dinlendiriliyordu. Aslı Gezgiç’in yönetiminde gerçekleştirilen etkinlik için sanki daha fazla zaman olsaydı diyorsunuz. Renklerin coşkusuyla çocukların etkinliği gerçekleştirdiği salonda hayal dünyalarının genişlediğini fark ediyorsunuz. Pencerelerinden masmavi denizi yukarıdan görebiliyor ve denizin gökyüzüyle buluşmasını iki sonsuzluğun adeta sizin dünyanızda birleştiği bir hisle o salondan çok farklı düşünce dünyalarına uçuyorsunuz. “Yoksa gerçekte resimle aranan şeyde bu mudur?” sorusu yapışıyor zihninize.
Böylesine tatlı ruh haline gitmişken düşünceleri derinleştirecek bir şeyler de olmalı. İşte “Çocuklarla Felsefe Atölyesi” de bu iş için biçilmiş bir kaftan gibidir. Aylin Pervane çocuklarla baş başa kalıyor ve onların farklı konular etrafında “düşünce jimnastiği” yapmalarına eşlik ediyor. Kritiklerini alıp eleştirel düşünme becerileri yanında özgün fikir üretme ve olayları algılama yönlerini destekleyici bir atmosferi doya doya yaşatıyor çocuklara.
Yine Aslı Gezgiç hocanın yön verdiği “yaratıcı drama” etkinlikleri, çocukların tiyatro, oyun ve rol alma becerilerini destekleyen, iletişim ve empati yönlerini güçlendiren, çocukların çok yönlü gelişimlerini destekleyen etkinliklerdi.
Kamp içerisinde fen deneyleri etkinliklerinde Prof. Dr. Doğan Erbahar, temel fiziğin mekanik konusundan ve ölçümlerden hareketle çocukların temel bazı niceliklerle tanışmasını sağladı. Karanlık odada elektrik deneylerinden eğlenceli ve neşeli bazı örnekleri çocuklara yaşatarak gösterdi. Meraklı sorularına cevaplar verdi. Kimya ile ilgili deneyler de yaptırıldı. Dr. Çiğdem Kuş ise bitkisel ekstraksiyon ile ilgili bilgiler verdi; kolonya ve parfüm gibi farklı ve güzel kokuların elde edilişleri ve bitkilerin bu bakımdan farklılıklarını çocuklarla paylaştı.
Kampta geçen beş gün boyunca her akşam gökyüzü ile ilgili meraklarını bir türlü sonuçlandıramayan çocuklar, sürekli yeni yeni sorularla Kadir Uluç Hocaya boş vakit bırakmadılar desem yeridir. Astronomi etkinliklerinde teleskopları tanımanın yanı sıra onları kullanıp deneyimleme imkânı da buldular. Kuruluşundan beri sürekli emek verdiği teleskopun yer aldığı kubbe o sıcak yaz akşamlarında insanı ter içerisinde bırakıyordu. Her fırsatta ziyaret etmelerine rağmen kubbenin gizemi çocuklar için hiç bitmedi.
Ayrıca çocuklarla reyhan şerbeti ve aşure yapımı da gerçekleştirildi. Bu etkinlikler, yemek kültürümüzün ne denli zengin olduğunu bir kez daha fark etmeyi de sağladı.
Hemen belirtelim, kampta kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri ile ara öğünler bir düzen içerisinde ve de çocukların damak zevklerine uygun hazırlanmıştı. Masalara aynı anda oturuluyordu ve çocuklar bundan mutluydu.
Yemekleri özenle hazırlayan tesis sorumlusu Zeki Ozul, çocuklarla harika iletişim kuruyor ve öyle ki çocuklar tabaklarında hiç yemek artırmadan bitiriyorlardı. Zeki Bey gönüllerde taht kurdu.
Beş günlük kamp süresince verilen serbest zamanlar dahi dolu geçiyordu. Amos Antik Kentini ziyaret herkesi tarihin derinliklerinde gezdirmeye yetti mesela. İsteyen yarımada üzerindeki Bozburun, Selimiye, Söğütköy, Bayırköy, Taşlıca, Turgutköy, Orhaniye, Osmaniye, Hisarönü ve İçmeler’i gezebilir. Denizin ve doğal güzelliklerin tadını çıkartabilir. Her köşesinde inci gibi saklı güzellikler var. Dağlardan aşın Selimiye yönünde gidin ve mutlaka Turgutköy’de şelalede de biraz serinleyin derim.
ITAP’ta geçen beş gün güzeldi. Kuşkusuz çocuklar için unutulmaz hatıralar bıraktı. Katıldıkları aktiviteler, temel fen ve sosyal bilimlerin, sanatın ve kültürün zengin dünyasına küçük bir kapı aralayan çocuklar için geleceğe dair bir kıvılcım olacaktır.
Hiç olumsuz bir şey yok mu derseniz, söyleyeyim. Fazla sıcağa ve güneşe alışık değilseniz gidince dikkat edin. Vücudunuzda kabarcıklar oluşabilir. Tesislerin etrafındaki ağaçlık alana geceleri çıkmayın börtü böcek yanında yabani hayvanlarla da karşılaşma ihtimaliniz çok yüksek. Ha bir de çocuklar kamptan sonra eve döndüklerinde, Zeki Ustanın yaptığı kalite düzeyinde ve o lezzette yemek isteyeceklerdir, demedi demeyin.
Kalın sağlıcakla.
Prof. Dr. Mustafa Böyükata
Yozgat Bozok Üniversitesi Öğretim Üyesi
Ekleme
Tarihi: 05 Ağustos 2024 - Pazartesi
ITAP’ta beş gün
ITAP’ta beş gün
Her köşesi bir başka güzelliktedir ülkemizin. Dağları, ırmakları, vadileri, ovaları, sahilleri güzelliğine güzellik katar Türkiye’nin. Bulunduğunuz yerden uzaklaşıp bir yerlere yolunuzu düşürürseniz her yeni muhitte bir güzellikten bir başka güzelliğe geçersiniz.
Marmaris de öyledir, çevresi de öyle. Yemyeşil dağlardan aşarken zirvelerde gökyüzüne kanat açar, enginlere kıvrım kıvrım inerken denizin maviliğinde deryalara dalarsınız.
Marmaris’in Muğla’nın güzelliğine güzellik kattığı gibi Bozburun Yarımadasında yerleşik yöredeki köyler de Marmaris’in güzelliğine güzellik katıyor.
Öylesine güzel yerlerden biri de Turunç’tur. Marmaris ilçesine bağlı bir mahalle durumundaki köy, 1968 yılında Marmaris-Turunç yolunun açılmasıyla gelişim göstermiş, turizm faaliyetleri canlanmış ve hatta 1998 yılında belediye statüsü de alarak beldeye dönüşmüş. Yapılan yeni düzenlemelerle yasal ölçütlerden ötürü 2012 senesinde ilçeye bağlı mahalle statüsü verilmiş ve kendine özgü güzellikleriyle ilgi çekici şirin bir yer olarak yurt içinden ve yurt dışından pek çok kişiyi konuk etmeye devam etmektedir.
Çevrenin korunması ve deniz suyunun kontrol altına alınması, çevre bilincinin yaygınlaştırılması amacı ile geliştirilmiş, plaj ve marinalar için verilen Mavi bayrak ödüllü denize kıyısı olan Turunç’un başlıca geçim kaynağı halen turizmdir ve bu yönüyle güçlü bir potansiyele sahiptir.
Turunç’un değerine değer katan bir yer daha var, ITAP. İngilizce adının “Institute of Theoretical and Applied Physics” in baş harflerinden türetilen ITAP, “İleri Teknolojik Araştırma, Projelendirme ve Uluslararası Bilimsel Eğitim Derneği” olup hem akademik düzeyde etkinliklere hem de bilimin toplumda yaygınlaştırılmasına yönelik faaliyetlere öncelik veren çalışmalarıyla kendinden söz ettirmektedir.
ITAP Başkanı Prof. Dr. Tuğrul Hakioğlu’nun vizyonu ve içtenlikle katkı verenlerin çabalarıyla hayata geçirilen programlardan birisi de bu sene “7’den 77’ye Turunç Aile Bilim ve Sanat Kampı” adıyla 16 – 21 Temmuz 2024 tarihlerinde ITAP Bilim ve Toplum Merkezi (ITAP-BTM) tarafından düzenlenen etkinliklerdi. “Türkiye Toplum Hizmetleri Vakfı (TOVAK)” ev sahipliğinde yürütülen ve benim de iştirak ettiğim, çocukların aileleriyle birlikte katıldığı etkinlikler bir şenlik havasında dolu dolu bir içerikle gerçekleştirildi.
Özellikle 5 ila 9. sınıf arasındaki öğrencilere yer verilerek homojenliğin sağlanmasına itina gösterilen beş günlük programda; doğa, sanat, ekoloji, felsefe, fen, astronomi, tarih, drama ve kültür temalı etkinliklere yer verildi.
İlk buluşma olarak planlanan tanışma toplantısında, ITAP – BTM Eğitim Programları Sorumlusu Kadir Uluç ve TOVAK Başkanı Ali V. Turan’ın tanıtıcı ve önceki aktiviteler hakkında bilgilendirici konuşmalarıyla başlanan oturumda herkese konuşma fırsatı verildi, tanışma etkinlikleri gerçekleştirildi. Kamp süresince ilgi çekici uygulamalı ders ve atölyeleriyle herkesin keyifli ve verimli vakit geçirmesinde emeği geçen tüm ekibi; Aylin Pervane, Aslı Gezgiç, Birsen Şengezer, Kadir Uluç ve Prof. Dr. Doğan Erbahar’ı da yakından tanıma fırsatı oldu.
Sabahları doğa yürüyüşleriyle başlanan her gün katılan herkesi daha zinde ve iyi hissettiriyordu. Doğayı yakından keşfetmek çocuklar için harikaydı ve heyecan duymalarını sağlıyordu. Belirlenen patika parkuru boyunca Birsen Şengezer, çocukların sorularına cevap veriyor ve onların meraklarını sürekli canlı tutuyordu. Yerdeki böceklerden ağaçtaki yapraklara, çevredeki bitki türlerinden farklı bitki tohumlarına varıncaya kadar pek çok konu gezerken işleniyordu. Hiç beklenmedik bir anda ilgi çekici bir detaya odaklanıp derinleşiliyor, Birsen Hoca çantasından çıkarttığı merceklerle çocukların çevreyi daha yakından gözlemlemelerine fırsat veriyordu. Kimi zaman masal tadında, kimi zaman hikaye tadında ve çokça da sohbet havasında anlatımlarla gelişen diyaloglar çocukların işin içine dâhil edilmesini sağlıyordu. Yer yer gruplar halinde doğal ortamda ekoloji ve doğa atölyeleri yaptırılıp çocukların çok yönlü beceri gelişimleri iyiden iyiye destekleniyordu.
Konaklama imkânları olabildiğince yerinde olan tesisin çevresindeki ormanlık alan sunilikten oldukça uzak olup yapay bir şeye rastlamak zor. Çok geniş bir alanın, 9 bin hektardan daha fazla ormanın zarar gördüğü 2021 yazında yaşanan ve 8 gün devam ettikten sonra ancak kontrol altına alınabilen yangının şahitleri o günleri üzüntüyle anlatıyorlar. Turunç’a kayalık ve ormanlık dağlardan ulaşılabiliyordu. Yangın anında birçok kişi deniz yoluyla Marmaris’e ulaştırılmış. O zamanlar ilginç bir olay yaşanmış, beklenmedik bir biçimde esen ters rüzgar ile ITAP’ın olduğu tesislerin çevresindeki ağaçlık alan yangından kurtarılmış. Çekirge seslerinin ve yabanıl hayatın bütün canlılığını hissedebiliyorsunuz. Hatta öyle ki yürüyüşlerde yöre halkından birileriyle karşılaşıyor, sohbet ediyor ve topladığı o dağlara özgü bitkiler hakkında bilgi de edinebiliyorsunuz.
Sanat etkinliklerinde ailelerin de aktif katılımına yer verilip “çanta boyama” etkinliği ile hem çocukların keyifle yaptıkları bir çalışmaya motivasyon kaynağı olunuyor hem de yetişkinler adeta “rehabilite” ediliyor, dinlendiriliyordu. Aslı Gezgiç’in yönetiminde gerçekleştirilen etkinlik için sanki daha fazla zaman olsaydı diyorsunuz. Renklerin coşkusuyla çocukların etkinliği gerçekleştirdiği salonda hayal dünyalarının genişlediğini fark ediyorsunuz. Pencerelerinden masmavi denizi yukarıdan görebiliyor ve denizin gökyüzüyle buluşmasını iki sonsuzluğun adeta sizin dünyanızda birleştiği bir hisle o salondan çok farklı düşünce dünyalarına uçuyorsunuz. “Yoksa gerçekte resimle aranan şeyde bu mudur?” sorusu yapışıyor zihninize.
Böylesine tatlı ruh haline gitmişken düşünceleri derinleştirecek bir şeyler de olmalı. İşte “Çocuklarla Felsefe Atölyesi” de bu iş için biçilmiş bir kaftan gibidir. Aylin Pervane çocuklarla baş başa kalıyor ve onların farklı konular etrafında “düşünce jimnastiği” yapmalarına eşlik ediyor. Kritiklerini alıp eleştirel düşünme becerileri yanında özgün fikir üretme ve olayları algılama yönlerini destekleyici bir atmosferi doya doya yaşatıyor çocuklara.
Yine Aslı Gezgiç hocanın yön verdiği “yaratıcı drama” etkinlikleri, çocukların tiyatro, oyun ve rol alma becerilerini destekleyen, iletişim ve empati yönlerini güçlendiren, çocukların çok yönlü gelişimlerini destekleyen etkinliklerdi.
Kamp içerisinde fen deneyleri etkinliklerinde Prof. Dr. Doğan Erbahar, temel fiziğin mekanik konusundan ve ölçümlerden hareketle çocukların temel bazı niceliklerle tanışmasını sağladı. Karanlık odada elektrik deneylerinden eğlenceli ve neşeli bazı örnekleri çocuklara yaşatarak gösterdi. Meraklı sorularına cevaplar verdi. Kimya ile ilgili deneyler de yaptırıldı. Dr. Çiğdem Kuş ise bitkisel ekstraksiyon ile ilgili bilgiler verdi; kolonya ve parfüm gibi farklı ve güzel kokuların elde edilişleri ve bitkilerin bu bakımdan farklılıklarını çocuklarla paylaştı.
Kampta geçen beş gün boyunca her akşam gökyüzü ile ilgili meraklarını bir türlü sonuçlandıramayan çocuklar, sürekli yeni yeni sorularla Kadir Uluç Hocaya boş vakit bırakmadılar desem yeridir. Astronomi etkinliklerinde teleskopları tanımanın yanı sıra onları kullanıp deneyimleme imkânı da buldular. Kuruluşundan beri sürekli emek verdiği teleskopun yer aldığı kubbe o sıcak yaz akşamlarında insanı ter içerisinde bırakıyordu. Her fırsatta ziyaret etmelerine rağmen kubbenin gizemi çocuklar için hiç bitmedi.
Ayrıca çocuklarla reyhan şerbeti ve aşure yapımı da gerçekleştirildi. Bu etkinlikler, yemek kültürümüzün ne denli zengin olduğunu bir kez daha fark etmeyi de sağladı.
Hemen belirtelim, kampta kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri ile ara öğünler bir düzen içerisinde ve de çocukların damak zevklerine uygun hazırlanmıştı. Masalara aynı anda oturuluyordu ve çocuklar bundan mutluydu.
Yemekleri özenle hazırlayan tesis sorumlusu Zeki Ozul, çocuklarla harika iletişim kuruyor ve öyle ki çocuklar tabaklarında hiç yemek artırmadan bitiriyorlardı. Zeki Bey gönüllerde taht kurdu.
Beş günlük kamp süresince verilen serbest zamanlar dahi dolu geçiyordu. Amos Antik Kentini ziyaret herkesi tarihin derinliklerinde gezdirmeye yetti mesela. İsteyen yarımada üzerindeki Bozburun, Selimiye, Söğütköy, Bayırköy, Taşlıca, Turgutköy, Orhaniye, Osmaniye, Hisarönü ve İçmeler’i gezebilir. Denizin ve doğal güzelliklerin tadını çıkartabilir. Her köşesinde inci gibi saklı güzellikler var. Dağlardan aşın Selimiye yönünde gidin ve mutlaka Turgutköy’de şelalede de biraz serinleyin derim.
ITAP’ta geçen beş gün güzeldi. Kuşkusuz çocuklar için unutulmaz hatıralar bıraktı. Katıldıkları aktiviteler, temel fen ve sosyal bilimlerin, sanatın ve kültürün zengin dünyasına küçük bir kapı aralayan çocuklar için geleceğe dair bir kıvılcım olacaktır.
Hiç olumsuz bir şey yok mu derseniz, söyleyeyim. Fazla sıcağa ve güneşe alışık değilseniz gidince dikkat edin. Vücudunuzda kabarcıklar oluşabilir. Tesislerin etrafındaki ağaçlık alana geceleri çıkmayın börtü böcek yanında yabani hayvanlarla da karşılaşma ihtimaliniz çok yüksek. Ha bir de çocuklar kamptan sonra eve döndüklerinde, Zeki Ustanın yaptığı kalite düzeyinde ve o lezzette yemek isteyeceklerdir, demedi demeyin.
Kalın sağlıcakla.
Prof. Dr. Mustafa Böyükata
Yozgat Bozok Üniversitesi Öğretim Üyesi
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.