Absürt Sözleşme İstanbul Sözleşmesi
<p>Batının değerleriyle insan olunacağını tahayyül etmek, insandaki değersizlik hissini ortaya koymaktadır. Kendi değerleriyle hemhal olamayanlar, batının değerleriyle bir hale dönüşmeye çalışmaktadırlar. Dönüştükleri hal ise insanlıktan uzak, nefsani bir haldir. </p>
<p>Batı, girdiği çıkmazdan kendi değerleriyle çıkamadı ve çıkamayacaktır. Bu çıkmaz batının en büyük handikabıdır. Allah insanı iddiasından vururmuş, batının en büyük iddiası kamil insanı bulmaktı ve tokatı da oradan yedi. İnsanı kamil oluşturmak isterken vahşeti kamil olan belhum adallar (hayvanların en aşağısı) meydana getirdi. </p>
<p>Bu vampirler, “Kadın insan mı, hayvan mı, O’nun ruhu var mı?” gibi tartışmaları yaparlardı. Milyon milyon insan öldüren, girdiği yerden kan, vahşet ve ağıtlar ile çıkan batı “kadına şiddeti” önleyecekmiş. Hadi oradan... Sizler geçmişte işlediğiniz iğrençliklerin faturasını ödeyin, sonra insanlık deyin. İnsanlığın ırzına geçenler, ahlak bekçisi olmuş. Taşları bağlamışlar, köpekleri salmışlar…</p>
<p>Afrika’da, Ortadoğu’da, bilhassa Irak’taki hanım kardeşlerimize yaptığınız iğrençlikleri unuttuğumuzu mu sandınız? Sizler kimseye hak vermezsiniz. Kara delik gibisiniz, insanlığın bütün haklarını yutan aşağılık varlıklarsınız. </p>
<p>Batının insana değeri, kendi mitolojilerinde aşikar olan bir durumdur. Önce insanın elinden Tanrıyı aldılar, sonra da insanı tanrılaştırdılar. Baktılar olmuyor, çözüm olarak ilahlaşan insanları kişisel gelişim papazları tarafından birbirine düşman kıldılar. Birbirini idare etmeyi, vefayı, fedakarlığı yobazlık olarak lanse ettiler. Bunun sonucunda da kimsenin kimseye tahammülü olmadığı, kendini kamili mutlak olarak gören mankurt insanlar oluştu. Şimdi de plastik kanunlarıyla insan olalım diyorlar, batının insanlığa tek katkısı susmak olmalıdır. Elini değdirdiği her şey kirleniyor, yok oluyor. İnsanlık için çalıştığını iddia eden bu vahşileri insanlardan uzak tutmalıyız.</p>
<p>Kadına şiddete hayır maskesiyle İslam’ın uygun görmediği yasakları resmileştiren sözleşmeye hayır! Hayır! Hayır! </p>
<p>İnsanlarda İslami bilinç oluşturmadıkça kadına şiddet dahil hiçbir şiddeti ve problemi çözemeyiz. İslam fıtrattır ve insanın kullanma kılavuzudur. Kılavuza aykırı hareket ettikçe insanlık buhranda ve kaosta kalmaya devam edecektir. İnsanı özüne döndüren, insanlığını hatırlatan ve yegane çözüm kaynağımız olan İslam’a dönmekten başka çaremiz yoktur. </p>
<p>Evliliğin temel taşlarından bir tanesi de sevgi ve muhabbettir. Beşeri ideolojiler bu duyguları veremezler. İslam ise sevginin nirvanasını öğretiyor. İslam’ın önleyici tedbirleri var, İslam dışında hiçbir sistemin şiddeti önleyici tedbirleri yoktur. Dinimizin önleyici tedbirlerinden birkaç tanesini sıralayalım. Dinimiz evvela emanet bilinci oluşturarak kadını koruma altına alır. Erkeğin kadının sahibi olmadığını, sadece emanet olarak verildiğini ve emaneti teslim aldığı gibi teslim etmesi gerektiğini hatırlatır. Kadının haklarını yerine getirme konusunda Allah’tan korkulması hatırlatılır.</p>
<p>Dinimiz kadın evlendiğinde dinin yarısının tamamlanmasına vesile olduğunu, anne olduğunda cennet ayakları altına serildiğini, evladın hiçbir vakit hakkını ödemeyeceği bir makama yücelterek değer bilinci oluşturmaktadır. </p>
<p>Kadına bu değeri veren ve onu koruma altına alabilen başka bir sözleşme veya sistem var mıdır? İstanbul sözleşmesi yerine İslami bir sözleşme hazırlanırsa yarınlara daha mutlu ve huzurlu bakabiliriz. İnsanı birbirine düşman kılan sözleşmeler yerine sevgiyi ve muhabbeti esas alan sözleşmeler hazırlanıp toplum bu yönde eğitilirse yarınlarımız daha güzel olacaktır. Rabbim başta ülkemiz olmak üzere halkı Müslüman ülkelerin hepsine beşeri ideolojilerden çekilmeyi, İslam’ın hükümlerine göre yönetilmeyi nasip etsin.</p>
<p>Mücahit GÜLER</p>
Ekleme
Tarihi: 21 Mart 2021 - Pazar
Absürt Sözleşme İstanbul Sözleşmesi
<p>Batının değerleriyle insan olunacağını tahayyül etmek, insandaki değersizlik hissini ortaya koymaktadır. Kendi değerleriyle hemhal olamayanlar, batının değerleriyle bir hale dönüşmeye çalışmaktadırlar. Dönüştükleri hal ise insanlıktan uzak, nefsani bir haldir. </p>
<p>Batı, girdiği çıkmazdan kendi değerleriyle çıkamadı ve çıkamayacaktır. Bu çıkmaz batının en büyük handikabıdır. Allah insanı iddiasından vururmuş, batının en büyük iddiası kamil insanı bulmaktı ve tokatı da oradan yedi. İnsanı kamil oluşturmak isterken vahşeti kamil olan belhum adallar (hayvanların en aşağısı) meydana getirdi. </p>
<p>Bu vampirler, “Kadın insan mı, hayvan mı, O’nun ruhu var mı?” gibi tartışmaları yaparlardı. Milyon milyon insan öldüren, girdiği yerden kan, vahşet ve ağıtlar ile çıkan batı “kadına şiddeti” önleyecekmiş. Hadi oradan... Sizler geçmişte işlediğiniz iğrençliklerin faturasını ödeyin, sonra insanlık deyin. İnsanlığın ırzına geçenler, ahlak bekçisi olmuş. Taşları bağlamışlar, köpekleri salmışlar…</p>
<p>Afrika’da, Ortadoğu’da, bilhassa Irak’taki hanım kardeşlerimize yaptığınız iğrençlikleri unuttuğumuzu mu sandınız? Sizler kimseye hak vermezsiniz. Kara delik gibisiniz, insanlığın bütün haklarını yutan aşağılık varlıklarsınız. </p>
<p>Batının insana değeri, kendi mitolojilerinde aşikar olan bir durumdur. Önce insanın elinden Tanrıyı aldılar, sonra da insanı tanrılaştırdılar. Baktılar olmuyor, çözüm olarak ilahlaşan insanları kişisel gelişim papazları tarafından birbirine düşman kıldılar. Birbirini idare etmeyi, vefayı, fedakarlığı yobazlık olarak lanse ettiler. Bunun sonucunda da kimsenin kimseye tahammülü olmadığı, kendini kamili mutlak olarak gören mankurt insanlar oluştu. Şimdi de plastik kanunlarıyla insan olalım diyorlar, batının insanlığa tek katkısı susmak olmalıdır. Elini değdirdiği her şey kirleniyor, yok oluyor. İnsanlık için çalıştığını iddia eden bu vahşileri insanlardan uzak tutmalıyız.</p>
<p>Kadına şiddete hayır maskesiyle İslam’ın uygun görmediği yasakları resmileştiren sözleşmeye hayır! Hayır! Hayır! </p>
<p>İnsanlarda İslami bilinç oluşturmadıkça kadına şiddet dahil hiçbir şiddeti ve problemi çözemeyiz. İslam fıtrattır ve insanın kullanma kılavuzudur. Kılavuza aykırı hareket ettikçe insanlık buhranda ve kaosta kalmaya devam edecektir. İnsanı özüne döndüren, insanlığını hatırlatan ve yegane çözüm kaynağımız olan İslam’a dönmekten başka çaremiz yoktur. </p>
<p>Evliliğin temel taşlarından bir tanesi de sevgi ve muhabbettir. Beşeri ideolojiler bu duyguları veremezler. İslam ise sevginin nirvanasını öğretiyor. İslam’ın önleyici tedbirleri var, İslam dışında hiçbir sistemin şiddeti önleyici tedbirleri yoktur. Dinimizin önleyici tedbirlerinden birkaç tanesini sıralayalım. Dinimiz evvela emanet bilinci oluşturarak kadını koruma altına alır. Erkeğin kadının sahibi olmadığını, sadece emanet olarak verildiğini ve emaneti teslim aldığı gibi teslim etmesi gerektiğini hatırlatır. Kadının haklarını yerine getirme konusunda Allah’tan korkulması hatırlatılır.</p>
<p>Dinimiz kadın evlendiğinde dinin yarısının tamamlanmasına vesile olduğunu, anne olduğunda cennet ayakları altına serildiğini, evladın hiçbir vakit hakkını ödemeyeceği bir makama yücelterek değer bilinci oluşturmaktadır. </p>
<p>Kadına bu değeri veren ve onu koruma altına alabilen başka bir sözleşme veya sistem var mıdır? İstanbul sözleşmesi yerine İslami bir sözleşme hazırlanırsa yarınlara daha mutlu ve huzurlu bakabiliriz. İnsanı birbirine düşman kılan sözleşmeler yerine sevgiyi ve muhabbeti esas alan sözleşmeler hazırlanıp toplum bu yönde eğitilirse yarınlarımız daha güzel olacaktır. Rabbim başta ülkemiz olmak üzere halkı Müslüman ülkelerin hepsine beşeri ideolojilerden çekilmeyi, İslam’ın hükümlerine göre yönetilmeyi nasip etsin.</p>
<p>Mücahit GÜLER</p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.