ASRIN DERDİ İLE DERTLENEN ADAM (29)
<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">(Vefatının sene-i devriyesi vesilesiyle)</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ 29</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Haksızlığı hep haykırmıştır.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bediüzzaman Hazretleri doğruları tereddüt etmeden haykırmış, mağdurların yanında yer almış, haksızlık karşısında hayatında susmamış. Onu tehdit edenler korkutamamışlar. Padişah da olsa bildiği doğruları her zaman açıklıkla söylemiştir. Kaldı ki onun haykırdığı doğruların kaynağı Kur’an ve sünnete dayanmaktadır.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">İstibdad ve Meşrutiyet</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“İstanbul'da yirmi bine yakın hemşehrilerimi, –hammal ve gâfil ve safdil olduklarından– bazı particiler onları iğfal (aldatma) ile vilâyât-ı şarkiyyeyi (Doğu illerini) lekedar etmelerinden korktum. Ve hammalların umum yerlerini ve kahvelerini gezdim. Geçen sene anlayacakları suretle meşrutiyeti onlara telkin ettim. Şu mealde:</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“İstibdat, zulüm ve tahakkümdür (baskı ve zorbalıktır).</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Meşrutiyet (Devlet Başkanlığı ile Millet Meclisine dayanan bir hükümet sistemi), adalet ve şeriattır (hak sahibine hakkını vermek ve Allah’ın kanunlar düzenidir).</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Padişah, Peygamberimizin emrine itaat etse ve yoluna gitse halifedir.</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Biz de ona itaat edeceğiz. Yoksa, Peygambere tâbi olmayıp zulüm edenler, padişah da olsalar haydutturlar.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Avrupa, bizdeki cehalet ve taassup müsaadesiyle, şeriatı –hâşâ ve kellâ– istibdada müsaid zannettiklerinden, nihayet derecede kalben üzülmüştüm. Onların zannını tekzip etmek için, meşrutiyeti herkesten ziyade alkışladım. Lâkin yine korktum ki, başka bir istibdat tekrar o zannı tasdik eder diye, ne kadar kuvvetim varsa Ayasofya Câmiinde mebusana (Millet Vekillerine) hitaben feryat ettim. Ve söyledim ki: Meşrutiyeti, meşruiyet ünvanı (İslam dinine uygunluk) ile telakki (kabul) ve telkin ediniz (aşılayınız). Tâ yeni ve gizli ve dinsiz bir istibdat, pis eliyle o mübareği, ağrazına (kötü niyetlerine) siper etmekle lekedar etmesin. Hürriyeti, âdâb-ı şeriatla (İslam dininin güzel ahlak kurallarıyla) takyid ediniz (sınırlayınız). Zira cahil efrad (kişiler) ve avâm-ı nâs (cahil tabaka) kayıtsız hür olsa; şartsız tam serbest olsa, sefih (zevk ve eğlence düşkünü) ve itaatsız (emir dinlemez) olur. Adalet namazında kıbleniz dört mezhep olsun. Tâ ki, namaz sahih ola. Zira hakâik-i meşrutiyetin (doğruların) sarahaten (açıkça) ve zımnen (gizli olarak) ve iznen (ruhsat vererek) dört mezhepten istihracı (çıkarılması) mümkün olduğunu dava ettim. Ben ki, bir âdi talebeyim. Ulemâya (alimlere) farz olan bir vazifeyi omuzuma aldım,...“(16/15-17)</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bizim Düşmanımız ve buna karşı Silahımız</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bizim düşmanımız cehalet (bilgisizlik), zaruret (yoksulluk), ihtilaftır (ayrılıktır).</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bu üç düşmana karşı; san'at, marifet (ilim), ittifak (birlik) silâhıyla cihad edeceğiz.</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ve bizi bir cihette teyakkuza (uyanıklığa) ve terakkiye (yükselmeye) sevkeden hakikî kardeşlerimiz Türklerle ve komşularımızla dost olup el ele vereceğiz.</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Zira husûmette (düşmanlıkta) fenalık var, husûmete vaktimiz yoktur.</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Hükûmetin işine karışmayacağız. Zira, hikmet-i hükûmeti (hükümetin idare ve yönetim anlayışını) bilmiyoruz..."(16/16))</span></p>
Ekleme
Tarihi: 21 Eylül 2019 - Cumartesi
ASRIN DERDİ İLE DERTLENEN ADAM (29)
<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">(Vefatının sene-i devriyesi vesilesiyle)</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ 29</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Haksızlığı hep haykırmıştır.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bediüzzaman Hazretleri doğruları tereddüt etmeden haykırmış, mağdurların yanında yer almış, haksızlık karşısında hayatında susmamış. Onu tehdit edenler korkutamamışlar. Padişah da olsa bildiği doğruları her zaman açıklıkla söylemiştir. Kaldı ki onun haykırdığı doğruların kaynağı Kur’an ve sünnete dayanmaktadır.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">İstibdad ve Meşrutiyet</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“İstanbul'da yirmi bine yakın hemşehrilerimi, –hammal ve gâfil ve safdil olduklarından– bazı particiler onları iğfal (aldatma) ile vilâyât-ı şarkiyyeyi (Doğu illerini) lekedar etmelerinden korktum. Ve hammalların umum yerlerini ve kahvelerini gezdim. Geçen sene anlayacakları suretle meşrutiyeti onlara telkin ettim. Şu mealde:</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">“İstibdat, zulüm ve tahakkümdür (baskı ve zorbalıktır).</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Meşrutiyet (Devlet Başkanlığı ile Millet Meclisine dayanan bir hükümet sistemi), adalet ve şeriattır (hak sahibine hakkını vermek ve Allah’ın kanunlar düzenidir).</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Padişah, Peygamberimizin emrine itaat etse ve yoluna gitse halifedir.</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Biz de ona itaat edeceğiz. Yoksa, Peygambere tâbi olmayıp zulüm edenler, padişah da olsalar haydutturlar.</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Avrupa, bizdeki cehalet ve taassup müsaadesiyle, şeriatı –hâşâ ve kellâ– istibdada müsaid zannettiklerinden, nihayet derecede kalben üzülmüştüm. Onların zannını tekzip etmek için, meşrutiyeti herkesten ziyade alkışladım. Lâkin yine korktum ki, başka bir istibdat tekrar o zannı tasdik eder diye, ne kadar kuvvetim varsa Ayasofya Câmiinde mebusana (Millet Vekillerine) hitaben feryat ettim. Ve söyledim ki: Meşrutiyeti, meşruiyet ünvanı (İslam dinine uygunluk) ile telakki (kabul) ve telkin ediniz (aşılayınız). Tâ yeni ve gizli ve dinsiz bir istibdat, pis eliyle o mübareği, ağrazına (kötü niyetlerine) siper etmekle lekedar etmesin. Hürriyeti, âdâb-ı şeriatla (İslam dininin güzel ahlak kurallarıyla) takyid ediniz (sınırlayınız). Zira cahil efrad (kişiler) ve avâm-ı nâs (cahil tabaka) kayıtsız hür olsa; şartsız tam serbest olsa, sefih (zevk ve eğlence düşkünü) ve itaatsız (emir dinlemez) olur. Adalet namazında kıbleniz dört mezhep olsun. Tâ ki, namaz sahih ola. Zira hakâik-i meşrutiyetin (doğruların) sarahaten (açıkça) ve zımnen (gizli olarak) ve iznen (ruhsat vererek) dört mezhepten istihracı (çıkarılması) mümkün olduğunu dava ettim. Ben ki, bir âdi talebeyim. Ulemâya (alimlere) farz olan bir vazifeyi omuzuma aldım,...“(16/15-17)</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bizim Düşmanımız ve buna karşı Silahımız</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bizim düşmanımız cehalet (bilgisizlik), zaruret (yoksulluk), ihtilaftır (ayrılıktır).</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bu üç düşmana karşı; san'at, marifet (ilim), ittifak (birlik) silâhıyla cihad edeceğiz.</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ve bizi bir cihette teyakkuza (uyanıklığa) ve terakkiye (yükselmeye) sevkeden hakikî kardeşlerimiz Türklerle ve komşularımızla dost olup el ele vereceğiz.</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Zira husûmette (düşmanlıkta) fenalık var, husûmete vaktimiz yoktur.</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Hükûmetin işine karışmayacağız. Zira, hikmet-i hükûmeti (hükümetin idare ve yönetim anlayışını) bilmiyoruz..."(16/16))</span></p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.