EROL AYDIN
Köşe Yazarı
EROL AYDIN
 

KOSTANTİNİYE’NİN İSTANBUL’A DÖNÜŞMESİ

<p>Kostantiniye Roma imparatorluğunun devamı olan Bizans&rsquo;ın başkenti idi. Hristiyanlık i&ccedil;in kutsal bir belde, konumu itibari ile de herkesin g&ouml;z&uuml;n&uuml;n &uuml;st&uuml;nde olduğu stratejik bir şehirdi.</p> <p>Bunların dışında hem Kuranı Kerim&rsquo;de hem de hadislerde fetih m&uuml;jdelendiği i&ccedil;in her d&ouml;nem i&ccedil;in İstanbul bir cazibe merkezi olmuştur. Abbasiler, Emeviler ve Osmanlılar defaten kuşatmış olmalarına rağmen başarılı olamamışlardı. Ta ki 1453 gelindiğinde sadece 21 yaşında bir gen&ccedil; olan Osmanlı Sultanı 2.Mehmet bu şerefe nail olmuştur.</p> <p>Osmanlı b&uuml;t&uuml;n seferlerinde elde ettiği şehirleri işgal değil fethetmiştir. İşgal ile fetih arasında &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k fark olup bu da Osmanlı&rsquo;nın b&uuml;y&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; g&ouml;stermektedir. Kısaca işgalde yerli halk k&ouml;le muamelesi g&ouml;r&uuml;rken, fetih de yerli halk &ouml;zg&uuml;r bir şekilde yaşamına kaldığı yerden devam etmekteydi.</p> <p>Bug&uuml;n aradan ge&ccedil;en 566 yıl boyunca fetih, batının ve Hristiyan d&uuml;nyasının i&ccedil;inde kapanmayan bir yaradır. Hi&ccedil;bir zaman da vazge&ccedil;meyeceklerdir. Sadece zamanın ve zeminin oluşmasını bekleyeceklerdir, 1.d&uuml;nya savaşında bunu denediler başaramadılar.</p> <p>İstanbul&rsquo;un fethi sonrası, Ayasofya camiye &ccedil;evrilerek; askeri, diplomatik, teolojik olarak zaferin sembol m&uuml;hr&uuml; vurulmuştur. Fakat 1935 yılında bakanlar kurulu kararı ile m&uuml;zeye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r.</p> <p>O g&uuml;n bug&uuml;nd&uuml;r de tartışmalar devam etmektedir. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde belli kesimler tekrar camiye &ccedil;evrilmesi konusunu &ccedil;ok&ccedil;a istismar etmektedirler. Kendi a&ccedil;ılarından haklı da olabilirler fakat b&uuml;y&uuml;k resme bakıldığında durum biraz farklıdır.</p> <p>Osmanlı b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nyaya h&uuml;kmeden bir imparatorluk olduğu i&ccedil;in kimseye eyvallahı olmadığından tam bağımsız bir devletti. Fakat İmparatorluk sonrasında Anadolu&rsquo;ya sıkışan cumhuriyet bir&ccedil;ok konuda dışarıya bağımlıdır.</p> <p>Meseleye bu perspektiften bakıldığında pop&uuml;list politikalar ile Ayasofya&rsquo;yı ibadete a&ccedil;arsınız, i&ccedil;erden destek de g&ouml;r&uuml;rs&uuml;n&uuml;z. Fakat bu siyasetin, dışarıdaki yankı ve yansımaları &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k olacaktır. Akif&rsquo;in ifadesi ile <strong><em>&ldquo;medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar&rdquo;</em></strong> topyek&ucirc;n olarak &uuml;zerimize saldıracaklardır. Ekonomik, siyasal, iktisadi, sosyal, diplomatik olarak hepsi birden &uuml;st&uuml;m&uuml;ze &ccedil;ullanacaklardır. Bu saldırıları bu yapımızla p&uuml;sk&uuml;rtmemiz ve başa &ccedil;ıkmamız m&uuml;mk&uuml;n değildir.</p> <p>Sonu&ccedil; olarak; Ayasofya ecdadımızın mirası olarak bir g&uuml;n mutlaka aslına d&ouml;necektir, bundan kimsenin ş&uuml;phesi olmasın fakat o g&uuml;n bug&uuml;n değildir. &nbsp;Vatan, millet ve Sakarya nidaları ile halledilecek bir mesele değildir.</p> <p>Ne zaman ekonomik, siyasi ve askeri olarak tekrar tam bağımsız bir T&uuml;rkiye olabilirsek bu m&uuml;mk&uuml;n olacaktır. Her anlamda dışa bağımlılıktan kurtulup b&uuml;y&uuml;k bir &uuml;lke olduğumuzda tekrar tarih sahnesine &ccedil;ıkarak &ldquo;nerde kalmıştık!&rdquo; diyerek yolumuza devam ederiz.</p> <p>Yoksa i&ccedil;i boş sloganlarla Edirne&rsquo;nin &ouml;tesine ge&ccedil;emeyiz.&nbsp;</p> <p>Esenlik dileklerimle,</p>
Ekleme Tarihi: 28 Mayıs 2019 - Salı

KOSTANTİNİYE’NİN İSTANBUL’A DÖNÜŞMESİ

<p>Kostantiniye Roma imparatorluğunun devamı olan Bizans&rsquo;ın başkenti idi. Hristiyanlık i&ccedil;in kutsal bir belde, konumu itibari ile de herkesin g&ouml;z&uuml;n&uuml;n &uuml;st&uuml;nde olduğu stratejik bir şehirdi.</p> <p>Bunların dışında hem Kuranı Kerim&rsquo;de hem de hadislerde fetih m&uuml;jdelendiği i&ccedil;in her d&ouml;nem i&ccedil;in İstanbul bir cazibe merkezi olmuştur. Abbasiler, Emeviler ve Osmanlılar defaten kuşatmış olmalarına rağmen başarılı olamamışlardı. Ta ki 1453 gelindiğinde sadece 21 yaşında bir gen&ccedil; olan Osmanlı Sultanı 2.Mehmet bu şerefe nail olmuştur.</p> <p>Osmanlı b&uuml;t&uuml;n seferlerinde elde ettiği şehirleri işgal değil fethetmiştir. İşgal ile fetih arasında &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k fark olup bu da Osmanlı&rsquo;nın b&uuml;y&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; g&ouml;stermektedir. Kısaca işgalde yerli halk k&ouml;le muamelesi g&ouml;r&uuml;rken, fetih de yerli halk &ouml;zg&uuml;r bir şekilde yaşamına kaldığı yerden devam etmekteydi.</p> <p>Bug&uuml;n aradan ge&ccedil;en 566 yıl boyunca fetih, batının ve Hristiyan d&uuml;nyasının i&ccedil;inde kapanmayan bir yaradır. Hi&ccedil;bir zaman da vazge&ccedil;meyeceklerdir. Sadece zamanın ve zeminin oluşmasını bekleyeceklerdir, 1.d&uuml;nya savaşında bunu denediler başaramadılar.</p> <p>İstanbul&rsquo;un fethi sonrası, Ayasofya camiye &ccedil;evrilerek; askeri, diplomatik, teolojik olarak zaferin sembol m&uuml;hr&uuml; vurulmuştur. Fakat 1935 yılında bakanlar kurulu kararı ile m&uuml;zeye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r.</p> <p>O g&uuml;n bug&uuml;nd&uuml;r de tartışmalar devam etmektedir. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde belli kesimler tekrar camiye &ccedil;evrilmesi konusunu &ccedil;ok&ccedil;a istismar etmektedirler. Kendi a&ccedil;ılarından haklı da olabilirler fakat b&uuml;y&uuml;k resme bakıldığında durum biraz farklıdır.</p> <p>Osmanlı b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nyaya h&uuml;kmeden bir imparatorluk olduğu i&ccedil;in kimseye eyvallahı olmadığından tam bağımsız bir devletti. Fakat İmparatorluk sonrasında Anadolu&rsquo;ya sıkışan cumhuriyet bir&ccedil;ok konuda dışarıya bağımlıdır.</p> <p>Meseleye bu perspektiften bakıldığında pop&uuml;list politikalar ile Ayasofya&rsquo;yı ibadete a&ccedil;arsınız, i&ccedil;erden destek de g&ouml;r&uuml;rs&uuml;n&uuml;z. Fakat bu siyasetin, dışarıdaki yankı ve yansımaları &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k olacaktır. Akif&rsquo;in ifadesi ile <strong><em>&ldquo;medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar&rdquo;</em></strong> topyek&ucirc;n olarak &uuml;zerimize saldıracaklardır. Ekonomik, siyasal, iktisadi, sosyal, diplomatik olarak hepsi birden &uuml;st&uuml;m&uuml;ze &ccedil;ullanacaklardır. Bu saldırıları bu yapımızla p&uuml;sk&uuml;rtmemiz ve başa &ccedil;ıkmamız m&uuml;mk&uuml;n değildir.</p> <p>Sonu&ccedil; olarak; Ayasofya ecdadımızın mirası olarak bir g&uuml;n mutlaka aslına d&ouml;necektir, bundan kimsenin ş&uuml;phesi olmasın fakat o g&uuml;n bug&uuml;n değildir. &nbsp;Vatan, millet ve Sakarya nidaları ile halledilecek bir mesele değildir.</p> <p>Ne zaman ekonomik, siyasi ve askeri olarak tekrar tam bağımsız bir T&uuml;rkiye olabilirsek bu m&uuml;mk&uuml;n olacaktır. Her anlamda dışa bağımlılıktan kurtulup b&uuml;y&uuml;k bir &uuml;lke olduğumuzda tekrar tarih sahnesine &ccedil;ıkarak &ldquo;nerde kalmıştık!&rdquo; diyerek yolumuza devam ederiz.</p> <p>Yoksa i&ccedil;i boş sloganlarla Edirne&rsquo;nin &ouml;tesine ge&ccedil;emeyiz.&nbsp;</p> <p>Esenlik dileklerimle,</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.