KİMİN MODASI?
KİMİN MODASI?
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…
‘’Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle, dışarı çıkarken üstlerine cilbablarını alsınlar. Bu, onların tanınmasını ve bundan dolayı incitilmemelerini sağlar.Allah Gafurdur, Rahimdir.( Ahzap 33/59)
Moda denilen menşei İtalyanca olan bir kavram üzerinde durmak istiyorum. Moda TDK göre:
- Değişiklik gereksinimi veya süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik
- Belirli bir süre etkin olan toplumsal beğeni, bir şeye karşı gösterilen aşırı düşkünlük.
- Geçici olarak yeniliğe ve toplumsal beğeniye uygun olan diye adlandırılıyor. Bu tanım burada bir dursun.
Elbette hayatımıza istesek de istemesek de giren ‘moda’ kavramı herkese göre de değişiklik arz ediyor. İslam insanı dünyalık olarak sokulmak istenen tüm kalıpların üzerinde düşünme ve yaşama biçimidir. Bu sebeptir hala İslam’ın emir ve yasakları insanlara ağır gelir.
Yanlış anlamayın inanlara değil insanlara dedim. Özellikle kadınların başörtüsü her daim imtihan olmuş ve olmaya devam ediyor.Daha önce Avrupa’da da karşımıza çıkan başörtüsüne karşı tavır şimdi de Hindistan da çıktı.
Hindistan’ın güneyindeki Karnataka eyaletinde gündemde olan başörtüsü yasağı hakkında protestolar düzenlenirken, Müslüman öğrencilerin bazı okullara girişleri engellenmeye devam edildiği bildirilmişti.
Okula ödev teslimi için gelen Bibi Muskan Khan adlı kız öğrenci bir grup baş örtüsü karşıtı olan grubun sözlü tacizine uğramış tek başına onlara karşı dik durarak oradan ayrılmıştı.
Bibi Muskan Khan’ın cesur davranışına tüm dünyadan destek mesajları atıldı.
Aslında bu olay bizim pek yabancı olmadığımız şunun şurasında on beş sene öncesine kadar birçok başörtülünün zaman zaman maruz kaldığı bir davranıştı.
Çok şükür ki şimdilerde bu sorun çözüme kavuştu ve başını örtene de başını açana kimsenin karışmadığı zamanları yaşıyoruz.
Tabi bazı televizyon kanallarında bundan rahatsız olan bazı ‘Kadınlar’ hala rahatsızlıklarını dillendirseler de onların da yaşlılıklarına verip gülüp geçiyoruz! Çünkü başörtüsü her dönem büyük bir imtihandır ve imtihan olacaktır!
Aslında gülüp geçtiğimiz bu alayları pek küçümsemiyorum. Bu düşmanca söylemler bir yerlerde birilerine mesaj olarak gittiğinin pek âlâ farkındayız. ‘’Halkı kutuplaştırıyorsunuz’’ diye veryansın edenlerin çoğunun halkı nefrete ve kine yönelttiklerini nasılda görmezden gelirler çok iyi biliyoruz.
Her neyse bu nefretin bitmesini ümit etmek isterim ama içinde insan sevgisi bulunmayanlardan güzel sonuç çıkar mı? Onu da bilmiyorum!
Sosyal medya hesaplarıyla kitleleri yapıp ettikleriyle giyim tarzlarıyla’’Modaya yön verenler’’ son zamanlarda başörtüsü yerine bone tarzı türban denilen bir sitili herkese yaymayı başarmış durumdalar.
Artık gençler başörtüsü yerine şapka, bone vs. tesettürü saçı kapatmak olarak anlıyorlar. Tesettür sadece başı kapatmaktan ibaret olmadığı gibi ayette:
‘’Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zinet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar...’’(Nur 24/31)
Çok açık bir şekilde baş örtüsünün nasıl olması gerektiğini söylemiştir.
Değişen dünyamızda bizi etkisi altına alan bu sanal ortamların insanları nasıl istedikleri şekle soktuklarını ve istediklerini empoze ettiklerini görmemek için kör olmak lazım. Birileri de çıkıp demiyor ki üretilen tesettür kıyafetleri Victoria Dönemi Kıyafet tarzı yada Rönesans Dönemi kadın modasının kıyafetleridir!
Yazdığımız bu dönemleri arama motorundan aratıp görselleri incelerseniz ne demek istediğimizi anlayacaksınız.
İlla ki insan toplumları bir birlerinden etkilenir dünya bu kadar küçülmüşken bu kaçınılmaz belki ama en azından özel günlerimiz kutlamalarımız da daha bizden olan bize has kıyafetler yaptırabiliriz.
En özel günler için hiçbir harcamadan kaçınmadığımızdan daha özel ama bizim kültürümüzden olan kıyafetler yapılabilir.
Biz özümüzü kaybettikçe bizden sonra gelecek çocuklarımıza bırakacağımız bir mirasımız olmayacak.
Özellikle Pakistan-Hindistan ve Japonya’nın kendi kültürlerini korumak adına nesilden nesile aktardıkları kıyafet mirası var.
Bir dönem Avrupa’da Türk modası diye kıyafetler ve ev dekorasyonu taklit edilirken, şimdilerde en berbat dönemlerin taklitçiliğini yapar olduk.
Sırf moda diye başörtüsünün içini boşaltıp bu ibadeti şekilciliğe indirgeyenler daha fazla nasıl başörtüsünün içini oyabiliriz diyeceklerdir.
Başörtüsü bir ibadettir! Başını açana ya da kapatana kimsenin bir şeyler diyemeyeceği gibi başörtüsünü bir moda malzemesi haline getirilmemesi kanaatindeyim.
Olay sadece kılık kıyafet olayından çok öte ve önemlidir. Biz asıl çizgimiz olan İslam’ın yön verdiği şekilde kendi öz kıyafetlerimizi geçlerimize sevdirmenin yolunu bulmalıyız.
Özellikle bu işle meşgul olan yeni nesil modacı kardeşlerimize güvendiğimizi de buran belirtelim...
Nerde nasıl olursa olsun özüne sözüne ve inancına sahip çıkanlara ve Bibi Muskan Khan’a bir selam da biz gönderlim....
Ravza Zeybek
Ekleme
Tarihi: 13 Şubat 2022 - Pazar
KİMİN MODASI?
KİMİN MODASI?
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…
‘’Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle, dışarı çıkarken üstlerine cilbablarını alsınlar. Bu, onların tanınmasını ve bundan dolayı incitilmemelerini sağlar.Allah Gafurdur, Rahimdir.( Ahzap 33/59)
Moda denilen menşei İtalyanca olan bir kavram üzerinde durmak istiyorum. Moda TDK göre:
- Değişiklik gereksinimi veya süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik
- Belirli bir süre etkin olan toplumsal beğeni, bir şeye karşı gösterilen aşırı düşkünlük.
- Geçici olarak yeniliğe ve toplumsal beğeniye uygun olan diye adlandırılıyor. Bu tanım burada bir dursun.
Elbette hayatımıza istesek de istemesek de giren ‘moda’ kavramı herkese göre de değişiklik arz ediyor. İslam insanı dünyalık olarak sokulmak istenen tüm kalıpların üzerinde düşünme ve yaşama biçimidir. Bu sebeptir hala İslam’ın emir ve yasakları insanlara ağır gelir.
Yanlış anlamayın inanlara değil insanlara dedim. Özellikle kadınların başörtüsü her daim imtihan olmuş ve olmaya devam ediyor.Daha önce Avrupa’da da karşımıza çıkan başörtüsüne karşı tavır şimdi de Hindistan da çıktı.
Hindistan’ın güneyindeki Karnataka eyaletinde gündemde olan başörtüsü yasağı hakkında protestolar düzenlenirken, Müslüman öğrencilerin bazı okullara girişleri engellenmeye devam edildiği bildirilmişti.
Okula ödev teslimi için gelen Bibi Muskan Khan adlı kız öğrenci bir grup baş örtüsü karşıtı olan grubun sözlü tacizine uğramış tek başına onlara karşı dik durarak oradan ayrılmıştı.
Bibi Muskan Khan’ın cesur davranışına tüm dünyadan destek mesajları atıldı.
Aslında bu olay bizim pek yabancı olmadığımız şunun şurasında on beş sene öncesine kadar birçok başörtülünün zaman zaman maruz kaldığı bir davranıştı.
Çok şükür ki şimdilerde bu sorun çözüme kavuştu ve başını örtene de başını açana kimsenin karışmadığı zamanları yaşıyoruz.
Tabi bazı televizyon kanallarında bundan rahatsız olan bazı ‘Kadınlar’ hala rahatsızlıklarını dillendirseler de onların da yaşlılıklarına verip gülüp geçiyoruz! Çünkü başörtüsü her dönem büyük bir imtihandır ve imtihan olacaktır!
Aslında gülüp geçtiğimiz bu alayları pek küçümsemiyorum. Bu düşmanca söylemler bir yerlerde birilerine mesaj olarak gittiğinin pek âlâ farkındayız. ‘’Halkı kutuplaştırıyorsunuz’’ diye veryansın edenlerin çoğunun halkı nefrete ve kine yönelttiklerini nasılda görmezden gelirler çok iyi biliyoruz.
Her neyse bu nefretin bitmesini ümit etmek isterim ama içinde insan sevgisi bulunmayanlardan güzel sonuç çıkar mı? Onu da bilmiyorum!
Sosyal medya hesaplarıyla kitleleri yapıp ettikleriyle giyim tarzlarıyla’’Modaya yön verenler’’ son zamanlarda başörtüsü yerine bone tarzı türban denilen bir sitili herkese yaymayı başarmış durumdalar.
Artık gençler başörtüsü yerine şapka, bone vs. tesettürü saçı kapatmak olarak anlıyorlar. Tesettür sadece başı kapatmaktan ibaret olmadığı gibi ayette:
‘’Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zinet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar...’’(Nur 24/31)
Çok açık bir şekilde baş örtüsünün nasıl olması gerektiğini söylemiştir.
Değişen dünyamızda bizi etkisi altına alan bu sanal ortamların insanları nasıl istedikleri şekle soktuklarını ve istediklerini empoze ettiklerini görmemek için kör olmak lazım. Birileri de çıkıp demiyor ki üretilen tesettür kıyafetleri Victoria Dönemi Kıyafet tarzı yada Rönesans Dönemi kadın modasının kıyafetleridir!
Yazdığımız bu dönemleri arama motorundan aratıp görselleri incelerseniz ne demek istediğimizi anlayacaksınız.
İlla ki insan toplumları bir birlerinden etkilenir dünya bu kadar küçülmüşken bu kaçınılmaz belki ama en azından özel günlerimiz kutlamalarımız da daha bizden olan bize has kıyafetler yaptırabiliriz.
En özel günler için hiçbir harcamadan kaçınmadığımızdan daha özel ama bizim kültürümüzden olan kıyafetler yapılabilir.
Biz özümüzü kaybettikçe bizden sonra gelecek çocuklarımıza bırakacağımız bir mirasımız olmayacak.
Özellikle Pakistan-Hindistan ve Japonya’nın kendi kültürlerini korumak adına nesilden nesile aktardıkları kıyafet mirası var.
Bir dönem Avrupa’da Türk modası diye kıyafetler ve ev dekorasyonu taklit edilirken, şimdilerde en berbat dönemlerin taklitçiliğini yapar olduk.
Sırf moda diye başörtüsünün içini boşaltıp bu ibadeti şekilciliğe indirgeyenler daha fazla nasıl başörtüsünün içini oyabiliriz diyeceklerdir.
Başörtüsü bir ibadettir! Başını açana ya da kapatana kimsenin bir şeyler diyemeyeceği gibi başörtüsünü bir moda malzemesi haline getirilmemesi kanaatindeyim.
Olay sadece kılık kıyafet olayından çok öte ve önemlidir. Biz asıl çizgimiz olan İslam’ın yön verdiği şekilde kendi öz kıyafetlerimizi geçlerimize sevdirmenin yolunu bulmalıyız.
Özellikle bu işle meşgul olan yeni nesil modacı kardeşlerimize güvendiğimizi de buran belirtelim...
Nerde nasıl olursa olsun özüne sözüne ve inancına sahip çıkanlara ve Bibi Muskan Khan’a bir selam da biz gönderlim....
Ravza Zeybek
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.