İstiklâl Mücâhedesi
İstiklâl Mücâhedesi
Geçen asrın başında küffâr, yurdumuzu işgal etmişti. Rus’u Doğu’dan, Yunan’ı Batı’dan, İngiliz’i, Fransız’ı Güney’den girmişti. İtalyanlar Antalya’yı, Konya’yı işgal etmişti.
Devletin o vakitki payitahtı, yani başşehri olan İstanbul’umuza ise topu birden saldırmıştı. İngiliz’i, Fransız’ı, İtalyan’ı, Yunan’ı… İşte o vakit, cihat “farz-ı ayn” olmuştu.
Rabbimizin temel farzlarından olan cihadın kısımları vardır. İslâm devleti cihad ilan ettiğinde, bu cihada katılmak “farz-ı kifaye”dir. Cihada katılan büyük sevap alır. Şayet küffâr bir İslâm memleketine girmişse, işte o vakit cihad etmek o belde halkına “farz-ı ayn” olur.
Hem de çocuklara, kadınlara, âmâlara, topala, hastalara, ihtiyarlara da farzdır. Şayet o belde ahalisi düşmanı def edecek güçte değilse, o vakit cihat etmek bütün mü’minlere farz olur.
Kurtuluş Savaşı yıllarını hatırlayalım. Koca Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’nda yedi düvelle savaşmış, bir milyon yedi yüz elli bin askerinden yaklaşık 750 binini şehit vermiş. Geri kalanların çoğu da yaralanmış.
Mondros Mütarekesi’nin ardından yurdumuz işgal edilmeye başlanmış. İşte o vakit cihat farz-ı ayn olmuş. O yılları hatırlayalım; Antep’te yediden yetmişe bütün şehir halkı 11 ay düşmanla vuruşmuş.
Hâkeza Maraş’ta, Urfa’da şanlı bir mücadele verilmiş. Derken TMM açılmış, yeni ordu tanzim edilmiş, cihad fetvası yayınlanmış ve derken müthiş bir mücadele başlamış. O mücadelenin adı “İstiklâl Mücâhedesi” idi.
Çok sonraları o mücadelenin ismine “Kurtuluş Savaşı” denildi. Doğru ismi, öncekiydi. Zira o mücadele bir cihat hareketi idi. Hedef ise “istiklâl” idi.
Yani düşmanların bütününü def etmek, yurdu düşmanlardan temizlemek… Yediden yetmişe bütün vatan evladı bu mücâhedeye katıldı. Çocuklar ve kadınlar da bu şanlı cihaddaki yerini aldı.
Şerife Bacılar cepheye top mermisi taşıdı. Çocuklar mermi kovanı topladı, cepheye su ve yiyecek taşıdı. Yiğitler cephede vuruştu. Derken düşman bu İslâm beldesinden def edildi…
Yüz yıl sonra bütün Müslümanlar bir kere daha “İstiklâl Mücâhedesi” vermelidir. Zira cihad etmek her Müslüman’a farz-ı ayn olmuştur.
Doğu Türkistan, Arakan, Çeçenistan, Kafkasya, Filistin (Kudüs ve Gazze) başta olmak üzere birçok İslâm ülkesi küffar tarafından işgal edilmiş vaziyettedir.
Pek çok İslâm ülkesinde de “örtülü işgal” vardır. BOP, 23 İslam ülkesi için bir yıkım projesidir ve bu proje devrededir. İsrail, Nil’den Fırat’a kadar bütün toprakları işgal etmeyi kafasına koymuştur. Her Müslüman, “İstiklâl Mücâhedesi”ni zihnine yerleştirmelidir.
Haysiyetine, şerefine, izzetine düşkün, imanını kaybetmemiş her Müslüman cihadı ve istiklâli düşünmeli, bütün İslâm yurdundan düşmanları kovmayı en büyük gayesi bilmelidir. Bunu gerçekleştirmek için;
1) Cehaleti kovup bilgi ile donanacağız. Düşmanların bütün oyunlarından haberdar olacağız. Harbin hile olduğunu unutmayacağız.
2) Birlik ve beraberliği temin edeceğiz. Birlik olmadan dirlik olmaz. Zafer kazanılmaz.
3) Cihad eğitimi alacağız. Yediden yetmişe herkes bu eğitimi almalı. Kadınlar tâifesi de… Kurtuluş Savaşı yıllarında kadınlar ve erkekler bu eğitimi almadığı için yüz binlerce kurban verdiğimiz unutulmamalı…
Kudüs’ü fetheden, Haçlıları İslam yurdundan def eden Selahaddin Eyyubi böyle yapmıştı. Maiyetinde 300 binden fazla asker vardı.
Ancak o Kudüs üzerine yürümeden önce bütün İslâm beldelerinde bir eğitim seferberliği başlattı. Herkese gerçek İslâmiyet’i ve cihadı anlattı. Çatlak ses çıkmasını önledi. Kendisi Kürt asıllıydı. Ancak ırkçılığın dinimizde haram olduğunu, bütün mü’minlerin kardeş olduğunu anlattı. Orduda Türk de vardı, Kürt de, Arap da, Çerkez de, Zaza da ve başka ırktan da… Ancak hepsinin yüreği tevhid nuruyla doluydu ve dillerde “Allahu Ekber” zikri vardı. İşte bu birlik olmuş ordu, Başkumandanın “Bismillah, hücum!” emriyle Kudüs’e yürüdü ve oradaki Haçlıları def edip Kudüs’ü işgalden kurtardı. Daha sonra üzerlerine gelen bir milyon Haçlı ordusunun 700 binini Hıttin Çölü’ne gömdü.
Kudüs-ü Şerif bugün yine işgal altında. Oradaki Müslümanların bu işgale son vermeye güçleri yok. İsrail idaresi o insanları bitirmek niyetinde. Bakınız son bir ayda 700 genci gözaltına aldılar. Onların âkıbeti meçhul… Ey Müslüman, cihad farz-ı ayn olmuş durumda. Bir şey yapamıyorsan, otur günahına ağla!..
Burhan Bozgeyik
Ekleme
Tarihi: 14 Şubat 2022 - Pazartesi
İstiklâl Mücâhedesi
İstiklâl Mücâhedesi
Geçen asrın başında küffâr, yurdumuzu işgal etmişti. Rus’u Doğu’dan, Yunan’ı Batı’dan, İngiliz’i, Fransız’ı Güney’den girmişti. İtalyanlar Antalya’yı, Konya’yı işgal etmişti.
Devletin o vakitki payitahtı, yani başşehri olan İstanbul’umuza ise topu birden saldırmıştı. İngiliz’i, Fransız’ı, İtalyan’ı, Yunan’ı… İşte o vakit, cihat “farz-ı ayn” olmuştu.
Rabbimizin temel farzlarından olan cihadın kısımları vardır. İslâm devleti cihad ilan ettiğinde, bu cihada katılmak “farz-ı kifaye”dir. Cihada katılan büyük sevap alır. Şayet küffâr bir İslâm memleketine girmişse, işte o vakit cihad etmek o belde halkına “farz-ı ayn” olur.
Hem de çocuklara, kadınlara, âmâlara, topala, hastalara, ihtiyarlara da farzdır. Şayet o belde ahalisi düşmanı def edecek güçte değilse, o vakit cihat etmek bütün mü’minlere farz olur.
Kurtuluş Savaşı yıllarını hatırlayalım. Koca Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’nda yedi düvelle savaşmış, bir milyon yedi yüz elli bin askerinden yaklaşık 750 binini şehit vermiş. Geri kalanların çoğu da yaralanmış.
Mondros Mütarekesi’nin ardından yurdumuz işgal edilmeye başlanmış. İşte o vakit cihat farz-ı ayn olmuş. O yılları hatırlayalım; Antep’te yediden yetmişe bütün şehir halkı 11 ay düşmanla vuruşmuş.
Hâkeza Maraş’ta, Urfa’da şanlı bir mücadele verilmiş. Derken TMM açılmış, yeni ordu tanzim edilmiş, cihad fetvası yayınlanmış ve derken müthiş bir mücadele başlamış. O mücadelenin adı “İstiklâl Mücâhedesi” idi.
Çok sonraları o mücadelenin ismine “Kurtuluş Savaşı” denildi. Doğru ismi, öncekiydi. Zira o mücadele bir cihat hareketi idi. Hedef ise “istiklâl” idi.
Yani düşmanların bütününü def etmek, yurdu düşmanlardan temizlemek… Yediden yetmişe bütün vatan evladı bu mücâhedeye katıldı. Çocuklar ve kadınlar da bu şanlı cihaddaki yerini aldı.
Şerife Bacılar cepheye top mermisi taşıdı. Çocuklar mermi kovanı topladı, cepheye su ve yiyecek taşıdı. Yiğitler cephede vuruştu. Derken düşman bu İslâm beldesinden def edildi…
Yüz yıl sonra bütün Müslümanlar bir kere daha “İstiklâl Mücâhedesi” vermelidir. Zira cihad etmek her Müslüman’a farz-ı ayn olmuştur.
Doğu Türkistan, Arakan, Çeçenistan, Kafkasya, Filistin (Kudüs ve Gazze) başta olmak üzere birçok İslâm ülkesi küffar tarafından işgal edilmiş vaziyettedir.
Pek çok İslâm ülkesinde de “örtülü işgal” vardır. BOP, 23 İslam ülkesi için bir yıkım projesidir ve bu proje devrededir. İsrail, Nil’den Fırat’a kadar bütün toprakları işgal etmeyi kafasına koymuştur. Her Müslüman, “İstiklâl Mücâhedesi”ni zihnine yerleştirmelidir.
Haysiyetine, şerefine, izzetine düşkün, imanını kaybetmemiş her Müslüman cihadı ve istiklâli düşünmeli, bütün İslâm yurdundan düşmanları kovmayı en büyük gayesi bilmelidir. Bunu gerçekleştirmek için;
1) Cehaleti kovup bilgi ile donanacağız. Düşmanların bütün oyunlarından haberdar olacağız. Harbin hile olduğunu unutmayacağız.
2) Birlik ve beraberliği temin edeceğiz. Birlik olmadan dirlik olmaz. Zafer kazanılmaz.
3) Cihad eğitimi alacağız. Yediden yetmişe herkes bu eğitimi almalı. Kadınlar tâifesi de… Kurtuluş Savaşı yıllarında kadınlar ve erkekler bu eğitimi almadığı için yüz binlerce kurban verdiğimiz unutulmamalı…
Kudüs’ü fetheden, Haçlıları İslam yurdundan def eden Selahaddin Eyyubi böyle yapmıştı. Maiyetinde 300 binden fazla asker vardı.
Ancak o Kudüs üzerine yürümeden önce bütün İslâm beldelerinde bir eğitim seferberliği başlattı. Herkese gerçek İslâmiyet’i ve cihadı anlattı. Çatlak ses çıkmasını önledi. Kendisi Kürt asıllıydı. Ancak ırkçılığın dinimizde haram olduğunu, bütün mü’minlerin kardeş olduğunu anlattı. Orduda Türk de vardı, Kürt de, Arap da, Çerkez de, Zaza da ve başka ırktan da… Ancak hepsinin yüreği tevhid nuruyla doluydu ve dillerde “Allahu Ekber” zikri vardı. İşte bu birlik olmuş ordu, Başkumandanın “Bismillah, hücum!” emriyle Kudüs’e yürüdü ve oradaki Haçlıları def edip Kudüs’ü işgalden kurtardı. Daha sonra üzerlerine gelen bir milyon Haçlı ordusunun 700 binini Hıttin Çölü’ne gömdü.
Kudüs-ü Şerif bugün yine işgal altında. Oradaki Müslümanların bu işgale son vermeye güçleri yok. İsrail idaresi o insanları bitirmek niyetinde. Bakınız son bir ayda 700 genci gözaltına aldılar. Onların âkıbeti meçhul… Ey Müslüman, cihad farz-ı ayn olmuş durumda. Bir şey yapamıyorsan, otur günahına ağla!..
Burhan Bozgeyik
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.