Abdulkadir MENEK
Köşe Yazarı
Abdulkadir MENEK
 

ARNAVUTLUK

<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Arnavutluk, Balkanlarda son y&uuml;zyıllarda &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k değişiklikler ve savrulmalar yaşamış ve bu d&ouml;nemde ayakları &uuml;zerinde durmaya &ccedil;alışan k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir &uuml;lke. Adriyatik Denizinin kıyısında olan bu &uuml;lkenin n&uuml;fusu &uuml;&ccedil; milyon civarında.<br /> N&uuml;fusun yaklaşık y&uuml;zde yetmiş kadarı M&uuml;sl&uuml;man. Y&uuml;zde on beş civarında Ortodoks ve y&uuml;zde on civarında Katolik Hristiyan&rsquo;ın da yaşadığını s&ouml;ylemek m&uuml;mk&uuml;n. Kendisini inan&ccedil;sız olarak ifade eden &ccedil;ok sayıda insandan da bahsetmek gerekir. Burada uzun yıllar verilen din d&uuml;şmanı eğitim politikalarının maalesef tahrip edici etkisi &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k olmuş.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">İşkodra, Ohri ve Prespa g&ouml;lleri bu &uuml;lkeye adeta hayat vermektedir. Ohri ve Prespa g&ouml;llerini Makedonya ile paylaşmakta. &Uuml;lkeyi dolaşan bir&ccedil;ok irili ufaklı akarsu da &ccedil;ok &ouml;nemli hayat kaynakları olarak &ouml;nem arz etmektedir. Bu nehirler &uuml;zerinde inşa edilen barajlar ile &uuml;lkenin elektrik ihtiyacı karşılanmaktadır. &Uuml;lkede genelde Akdeniz iklimi etkisini g&ouml;stermekte, dağlık ve ormanlık bir coğrafi yapıya sahip bulunmaktadır.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Arnavutluk toprakları tarih boyunca, Bizans, Venedik, Bulgar ve Sırp kuvvetlerinin rekabetine sahne olmuş ve bu &uuml;lkenin farklı b&ouml;lgeleri bu g&uuml;&ccedil;ler tarafından defalarca el değiştirmiştir. Bu durum Osmanlıların 15. Y&uuml;zyılın başlarından itibaren bu topraklarda kontrol&uuml; sağlamasına kadar devam etmiştir.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Arnavutluk&rsquo;un bir b&uuml;t&uuml;n olarak Osmanlı egemenliğe ge&ccedil;mesi de &ccedil;ok kolay olmamış. Burada &ccedil;ok zorlu ve sıkıntılı bir s&uuml;re&ccedil; yaşanmış. Arnavutların Osmanlılar&rsquo;a karşı s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;kleri isyanın liderliğini, bu topraklarda Skanderbeg olarak adlandırılan, asıl adı Gjergj Kastriot olan ve &ouml;zellikle Hristiyan Arnavutlar tarafından bir Miili Kahraman haline getirilen İskender Bey y&uuml;r&uuml;tm&uuml;ş ve onun zamanla elde ettiği başarı ve yaptığı m&uuml;cadele, buralarda bir efsane halinde anlatılmaya başlanmıştır. M&uuml;cadelesi Papa tarafından desteklenmiş ve kendisi bir &lsquo;&rsquo;Ha&ccedil;lı Kahramanı&rsquo;&rsquo; olarak ilan edilmiş.<br /> &Ccedil;ocukluğunda rehin alınan ve on beş yıl boyunca Osmanlı Sarayında eğitim alarak İskender Bey adı verilen bu komutan, g&ouml;revli olarak g&ouml;nderildiği Arnavutluk&rsquo;ta isyan etmiş ve yaşadığı m&uuml;ddet&ccedil;e Sultan II. Murat ve Fatih Sultan Mehmet Han&rsquo;ı meşgul etmeye devam etmiştir. İskender Bey, d&uuml;zenli savaşlardan genelde ka&ccedil;ınmış ve &ccedil;ete savaşları ile Osmanlılara karşı koymaya &ccedil;alışmıştır. Bu arada İtalyanlar ile işbirliği yapmış ve onların desteği ile Kuzey Arnavutluk&rsquo;ta bazı b&ouml;lgeleri y&ouml;netimi altında tutmayı başarmıştır. Arnavutluk&rsquo;un tamamen fethi ise İskender Bey&rsquo;in 1468 yılında &ouml;l&uuml;m&uuml;nden sonra ger&ccedil;ekleşmiştir.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Arnavutlar İskender Bey&rsquo;e ve hatırasına &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k &ouml;nem vermektedirler. Bu &uuml;lkede en b&uuml;y&uuml;k tarihi kahraman olarak kabul edilen İskender Bey&rsquo;in Tiran&rsquo;ın merkezinde bulunan İskender Bey Meydanında &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir heykeli yapılmış ve g&ouml;m&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; Alessio (Leş) şehrinde de g&ouml;rkemli bir anıt mezar inşa etmişlerdir.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Osmanlılar 1417 yılından itibaren Arnavutluk&rsquo;u fethederek toprakları arasına katmaya başlamış. Yaklaşık beş y&uuml;z yıl kadar Osmanlı h&acirc;kimiyeti altında yaşamış. 1912 yılının Kasım ayından itibaren Osmanlı&rsquo;dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etmiş.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Osmanlıların hoşg&ouml;r&uuml;l&uuml; y&ouml;netimleri sayesinde bu topraklarda İslamiyet b&uuml;y&uuml;k bir hızla yayıldı. Bu &uuml;lkede yaşayan b&ouml;lge ve aşiretler, kitle halinde İslam dinini kabul etmeye başladılar. 1930&rsquo;lu yıllarda bu &uuml;lkede beş y&uuml;z&uuml;n &uuml;zerinde cami bulunuyordu.<br /> Bu arada tarikat ve tasavvuf &ccedil;alışmaları &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir hızla bu topraklarda yayılmaya başladı. Neredeyse b&uuml;t&uuml;n yerleşim birimlerinde tekke ve derg&acirc;hlar a&ccedil;ıldı. Bektaşilik başta olmak &uuml;zere Halveti, Ticani ve Rıfai dervişleri bu topraklarda &ccedil;alışmalarına hız verdiler.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Arnavutluk&rsquo;ta &ccedil;ok etkin olan ve adeta farklı bir kulvara y&ouml;nelen Bektaşilikten de bahsetmekte yarar vardır. Bug&uuml;n Arnavutluk d&uuml;nya Bektaşilerinin adeta merkezi konumundadır. Bu yılın Ağustos ayının sonlarında CHP Genel Başkanı Kemal Kılı&ccedil;daroğlu da buradaki Bektaşilerin daveti &uuml;zerine bu &uuml;lkeye gelerek d&uuml;nya Bektaşilerinin liderlerinden Hacı Dedebaba Mondi ile g&ouml;r&uuml;şerek bazı toplantılara katıldı.<br /> 1826 yılında Osmanlı topraklarında Bektaşiliğe karşı olumsuz bir tavır gelişmeye başlayınca Arnavutluk toprakları Bektaşilerin adeta toplanma alanı haline gelmiştir. Buralarda &ccedil;ok sayıda Bektaşi derg&acirc;hı a&ccedil;ılmış ve Arnavutların Osmanlıya karşı y&uuml;r&uuml;tt&uuml;ğ&uuml; bağımsızlık hareketlerini desteklemişlerdir. Bu b&ouml;lgelerde bulunan Bektaşi tekkeleri, Arnavut komitacılara bu ama&ccedil;la destek vermeye başlamıştır.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Farklı vesilelerle bu topraklarda daha yoğun bir şekilde olmak &uuml;zere bir&ccedil;ok b&ouml;lgede Bektaşilerin, Hristiyanlarla da &ccedil;ok yakın ilişki i&ccedil;inde oldukları g&ouml;r&uuml;lmektedir. &Ccedil;ok sayıda Hristiyanın da bu derg&acirc;hlara geldiği ve Bektaşi ayinlerine katıldığı, Hristiyan ve Bektaşi rit&uuml;ellerini beraberce yaptıkları g&ouml;r&uuml;lmektedir. Arnavutluk&rsquo;ta bulunan M&uuml;sl&uuml;manların yaklaşık y&uuml;zde yirmi kadarının Bektaşi inancına sahip olduğu tahmin edilmektedir.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Bektaşilerin, İslamiyet&rsquo;te haram olarak kabul edilen bir&ccedil;ok davranış ve fiili de mubah olarak kabul etmeleri, onların farklı bir inanışa doğru y&ouml;neldiklerinin bir delili olarak kabul edilmektedir. Tabi ki burada Kom&uuml;nist y&ouml;netim sırasında yapılan İslam d&uuml;şmanı icraatların &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k etkisi vardır. Bu b&ouml;lgelerde meydana gelen yanlış anlaşılmaların &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;mek maksadıyla, ger&ccedil;ek İslamiyet&rsquo;in anlatılması i&ccedil;in &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k gayretlere ihtiya&ccedil; olduğu g&ouml;r&uuml;lmektedir.&nbsp;<br /> Bosna ile birlikte Arnavutluk&rsquo;ta da Osmanlılar tarafından devşirme sistemi uygulandığı i&ccedil;in aralarında Gedik Ahmed, Koca D&acirc;vud,&nbsp; Kara Ahmed, Koca Sinan,&nbsp; Kara Murad ve Tarhuncu Ahmed Paşaların da bulunduğu onlarca sadrazamın Arnavut asıllı kişiler arasından &ccedil;ıktığı bilinmektedir.&nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">&nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Bunlardan başka &ccedil;ok sayıda Arnavut k&ouml;kenli vezir ve valinin de Osmanlı y&ouml;netiminde &ouml;nemli ve etkili g&ouml;revlerde bulundukları bilinmektedir.&nbsp;<br /> Aynı şekilde İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy da, Arnavutluk&rsquo;un İpek kazası Şuşisa k&ouml;y&uuml;nden İstanbul&rsquo;a gelerek Fatih Medresesi M&uuml;derrisliği g&ouml;revinde bulunan Mehmed T&acirc;hir Efendi&rsquo;nin &ccedil;ocuğu olarak İstanbul&rsquo;da d&uuml;nyaya gelmiş Arnavut asıllı bir m&uuml;tefekkirimizdir.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Mehmet Akif Ersos, ırk&ccedil;ı d&uuml;ş&uuml;ncelere şiddetle karşı &ccedil;ıkmış ve İslam kardeşliği esasına dayalı bir d&uuml;ş&uuml;nceyi b&uuml;t&uuml;n hayatı boyumca savunmaya devam etmiştir. Bu g&uuml;zel şiirde de bu d&uuml;ş&uuml;ncesini &ccedil;ok g&uuml;zel bir şekilde ifade ediyor:<br /> <br /> Artık ey milleti merhume, sabah oldu uyan !<br /> Sana az geldi ezanlar, diye &ouml;ts&uuml;n m&uuml; bu &ccedil;an?<br /> Ne K&uuml;rtl&uuml;k, ne de T&uuml;rkl&uuml;k kalacak a&ccedil; g&ouml;z&uuml;n&uuml; !<br /> Dinle Peygamber-i Zişanın İlahi s&ouml;z&uuml;n&uuml;.&nbsp;&nbsp;&nbsp;<br /> <br /> Veriniz baş başa; zira sonu h&uuml;sranı m&uuml;bin,&nbsp;<br /> Ne h&uuml;k&uuml;met kalıyor ortada, billahi ne din !<br /> &quot;Medeniyet !&quot; size &ccedil;oktan beridir diş biliyor;&nbsp;<br /> Evvela par&ccedil;alamak, sonra da yutmak diliyor.&nbsp;&nbsp;&nbsp;<br /> <br /> Ne bu şuride siyaset, ne bu fasid dava?<br /> G&ouml;rm&uuml;yor gittiği yanlış yolu, zannım, &ccedil;oğunuz...&nbsp;<br /> Size rehberlik eden haydudu artık kovunuz!<br /> Bunu benden duydunuz, ben ki evet, Arnavudum...&nbsp;<br /> <br /> Başka bir şey diyemem... İşte perişan yurdum!...<br /> <br /> <br /> Osmanlının bu b&ouml;lgeden ayrılmasından sonra Birinci D&uuml;nya Savaşının getirmiş olduğu kaos ve karmaşa, bu topraklarda da b&uuml;t&uuml;n dehşeti ile yaşandığı i&ccedil;in, bu d&ouml;nemde ger&ccedil;ek bir bağımsızlıktan s&ouml;z etmek m&uuml;mk&uuml;n değildir.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Osmanlı&rsquo;nın ardından bu topraklarda &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k olaylar yaşanmış. On binlerce M&uuml;sl&uuml;man, Hristiyanlığı kabul etmediği i&ccedil;in bu d&ouml;nemde &ouml;ld&uuml;r&uuml;lm&uuml;ş.<br /> Aynı şekilde buralardan g&ouml;&ccedil; eden &ccedil;ok sayıda M&uuml;sl&uuml;man da, bir yerlere ulaşmadan yollarda a&ccedil; ve perişan bir şekilde hayatlarını kaybetmişler. Osmanlı bakiyesi topraklara ulaşabilmiş on binlerce Arnavut g&ouml;&ccedil;menin de kaydını d&uuml;şmek gerekir.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Arnavutluk, ger&ccedil;ek anlamda ve ayrı bir devlet olarak bağımsızlığına 1925 yılında kavuştu. Bu tarihte cumhuriyet ilan edilerek Ahmet Zogu &uuml;lkenin ilk cumhurbaşkanı olarak se&ccedil;ildi. Ahmet Zogu cumhurbaşkanı se&ccedil;ildikten &uuml;&ccedil; yıl kadar sonra da kendini Arnavutluk Kralı olarak ilan etti.<br /> Ancak i&ccedil; ve dış dengelerin yeterli d&uuml;zeyde kurulmamasından dolayı 1945 yılına kadar &uuml;lkede istikrarlı bir y&ouml;netim kurulamadı.</div>
Ekleme Tarihi: 05 Eylül 2019 - Perşembe

ARNAVUTLUK

<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Arnavutluk, Balkanlarda son y&uuml;zyıllarda &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k değişiklikler ve savrulmalar yaşamış ve bu d&ouml;nemde ayakları &uuml;zerinde durmaya &ccedil;alışan k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir &uuml;lke. Adriyatik Denizinin kıyısında olan bu &uuml;lkenin n&uuml;fusu &uuml;&ccedil; milyon civarında.<br /> N&uuml;fusun yaklaşık y&uuml;zde yetmiş kadarı M&uuml;sl&uuml;man. Y&uuml;zde on beş civarında Ortodoks ve y&uuml;zde on civarında Katolik Hristiyan&rsquo;ın da yaşadığını s&ouml;ylemek m&uuml;mk&uuml;n. Kendisini inan&ccedil;sız olarak ifade eden &ccedil;ok sayıda insandan da bahsetmek gerekir. Burada uzun yıllar verilen din d&uuml;şmanı eğitim politikalarının maalesef tahrip edici etkisi &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k olmuş.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">İşkodra, Ohri ve Prespa g&ouml;lleri bu &uuml;lkeye adeta hayat vermektedir. Ohri ve Prespa g&ouml;llerini Makedonya ile paylaşmakta. &Uuml;lkeyi dolaşan bir&ccedil;ok irili ufaklı akarsu da &ccedil;ok &ouml;nemli hayat kaynakları olarak &ouml;nem arz etmektedir. Bu nehirler &uuml;zerinde inşa edilen barajlar ile &uuml;lkenin elektrik ihtiyacı karşılanmaktadır. &Uuml;lkede genelde Akdeniz iklimi etkisini g&ouml;stermekte, dağlık ve ormanlık bir coğrafi yapıya sahip bulunmaktadır.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Arnavutluk toprakları tarih boyunca, Bizans, Venedik, Bulgar ve Sırp kuvvetlerinin rekabetine sahne olmuş ve bu &uuml;lkenin farklı b&ouml;lgeleri bu g&uuml;&ccedil;ler tarafından defalarca el değiştirmiştir. Bu durum Osmanlıların 15. Y&uuml;zyılın başlarından itibaren bu topraklarda kontrol&uuml; sağlamasına kadar devam etmiştir.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Arnavutluk&rsquo;un bir b&uuml;t&uuml;n olarak Osmanlı egemenliğe ge&ccedil;mesi de &ccedil;ok kolay olmamış. Burada &ccedil;ok zorlu ve sıkıntılı bir s&uuml;re&ccedil; yaşanmış. Arnavutların Osmanlılar&rsquo;a karşı s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;kleri isyanın liderliğini, bu topraklarda Skanderbeg olarak adlandırılan, asıl adı Gjergj Kastriot olan ve &ouml;zellikle Hristiyan Arnavutlar tarafından bir Miili Kahraman haline getirilen İskender Bey y&uuml;r&uuml;tm&uuml;ş ve onun zamanla elde ettiği başarı ve yaptığı m&uuml;cadele, buralarda bir efsane halinde anlatılmaya başlanmıştır. M&uuml;cadelesi Papa tarafından desteklenmiş ve kendisi bir &lsquo;&rsquo;Ha&ccedil;lı Kahramanı&rsquo;&rsquo; olarak ilan edilmiş.<br /> &Ccedil;ocukluğunda rehin alınan ve on beş yıl boyunca Osmanlı Sarayında eğitim alarak İskender Bey adı verilen bu komutan, g&ouml;revli olarak g&ouml;nderildiği Arnavutluk&rsquo;ta isyan etmiş ve yaşadığı m&uuml;ddet&ccedil;e Sultan II. Murat ve Fatih Sultan Mehmet Han&rsquo;ı meşgul etmeye devam etmiştir. İskender Bey, d&uuml;zenli savaşlardan genelde ka&ccedil;ınmış ve &ccedil;ete savaşları ile Osmanlılara karşı koymaya &ccedil;alışmıştır. Bu arada İtalyanlar ile işbirliği yapmış ve onların desteği ile Kuzey Arnavutluk&rsquo;ta bazı b&ouml;lgeleri y&ouml;netimi altında tutmayı başarmıştır. Arnavutluk&rsquo;un tamamen fethi ise İskender Bey&rsquo;in 1468 yılında &ouml;l&uuml;m&uuml;nden sonra ger&ccedil;ekleşmiştir.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Arnavutlar İskender Bey&rsquo;e ve hatırasına &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k &ouml;nem vermektedirler. Bu &uuml;lkede en b&uuml;y&uuml;k tarihi kahraman olarak kabul edilen İskender Bey&rsquo;in Tiran&rsquo;ın merkezinde bulunan İskender Bey Meydanında &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir heykeli yapılmış ve g&ouml;m&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; Alessio (Leş) şehrinde de g&ouml;rkemli bir anıt mezar inşa etmişlerdir.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Osmanlılar 1417 yılından itibaren Arnavutluk&rsquo;u fethederek toprakları arasına katmaya başlamış. Yaklaşık beş y&uuml;z yıl kadar Osmanlı h&acirc;kimiyeti altında yaşamış. 1912 yılının Kasım ayından itibaren Osmanlı&rsquo;dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etmiş.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Osmanlıların hoşg&ouml;r&uuml;l&uuml; y&ouml;netimleri sayesinde bu topraklarda İslamiyet b&uuml;y&uuml;k bir hızla yayıldı. Bu &uuml;lkede yaşayan b&ouml;lge ve aşiretler, kitle halinde İslam dinini kabul etmeye başladılar. 1930&rsquo;lu yıllarda bu &uuml;lkede beş y&uuml;z&uuml;n &uuml;zerinde cami bulunuyordu.<br /> Bu arada tarikat ve tasavvuf &ccedil;alışmaları &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir hızla bu topraklarda yayılmaya başladı. Neredeyse b&uuml;t&uuml;n yerleşim birimlerinde tekke ve derg&acirc;hlar a&ccedil;ıldı. Bektaşilik başta olmak &uuml;zere Halveti, Ticani ve Rıfai dervişleri bu topraklarda &ccedil;alışmalarına hız verdiler.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Arnavutluk&rsquo;ta &ccedil;ok etkin olan ve adeta farklı bir kulvara y&ouml;nelen Bektaşilikten de bahsetmekte yarar vardır. Bug&uuml;n Arnavutluk d&uuml;nya Bektaşilerinin adeta merkezi konumundadır. Bu yılın Ağustos ayının sonlarında CHP Genel Başkanı Kemal Kılı&ccedil;daroğlu da buradaki Bektaşilerin daveti &uuml;zerine bu &uuml;lkeye gelerek d&uuml;nya Bektaşilerinin liderlerinden Hacı Dedebaba Mondi ile g&ouml;r&uuml;şerek bazı toplantılara katıldı.<br /> 1826 yılında Osmanlı topraklarında Bektaşiliğe karşı olumsuz bir tavır gelişmeye başlayınca Arnavutluk toprakları Bektaşilerin adeta toplanma alanı haline gelmiştir. Buralarda &ccedil;ok sayıda Bektaşi derg&acirc;hı a&ccedil;ılmış ve Arnavutların Osmanlıya karşı y&uuml;r&uuml;tt&uuml;ğ&uuml; bağımsızlık hareketlerini desteklemişlerdir. Bu b&ouml;lgelerde bulunan Bektaşi tekkeleri, Arnavut komitacılara bu ama&ccedil;la destek vermeye başlamıştır.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Farklı vesilelerle bu topraklarda daha yoğun bir şekilde olmak &uuml;zere bir&ccedil;ok b&ouml;lgede Bektaşilerin, Hristiyanlarla da &ccedil;ok yakın ilişki i&ccedil;inde oldukları g&ouml;r&uuml;lmektedir. &Ccedil;ok sayıda Hristiyanın da bu derg&acirc;hlara geldiği ve Bektaşi ayinlerine katıldığı, Hristiyan ve Bektaşi rit&uuml;ellerini beraberce yaptıkları g&ouml;r&uuml;lmektedir. Arnavutluk&rsquo;ta bulunan M&uuml;sl&uuml;manların yaklaşık y&uuml;zde yirmi kadarının Bektaşi inancına sahip olduğu tahmin edilmektedir.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Bektaşilerin, İslamiyet&rsquo;te haram olarak kabul edilen bir&ccedil;ok davranış ve fiili de mubah olarak kabul etmeleri, onların farklı bir inanışa doğru y&ouml;neldiklerinin bir delili olarak kabul edilmektedir. Tabi ki burada Kom&uuml;nist y&ouml;netim sırasında yapılan İslam d&uuml;şmanı icraatların &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k etkisi vardır. Bu b&ouml;lgelerde meydana gelen yanlış anlaşılmaların &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;mek maksadıyla, ger&ccedil;ek İslamiyet&rsquo;in anlatılması i&ccedil;in &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k gayretlere ihtiya&ccedil; olduğu g&ouml;r&uuml;lmektedir.&nbsp;<br /> Bosna ile birlikte Arnavutluk&rsquo;ta da Osmanlılar tarafından devşirme sistemi uygulandığı i&ccedil;in aralarında Gedik Ahmed, Koca D&acirc;vud,&nbsp; Kara Ahmed, Koca Sinan,&nbsp; Kara Murad ve Tarhuncu Ahmed Paşaların da bulunduğu onlarca sadrazamın Arnavut asıllı kişiler arasından &ccedil;ıktığı bilinmektedir.&nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">&nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Bunlardan başka &ccedil;ok sayıda Arnavut k&ouml;kenli vezir ve valinin de Osmanlı y&ouml;netiminde &ouml;nemli ve etkili g&ouml;revlerde bulundukları bilinmektedir.&nbsp;<br /> Aynı şekilde İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy da, Arnavutluk&rsquo;un İpek kazası Şuşisa k&ouml;y&uuml;nden İstanbul&rsquo;a gelerek Fatih Medresesi M&uuml;derrisliği g&ouml;revinde bulunan Mehmed T&acirc;hir Efendi&rsquo;nin &ccedil;ocuğu olarak İstanbul&rsquo;da d&uuml;nyaya gelmiş Arnavut asıllı bir m&uuml;tefekkirimizdir.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Mehmet Akif Ersos, ırk&ccedil;ı d&uuml;ş&uuml;ncelere şiddetle karşı &ccedil;ıkmış ve İslam kardeşliği esasına dayalı bir d&uuml;ş&uuml;nceyi b&uuml;t&uuml;n hayatı boyumca savunmaya devam etmiştir. Bu g&uuml;zel şiirde de bu d&uuml;ş&uuml;ncesini &ccedil;ok g&uuml;zel bir şekilde ifade ediyor:<br /> <br /> Artık ey milleti merhume, sabah oldu uyan !<br /> Sana az geldi ezanlar, diye &ouml;ts&uuml;n m&uuml; bu &ccedil;an?<br /> Ne K&uuml;rtl&uuml;k, ne de T&uuml;rkl&uuml;k kalacak a&ccedil; g&ouml;z&uuml;n&uuml; !<br /> Dinle Peygamber-i Zişanın İlahi s&ouml;z&uuml;n&uuml;.&nbsp;&nbsp;&nbsp;<br /> <br /> Veriniz baş başa; zira sonu h&uuml;sranı m&uuml;bin,&nbsp;<br /> Ne h&uuml;k&uuml;met kalıyor ortada, billahi ne din !<br /> &quot;Medeniyet !&quot; size &ccedil;oktan beridir diş biliyor;&nbsp;<br /> Evvela par&ccedil;alamak, sonra da yutmak diliyor.&nbsp;&nbsp;&nbsp;<br /> <br /> Ne bu şuride siyaset, ne bu fasid dava?<br /> G&ouml;rm&uuml;yor gittiği yanlış yolu, zannım, &ccedil;oğunuz...&nbsp;<br /> Size rehberlik eden haydudu artık kovunuz!<br /> Bunu benden duydunuz, ben ki evet, Arnavudum...&nbsp;<br /> <br /> Başka bir şey diyemem... İşte perişan yurdum!...<br /> <br /> <br /> Osmanlının bu b&ouml;lgeden ayrılmasından sonra Birinci D&uuml;nya Savaşının getirmiş olduğu kaos ve karmaşa, bu topraklarda da b&uuml;t&uuml;n dehşeti ile yaşandığı i&ccedil;in, bu d&ouml;nemde ger&ccedil;ek bir bağımsızlıktan s&ouml;z etmek m&uuml;mk&uuml;n değildir.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Osmanlı&rsquo;nın ardından bu topraklarda &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k olaylar yaşanmış. On binlerce M&uuml;sl&uuml;man, Hristiyanlığı kabul etmediği i&ccedil;in bu d&ouml;nemde &ouml;ld&uuml;r&uuml;lm&uuml;ş.<br /> Aynı şekilde buralardan g&ouml;&ccedil; eden &ccedil;ok sayıda M&uuml;sl&uuml;man da, bir yerlere ulaşmadan yollarda a&ccedil; ve perişan bir şekilde hayatlarını kaybetmişler. Osmanlı bakiyesi topraklara ulaşabilmiş on binlerce Arnavut g&ouml;&ccedil;menin de kaydını d&uuml;şmek gerekir.<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Arnavutluk, ger&ccedil;ek anlamda ve ayrı bir devlet olarak bağımsızlığına 1925 yılında kavuştu. Bu tarihte cumhuriyet ilan edilerek Ahmet Zogu &uuml;lkenin ilk cumhurbaşkanı olarak se&ccedil;ildi. Ahmet Zogu cumhurbaşkanı se&ccedil;ildikten &uuml;&ccedil; yıl kadar sonra da kendini Arnavutluk Kralı olarak ilan etti.<br /> Ancak i&ccedil; ve dış dengelerin yeterli d&uuml;zeyde kurulmamasından dolayı 1945 yılına kadar &uuml;lkede istikrarlı bir y&ouml;netim kurulamadı.</div>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.