EĞRİSİYLE DOĞRUSUYLA SİYASET
<p>Günlük hayatımızda doğruyu eğriden ayırmak o kadar zor ki, bunu anlayabilmek kolay değildir. Eğer insanların birbirlerine karşı güven ve inanç yapılarında bozulmalar, sarsılmalar oluyorsa, “Tehlike çanları çalıyor” demektir. Aslında doğruluğu ifade ederken sözde, özde, düşüncede, iradede, vefada, sağlıklı karar vermede, siyaset alanında önümüze birçok doğru konmaktadır. Bunların bir kısmı yalan, hile tuzak ve felakettir. Doğruluk, güvene, iyiliğe, güzelliğe, hayra işarettir. Yalan ise kötülük, haksızlık ve bela demektir. </p>
<p><br />
İnsanlar arasındaki ilişkilerin sağlıklı yürümesi yâda düzensiz olmasının ana sebebi de burada yatmaktadır. Kişinin yapısında güven duygusu ve samimiyet varsa ve buna da yürekten inanıyorsa “Etik” açıdan hiçbir problem yok demektir.</p>
<p><br />
Verilen söze güven duyulmazsa, dünyada güvenilecek hiç bir şey kalmadı demektir. Sosyal yaşantımızda güven önemlidir. Doğrulukla yalan, siyahla-beyaz kadar net bilinen ifadelerdir. Geçmişte ve geleceğe ait sözlerde, haber ve anlatımlarda bu iki sözcüğün yeri tartışılmaz. Dürüstlük, insanın karakterini, şeref ve onurunu yüceltir. Yalan ise insan hayatını altüst eder ve ümitleri yıkar. Diyelim ki siz bir dostunuza, belli bir saatte, her hangi bir yerde buluşacağınıza dair söz verseniz ve mazeret beyan etmeksizin istenilen yere de gitmeseniz, size ve sözünüze bir daha güven duyulur mu?</p>
<p><br />
Ben kırk yıla yakın siyasetin çirkinliklerini yekinen takip ettim. Her seçim döneminde politikacılar, vatandaşa bol keseden “İssizlere iş, açlara aş” sözü verdiler. Seçildikten sonrada her şeyi unuttular. Yeniden sandık halkın önüne konduğunda “Beni tek başına iktidar yapmadınız” deme yüzsüzlüğünde bulundular.</p>
<p><br />
Nerede o eski heyecanlı seçim kampanyaları? Yine “Eski tas, eski hamam” Seçilecek kişiler değişse bile, lider aynı lider değil midir? Çükü Türkiye’de “lider sultası” varken neyi değiştireceksiniz? Burada güven duygusu nasıl oluşacak? Elbette ki dürüst politika, dürüst siyaset böyle olmamalı. Yazıktır, günahtır bu millete. Halkın içine çıkıp şöyle bir baktığınızda, seçmenin oy verme kararsızlığı, 30’un üzerindedir. Aslında siyasette, yönetimde denetimde, söze ve öze bağlılık son derece önemlidir. Kesinlikle “Doğru duvar yıkılmaz” Siz eğer yalancılıkta kötü örnek olursanız ilerde haksızlığa uğradığınız zaman şikâyete hakkınız olamaz. Dürüst politikacı kırılmalı fakat asla eğilmemelidir.</p>
<p><br />
Denilir ki, “Tarih tekerrürden ibarettir” Şayet tarihten ibret alınabilseydi tarih hiç tekerrür eder miydi? Matematikte “İki kere iki dört eder ve iki noktadan da bir doğru geçer” Kuralı vardır. Günümüzün popülist politikacıları meydanlarda sürekli kendilerini haklı, muhataplarını suçlamayı yeğlemektedir. </p>
<p><br />
Medeniyet denilen şey bu mudur? Bilemem ama! Bizde siyaset eğrisiyle, doğrusuyla hep böyle işlemektedir.</p>
<p> </p>
<p> İdris Yavuz</p>
<p> </p>
Ekleme
Tarihi: 19 Ocak 2020 - Pazar
EĞRİSİYLE DOĞRUSUYLA SİYASET
<p>Günlük hayatımızda doğruyu eğriden ayırmak o kadar zor ki, bunu anlayabilmek kolay değildir. Eğer insanların birbirlerine karşı güven ve inanç yapılarında bozulmalar, sarsılmalar oluyorsa, “Tehlike çanları çalıyor” demektir. Aslında doğruluğu ifade ederken sözde, özde, düşüncede, iradede, vefada, sağlıklı karar vermede, siyaset alanında önümüze birçok doğru konmaktadır. Bunların bir kısmı yalan, hile tuzak ve felakettir. Doğruluk, güvene, iyiliğe, güzelliğe, hayra işarettir. Yalan ise kötülük, haksızlık ve bela demektir. </p>
<p><br />
İnsanlar arasındaki ilişkilerin sağlıklı yürümesi yâda düzensiz olmasının ana sebebi de burada yatmaktadır. Kişinin yapısında güven duygusu ve samimiyet varsa ve buna da yürekten inanıyorsa “Etik” açıdan hiçbir problem yok demektir.</p>
<p><br />
Verilen söze güven duyulmazsa, dünyada güvenilecek hiç bir şey kalmadı demektir. Sosyal yaşantımızda güven önemlidir. Doğrulukla yalan, siyahla-beyaz kadar net bilinen ifadelerdir. Geçmişte ve geleceğe ait sözlerde, haber ve anlatımlarda bu iki sözcüğün yeri tartışılmaz. Dürüstlük, insanın karakterini, şeref ve onurunu yüceltir. Yalan ise insan hayatını altüst eder ve ümitleri yıkar. Diyelim ki siz bir dostunuza, belli bir saatte, her hangi bir yerde buluşacağınıza dair söz verseniz ve mazeret beyan etmeksizin istenilen yere de gitmeseniz, size ve sözünüze bir daha güven duyulur mu?</p>
<p><br />
Ben kırk yıla yakın siyasetin çirkinliklerini yekinen takip ettim. Her seçim döneminde politikacılar, vatandaşa bol keseden “İssizlere iş, açlara aş” sözü verdiler. Seçildikten sonrada her şeyi unuttular. Yeniden sandık halkın önüne konduğunda “Beni tek başına iktidar yapmadınız” deme yüzsüzlüğünde bulundular.</p>
<p><br />
Nerede o eski heyecanlı seçim kampanyaları? Yine “Eski tas, eski hamam” Seçilecek kişiler değişse bile, lider aynı lider değil midir? Çükü Türkiye’de “lider sultası” varken neyi değiştireceksiniz? Burada güven duygusu nasıl oluşacak? Elbette ki dürüst politika, dürüst siyaset böyle olmamalı. Yazıktır, günahtır bu millete. Halkın içine çıkıp şöyle bir baktığınızda, seçmenin oy verme kararsızlığı, 30’un üzerindedir. Aslında siyasette, yönetimde denetimde, söze ve öze bağlılık son derece önemlidir. Kesinlikle “Doğru duvar yıkılmaz” Siz eğer yalancılıkta kötü örnek olursanız ilerde haksızlığa uğradığınız zaman şikâyete hakkınız olamaz. Dürüst politikacı kırılmalı fakat asla eğilmemelidir.</p>
<p><br />
Denilir ki, “Tarih tekerrürden ibarettir” Şayet tarihten ibret alınabilseydi tarih hiç tekerrür eder miydi? Matematikte “İki kere iki dört eder ve iki noktadan da bir doğru geçer” Kuralı vardır. Günümüzün popülist politikacıları meydanlarda sürekli kendilerini haklı, muhataplarını suçlamayı yeğlemektedir. </p>
<p><br />
Medeniyet denilen şey bu mudur? Bilemem ama! Bizde siyaset eğrisiyle, doğrusuyla hep böyle işlemektedir.</p>
<p> </p>
<p> İdris Yavuz</p>
<p> </p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.