BİZİM ÇOCUKLARI ATEŞE ATAN KİM?
<p> Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…</p>
<p> Sanal medya uygulamaları, insanlarının vakit geçirme oyuncakları adeta. Özellikle kullanıcılarının akıllı mı? Değil mi? Diye soru sorduracak kadar ‘Hadi canım bu kadar da olmaz ‘ dedirten videoları bir şekilde görüyoruz. İsim vermek istemem ama amaçlarla araçların değerleri yer değiştirdiğinden beri amaçsız olarak kullandığımız teknolojik araçlarımız başımızın belası olamaya doğru gidiyor.</p>
<p> Küresel mübtezellerin insanlarla alay ettikleri, gizlisinin saklısının olmadığı, tek dertlerin takipçi sayısı ve kaç beğeni aldığına indirgeyen; amaçsız, sevdasız ve davasız toplumların orta yerinde kaldık. Gönlümüzden anlayanlarla da yanlış anlaşılacağız korkusundan, aramıza sırat köprüsü kurmaktan çekinmediğimiz zamanlardayız işte. </p>
<p> Ülkenin en zorlu zamanları olarak adlandırılan, yetmişli ve seksenli yıllarda gencecik vatan evlatları bir birine kırdırıldı.O dönem insanlarımızın gencecik evlatları ideolojik kavgalarda birbirini kovalarken oyunu kuranlar sadece seyretmekle kalmışlardı. Yakın zamanda o büyüklerden biri ‘ Bir sağdan bir soldan astık’ diyecek kadar yaşanılanların vahametini ortaya koymuşlardı. Bir İbrahim çıkmadı meydanda duran putları kıracak!</p>
<p> O dönemin gençlerinin sağcısının da solcusunun da bir davası uğruna mücadele ettiği bir sevdaları vardı. Adı ‘Sağdı veya soldu’. Bir dertleri vardı. Ülkelerini sevenler emperyalist güçlere karşı direnenler olduğu kadar manevi ve milli duygularıyla aynı davaya farklı kulvarlardan yürüyenler vardı. Ben Dursun Önkuzu’ya yazılan ağıtı da dinledim hüzünlendim, Deniz Gezmiş için yazılan şarkıyı da dinledim. Ne benim Müslümanlığım gitti ne de Milli duygularımda azalma oldu. Ya da ABD ‘ye olan öfkem dindi. </p>
<p> Mahalleleri ayağa kaldıran tarifsiz evlat acıları yaşatan küresel güçler şimdi bambaşka oyunlarla sadece ülkemizde değil tüm dünyayı parmaklarında oynatmaya başladılar. Gençlerimiz bu oyunlara ve bu güçlerin oyuncaklarına, dayatılan markalara, kılık kıyafet mecburiyetine ve yeme içme şekline varıncaya kadar küresel köleler haline getirildi.</p>
<p> Kendin olmaya izin vermedikleri gibi kendi istediklerinden bağımsız hareket edemeyecek kadar bizi şekillendirdiler. Bizlerin hür olma hakkını aldılar. Davalarımız sevdalarımız elimizden alındı. Kendi elimizle mahallelerimizi ateşe verip çocuklarımızı kurban ettik. Ellerine vermeye mecbur kaldığımız Tablet ve telefonlarla aramıza çizdiğimiz kırmızı çizginin derinliği aldı başını gitti. </p>
<p>Sahi önce bu ateşi kim yakmıştı. Hz. İbrahim zamanın yakılan ateşine karşı nasıl direndi? Döneminin küresel güç diye tabir ettiklerimize karşı tek başına mücadele etmişti. Eğer Hz. İbrahim bu mücadeleye kalkışmasaydı kimsenin zulme karşı ‘Dur!’ deme cesareti olmazdı. Düşman benden daha güçlü demeden, benden daha kalabalık demeden, Allah ile olana kim zarar verebilir inancıyla hareket etmiş ve o devrin putlarını yere sermişti. </p>
<p>‘İşini güzel yaparak kendini Allah’a veren İbrahim’in Allah’ı bir tanıyan dinine tabi olan kimseden kimin dini daha güzel olabilir! Ve Allah İbrahim’i dost edinmiştir.’( Nisa Suresi 125) O mücadele Hz. İbrahim’i Allah’a dost etmişti.Şimdi bizim dostumuz var mı?</p>
<p> İbrahimî bir cesaret, bir mücadeleniz olursa Allah size de dost olur! Hz. İbrahim zahir putları kırmıştı, gelecekte Mü’minler böyle dünyalarında putlarla karşı karşıya kalırsa kırmaktan korkmasın diye! Zahir putun kırılması kolaydı da kalplere yerleşen görünmeyen putları kırmak zordu. Görünen putları kıran Hz. İbrahim mücadelesinin sonunda nemrutun ateşine atılacağını bile bile yüreğini titretmedi. Sevdası davası olanın ateş yakmazdı yakmadı da ! </p>
<p> Bizim çocukları ateşe kendi ellerimizle attık. Üstelik bir mücadele için de değil. İçimizde ki putları kıramayınca o putlara kurban ettik şimdinin çocuklarını ve gençleri. Haydi toplayalım şu gençleri, biz putları kırmadan har, gül bahçesi olmayacak. Ve çocuklar yanarken bize bahar gelmeyecek!</p>
<p> Vatanı için davası için ölen ve öldürülenlere rahmetle…</p>
<p> Ravza Zeybek</p>
Ekleme
Tarihi: 29 Aralık 2020 - Salı
BİZİM ÇOCUKLARI ATEŞE ATAN KİM?
<p> Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…</p>
<p> Sanal medya uygulamaları, insanlarının vakit geçirme oyuncakları adeta. Özellikle kullanıcılarının akıllı mı? Değil mi? Diye soru sorduracak kadar ‘Hadi canım bu kadar da olmaz ‘ dedirten videoları bir şekilde görüyoruz. İsim vermek istemem ama amaçlarla araçların değerleri yer değiştirdiğinden beri amaçsız olarak kullandığımız teknolojik araçlarımız başımızın belası olamaya doğru gidiyor.</p>
<p> Küresel mübtezellerin insanlarla alay ettikleri, gizlisinin saklısının olmadığı, tek dertlerin takipçi sayısı ve kaç beğeni aldığına indirgeyen; amaçsız, sevdasız ve davasız toplumların orta yerinde kaldık. Gönlümüzden anlayanlarla da yanlış anlaşılacağız korkusundan, aramıza sırat köprüsü kurmaktan çekinmediğimiz zamanlardayız işte. </p>
<p> Ülkenin en zorlu zamanları olarak adlandırılan, yetmişli ve seksenli yıllarda gencecik vatan evlatları bir birine kırdırıldı.O dönem insanlarımızın gencecik evlatları ideolojik kavgalarda birbirini kovalarken oyunu kuranlar sadece seyretmekle kalmışlardı. Yakın zamanda o büyüklerden biri ‘ Bir sağdan bir soldan astık’ diyecek kadar yaşanılanların vahametini ortaya koymuşlardı. Bir İbrahim çıkmadı meydanda duran putları kıracak!</p>
<p> O dönemin gençlerinin sağcısının da solcusunun da bir davası uğruna mücadele ettiği bir sevdaları vardı. Adı ‘Sağdı veya soldu’. Bir dertleri vardı. Ülkelerini sevenler emperyalist güçlere karşı direnenler olduğu kadar manevi ve milli duygularıyla aynı davaya farklı kulvarlardan yürüyenler vardı. Ben Dursun Önkuzu’ya yazılan ağıtı da dinledim hüzünlendim, Deniz Gezmiş için yazılan şarkıyı da dinledim. Ne benim Müslümanlığım gitti ne de Milli duygularımda azalma oldu. Ya da ABD ‘ye olan öfkem dindi. </p>
<p> Mahalleleri ayağa kaldıran tarifsiz evlat acıları yaşatan küresel güçler şimdi bambaşka oyunlarla sadece ülkemizde değil tüm dünyayı parmaklarında oynatmaya başladılar. Gençlerimiz bu oyunlara ve bu güçlerin oyuncaklarına, dayatılan markalara, kılık kıyafet mecburiyetine ve yeme içme şekline varıncaya kadar küresel köleler haline getirildi.</p>
<p> Kendin olmaya izin vermedikleri gibi kendi istediklerinden bağımsız hareket edemeyecek kadar bizi şekillendirdiler. Bizlerin hür olma hakkını aldılar. Davalarımız sevdalarımız elimizden alındı. Kendi elimizle mahallelerimizi ateşe verip çocuklarımızı kurban ettik. Ellerine vermeye mecbur kaldığımız Tablet ve telefonlarla aramıza çizdiğimiz kırmızı çizginin derinliği aldı başını gitti. </p>
<p>Sahi önce bu ateşi kim yakmıştı. Hz. İbrahim zamanın yakılan ateşine karşı nasıl direndi? Döneminin küresel güç diye tabir ettiklerimize karşı tek başına mücadele etmişti. Eğer Hz. İbrahim bu mücadeleye kalkışmasaydı kimsenin zulme karşı ‘Dur!’ deme cesareti olmazdı. Düşman benden daha güçlü demeden, benden daha kalabalık demeden, Allah ile olana kim zarar verebilir inancıyla hareket etmiş ve o devrin putlarını yere sermişti. </p>
<p>‘İşini güzel yaparak kendini Allah’a veren İbrahim’in Allah’ı bir tanıyan dinine tabi olan kimseden kimin dini daha güzel olabilir! Ve Allah İbrahim’i dost edinmiştir.’( Nisa Suresi 125) O mücadele Hz. İbrahim’i Allah’a dost etmişti.Şimdi bizim dostumuz var mı?</p>
<p> İbrahimî bir cesaret, bir mücadeleniz olursa Allah size de dost olur! Hz. İbrahim zahir putları kırmıştı, gelecekte Mü’minler böyle dünyalarında putlarla karşı karşıya kalırsa kırmaktan korkmasın diye! Zahir putun kırılması kolaydı da kalplere yerleşen görünmeyen putları kırmak zordu. Görünen putları kıran Hz. İbrahim mücadelesinin sonunda nemrutun ateşine atılacağını bile bile yüreğini titretmedi. Sevdası davası olanın ateş yakmazdı yakmadı da ! </p>
<p> Bizim çocukları ateşe kendi ellerimizle attık. Üstelik bir mücadele için de değil. İçimizde ki putları kıramayınca o putlara kurban ettik şimdinin çocuklarını ve gençleri. Haydi toplayalım şu gençleri, biz putları kırmadan har, gül bahçesi olmayacak. Ve çocuklar yanarken bize bahar gelmeyecek!</p>
<p> Vatanı için davası için ölen ve öldürülenlere rahmetle…</p>
<p> Ravza Zeybek</p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.