MİSAFİR SAVAR değil MİSAFİRPERVER
MİSAFİR SAVAR
değil
MİSAFİRPERVER
Saatlerce araba kullanıyorum. Ne dur bildik, ne durak bildik. Sadece namaz vakitlerinde. O da kısa süreli. Yolumuz çok uzak bizim gibi uzun yol araba kullanmaya alışık olmayan biri için. Ömür bitiyor, yol bitmiyor.
Evliya Çelebi Hazretleri bile "Seyahat Ya Rasûlallah" diyor. Şefaat yâ Rasûlallah demek gerek doğrusu. Uzun yolda insanın feleği şaşıyor. Gözler bir müddet sonra çatallanıyor. Yolda bir nesneyi iki tane nesne olarak görüyorsunuz. Gerisini siz düşünün. Ya da göz kapaklarına hakim olamıyorsunuz. Gözler kapanıyor elinizde olmadan. Bir uyuklama, iki uyuklama, üç uyuklama derken gerisini siz düşünün.
Gözlerim kapanıyor, uyuklamayla yola devam ediyorum. Sonunda bir tanıdığın evine ulaştık. Selam verdik aile halkına. Geleceğimizi bildikleri için sağolsunlar yemek hazırlamışlar. Lakin karnımız aç olduğu halde benim gözlerim yemek değil başımı koyacak bir yer arıyor. Beni anlamışlar ki,
- "Sen önce bir uyu, kendine gel, sen kendinde değilsin" dediler. Sağolsunlar varolsunlar.
Yine saatlerce yoldayım, araç kullanıyorum. Gündüz vakti, tek gidiş geliş yol, birden çift gidiş geliş oldu gözümde. Dikkatlice baktım yola, yol çift değilmiş tek gidiş geliş. Bir müddet sonra yol yine çift gidiş geliş oldu.
Tekrar dikkat ettim, yol tek gidiş, tek geliş. Aman Allah'ım, hemen sağa çektim aracı, arkadaşıma verdim direksiyonu. Tek kişinin uzun yolda araç kullanması pek akıllıca bir şey değil. Uyku da gözümden akıyor. Yatacak yer arıyorum.
Saatlerce yine yoldayım. Ama bu defa gece. Bu saatte ne otel bulunur, ne de bir tanıdık yer. Arkadaşım,
- "Şu yakınlarda misafir seven bir tanıdığım var. Ona misafir, olalım. Sabah yola devam ederiz" dedi. Ben de olmaz diye ısrar edemezdim. Yol uzun, gitmeyle bitmez. Zaten sabahtan beri yoldayız. Yarım saat sonra misafir sevenin attığı konuma ulaştık. Misafir Seven diyorum. Misafir Savan değil yani MİSAFİRPERVER.
Açıkçası, konum atmadan önce, "Bu saatta misafir mi olur, önceden haber verseydi ya" veya "Müsait değiliz, evde yokuz, misafirlikteyiz" gibi sözlerle geçiştirir diye beklerken kapısının önüne geldik. Gece saat onbir. Gözlerimden de uyku akıyor. Bizim misafir olarak evine gelişimize o kadar sevindi, o kadar sevgi gösterisinde bulunduki, sanki halay çekiyor sandım. Ya da güreşte peşrev atıyor sandım.
-"Buyurun, buyurun, buyurun, kimler gelmiş, kimler gelmiş, hanemizi şereflendirmişler, hoş geldiniz efendim, hoş geldiniz, sizi yeller mi attı seller mi attı, sizi gören hacı oluyor" deyince, 'Aman Allah'ım, bu adam evliyadan mı ne' diye içimden geçirdim.
Adamın ve eşinin her halini, davranışını takip ediyorum. Her sözü, her davranışı, Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimizin ahlakı. İnanın göstermelik değil, herkese aynı şekilde davranıyormuş, sordum.
Tanıştık. Emekli İmam olduğunu, kendi halinde, kimseye muhtaç olmadan, kendi ekip ürettiklerini, gelen gidene hem ikram edip hemde doğal bir şekilde ailesi, çocuklarıyla, torunlarıyla birlikte tükettiklerini, mutlu yaşadıklarını söyledi.
Evlerinin yanındaki iki katlı yer, MİSAFİRHANE. Misafir savar değil misafirperver. Gelen misafir gece kalır, sabah dinlenmiş olarak bizim gibi yoluna devam eder. Yaptığı hizmet karşılıksız.
Gıpta etmemek mümkün değil.
Bu dünyada misafire ikram edenin, Ahirette de, Cennette de bol ikram göreceği herkesin malumudur. İnsanlar Ahiret azığını bu dünyadan götürüyor. Ya az yetmeyecek kadar, ya da çok, kendine, herkese yetecek kadar diyoruz.
Atasözleri:
MİSAFİR KISMETİ İLE GELİR
MİSAFİR ALLAH'IN MİSAFİRİDİR.
AYET:
İbrahim´in ağırlanan misafirlerinin haberi sana geldi mi? (Bunlar meleklerdi.)
(Sure Zariyat Ayet No :24)
HADİSİ ŞERİF
“Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin.."H.Ş.
Ahmet AYDIN.
Ekleme
Tarihi: 09 Ağustos 2022 - Salı
MİSAFİR SAVAR değil MİSAFİRPERVER
MİSAFİR SAVAR
değil
MİSAFİRPERVER
Saatlerce araba kullanıyorum. Ne dur bildik, ne durak bildik. Sadece namaz vakitlerinde. O da kısa süreli. Yolumuz çok uzak bizim gibi uzun yol araba kullanmaya alışık olmayan biri için. Ömür bitiyor, yol bitmiyor.
Evliya Çelebi Hazretleri bile "Seyahat Ya Rasûlallah" diyor. Şefaat yâ Rasûlallah demek gerek doğrusu. Uzun yolda insanın feleği şaşıyor. Gözler bir müddet sonra çatallanıyor. Yolda bir nesneyi iki tane nesne olarak görüyorsunuz. Gerisini siz düşünün. Ya da göz kapaklarına hakim olamıyorsunuz. Gözler kapanıyor elinizde olmadan. Bir uyuklama, iki uyuklama, üç uyuklama derken gerisini siz düşünün.
Gözlerim kapanıyor, uyuklamayla yola devam ediyorum. Sonunda bir tanıdığın evine ulaştık. Selam verdik aile halkına. Geleceğimizi bildikleri için sağolsunlar yemek hazırlamışlar. Lakin karnımız aç olduğu halde benim gözlerim yemek değil başımı koyacak bir yer arıyor. Beni anlamışlar ki,
- "Sen önce bir uyu, kendine gel, sen kendinde değilsin" dediler. Sağolsunlar varolsunlar.
Yine saatlerce yoldayım, araç kullanıyorum. Gündüz vakti, tek gidiş geliş yol, birden çift gidiş geliş oldu gözümde. Dikkatlice baktım yola, yol çift değilmiş tek gidiş geliş. Bir müddet sonra yol yine çift gidiş geliş oldu.
Tekrar dikkat ettim, yol tek gidiş, tek geliş. Aman Allah'ım, hemen sağa çektim aracı, arkadaşıma verdim direksiyonu. Tek kişinin uzun yolda araç kullanması pek akıllıca bir şey değil. Uyku da gözümden akıyor. Yatacak yer arıyorum.
Saatlerce yine yoldayım. Ama bu defa gece. Bu saatte ne otel bulunur, ne de bir tanıdık yer. Arkadaşım,
- "Şu yakınlarda misafir seven bir tanıdığım var. Ona misafir, olalım. Sabah yola devam ederiz" dedi. Ben de olmaz diye ısrar edemezdim. Yol uzun, gitmeyle bitmez. Zaten sabahtan beri yoldayız. Yarım saat sonra misafir sevenin attığı konuma ulaştık. Misafir Seven diyorum. Misafir Savan değil yani MİSAFİRPERVER.
Açıkçası, konum atmadan önce, "Bu saatta misafir mi olur, önceden haber verseydi ya" veya "Müsait değiliz, evde yokuz, misafirlikteyiz" gibi sözlerle geçiştirir diye beklerken kapısının önüne geldik. Gece saat onbir. Gözlerimden de uyku akıyor. Bizim misafir olarak evine gelişimize o kadar sevindi, o kadar sevgi gösterisinde bulunduki, sanki halay çekiyor sandım. Ya da güreşte peşrev atıyor sandım.
-"Buyurun, buyurun, buyurun, kimler gelmiş, kimler gelmiş, hanemizi şereflendirmişler, hoş geldiniz efendim, hoş geldiniz, sizi yeller mi attı seller mi attı, sizi gören hacı oluyor" deyince, 'Aman Allah'ım, bu adam evliyadan mı ne' diye içimden geçirdim.
Adamın ve eşinin her halini, davranışını takip ediyorum. Her sözü, her davranışı, Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimizin ahlakı. İnanın göstermelik değil, herkese aynı şekilde davranıyormuş, sordum.
Tanıştık. Emekli İmam olduğunu, kendi halinde, kimseye muhtaç olmadan, kendi ekip ürettiklerini, gelen gidene hem ikram edip hemde doğal bir şekilde ailesi, çocuklarıyla, torunlarıyla birlikte tükettiklerini, mutlu yaşadıklarını söyledi.
Evlerinin yanındaki iki katlı yer, MİSAFİRHANE. Misafir savar değil misafirperver. Gelen misafir gece kalır, sabah dinlenmiş olarak bizim gibi yoluna devam eder. Yaptığı hizmet karşılıksız.
Gıpta etmemek mümkün değil.
Bu dünyada misafire ikram edenin, Ahirette de, Cennette de bol ikram göreceği herkesin malumudur. İnsanlar Ahiret azığını bu dünyadan götürüyor. Ya az yetmeyecek kadar, ya da çok, kendine, herkese yetecek kadar diyoruz.
Atasözleri:
MİSAFİR KISMETİ İLE GELİR
MİSAFİR ALLAH'IN MİSAFİRİDİR.
AYET:
İbrahim´in ağırlanan misafirlerinin haberi sana geldi mi? (Bunlar meleklerdi.)
(Sure Zariyat Ayet No :24)
HADİSİ ŞERİF
“Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin.."H.Ş.
Ahmet AYDIN.
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.