Abdulkadir MENEK
Köşe Yazarı
Abdulkadir MENEK
 

İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN FESHİ VE GELECEĞE ÜMİTLE BAKMAK

<p>Bilindiği gibi son yıllarda kamuoyunda en &ccedil;ok tartışılan konulardan birisi de, kısaca İstanbul S&ouml;zleşmesi olarak bilinen &lsquo;&rsquo;Kadınlara Y&ouml;nelik Şiddet ve Aile İ&ccedil;i Şiddetin &Ouml;nlenmesi ve Bunlarla M&uuml;cadele Hakkındaki Avrupa Konseyi S&ouml;zleşmesi&rsquo;&rsquo; adını taşıyan belgedir.&nbsp;</p> <p>Burada tartışılan esas konu, elbette kadınlara y&ouml;nelik her t&uuml;rl&uuml; şiddetin &ouml;nlenmesi ve bunlara sebep olanlarla gerekli olan m&uuml;cadelenin yapılması değildir. Bu konuda aklı başında olan hi&ccedil;bir insan ve hele hele hi&ccedil;bir M&uuml;sl&uuml;man kadınlara y&ouml;nelik bir şiddete, saldırganlığa ve haksızlığa taraf olamaz ve b&ouml;yle bir tavrı destekleyemez.&nbsp;&nbsp;</p> <p>İstanbul s&ouml;zleşmenin bu kadar tartışılmasının en &ouml;nemli sebebi hi&ccedil; ş&uuml;phesiz ki, dini değerler ve inancımız &uuml;zerine şekillenen ve toplumun sağlıklı bir şekilde devamı i&ccedil;in vazge&ccedil;ilmez kurumların başında gelen aile ile ilgili olarak getirdiği ve toplum vicdanında yer bulamayan, milli ve manevi değerlerimiz ile bağdaşması m&uuml;mk&uuml;n olmayan h&uuml;k&uuml;mlerdir.&nbsp;</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;Yaklaşık on yıl &ouml;nce, 11 Mayıs 2011 tarihinde imzaya a&ccedil;ılan Kadınlara Y&ouml;nelik Şiddet ve Aile İ&ccedil;i Şiddetin &Ouml;nlenmesi ve Bunlarla M&uuml;cadele Hakkındaki Avrupa Konseyi S&ouml;zleşmesi, 1 Ağustos 2014 tarihinde y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe girmiştir. Bu s&ouml;zleşmeye İstanbul adının verilmesinin sebebi ise, İstanbul&rsquo;da imzaya a&ccedil;ılmış olmasıdır. Maalesef bu s&ouml;zleşmeyi ilk olarak onaylayan &uuml;lke, 12 Mart 2012 tarihi itibarıyla T&uuml;rkiye olmuştur.&nbsp;</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;İstanbul S&ouml;zleşmesini bug&uuml;ne kadar elli civarında &uuml;lke imzalamıştır. Avrupa Konseyi&rsquo;nin iki kurucu &uuml;lkesinden biri olan Almanya bu s&ouml;zleşmeyi, T&uuml;rkiye&rsquo;den altı yıl sonra ancak 2018 yılının Şubat ayında imzalamıştır.&nbsp;</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;Bug&uuml;n &uuml;lkemizde tartışılan &ouml;nemli konulardan birisi de, İstanbul S&ouml;zleşmesinin imzalanmasından sonra, &uuml;lkemizde aile &uuml;zerinde yaşanan tartışma ve spek&uuml;lasyonların artması konudur.&nbsp;</p> <p>Kadim bir ge&ccedil;mişe, cağları aşan k&uuml;lt&uuml;rel ve evrensel değerlere sahip, b&uuml;y&uuml;k bir manevi birikim ve inan&ccedil; temeline sahip olan T&uuml;rkiye gibi bir &uuml;lkenin; Avrupa&rsquo;nın inan&ccedil; ve değerlerine g&ouml;re hazırlanan ve bağlayıcılığı olan bir s&ouml;zleşmenin getirdiği &ccedil;ok ağır y&uuml;k&uuml; daha fazla kaldırabilmesi m&uuml;mk&uuml;n değildi.&nbsp;</p> <p>&Ccedil;&uuml;nk&uuml;&nbsp; &lsquo;&rsquo;Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi&rsquo;&rsquo; iddiası ile hazırlanan İstanbul S&ouml;zleşmesi, pratikte tam aksi uygulamalara sebep olmuş ve aile yapısının b&uuml;y&uuml;k oranda zarar g&ouml;rmesi ve tahrip edilmesi gibi istenmeyen bazı sonu&ccedil;lar vermeye başlamıştır.</p> <p>Bu s&ouml;zleşmede, &ldquo;cinsel y&ouml;nelim&rdquo; ve &ldquo;cinsel kimlik&rdquo; kavramları ile her t&uuml;rl&uuml; cinsel sapkınlık normalleştirilmeye ve yasal koruma altına alınmaya &ccedil;alışılmış, &ldquo;nik&acirc;hsız&rdquo; ve &ldquo;metres hayatı&rdquo; şeklindeki birliktelikler aile kabul edilerek zinanın meşru bir hale getirilmesinin yolları a&ccedil;ılmıştır.</p> <p>Yine s&ouml;zleşmede yer alan bazı h&uuml;k&uuml;mlerin ve maddelerin, dinimizin kesin olarak yasakladığı ve Kur&rsquo;an&rsquo;da a&ccedil;ık olarak lanetlenen sapık ilişkilere cevaz verecek ifadeler i&ccedil;ermesi de, ayrıca &uuml;zerinde durulması gereken &ccedil;ok &ouml;nemli bir husus olarak dikkat &ccedil;ekmektedir.</p> <p>Uzun zamandır kamuoyunu meşgul eden, milletimizin inancına, k&uuml;lt&uuml;r&uuml;ne, ahlakına ve aile yapısına tamamen aykırı bazı h&uuml;k&uuml;mler barındıran İstanbul S&ouml;zleşmesinin bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile feshedilmesi, geleceğe dair umutlarımızı daha da canlandırmıştır Bu kararla T&uuml;rkiye Cumhuriyeti, &ccedil;ok hayatı ve &ouml;nemli bir adım atmış, milletimizin duygu ve taleplerine kulak verilmiştir</p> <p>Ayasofya Camisinin zincirlerini par&ccedil;alayıp, beş y&uuml;z yıl devam eden asli vazifesine d&ouml;nd&uuml;rerek bu milletin tevecc&uuml;h ve duasına mazhar olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul S&ouml;zleşmesinin feshi ile bu milletin inan&ccedil; ve hissiyatına bir başka &ouml;nemli konuda terc&uuml;man olmuştur.&nbsp;&nbsp;</p> <p>Bu manada atılan ve atılacak &ccedil;ok &ouml;nemli adımlar, maddi ve manevi alanda bu milletin ve bu devletin &ouml;n&uuml;n&uuml; a&ccedil;acak, inşallah belaların def edilmesine vesile olacağı gibi rahmet ve inayetin de celbine vesile olacaktır. Rabbimizden dua ve ilticamız budur.&nbsp;</p> <p>Biraz ge&ccedil; de olsa bu b&uuml;y&uuml;k ve manevi sorumluluğu &ccedil;ok fazla olan b&ouml;yle ağır bir y&uuml;kten kurtulmuş olmak, elbette &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k ve takdirleri hak eden &ouml;nemli bir adımdır. Bu s&ouml;zleşmenin feshedilmesine tepki g&ouml;sterenler arasında, elbette, bu milletin aile yapısının tamamen tahrip olmasını isteyen bir kesim olduğu gibi, bu b&uuml;y&uuml;k tahribatın farkında olmayan, meseleye sadece kadın hakları ekseninde ve &ccedil;ok dar bir perspektif ile bakanların da bulunduğunu s&ouml;ylemek gerekir.&nbsp;</p> <p>Hatta bu ikinci kısım &ccedil;ok daha b&uuml;y&uuml;k bir &ccedil;oğunluk oluşturmaktadır. Onlara da meselenin esas &ouml;z&uuml; anlatıldığı zaman, meseleye &ccedil;ok daha objektif bir şekilde bakacaklarına ş&uuml;phe yoktur. Ayrıca hak ve hakikat noktasında atılan ve atılacak adımlar karşısında koparılacak kuru g&uuml;r&uuml;lt&uuml;n&uuml;n hi&ccedil;bir anlamı yoktur ve bu t&uuml;r davranışlar ancak ve ancak azim ve kararlılığı artırmalıdır.</p> <p>Bundan sonraki aşamalarda, bug&uuml;ne kadar &ouml;nemli &ouml;l&ccedil;&uuml;de ihmal ettiğimiz ve Batı&rsquo;dan esen sek&uuml;ler, hedonist ve pragmatist fırtınalar karşısında savunmasız bıraktığımız aile yapımıza daha &ccedil;ok sahip &ccedil;ıkarak g&uuml;&ccedil;lendirmek ve gen&ccedil; nesillere bu konunun ehemmiyetini en m&uuml;kemmel bir şekilde anlatmaktır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; aile yapımızı tahrip olup elimizden &ccedil;ıktığı zaman, geride &ccedil;ok fazla bir varlığımız kalmayacaktır.&nbsp;&nbsp;</p> <p>Aile, toplumumuzun en temel ve en &ouml;nemli kurumudur. Toplumu ayakta tutan ve geleceğe taşıyan, karşılıklı sevgi, g&uuml;ven, hoşg&ouml;r&uuml; ve anlayış &uuml;zerine bina edilen ve şekillenen aile yapımızın en temel dinamikleri, dinimizin getirdiği İlahi h&uuml;k&uuml;mler ve kadim manevi yapımızdır.&nbsp;</p> <p>Dinimiz, İlahi h&uuml;k&uuml;mler &ccedil;er&ccedil;evesinde aileye en b&uuml;y&uuml;k &ouml;nemi vermiş, anneleri ve kadınları &lsquo;&rsquo;Allah&rsquo;ın bir emaneti&rsquo;&rsquo; olarak kabul etmiş, onları en k&acirc;mil manada hak sahibi yapmış, her t&uuml;rl&uuml; baskı ve şiddete karşı muhafaza altına almıştır.&nbsp;</p> <p>Asırlardır bizi yıkmak, dağıtmak ve kendilerine bağlamak i&ccedil;in gayret g&ouml;steren, gizli ve a&ccedil;ık bazı emeller peşinde koşan İslam d&uuml;şmanı bazı &ccedil;evreler, milletimizin inanca dayalı bu sağlam aile yapısını aşamadıkları i&ccedil;in maksatlarına ulaşamamışlar ve niyetlerinin aksiyle tokat yemişlerdir.&nbsp;</p> <p>Milletimiz asırlardan beridir, b&uuml;t&uuml;n zorluk ve sıkıntıları; aileden kaynaklanan karşılıklı sevgi, h&uuml;rmet ve dayanışma duyguları ile aşmasını bilmiş, &ouml;n&uuml;ne konan b&uuml;t&uuml;n tuzakları bu şuur ve inan&ccedil; ile bertaraf ederek bug&uuml;nlere gelmiştir.&nbsp;&nbsp;</p> <p>Geleneksel yapımız, inan&ccedil;larımız ve manevi değerlerimiz, aileyi her zaman mukaddes bir kurum olarak g&ouml;rm&uuml;ş, kadınlara da sevgi, saygı ve şefkat nazarları ile bakarak daima el &uuml;st&uuml;nde tutmuştur.&nbsp;</p> <p>Kadınlara y&ouml;nelik olarak meydana gelen saldırı ve şiddet olaylarının en b&uuml;y&uuml;k ve esaslı sebebi, manevi değerlerimiz ve inancımız konusunda yaşanan aşınma ve maalesef kopuşlardır. Kadını ve aileyi korumanın en esas en doğru yolu, manevi değerlerine ve dini inan&ccedil;larına &ccedil;ok daha şuurlu bir şekilde bağlı olan bir nesil yetiştirmektir. Biz bunu başardığımız &ouml;l&ccedil;&uuml;de, bu t&uuml;r saldırı olayları, şiddet ve haksızlıklar azalacak ve toplum i&ccedil;in bir problem olmaktan &ccedil;ıkacaktır.&nbsp; &nbsp;&nbsp;</p> <p>İstanbul S&ouml;zleşmesinin feshedilmesinden sonra, buna bağlı olarak yapılan diğer bazı hukuki değişikliklerin de vakit ge&ccedil;irilmeden yeniden ele alınması gerekir. 6284 Sayılı Aileyi Koruma Yasası&rsquo;nda bulunan ve bu s&ouml;zleşme mantığına g&ouml;re d&uuml;zenlenen maddelerin de yeniden g&ouml;zden ge&ccedil;irilmesi &ouml;nemli bir zaruret olarak &ouml;n&uuml;m&uuml;zde durmaktadır. Kadının beyanının esas alınması ve haksız nafaka uygulamaları gibi hususlar ile b&uuml;y&uuml;k mağduriyetlere yol a&ccedil;an h&uuml;k&uuml;mlerin vakit ge&ccedil;irilmeden, adil bir d&uuml;zenleme ile vicdani bir &ccedil;er&ccedil;eveye oturtulması gerekir.</p> <p>Y&uuml;ce dinimizin İlahi ahk&acirc;mı, milletimizin kadim k&uuml;lt&uuml;r&uuml; ve b&uuml;y&uuml;k tarihi potansiyeli ile geleceğe olan inancı, her t&uuml;rl&uuml; ayrımcılık ve haksızlığa karşı &ccedil;ıkacak, bunlara dur diyebilecek ve bu t&uuml;r problemlere &ccedil;&ouml;z&uuml;m getirebilecek d&uuml;zenlemeleri yapmaya ehil ve muktedirdir.&nbsp;</p> <p>K&ouml;k&uuml; yabancı olan ve milletimizin değer ve inan&ccedil;ları ile asla bağdaşmayan belge ve s&ouml;zleşmelere ihtiyacımız yoktur. Kendi irade ve inisiyatimiz ile her t&uuml;rl&uuml; toplumsal ayrımcılık ve problemi &ccedil;&ouml;zebilecek irade ve potansiyelimizi canlı tutmalı ve gerektiği zamanlarda harekete ge&ccedil;irmesini bilmeliyiz.&nbsp;</p> <p>Geleceğin b&uuml;y&uuml;k ve g&uuml;&ccedil;l&uuml; T&uuml;rkiye&rsquo;si olmak i&ccedil;in b&ouml;yle bir duruş ve dirilişe hep beraber mecburuz ve muhtacız.&nbsp;</p> <p><br /> Abd&uuml;lkadir MENEK</p>
Ekleme Tarihi: 23 Mart 2021 - Salı

İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN FESHİ VE GELECEĞE ÜMİTLE BAKMAK

<p>Bilindiği gibi son yıllarda kamuoyunda en &ccedil;ok tartışılan konulardan birisi de, kısaca İstanbul S&ouml;zleşmesi olarak bilinen &lsquo;&rsquo;Kadınlara Y&ouml;nelik Şiddet ve Aile İ&ccedil;i Şiddetin &Ouml;nlenmesi ve Bunlarla M&uuml;cadele Hakkındaki Avrupa Konseyi S&ouml;zleşmesi&rsquo;&rsquo; adını taşıyan belgedir.&nbsp;</p> <p>Burada tartışılan esas konu, elbette kadınlara y&ouml;nelik her t&uuml;rl&uuml; şiddetin &ouml;nlenmesi ve bunlara sebep olanlarla gerekli olan m&uuml;cadelenin yapılması değildir. Bu konuda aklı başında olan hi&ccedil;bir insan ve hele hele hi&ccedil;bir M&uuml;sl&uuml;man kadınlara y&ouml;nelik bir şiddete, saldırganlığa ve haksızlığa taraf olamaz ve b&ouml;yle bir tavrı destekleyemez.&nbsp;&nbsp;</p> <p>İstanbul s&ouml;zleşmenin bu kadar tartışılmasının en &ouml;nemli sebebi hi&ccedil; ş&uuml;phesiz ki, dini değerler ve inancımız &uuml;zerine şekillenen ve toplumun sağlıklı bir şekilde devamı i&ccedil;in vazge&ccedil;ilmez kurumların başında gelen aile ile ilgili olarak getirdiği ve toplum vicdanında yer bulamayan, milli ve manevi değerlerimiz ile bağdaşması m&uuml;mk&uuml;n olmayan h&uuml;k&uuml;mlerdir.&nbsp;</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;Yaklaşık on yıl &ouml;nce, 11 Mayıs 2011 tarihinde imzaya a&ccedil;ılan Kadınlara Y&ouml;nelik Şiddet ve Aile İ&ccedil;i Şiddetin &Ouml;nlenmesi ve Bunlarla M&uuml;cadele Hakkındaki Avrupa Konseyi S&ouml;zleşmesi, 1 Ağustos 2014 tarihinde y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe girmiştir. Bu s&ouml;zleşmeye İstanbul adının verilmesinin sebebi ise, İstanbul&rsquo;da imzaya a&ccedil;ılmış olmasıdır. Maalesef bu s&ouml;zleşmeyi ilk olarak onaylayan &uuml;lke, 12 Mart 2012 tarihi itibarıyla T&uuml;rkiye olmuştur.&nbsp;</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;İstanbul S&ouml;zleşmesini bug&uuml;ne kadar elli civarında &uuml;lke imzalamıştır. Avrupa Konseyi&rsquo;nin iki kurucu &uuml;lkesinden biri olan Almanya bu s&ouml;zleşmeyi, T&uuml;rkiye&rsquo;den altı yıl sonra ancak 2018 yılının Şubat ayında imzalamıştır.&nbsp;</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;Bug&uuml;n &uuml;lkemizde tartışılan &ouml;nemli konulardan birisi de, İstanbul S&ouml;zleşmesinin imzalanmasından sonra, &uuml;lkemizde aile &uuml;zerinde yaşanan tartışma ve spek&uuml;lasyonların artması konudur.&nbsp;</p> <p>Kadim bir ge&ccedil;mişe, cağları aşan k&uuml;lt&uuml;rel ve evrensel değerlere sahip, b&uuml;y&uuml;k bir manevi birikim ve inan&ccedil; temeline sahip olan T&uuml;rkiye gibi bir &uuml;lkenin; Avrupa&rsquo;nın inan&ccedil; ve değerlerine g&ouml;re hazırlanan ve bağlayıcılığı olan bir s&ouml;zleşmenin getirdiği &ccedil;ok ağır y&uuml;k&uuml; daha fazla kaldırabilmesi m&uuml;mk&uuml;n değildi.&nbsp;</p> <p>&Ccedil;&uuml;nk&uuml;&nbsp; &lsquo;&rsquo;Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi&rsquo;&rsquo; iddiası ile hazırlanan İstanbul S&ouml;zleşmesi, pratikte tam aksi uygulamalara sebep olmuş ve aile yapısının b&uuml;y&uuml;k oranda zarar g&ouml;rmesi ve tahrip edilmesi gibi istenmeyen bazı sonu&ccedil;lar vermeye başlamıştır.</p> <p>Bu s&ouml;zleşmede, &ldquo;cinsel y&ouml;nelim&rdquo; ve &ldquo;cinsel kimlik&rdquo; kavramları ile her t&uuml;rl&uuml; cinsel sapkınlık normalleştirilmeye ve yasal koruma altına alınmaya &ccedil;alışılmış, &ldquo;nik&acirc;hsız&rdquo; ve &ldquo;metres hayatı&rdquo; şeklindeki birliktelikler aile kabul edilerek zinanın meşru bir hale getirilmesinin yolları a&ccedil;ılmıştır.</p> <p>Yine s&ouml;zleşmede yer alan bazı h&uuml;k&uuml;mlerin ve maddelerin, dinimizin kesin olarak yasakladığı ve Kur&rsquo;an&rsquo;da a&ccedil;ık olarak lanetlenen sapık ilişkilere cevaz verecek ifadeler i&ccedil;ermesi de, ayrıca &uuml;zerinde durulması gereken &ccedil;ok &ouml;nemli bir husus olarak dikkat &ccedil;ekmektedir.</p> <p>Uzun zamandır kamuoyunu meşgul eden, milletimizin inancına, k&uuml;lt&uuml;r&uuml;ne, ahlakına ve aile yapısına tamamen aykırı bazı h&uuml;k&uuml;mler barındıran İstanbul S&ouml;zleşmesinin bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile feshedilmesi, geleceğe dair umutlarımızı daha da canlandırmıştır Bu kararla T&uuml;rkiye Cumhuriyeti, &ccedil;ok hayatı ve &ouml;nemli bir adım atmış, milletimizin duygu ve taleplerine kulak verilmiştir</p> <p>Ayasofya Camisinin zincirlerini par&ccedil;alayıp, beş y&uuml;z yıl devam eden asli vazifesine d&ouml;nd&uuml;rerek bu milletin tevecc&uuml;h ve duasına mazhar olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul S&ouml;zleşmesinin feshi ile bu milletin inan&ccedil; ve hissiyatına bir başka &ouml;nemli konuda terc&uuml;man olmuştur.&nbsp;&nbsp;</p> <p>Bu manada atılan ve atılacak &ccedil;ok &ouml;nemli adımlar, maddi ve manevi alanda bu milletin ve bu devletin &ouml;n&uuml;n&uuml; a&ccedil;acak, inşallah belaların def edilmesine vesile olacağı gibi rahmet ve inayetin de celbine vesile olacaktır. Rabbimizden dua ve ilticamız budur.&nbsp;</p> <p>Biraz ge&ccedil; de olsa bu b&uuml;y&uuml;k ve manevi sorumluluğu &ccedil;ok fazla olan b&ouml;yle ağır bir y&uuml;kten kurtulmuş olmak, elbette &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k ve takdirleri hak eden &ouml;nemli bir adımdır. Bu s&ouml;zleşmenin feshedilmesine tepki g&ouml;sterenler arasında, elbette, bu milletin aile yapısının tamamen tahrip olmasını isteyen bir kesim olduğu gibi, bu b&uuml;y&uuml;k tahribatın farkında olmayan, meseleye sadece kadın hakları ekseninde ve &ccedil;ok dar bir perspektif ile bakanların da bulunduğunu s&ouml;ylemek gerekir.&nbsp;</p> <p>Hatta bu ikinci kısım &ccedil;ok daha b&uuml;y&uuml;k bir &ccedil;oğunluk oluşturmaktadır. Onlara da meselenin esas &ouml;z&uuml; anlatıldığı zaman, meseleye &ccedil;ok daha objektif bir şekilde bakacaklarına ş&uuml;phe yoktur. Ayrıca hak ve hakikat noktasında atılan ve atılacak adımlar karşısında koparılacak kuru g&uuml;r&uuml;lt&uuml;n&uuml;n hi&ccedil;bir anlamı yoktur ve bu t&uuml;r davranışlar ancak ve ancak azim ve kararlılığı artırmalıdır.</p> <p>Bundan sonraki aşamalarda, bug&uuml;ne kadar &ouml;nemli &ouml;l&ccedil;&uuml;de ihmal ettiğimiz ve Batı&rsquo;dan esen sek&uuml;ler, hedonist ve pragmatist fırtınalar karşısında savunmasız bıraktığımız aile yapımıza daha &ccedil;ok sahip &ccedil;ıkarak g&uuml;&ccedil;lendirmek ve gen&ccedil; nesillere bu konunun ehemmiyetini en m&uuml;kemmel bir şekilde anlatmaktır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; aile yapımızı tahrip olup elimizden &ccedil;ıktığı zaman, geride &ccedil;ok fazla bir varlığımız kalmayacaktır.&nbsp;&nbsp;</p> <p>Aile, toplumumuzun en temel ve en &ouml;nemli kurumudur. Toplumu ayakta tutan ve geleceğe taşıyan, karşılıklı sevgi, g&uuml;ven, hoşg&ouml;r&uuml; ve anlayış &uuml;zerine bina edilen ve şekillenen aile yapımızın en temel dinamikleri, dinimizin getirdiği İlahi h&uuml;k&uuml;mler ve kadim manevi yapımızdır.&nbsp;</p> <p>Dinimiz, İlahi h&uuml;k&uuml;mler &ccedil;er&ccedil;evesinde aileye en b&uuml;y&uuml;k &ouml;nemi vermiş, anneleri ve kadınları &lsquo;&rsquo;Allah&rsquo;ın bir emaneti&rsquo;&rsquo; olarak kabul etmiş, onları en k&acirc;mil manada hak sahibi yapmış, her t&uuml;rl&uuml; baskı ve şiddete karşı muhafaza altına almıştır.&nbsp;</p> <p>Asırlardır bizi yıkmak, dağıtmak ve kendilerine bağlamak i&ccedil;in gayret g&ouml;steren, gizli ve a&ccedil;ık bazı emeller peşinde koşan İslam d&uuml;şmanı bazı &ccedil;evreler, milletimizin inanca dayalı bu sağlam aile yapısını aşamadıkları i&ccedil;in maksatlarına ulaşamamışlar ve niyetlerinin aksiyle tokat yemişlerdir.&nbsp;</p> <p>Milletimiz asırlardan beridir, b&uuml;t&uuml;n zorluk ve sıkıntıları; aileden kaynaklanan karşılıklı sevgi, h&uuml;rmet ve dayanışma duyguları ile aşmasını bilmiş, &ouml;n&uuml;ne konan b&uuml;t&uuml;n tuzakları bu şuur ve inan&ccedil; ile bertaraf ederek bug&uuml;nlere gelmiştir.&nbsp;&nbsp;</p> <p>Geleneksel yapımız, inan&ccedil;larımız ve manevi değerlerimiz, aileyi her zaman mukaddes bir kurum olarak g&ouml;rm&uuml;ş, kadınlara da sevgi, saygı ve şefkat nazarları ile bakarak daima el &uuml;st&uuml;nde tutmuştur.&nbsp;</p> <p>Kadınlara y&ouml;nelik olarak meydana gelen saldırı ve şiddet olaylarının en b&uuml;y&uuml;k ve esaslı sebebi, manevi değerlerimiz ve inancımız konusunda yaşanan aşınma ve maalesef kopuşlardır. Kadını ve aileyi korumanın en esas en doğru yolu, manevi değerlerine ve dini inan&ccedil;larına &ccedil;ok daha şuurlu bir şekilde bağlı olan bir nesil yetiştirmektir. Biz bunu başardığımız &ouml;l&ccedil;&uuml;de, bu t&uuml;r saldırı olayları, şiddet ve haksızlıklar azalacak ve toplum i&ccedil;in bir problem olmaktan &ccedil;ıkacaktır.&nbsp; &nbsp;&nbsp;</p> <p>İstanbul S&ouml;zleşmesinin feshedilmesinden sonra, buna bağlı olarak yapılan diğer bazı hukuki değişikliklerin de vakit ge&ccedil;irilmeden yeniden ele alınması gerekir. 6284 Sayılı Aileyi Koruma Yasası&rsquo;nda bulunan ve bu s&ouml;zleşme mantığına g&ouml;re d&uuml;zenlenen maddelerin de yeniden g&ouml;zden ge&ccedil;irilmesi &ouml;nemli bir zaruret olarak &ouml;n&uuml;m&uuml;zde durmaktadır. Kadının beyanının esas alınması ve haksız nafaka uygulamaları gibi hususlar ile b&uuml;y&uuml;k mağduriyetlere yol a&ccedil;an h&uuml;k&uuml;mlerin vakit ge&ccedil;irilmeden, adil bir d&uuml;zenleme ile vicdani bir &ccedil;er&ccedil;eveye oturtulması gerekir.</p> <p>Y&uuml;ce dinimizin İlahi ahk&acirc;mı, milletimizin kadim k&uuml;lt&uuml;r&uuml; ve b&uuml;y&uuml;k tarihi potansiyeli ile geleceğe olan inancı, her t&uuml;rl&uuml; ayrımcılık ve haksızlığa karşı &ccedil;ıkacak, bunlara dur diyebilecek ve bu t&uuml;r problemlere &ccedil;&ouml;z&uuml;m getirebilecek d&uuml;zenlemeleri yapmaya ehil ve muktedirdir.&nbsp;</p> <p>K&ouml;k&uuml; yabancı olan ve milletimizin değer ve inan&ccedil;ları ile asla bağdaşmayan belge ve s&ouml;zleşmelere ihtiyacımız yoktur. Kendi irade ve inisiyatimiz ile her t&uuml;rl&uuml; toplumsal ayrımcılık ve problemi &ccedil;&ouml;zebilecek irade ve potansiyelimizi canlı tutmalı ve gerektiği zamanlarda harekete ge&ccedil;irmesini bilmeliyiz.&nbsp;</p> <p>Geleceğin b&uuml;y&uuml;k ve g&uuml;&ccedil;l&uuml; T&uuml;rkiye&rsquo;si olmak i&ccedil;in b&ouml;yle bir duruş ve dirilişe hep beraber mecburuz ve muhtacız.&nbsp;</p> <p><br /> Abd&uuml;lkadir MENEK</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.