NASIL BİR AİLENİZ OLMASINI İSTERSİNİZ?
NASIL BİR AİLENİZ OLMASINI İSTERSİNİZ?
Batı düşüncesi ile aramızdaki farkı Reinhold Niebuhr Tanrının kendisine değiştirebileceklerini değiştirmek için cesaret, değiştiremeyeceği şeyleri kabul etmesi için dinginlik, ikisini fark etmesi için akıl verdiğini söyleyerek ortaya koymuştur.
Şu bir gerçektir ki; insanın değiştirebileceği tek kişi kendisidir ve bunun için gerçekten de cesarete ihtiyacı olduğudur.
Peki nedir dinginlik?
Kanımca bu düşünceye zemin oluşturan bu söylem, M.Ö. 2000 yıllarında Anadolu'ya göç ederek Anadolu topraklarında hüküm sürmüş olan Hitit devletinin duvar yazılarından alınmıştır.
Bedenlerine ruhlarının yetişemedeği modern insanın yani bizim sanırım en büyük ihtiyacımızın olduğu söylemlerdir. Yazıtın devamı şu şekildedir:
“Tanrım,
Beni yavaşlat.
Aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir…
Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telaşlı hızımı dengele…
Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükunetini ver.
Sinirlerim ve kaslarımdaki gerginligi, belleğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka, götür.
Uykunun o büyüleyici ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı ol….
Anlık zevkleri yaşayabilme sanatını öğret; bir çiçeğe bakmak için yavaşlamayı, güzel bir köpek ya da kediyi okşamak için durmayı, güzel bir kitaptan birkaç satır okumayı, balık avlayabilmeyi, hülyalara dalabilmeyi öğret….
Her gün bana kaplumbağa ve tavşanın masalını hatırlat.
Hatırlat ki yarışı her zaman hızlı koşanın bitirmediğini, yaşamda hızı arttırmaktan çok daha önemli şeyler olduğunu bileyim…
Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla.
Bakıp göreyim ki, onun böyle güçlü ve büyük olması yavaş ve iyi büyümesine bağlıdır…
Beni yavaşlat Tanrım ve köklerimi yaşam toprağının kalıcı değerlerine doğru göndermeme yardım et.
Yardım et ki, kaderimin yıldızlarına doğru daha olgun ve daha sağlıklı olarak yükseleyim.
Ve hepsinden önemlisi…
Tanrım,
Bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için CESARET,
Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için SABIR,
İkisi arasındaki farkı bilmek için AKIL ve
Beni aşkın körlüğünden ve yalanlarından koruyacak DOSTLAR ver…”
Elbette dinginleşmeyince, sakinlemeyince, durmayınca hayatın bütün renkleri güzellikleri görünmez. Yaşanılan acılara doğru anlamlar verilmez. Yaşanılan güzellikler fark edilmez.
Lâkin çabasız sakinlik bizi durgunluğa, dengesizliğe, depresif bir hal almaya itebilir. Hayatın içindeki akıştan uzaklaştırarak pasifleştirebilir.
Atalar; “Akan su kir tutmaz.” diyerek akışın önemli olduğunu ifade etmişlerdir.
Hayatın içinde yüzmek için öncelikle cesarete akabinde tecrübelere ihtiyaç vardır. Yüzebilemek içinde suya girmek gerekir. Sudan korkup uzak kalırsak, sabır ile doğru hareket etmezsek elbette kaybedenlerden oluruz.
Değişime açık olan bir beyne sahip olmayıp, her zaman şikayet makamında olursak önümüzü göremeyiz. Her yaşadığımızı “acı” olarak kayd ederiz. Ve sonucunda bir çok fedakarlıklar yaptığımızı düşünerek ezilenlerden oluruz.
Hayata farkındalık katmak kendimize verdiğimiz değerledir. Özümüze değer vermezsek ne diye birileri bize değer versin ki?
Kiminle nasıl iletişim kuracağımız bizim seçimimizdir. İlişki şeklimiz ise doğduğumuz evde, yaşadığımız ortamda üst bilinçle farkındalığımızı hayatımıza yansıtmamızla alakalıdır.
Geçmişin sıkıntısını devamlı kucağımızda taşıyıp, içinde bulunduğumuz bataklığın içinden çıkmaya niyet edersek, nasıl yapacağımızı öğrenir ve doğru hareket ederiz.
Ancak bu şekilde alanlarımızı değiştirmiş, çekim gücü kuralı gereği artık güzellikleri çeker olmuşuzdur.
Bunun olabilmesi için bizim öncelikle kendi öz benliğimize değer verememiz, iletişim kurallarının yanında içinde bulunduğumuz toplumun kurallarına uymamız, toplumsal bağlarımızı öncelikle ebeveynlerimizle ve akrabalarımızla akabinde içinde yaşadığımızı toplumla olması gereken şekilde kurmamız gerekir.
Bütün bunları bilmemiz değişime girmemize sebep olabilir. Gerçeleşebilmesi için bilinenler deneyimlenmelidir. Deneyimlenen her şey kalıcıdır.
Kalıcı güzellikler de sabırla devam etmekle, değişime açık olmakladır.
Hasılı kelam; iyi bir ailemiz olsun istiyorsak değişime hazır olmalıyız.
Ves-selam
Aile Danışmanı: Asiye Tanrıöver Türkan
Ekleme
Tarihi: 02 Kasım 2022 - Çarşamba
NASIL BİR AİLENİZ OLMASINI İSTERSİNİZ?
NASIL BİR AİLENİZ OLMASINI İSTERSİNİZ?
Batı düşüncesi ile aramızdaki farkı Reinhold Niebuhr Tanrının kendisine değiştirebileceklerini değiştirmek için cesaret, değiştiremeyeceği şeyleri kabul etmesi için dinginlik, ikisini fark etmesi için akıl verdiğini söyleyerek ortaya koymuştur.
Şu bir gerçektir ki; insanın değiştirebileceği tek kişi kendisidir ve bunun için gerçekten de cesarete ihtiyacı olduğudur.
Peki nedir dinginlik?
Kanımca bu düşünceye zemin oluşturan bu söylem, M.Ö. 2000 yıllarında Anadolu'ya göç ederek Anadolu topraklarında hüküm sürmüş olan Hitit devletinin duvar yazılarından alınmıştır.
Bedenlerine ruhlarının yetişemedeği modern insanın yani bizim sanırım en büyük ihtiyacımızın olduğu söylemlerdir. Yazıtın devamı şu şekildedir:
“Tanrım,
Beni yavaşlat.
Aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir…
Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telaşlı hızımı dengele…
Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükunetini ver.
Sinirlerim ve kaslarımdaki gerginligi, belleğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka, götür.
Uykunun o büyüleyici ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı ol….
Anlık zevkleri yaşayabilme sanatını öğret; bir çiçeğe bakmak için yavaşlamayı, güzel bir köpek ya da kediyi okşamak için durmayı, güzel bir kitaptan birkaç satır okumayı, balık avlayabilmeyi, hülyalara dalabilmeyi öğret….
Her gün bana kaplumbağa ve tavşanın masalını hatırlat.
Hatırlat ki yarışı her zaman hızlı koşanın bitirmediğini, yaşamda hızı arttırmaktan çok daha önemli şeyler olduğunu bileyim…
Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla.
Bakıp göreyim ki, onun böyle güçlü ve büyük olması yavaş ve iyi büyümesine bağlıdır…
Beni yavaşlat Tanrım ve köklerimi yaşam toprağının kalıcı değerlerine doğru göndermeme yardım et.
Yardım et ki, kaderimin yıldızlarına doğru daha olgun ve daha sağlıklı olarak yükseleyim.
Ve hepsinden önemlisi…
Tanrım,
Bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için CESARET,
Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için SABIR,
İkisi arasındaki farkı bilmek için AKIL ve
Beni aşkın körlüğünden ve yalanlarından koruyacak DOSTLAR ver…”
Elbette dinginleşmeyince, sakinlemeyince, durmayınca hayatın bütün renkleri güzellikleri görünmez. Yaşanılan acılara doğru anlamlar verilmez. Yaşanılan güzellikler fark edilmez.
Lâkin çabasız sakinlik bizi durgunluğa, dengesizliğe, depresif bir hal almaya itebilir. Hayatın içindeki akıştan uzaklaştırarak pasifleştirebilir.
Atalar; “Akan su kir tutmaz.” diyerek akışın önemli olduğunu ifade etmişlerdir.
Hayatın içinde yüzmek için öncelikle cesarete akabinde tecrübelere ihtiyaç vardır. Yüzebilemek içinde suya girmek gerekir. Sudan korkup uzak kalırsak, sabır ile doğru hareket etmezsek elbette kaybedenlerden oluruz.
Değişime açık olan bir beyne sahip olmayıp, her zaman şikayet makamında olursak önümüzü göremeyiz. Her yaşadığımızı “acı” olarak kayd ederiz. Ve sonucunda bir çok fedakarlıklar yaptığımızı düşünerek ezilenlerden oluruz.
Hayata farkındalık katmak kendimize verdiğimiz değerledir. Özümüze değer vermezsek ne diye birileri bize değer versin ki?
Kiminle nasıl iletişim kuracağımız bizim seçimimizdir. İlişki şeklimiz ise doğduğumuz evde, yaşadığımız ortamda üst bilinçle farkındalığımızı hayatımıza yansıtmamızla alakalıdır.
Geçmişin sıkıntısını devamlı kucağımızda taşıyıp, içinde bulunduğumuz bataklığın içinden çıkmaya niyet edersek, nasıl yapacağımızı öğrenir ve doğru hareket ederiz.
Ancak bu şekilde alanlarımızı değiştirmiş, çekim gücü kuralı gereği artık güzellikleri çeker olmuşuzdur.
Bunun olabilmesi için bizim öncelikle kendi öz benliğimize değer verememiz, iletişim kurallarının yanında içinde bulunduğumuz toplumun kurallarına uymamız, toplumsal bağlarımızı öncelikle ebeveynlerimizle ve akrabalarımızla akabinde içinde yaşadığımızı toplumla olması gereken şekilde kurmamız gerekir.
Bütün bunları bilmemiz değişime girmemize sebep olabilir. Gerçeleşebilmesi için bilinenler deneyimlenmelidir. Deneyimlenen her şey kalıcıdır.
Kalıcı güzellikler de sabırla devam etmekle, değişime açık olmakladır.
Hasılı kelam; iyi bir ailemiz olsun istiyorsak değişime hazır olmalıyız.
Ves-selam
Aile Danışmanı: Asiye Tanrıöver Türkan
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.